Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/376 E. 2022/201 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : KABUL

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; Müvekkilnin 2016 tarihinde karşı taraf …’dan … plakalı … marka 2000 model aracı içerisinde bulunan mallar ( tahin, pekmez , bal ) ile birlikte mal bedeli 28.350,00 TL araç bedeli ise 38.000,00 TL olmak üzere toplamda 65.000,00 TL karşılığında satın aldığını, davalının da imzasını taşıyan sözleşme içeriğinden de görüleceği üzere bu sözleşme sırasında 25.000,00 TL peşin olarak karşı tarafa ödendiğini, geri kalan miktarın taksitle ödenmesi konusunda da anlaşmaya varıldığını, ancak karşı tarafın sözleşme yapıldıktan sonra kalan borç için müvekkilinden teminat talep etmesi üzerine, 20/12/2016 tanzim, 30/05/2017 vade tarihli bononun, müvekkili tarafından karşı tarafa teminat karşılığı olarak verildiğini, müvekkili tarafından ilerleyen zamanlarda bu sözleşmeden kaynaklanan tüm borçların davalı tarafa ödendiğini, ödeme bilgilerinin de müvekkilinin tutmuş olduğu kasa defterine davalın da imzası alınarak kasa defterine işlendiğini, söz konusu tüm borçların davalı tarafa ödenmesi neticesinde adı geçen bonodan dolayı karşı tarafa karşı her hangi bir borcunun kalmamasına rağmen, söz konusu kambiyo senedi müvekkiline iade edilmediği gibi karşı taraf … tarafından kötü niyetli olarak Konya . İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası üzerinden müvekkil aleyhine kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, davalı taraf ile yapılan uzlaşma görüşmelerinden de sonuç alınamadığını belirterek; Öncelikle Konya . İcra Dairesinin … esas sayılı esas sayılı takip dosyasında icra takibinin durdurulmasına bu talebimiz kabul görmediği taktirde, icra dosyası veznesine para girişi olduğu taktirde bu paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesine, davanın kabulü ile davacı müvekkilin Konya . İcra Dairesinin … esas sayılı icra dosyasında 20/12/2016 tanzim, 30/05/2017 vade tarihli bonodan dolayı davalı alacaklıya karşı borcunun bulunmadığının tespitine ve söz konusu icra takibinin iptaline, haksız ve kötü niyetli bir şekilde müvekkil aleyhine icra takibi başlatan davalının alacağın yüzde yirmisinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, dava konusu alın satımlar nedeniyle davalı …’in; 28.350,00 TL mal (tahin, pekmez, bal) bedeli, vadeli alıp peşin satmaktan, yıpranma, amortisman, bedelsiz kullanım, araçta oluşan hasar, zarar bedelinden kaynaklanan ve davalı … tarafından … Galeriye ödenmek zorunda kalınan 11.200,00 TL ile davacının ibraz ettiği belgede de yazılı olan 3.800,00 TL. olmak üzere toplam 43.350,00 TL davacı …’dan alacağının bulunduğunu, davacının bu borcuna mahsuben, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine konu edilen bonoyu imzalayıp davalı …’ a verdiğini, ancak bahsi geçen bono bedeli vadesinde ödenmemesi üzerine, bu kez davalı … tarafından, davacı … aleyhine … Esas sayılı icra takibi yapıldığını, ayrıca davacının ibraz ettiği sözleşme ve kasa defterinde yazılı olanlar dışında, davalı tarafından davacıya başkaca malların da (kuruyemiş, üzüm, pekmez, bal ve saire) satıldığını, bu hususların davacının defterine davacının el yazısıyla yazıldığını, ancak davacı bu malların bedelini de ödemediğini, davacı taraf kasa defteri diye tuttuğu, üzerinde pek çok karalama, düzeltme, çizik bulunan, dolayısıyla hukuki bir değeri olmayan defterin, sadece kendi lehine olan kısmının fotokopisini ibraz ederek, diğer borçlarını gizlemeye çalıştığın, oysa davalının, icra takibine konu bono bedelinden çok daha fazla miktarda davacıdan alacakları mevcut olup, bu alacaklara ilişkin talep ve dava haklarını şimdilik saklı tuttuklarını, dolayısıyla davacının, icra takibine konu bono bedelini ödediği ve borcunun olmadığı yönündeki iddiası tamamen gerçek dışı olup, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini ve ihtiyati tedbir talebinin de reddinin gerektiğini belirterek; fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla; davacı borçlunun, gerçek dışı iddialara dayalı, hukuki dayanaktan yoksun ve tamamen haksız davasının reddine, icra takibine konu asıl alacak olan 40.000,00 TL.’nın % 20’sinden az olmamak üzere takdir olunacak tazminatın, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
TOPLANAN DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit isteminden ibarettir.
Davaya konu . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibinin, 40.000,00 TL asıl alacak, 4.765,48 TL işlemiş faiz ve 120,00 TL komisyon olmak üzere toplam 44.885,48 TL üzerinden başlatıldığı, takip dayanağının ise keşidecisi …, lehtarı … olan 20/12/2016 keşide tarihli, 30/05/2017 vade tarihli, 40.000,00 TL bedelli bono olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafça imzası inkar edilmeyen dava dilekçesine ekli sözleşme ile taraflar; … plakalı aracın ve araç içinde bulunan malların 65.000,00 TL bedel mukabilinde davacı …’e devredilmesi, peşinat olarak … plakalı aracın 23.000,00 TL karşılığında davalı …’a verilmesi, … plakalı aracın devam eden taksitlerinin davacı … tarafından galeriye ödenmesi konusunda anlaşmışlardır.
Davacı, davaya konu bononun bahsi geçen sözleşmeye istinaden teminat olarak verildiğini, sözleşmeden kaynaklanan borçların ödendiğini, senedin bedelsiz kaldığını iddia etmiş, davalı da bononun sözleşmeden kaynaklı borcun ödenmemesi nedeniyle kendisine verildiğini ve bu sözleşme nedeniyle halen alacaklı olduğunu savunmuştur.
Davaya konu bononun, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye istinaden verildiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığından, davalının bono nedeniyle alacaklı olup olmadığının ve varsa alacak tutarının ne kadar olduğunun sözleşmeye göre belirlenmesi gerekir.
Belirtildiği üzere, taraflar, araç ve içindeki malların 65.000,00 TL karşılığında davacıya devri konusunda anlaşmışlardır. Bu 65.000,00 TL’nin 38.000,00 TL’lik kısmı araç bedeli, bakiye 27.000,00 TL’lik kısmı ise araç içindeki malın bedelidir. Galeriye devam eden taksitlerin davacı tarafça ödenmesinin kararlaştırılması ve sözleşmenin alt kısmında yer alan taksitler toplamının 24.000,00 TL olması karşısında davacı 65.000,00 TL’nin 24.000,00 TL’lik kısmını galeriye, bakiye 41.000,00 TL’lik kısmını ise davalı …’a ödeyecektir. …’a ödenmesi gereken 41.000,00 TL’nin 27.000,00 TL’lik kısmı mal bedeli, 14.000,00 TL’lik kısmı ise araç bedelidir.
Davalı, davacının galeriye ödemesi gereken taksitleri kendisinin ödediğini ileri sürerek bir takım ödeme belgeleri (bono) ibraz etmiştir. Davacının, galeriye ödeme yaptığı konusunda bir beyanda bulunmaması ve davalı tarafça (sözleşmedeki taksit vadesi ile vade tarihleri tutan bono suretleri) ödeme belgeleri ibraz edilmesi nedeniyle, galeriye yapılan ödemelerin davalı tarafça yapıldığı kabul edilmiştir. Bu kapsamda davalının araçtan kaynaklı alacağı 38.000,00 TL’dir. Devam eden süreçte aracın davalıya iade edilmesi ve davalının da aracı 26.800,00 TL karşılığında galeriye satması karşısında davacının araçtan kaynaklı borcu (38.000,00-26.800,00=) 11.200,00 TL’dir. Her ne kadar davacı 11.200,00 TL tutarındaki ödemeye ilişkin bir delil ibraz etmemiş ise de, dava dilekçesinin ekindeki defter fotokopisinde yer alan ”dayıya kalan borcum arabadan 3.800,00 TL” şeklindeki açıklamanın altında davalının imzasının bulunması ve imzanın inkar edilmemesi nedeniyle davacının araçtan kaynaklı borcunun 3.800,00 TL olduğu kabul edilmiştir.
Taraflar araç içindeki malların 27.000,00 TL karşılığında davacıya satışı konusunda anlaşmışlardır. Sözleşme tarihinde davacı 33 L 3364 plakalı aracı 23.000,00 TL mukabilinde davalıya vermiştir. Bu kapsamda davacının malın devrinden kaynaklı borcu (27.000,00-23.000,00=) 4.000,00 TL’dir.
Sonuç olarak, davacının sözleşmeden kaynaklı bakiye toplam borcu 7.800,00 TL’dir.
Davacı vekilinin bila tarihli dilekçesi uyarınca, Konya . Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E … K sayılı dosyasın UYAP sureti dosya arasına alınarak incelenmiştir. Davalı, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’na hitaben yazdığı 10/04/2017 tarihli şikayet dilekçesinde ” …sanık kalan borcunu ödemedi bana 30.000,00 TL yakın borcu vardı bunu ödemeyince arabanın satışı da bende olduğundan kendisi ile görüştüm gittim yanına borca karşılık arabamı geri 8.350,00 TL’lik köy ürününü de bana verdi… ” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı … ise 26/04/2017 tarihinde kollukta verdiği ifadesinde ” … Bana vermiş olduğu gıda malzemesi bozuk çıkınca 10.000,00 TL karşılığında iade ettim…” şeklinde beyanda bulunmuştur. Her ne kadar miktar itibariyle taraf beyanları arasında çelişki bulunmakta ise de davacının en az (davalının da kabulünde olan) 8.350,00 TL’lik ürünü davalıya iade ettiği kabul edilmiştir.
Bu kapsamda, bakiye borcun tespiti için davalıya iade edilen mal bedelinin davacının borcundan mahsup edilmesi gerekir. 8.350,00 TL’nin davacının 7.800,00 TL’lik borcundan mahsup edilmesi karşısında davacının davaya konu sözleşme ve bu sözleşmeye istinaden düzenlenen bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığı sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar davalı yemin deliline dayanmış ise de, davalının 8.350,00 TL tutarındaki malın davacı tarafça iade edildiğini, yine sözleşmeye konu aracın da iade edilerek 26.800,00 TL bedel mukabilinde galeriye satıldığını ifade etmesi, sözleşme ile defter fotokopisindeki imzanın inkar edilmemesi karşısında ve çekişmeli olmayan vakıaların yeminin konusu olmayacağına yönelik 6100 sayılı HMK’nın 225. maddesindeki düzenleme dikkate alınarak davalıya yemin delili hatırlatılmamıştır.
Anılan nedenlerle, davaya ve takibe konu bono nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığı sonucuna varıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı, menfi tespit istemine ek olarak 2004 sayılı İİK’nın 72/5. maddesi uyarınca tazminat isteminde de bulunmuştur. Davaya konu icra takibinin haksız olduğu konusunda bir duraksama yoktur. Ancak tazminata hükmedilebilmesi için takibin haksız olmasının yanında kötü niyetli olması da gerekir. Somut olayda, davalı, bono nedeniyle alacaklı olmadığını bilmesine ya da bilmesi gerekmesine rağmen bonoya istinaden icra takibi başlattığından, davalının kötü niyetli olduğu kabul edilerek davacı lehine tazminata hükmedilmiştir.
Her ne kadar davalı da tazminat isteminde bulunmuş ise de takibin haksız ve kötü niyetli olduğunun kabul edilmesi ve davanın davalı lehine neticelenmemesi nedeniyle davalının tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ ile Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibi ve bu takibe dayanak keşidecisi …, lehtarı … olan 30/05/2017 vade tarihli ve 40.000,00 TL bedelli bono nedeniyle DAVACININ DAVALIYA BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-2004 sayılı İİK’nın 72/5. Maddesi uyarınca 40.000,00 TL’nin % 20’si oranında hesaplanan 8.000,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibinin 2004 sayılı İİK’nın 72/5. Maddesi uyarınca derhal durdurulmasına,
4-Davalının tazminat isteminin reddine,
5-Alınması gereken 2.732,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 683,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.049,30 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.320,00 TL. yargılama giderinin, davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 821,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 6.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/03/2022

Katip … Hakim …

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.