Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/394 E. 2023/140 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; davacı müvekkilinin dosya kapsamına sunulan faturalar da yer alan malları davalıya satmış olduğunu, satılan bu malların davacı tarafa teslim edilmesine rağmen davacı tarafça satın alınan malların bedelinin müvekkili şirkete ödenmemiş olduğunu, taraflar arasında yıllarca süren bir ticari ilişkinin olduğunu, faturaların müvekkili şirkete ait defter kayıtlarının buna delil teşkil ettiğini, davalı tarafça, satın alınan malların bedellerinin ödenmemesi üzerine müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla Konya . icra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile davalı şirket aleyhine ilamsız takip başlatmış olduğunu, ancak davalı şirket tarafından takibe kötü niyetli olarak alacaklı ile aramızda böyle bir borç ilişkisi bulunmamaktadır” denilmek suretiyle itiraz edildiğini, ödeme emrini alanı davalının borca, haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek aleyhine girişilen iş bu takibi durdurmuş olduğunu, taraflara ait ticari defter ve kayıtlar incelendiği müvekkilinin, davalı şirketten alacaklı olduğunun somut olarak ispat edileceğini, dava şartı olan zorunlu arabuluculuk başvuru şartından olumlu sonuç alınamadığını anılan bu sebeplerle dava açma gereğinin hasıl olduğunu iddia ve beyan etmekte olduğunu belirterek; davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davacı tarafın 72.503,00 TL’lik alacak iddiasında bulunmakla birlikte, alacak sebebi olarak fatura, defter ve kayıtlara dayandığını iddia ettiğini, ancak bu konuda dava dilekçesinde alacak sebebi olarak belirli bir fatura göstermek yerine taraflar arasındaki 2018 ve 2019 yıllarına ait bütün fatura dokümanlarını paylaşmış olduğunu, faturaların tek başına yeterli bir alacak sebebi olmayıp, aynı zamanda mal teslim irsaliyelerinin ve buna ilişkin defter kayıtlarının tutarlılık göstermesinin gerektiğini, mahkeme tarafından yapılacak defter incelemesi neticesinde de müvekkili şirketin ne cari hesapta ne de cari hesap dışında herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili şirket defterlerinde (muavin defteri ve hesap mizanları) davacı şirkete borçlu olduklarını gösterir herhangi bir kayıt yer almadığı gibi davacı şirket defterlerinde de herhangi bir kaydın görülemeyeceğinin, defter incelemesi neticesinde bu konudaki haklılığının ispat edilmiş olacağını belirterek; davacı tarafın haksız davasının reddine, davacı tarafın alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava itirazın iptali isteminden ibarettir.
Davaya konu Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibinin 72.583,00 TL üzerinden başlatıldığı, takip dayanağı hakkında herhangi bir açıklama yapılmadığı, itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği ve itirazın hükümden düşürülmesi için de eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar takip dosyasında düzenlenen ödeme emrinde alacağın kaynağı konusunda bir açıklama bulunmamakta ise de, dava dilekçesindeki anlatımlardan takibin açık hesaptan kaynaklı bakiye alacağın tahsiline ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki ihtilaf; dava dışı … davacı adına tahsilat yapma yetkisinin bulunup bulunmadığı, bu şahıs tarafından tanzim edilen tahsilat makbuzlarına itibar edilmesinin gerekip gerekmediği, davalı tarafça ibraz edilen mutabakat belgesinin davacı yönünden bağlayıcı olup olmadığı, açık hesap şeklinde yürütülen ticari ilişki nedeniyle davacının bakiye alacağının bulunup bulunmadığı ve varsa alacak tutarının ne kadar olduğu hususlarından ibarettir.
Tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 07/01/2022 tarihli bilirkişi raporu ile, her iki taraf defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin açık hesap şeklinde yürütüldüğü, 31/12/2018 tarihi itibariyle davacının 2.500,04 TL tutarında alacaklı olduğu, bu tarih itibariyle defterlerin birbiriyle uyumlu olduğu, 31/12/2019 tarihi itibariyle ise davacı defterlerine göre davacının 64.727,49 TL alacaklı olduğu, davalı defterlerine göre ise bu tarih itibariyle herhangi bir alacak borç durumunun bulunmadığı, yine 31/12/2020 tarihi itibariyle davacı defterlerine göre davacının 65.127,51 TL tutarında alacaklı olduğu, ancak davalı defterlerine göre davalının herhangi bir borcunun bulunmadığı, defterler arasındaki uyumsuzluğun davalı defterlerinde yer alan ödeme kayıtlarının davacı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Taraf defterlerinin ödeme kayıtları yönünden uyumsuz olması karşısında davalının defter kayıtlarında yer alan ödeme kayıtlarına itibar edilebilmesi için bu kayıtların dayanak belgelerle desteklenmesi gerekir.
Her ne kadar davalı tarafça mutabakat mektubu ibraz edilmiş ise de; belgenin 31/12/2019 tarihi itibariyle mutabakata ilişkin olması karşısında belgenin 31/12/2019 tarihinde ya da bu tarihten sonraki süreçte düzenlendiğinin kabul edilmesi gerektiği, davacı şirketin 04/03/2015 tarihinden itibaren 20 yıl süreyle dava dışı … ile dava dışı … müştereken imzasıyla temsil edildiği, mutabakat mektubunda ise tek imzanın bulunduğu, dolayısıyla davacı şirket yönünden bağlayıcı olmadığı kabul edilmiştir.
Davalı tarafça davacı defterlerine kayıtlı olmayan toplam tutarı 58.380,00 TL olan tahsilat makbuzlarını ve 30/06/2019 vade tarihli 7.000,00 TL bedelli bonoyu ibraz etmiştir. Tahsilat makbuzları ile bono bedelinin toplamı 65.380,00 TL olup, bunlara itibar edilmesi halinde davacının bakiye alacağının kalmadığı kabul edilmelidir.
İbraz edilen tahsilat makbuzlarındaki imzanın dava dışı … ait olduğunun savunulması nedeniyle davacı tarafa bu savunmaya karşı beyanda bulunması için süre verilmiş, davacı vekili 29/06/2022 tarihli dilekçeyle … tarafından tahsilat konusunda davacı şirkete herhangi bir bilgilendirme yapılmadığı ifade edilmiştir. Dava dışı … ‘a tahsilat makbuzlarındaki imzaların kendisine ait olup olmadığı konusunda dinlenmek üzere davetiye gönderilmiş, ancak duruşmaya katılmadığı gibi yazılı beyanda da bulunmamıştır. Bu nedenle tahsilat makbuzlarındaki imzaların … ait olduğu kabul edilmiştir.
Dava dışı … halen davacı şirket ortağı olduğu, bir dönem davacı şirketin yöneticisi olarak görev yaptığı, aynı zamanda halen davacı şirket temsilcilerinden olan … kızı olduğu, davacı şirkete ait tahsilat makbuzlarını kullandığı, kendisi hakkında davacı şirkete ait kaşe ve tahsilat makbuzlarını usulsüz kullanmasından kaynaklı herhangi bir şikayetin olmadığı, Beyşehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … S sayılı soruşturma dosyasının ibraz edilen tahsilat makbuzları ile bir ilgisinin bulunmadığı, …’ın davacı adına tahsil ettiği paraları şirkete aktarıp aktarmamasının davalı yönünden bir öneminin olmadığı, bir dönem davalı şirket temsilcisi olarak da görev yapmasının tahsilat makbuzlarına itibar edilmesine engel olmadığı, dolayısıyla tahsilat makbuzlarının davacı yönünden bağlayıcı olduğu kabul edilmiştir.
Davalı tarafça ibraz edilen 30/06/2019 vade tarihli bononun keşidecisi dava dışı … olup, … tarafından davacıya vade tarihinden sonra 7.000,00 TL tutarında ödeme yapılmıştır. Dolayısıyla bu ödemenin de davacının alacağından mahsup edilmesi gerekir.
Her ne kadar davacı kendi defter kayıtlarına göre davalıdan 65.127,51 TL tutarında alacaklı olarak gözükmekteyse de, tahsilat makbuzlarının ve bononun davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, anılan gerekçelerle bono ve tahsilat makbuzlarındaki bedellerin davacı alacağından mahsup edilmesinin gerektiği, bono ve tahsilat makbuzlarına ilişkin ödemeler toplamının 65.380,00 TL olduğu, bu tutarın davacı alacağından mahsubu neticesinde davacının bakiye alacağının kalmadığının sabit olduğu sonucuna varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Tarafların tazminat istemleri yönünden yapılan değerlendirmede; takibe itirazın haksız olduğu kabul edilmediğinden davacının, takibin kötüniyetli olduğunun ispatlanamaması nedeniyle ise davalının tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Tarafların tazminat istemlerinin ayrı ayrı REDDİNE,
3-Peşin olarak alınan 876,62 TL harçtan, alınması gereken 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 696,72 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
4-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.320 TL. yargılama giderinin, davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
5-Davacı tarafından yapılan harç ve yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı taraf, kendini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T’ne tayin ve taktir olunan 11.613,28 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/03/2023

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.