Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/408 E. 2022/3 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : KISMEN KABUL

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkilinin davalı borçlu şirketten alacağını tahsili amacıyla Konya . İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını, ödeme emrinin 19/12/2016 tarihinde borçlu şirkete tebliğ edildiğini, davalı borçlu tarafından takibe itiraz edildiğini, müvekkili şirketin davalı taraftan alacaklı olduğunun tarafların ticari defterleri üzerinde yapılacak inceleme sonucu ortaya çıkacağını, itirazın haksız, mesnetsiz ve tahsili geciktirmeye yönelik olduğunu ve açıkladığı nedenlerle davalının itirazının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, davalının İİK 67.maddesinde öngörülen orandan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; davacının icra takibini cari hesap alacağına dayandırdığını ancak dava dilekçesinde alacak iddiasının hangi sebepten kaynaklandığı yönünde herhangi bir açıklamada bulunmadığını, davacının taraflar arasında yapılmış bir cari hesap sözleşmesinin varlığını ispatlaması gerektiğini, davacının kötüniyetle müvekkili şirket aleyhine icra takibi yaptığını ve açıkladığı nedenlerle davanın reddi ile davacının kötüniyet tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali isteminden ibarettir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, varsa bu ticari ilişkinin cari ya da açık hesap şeklinde yürütülüp yürütülmediği, açık hesap nedeniyle takip alacaklısının takip tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığı ile varsa alacak tutarının ne kadar olduğu hususlarından ibarettir.
Konya . İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile 23/06/2016 tarihli cari hesap alacağına istinaden 25.658,24 TL asıl alacak ve 1.291,70 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.949,94 TL alacak yönüyle takip talebinde bulunulduğu, davalı vekilince 22/12/2016 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin 23/12/2016 tarihinde durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
6100 sayılı HMK 219-222. maddeleri ve 6102 sayılı TTK 64,82,83 maddeleri gereğince tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucunda resen seçilen SMMM bilirkişi … 18/09/2017 tarihli kök rapor ve 18/12/2017 tarihli ek raporlar ile; tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve kanuna uygun şekilde yapıldığı, davacı ile davalı tarafın kayıt ve belgelerinin birbirini doğrular nitelikte olduğunu, sahibinin lehine delil olma özelliği taşıdığını, dava konusu alacağa ilişkin taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığını, ancak 01/12/2015 tarihli Çelik Yapı Sözleşmesinin mevcut olduğunu, ticari ilişki ve cari hesabın bu sözleşmeye istinaden başladığının görüldüğünü, davalı tarafça kesilen 05/12/2016 tarihli … nolu iade faturasının davalı tarafın ticari defterinde kayıtlı olmasına rağmen davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığını, taraflar arasında doğan alacak anlaşmazlığının bu faturadan kaynaklandığının tespit edildiği, faturalara ilişkin yevmiye kayıtlarının defterlerde mevcut olduğunu ancak faturalarda yapılan incelemelerde sevk irsaliyelerinin görülmediğini, defterde kayıtlı olan faturaların sözleşmeeye istinaden ilk ödeme sözleşmesinin %20’si nakit kalanların ise çek şeklinde ödendiğini, ancak SSK ödemeleri şeklindeki ödemenin ise sözleşmeye istinaden davacı firmanın ödemediği SGK ödemelerinin ruhsat alabilmek üzere yapıldığı ve bunun da cari hesaptan düşüldüğünün belirtildiği, davacı firmanın kayıtlarında iade faturası girilmediğinden 22.656,77 TL alacak bakiyesinin görüldüğünü, davalı firma tarafından yapılan incelemeler neticesinde davalı firmanın davacı firmadan 8.299,95 TL alacak bakiyesinin görüldüğü, 05/12/2016 tarihinde kesilen iade faturasının davacı tarafa teslim edilip edilmediği, edildi ise kaydının neden yapılmadığı hususunun tespit edilmesinin gerektiğini, 30/04/2016 tarihli … nolu faturanın kapalı fatura olarak, 23/06/2016 tarihli … nolu faturanın kapalı fatura olarak ve 30/06/2016 tarih … nolu faturanın kapalı olarak düzenlendiği, irsaliye bilgilerinin mevcut olmadığı belirtilmiştir.
