Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/390 E. 2022/248 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … E. – … K.
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALILAR: 1-
VEKİLLERİ:
2-
VEKİLLERİ:
DAVA : MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 16.07.2021 tarihli dilekçesiyle; davalılardan … tarafından davacı aleyhine Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden, 600.000 TL. bedelli bonoya istinaden kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi yapıldığını, takibe konu bononun davacı ile davalılardan … arasında düzenlenen 30.03.2019 tarihli “Mirasçıların Hisse Sözleşmeleri” başlıklı sözleşmeye istinaden düzenlenerek davacı tarafından davalılardan …’ye verilen teminat senedi olduğunu, davalılardan …’nin vefat eden kocası … ile davacının kardeş olduklarını, …’nin miras haklarının güvence altına alınması için davacı tarafından bu teminat senedinin verildiğini, sözleşmeye ciro edilemeyeceğine dair şerh konulduğunu, buna rağmen davalılardan …’nin söz konusu bonoyu diğer davalı …’a hileli olarak devrettiğini, …’ın bono bedelini peyderpey ve hiçbir belge almaksızın davalı …’ye ödemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalılar hakkında bedelsiz senedi icraya koymak suçundan Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosya üzerinde şikayetçi olduklarını, davacının her iki davalıya da borçlu olmadığını beyan ederek, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine dayanak teşkil eden 30.03.2019 düzenleme, 10.02.2020 vade tarihli, keşidecisi …, lehtarı … olan, 600.000 TL. bedelli bonodan dolayı davacının her iki davalıya borçlu olmadığını tespiti ile davalıların takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmelerine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalılardan … vekili, …’ın iyi niyetli hamil olduğunu, savcılık soruşturması sonunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, bu karara yapılan itirazın reddedildiğini, her iki davalı arasında herhangi bir yakınlık veya akrabalık bağı bulunmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Davalılardan … vekili ise, davacı tarafın edimlerini yerine getirmediği için davalı …’nin mağdur olduğunu, bu bononun teminat vasfının devam ettiğini, sözleşme gereğince …’ye herhangi bir taşınmaz verilmediğini, savcılık soruşturması sonucu kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, ispat yükünün davacı tarafta olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Davacı tarafından 30.03.2019 tarihli “Mirasçıların Hisse Sözleşmeleri” başlıklı sözleşme sureti ve arabuluculuk son tutanağı sureti ibraz edilmiş, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine ilişkin ilgili belge suretleri ile bono sureti, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma … Karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ve ekleri, …’nin kocasının mirasının reddetmesine ilişkin Konya . Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı ilam sureti ve ilgili tapu kayıtları dosyamıza getirtilmiş, davacı tanıkları dinlenilmiştir.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Menfi Tespit” davasıdır.
Somut olayda ; Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine dayanak teşkil eden ve dava konusu 600.000 TL. bedelli bononun, davacı ile davalılardan … arasında ve dava dışı … düzenlenen 30.03.2019 tarihli “Mirasçıların Hisse Sözleşmeleri” başlıklı sözleşmeye istinaden teminat bonosu olarak verildiği, davacı ile davalılardan … arasında ihtilaflı değildir.
Dava konusu bono … tarafından …’a ciro edilmiş, … tarafından da Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden, hem davalı …, hem de davacı … borçlu gösterilerek 14.02.2022 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatılmış, takibin halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
Davacı, öncelikle davalılardan …’ye karşı menfi tespit davası açmış ise de; taraflar arasındaki 30.03.2019 tarihli sözleşmeye göre … , … ilçesi, … Mah., … ada, … ve … parsel sayılı taşınmazların paylaşılmasına veya bu taşınmazlar sözleşmenin taraflarının ortak kararı ile müteahhide kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle devredilinceye kadar, 600.000 TL. bedelli bononun teminat amacıyla davacı tarafından diğer hissedarlara (davalılardan …’ye) verildiği, davalılardan …’nin kocası …’den dolayı reddi miras kararı aldıktan sonra herkesin hisselerinin tapuda devredileceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
Gerek davacı ile davalılardan …’nin beyanlarından, gerekse tapu kayıtlarından 30.03.2019 tarihli sözleşme gereğince, sözleşmede yazılı taşınmazlara ilişkin olarak ilgili hisselerin davalılardan …’ye devir ve tescil edilmediği, dava konusu bononun davalılardan … lehine teminat bonosu olma özelliğini ve vasfını devam ettirdiği, bu nedenle menfi tespit istenmesinin şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından, bu bononun teminat fonksiyonu sona erdiğinde davacının …’ye karşı yeniden menfi tespit davası açma hakkı saklı kalmak kaydıyla, davacının davalılardan …’ye karşı açtığı menfi tespit davasının (Yargıtay . HD’nin … E. … K. sayılı emsal içtihadı gereğince) reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının, diğer davalı …’a yönelik menfi tespit talebinin değerlendirilmesinde ise;
Davacının yaptığı suç duyurusu üzerine Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 05.11.2020 gün ve … Soruşturma … K. sayılı kararı ile, taraflar arasındaki sorunun hukuki ihtilaf teşkil etmesi nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş, karara karşı yapılan itiraz Konya . Sulh Ceza Mahkemesi’nin 01.04.2021 gün ve … D.iş sayılı kararı ile reddedilmiştir.