Açılan davanın ilk önce Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sırasına kaydediliği, yapılan yargılama neticesinde 19.03.2018 gün ve … E … K sayılı karar ile davanın reddine karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine ise Ankara BAM . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı kararı ile ”Davalının borcu ödediğini savunması ve teslim edilmeyen mal bedeli için iade faturası düzenlendiğini savunması nedeniyle ispat yükünün üzerinde olduğu, davacının da kabulünde olan 476.000,00 TL.lik ödeme dışında, bakiye bedel olan 21.657,00TL. ödeme ve sonrasında düzenlenen iadeye ilişkin davalı yanın delillerini ibraz olanağı tanınarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken kanıt yükünün yanlış tayiniyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. O hâlde açıklanan nedenlerle mahkemece, ispat yükü kendisinde olan davalıya savunmasını kanıtlayabilmesi için olanak verilip, tüm delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, ispat yükünün davacıda olduğu gerekçesiyle yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Kaldırma kararı sonrasında dava Konya. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sırasına kaydedilmiş ve yargılamaya devam edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davaya konu icra takibinin cari-açık hesaba dayalı alacak istemine ilişkin olduğu, taraflara ait ticari defter ve belgelerin usul ve yasaya uygun olarak tutulduğu, davacı defterlerine göre davacının 22.656,77 TL tutarında alacaklı olduğu, davalı defterlerine göre ise davalının 8.299,95 TL tutarında alacaklı olduğu, bu farkın büyük çoğunluğunun davacı defterlerinde kayıtlı olmamasına rağmen davacı defterlerine kayıtlı olan 21.657,72 TL bedelli iade faturası ile 12.300,00 TL bedelli SGK ödemeleri açıklaması altındaki kayıtlardan kaynaklandığı, davalı tarafa 04.11.2021 tarihli celsede iade faturasına konu malın hiç teslim edilmediği, teslim edilen mal bedelinin ödendiği ya da faturaya konu malın davacıya iade edildiği iddiasına dayanak delillerini ve davacı adına 12.300,00 TL tutarında SGK ödemesi yapıldığı iddiasına dayanak delillerini sunması için süre verildiği, davalı tarafça kesin süre içinde herhangi bir delil ibraz edilmediği, açıkça yemin deliline de dayanılmadığı, bu iddiaların davalı tarafça ispatlanamaması karşısında davalıya ait defterlerde davacı borçlandırılmak suretiyle yapılan 12.300,00 ve 21.657,72 TL tutarındaki kayıtlara itibar edilmesinin mümkün olmadığı, bu iki kayıt nedeniyle davalının 8.299,95 TL tutarında alacaklı gözükmesi karşısında esasen davalının kendi defter kayıtlarına göre davacıya (12.300,00+21.657,72-8.299,95=) 25.657,77 TL tutarında borçlu olduğu, her ne kadar davalı defterlerine göre davacı 25.657,77 TL tutarında alacaklı gözükmekte ise de davacının kendi defterlerindeki alacak tutarının 22.656,77 TL olması karşısında, davacı defterlerindeki kayıtlara itibar edilerek davacının 22.656,77 TL tutarında alacaklı olduğunun kabul edilmesi gerektiği, her ne kadar davacı vekili davacının 2015 yılında işletme defteri tutmakta iken 2016 yılında bilanço usulüne göre defter tutmaya başlaması nedeniyle kendi defterlerindeki alacak tutarının gerçekte olandan daha az gözüktüğünü iddia etmiş ise de davacının basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü altında olması karşısında bu iddianın dinlenmesinin mümkün olmadığı, sonuç itibariyle takip tarihi itibariyle davacının 22.656,77 TL tutarında alacaklı olduğu sonucuna varıldığından takibe itirazın bu tutar üzerinden iptaline karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 67/2. Maddesine göre; Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Somut olayda, davaya konu icra takibinin kötü niyetli olduğunun kabulü mümkün olmadığından davalının tazminat isteminin reddine, davalının takibe itirazının yerinde olmaması ve alacağın likit olması nedeniyle ise davacının tazminat isteminin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibine davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile TAKİBİN 22.656,77 TL ASIL ALACAK ÜZERİNDEN DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine,
2-22.656,77 TL’nin % 20’si oranında hespalanan 4.531,35 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının tazminat isteminin reddine,
4-Alınması gereken 1.547,68 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 325,49 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.222,19 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 325,49 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE
6-Davacı tarafından yapılan toplam 588,60 TL yargılama giderinden kabul/red oranına göre hesaplanan 494,83 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan A.A.Ü.T.’ye takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/01/2022

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.