Davalılardan …, kendisinin iyi niyetli hamil olduğunu savunmuş ve savcılık soruşturması sırasında, davalı …’nin teyzesinin oğlu … tanıdığını, … ile … aracılığıyla 2019 yılı nisan ayında tanıştıklarını, …’nin vefat eden eşinden kendisine düşen bir arsa olduğunu, bunun intikalini yapamadıklarını ve …’nin paraya ihtiyacı olduğunu öğrenmesi nedeniyle, …’ye peyderpey ve elden toplamda 600.000 TL. para verdiğini, …’nin bu arsayı kendisine devredememesi üzerine verdiği parayı geri istediğini, …’nin de dava konusu bonoyu getirip cirolayarak kendisine verdiğini, arsadan dolayı …’ye düşen hissenin bugünkü değerinin 350.000-400.000 TL. civarında olduğunu, kendisinin fazladan para ödediğini, kendisinin gayrimenkul işini seyyar olarak yaptığını, daha önce emlak üzerine iş yerinin bulunduğunu, kendisinin de mağdur olduğunu, iyi niyetli hamil olarak bonoyu takibe koyduğunu beyan etmiştir.
Dinlenen davacı tarafın tanıkları, özellikle …’nin dershaneye giden oğlu … ile konuştuklarını beyan eden tanıkları ise anlatımlarında, dava konusu bononun … tarafından herhangi bir bedel alınmadan …’a devredilmiş olduğunu Naim Karatepe’den öğrendiklerini beyan etmişlerdir.
6102 s. TTK’nin 687/1. maddesine göre, “(1) Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.”
Yargıtay HGK’nın 05.03.2020 gün ve … E. … K. sayılı emsal içtihadına göre, “Niteliği gereği bile bile borçlu zararına hareketin varlığının senetle ispatı aranmaz. Yani, borçlu, hamil olan davalılara karşı kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini, kambiyo senedinin bedelsiz olduğunu bilebilecek durumda olduğunu tanık dâhil her türlü delille ispat edebilir. Bununla birlikte, ispat yükü senet borçlusunun üzerinde olup, borçlu tarafından hem defilerin varlığı (ki bu defi bedelsizlik ise senede karşı senetle ispat kuralları gereği kesin delillerle ispatı gerekecektir) hem de bunların senedi iktisap ederken hamil tarafından bilindiğinin ispatlanması gerekmektedir.”
Davalılardan … yönünden çözülmesi gereken öncelikli sorun, …’ın iyi niyetli hamil sayılıp sayılamayacağı sorunudur.
Geçmişte resmi olarak emlakçılık yaptığını, şimdi de seyyar (gayriresmi) olarak emlak işiyle uğraştığını beyan eden …’ın, kendi beyanlarından emlakçılık mesleğinde tecrübeli olduğu anlaşılmıştır.
Emlakçılık mesleğinde tecrübeli olan birisinin, bir arkadaşının akrabasına, ileride intikal edecek ve ne zaman intikal edeceği belli olmayan hisselerden dolayı, hisselerin değeri de 350.000-400.000 TL. civarındayken, hiçbir belge almadan, peyderpey ve toplamda 600.000 TL. tutarında borç para verdiğini savunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu tür borç alacak ilişkilerinde hayatın olağan akışına uygun olan davranışın, belgeye dayalı olarak ve satın alınmak istenilen taşınmazın yaklaşık değeri kadar ödeme yapılmasıdır. Hayatın olağan akışına aykırı olan davranıştan çıkartılan karine söz konusu bono karşılığında …’ın …’ye hiçbir bedel ödemeden, hileli olarak davacının zararına olacak şekilde bonoyu ciro yoluyla devralıp, takibe koyduğudur.
Bonoya dayalı menfi tespit davası yönünden ispat yükü öncelikli olarak davacı tarafta ise de, hayatın olağan akışına aykırı davranış iddiasından doğan karinenin aksini ispat yükü de bu karinenin aksini iddia eden davalı …’a aittir.
Davalı …, savunmalarını hiçbir belge ve delile dayandıramamış, davacı tanıkların anlatımları da …’ın savunmalarının doğru olmadığı sonucunu ortaya çıkarmıştır.
Davalı … karinenin aksini ispat edememiştir. Yemin deliline dayanmış ise de, … ile … arasındaki hukuki ilişkileri davacının bilmesi beklenmeyeceğinden, …’a davacıya yemin teklif edip etmeyeceği de sorulmamıştır.
Davacı, davalılardan …’nın dava konusu bonoyu, davacının bilerek zararına olacak şekilde ve kötü niyetli olarak ele geçirdiğini, hayatın olağan akışına aykırılılıktan doğan karine ve tanık anlatımlarıyla ispat etmiş olup, davalı … bu karinenin aksini ispat edemediğinden, …’a karşı açılan menfi tespit davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı taraf, her iki davalıya karşı da feri nitelikte tazminat talebinde bulunmuş ise de; davalılardan …’ın dava konusu takibi davacıya karşı haksız ve aynı zamanda kötü niyetli olarak yaptığı anlaşıldığından, 2004 s. İİK’nın 72/5. maddesi gereğince takip konusu alacağının %20’si oranında tazminatın davalılardan …’dan alınarak, davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davalılardan …’nin davacıya karşı başlattığı bir icra takibi bulunmadığından, davacının davalılardan …’ye yönelik ve 2004 s. İİK’nın 72/5. maddesi gereğince şartları oluşmayan feri nitelikteki tazminat talebi kabul edilmemiştir.
Davacı tarafından, dava açılmadan önce Arabulucu’ya başvurulmuş ve Arabulucu tarafından, bu başvuru dava şartı olan arabuluculuk kabul edilerek 05.07.2021 tarihli anlaşmaya varılamadığına dair son tutanak düzenlenmiş ise de;
Yargıtay . HD’nin 01.04.2021 gün ve … E. … K. sayılı emsal içtihadına göre, ticaret mahkemelerinde görülen menfi tespit davalarında arabuluculuk dava şartı değildir. Bu nedenle, Mahkememizce 05.07.2021 tarihli arabuluculuk son tutanağı zorunlu değil, ihtiyari arabuluculuk tutanağı olarak değerlendirilmiştir. 6100 s. HMK’nin 323. maddesine ve 6325 s. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu hükümlerine göre de, ihtiyari arabuluculuk giderlerinin yargılama giderlerine dahil edilemeyeceği, bu giderlerin sadece davacının sorumluluğunda olduğu sonucuna varılmış ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının davalılardan … yönünden (dava ve takip konusu bononun teminat fonksiyonu ortadan kalktığında davacının yeniden …’ye karşı menfi tespit davası açma hakkı saklı kalmak kaydıyla) REDDİNE,
2-Davacının davasının davalılardan … yönünden KABULÜ ile;
a) Konya . İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takibine dayanak teşkil eden, keşidecisi: …, lehtarı: … olan, 30.03.2019 tanzim, 10.02.2020 vade tarihli ve 600.000 TL., bedelli bonodan dolayı, davacı …’ın davalılardan …’a BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
b) Takip konusu 603.818,41 TL. alacağın %20’si olan 120.763,68 TL. feri nitelikteki tazminatın davalı …’dan alınarak davacı …’a verilmesine,
c) Konya . İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takibinin davacı … yönünden derhal durdurulmasına,
3-Karar tarihi itibariyle (ve dava değerinin 603.818,41 TL. olduğunun kabulü ile) alınması gereken 41.246,84 TL. nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 10.311,71 TL. harcın mahsubu ile kalan 30.935,13 TL. harcın davalılardan …’dan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 345,25 TL. yargılama giderinden takdiren 3 tebligat gideri (26 + 5,50 + 5,50 =) 37 TL. kısmının dava reddedilen … yönünden yapıldığının kabulü ile davacı üzerinde bırakılmasına, kalan 308,25 TL. yargılama gideri ile 10.311,71 TL. peşin harçtan ibaret toplam 10.619,96 TL. yargılama giderinin davalılardan …’dan alınarak davacıya verilmesine,
5-Gerekçeli karar tebliği için davacı avansından yapılacak 19,50 TL. yargılama giderinden, davalılardan …’ye ilişkin olarak 6,50 TL.’lik kısmının takdiren davacı üzerinde bırakılmasına, kalan 13 TL. yargılama giderinin davalılardan …’dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri tespit edilemediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca;
a) Davalılardan …’ye karşı açılan dava yönünden; davalı … vekilleri için (dava değerinin 603.818,41 TL. olduğunun kabulü ile) 47.240,92 TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılardan …’ye verilmesine,
b) Davalılardan …’a karşı açılan dava yönünden; davacı vekilleri için (dava değerinin 603.818,41 TL. olduğunun kabulü ile) 47.240,92 TL. nispi vekalet ücretinin davalılardan …’dan alınarak davacıya verilmesine,
8-Mahkememizce ihtiyari sayılan Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.360 TL. yargılama giderinin, davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde ve re’sen davacıya iadesine,
Dair ; davacı vekili ile davalılar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, Konya BAM ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.06.04.2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …