Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/332 E. 2022/636 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : RET

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı şirket vekili dava dilekçesiyle özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibine konu emre muharrer senette müvekkilinin lehdar ciranta olduğunu, davalının kambiyo yolu ile takip yapabilmesi için senet keşidecisinin protesto edilmesinin gerektiğini, davalının protesto çekmediği için müvekkiline karşı müracaat hakkını kaybettiğini ve açıkladığı nedenlerle müvekkilinin davalı alacaklıya borçlu bulunmadığının tespitine, haksız ve hukuka aykırı ikame edilen icra takibi sebebiyle %20’den aşağı olmamak üzere tazminatın müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesiyle özetle; davacıya ödeme emrinin 23/03/2017 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı borçlunun protesto ile ilgili şikayetini en geç 5 gün içinde icra mahkemesine şikayette bulunarak yapmasının gerektiğini, davacının hak düşümü süresinden çok sonra 02/05/2017 tarihinde davayı açtığını, protesto yapılmadığından dolayı takibin iptalini talep etmenin hukuken olanaksız olduğunu, bunu yasal sürede belirtmediğini, takibin kesinleştiğini ve açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 18/12/2017 tarihli duruşmada; ödeme emrinin müvekkili şirketin önceki adresine yapıldığını, icra takibinden hacizler sebebiyle haberdar olunduğunu, haciz tazziki altında davalı şirkete 04/05/2017 tarihinde 14.000,00 TL ödeme yapıldığını, ödeme sebebiyle davalı tarafın icra takibinden feragat ettiğini, yapılan ödeme sebebiyle davayı istirdata dönüştürdüklerini, müvekkili tarafından Konya . İcra Dairesi … sayılı takibi nedeniyle yersiz ödenen 14.000,00 TL ödemenin ödeme tarihi olan 04/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdatına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit isteminden ibarettir.
Davaya konu Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibinin 16.000,00 TL asıl alacak, 629,04 TL işlemiş faiz alacağı ve 48,00 TL komisyon alacağı olmak üzere toplam 16.677,04 TL üzerinden başlatıldığı, takip dayanağının ise keşidecisi …, lehtarı … Ltd. Şti., hamili … olan 30.09.2016 vade tarihli 16.000,00 TL bedelli bono olduğu anlaşılmıştır.
Davanın ilk önce Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sırasına kaydedildiği, bu sıra üzerinden yapılan yargılama neticesinde 04.06.2018 tarihli karar ile ”
Davaya konu takibe dayanak senette davacının lehtar ciranta olduğu davalının davacı lehtar ciranta hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapabilmesi için 6102 sayılı TTK’nu 778/1 d, 713,714,730 maddeleri (mülga 6762 sayılı TTK 690 maddesi yollaması ile 642. Maddesi ) uyarınca davacı bono yetkili hamilince ödeme gününü izleyen iki iş günü içinde protesto ihtarının çekilmediği bono tanzim borçlusu dışında bono cirantalarına karşı müracaat hakkının düştüğü ve protesto çekme süresininde hak düşürücü nitelikte olduğundan davalı tarafça icra takibine ilişkin sulh anlaşması iddiasının usulen ispatlanmaması karşısında icra takibine konu bononun süresinde ibraz edilmemesi ve protesto ihtarının çekilmemesi sebebiyle başvurma hakkının düşmesi sonucu davacı lehtar cirantanın kambiyo taahhüdü nedeniyle sorumluluğu bulunmadığı …” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04.06.2018 gün ve … E … K sayılı kararına karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Ankara BAM . HD.’nin … E … K sayılı kararı ile ”Dosya incelendiğinde davaya konu bononun davacı tarafça davalıya ciro edildiği ve davalı tarafça icra takibine konu edildiği görülmektedir. Fakat davalı alacaklı, icra takibine girişmeden önce ödememe protestosu keşide etmediği için kambiyo hukukundan kaynaklanan hakları yitirilmiş olup kendisinden önceki cirantaya karşı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi yapamaz ise de bono üzerinde davalı alacaklının davacıdan sonraki ciranta olduğu ve hamil sıfatıyla ilamsız takip başlattığı anlaşılmaktadır. Hamil davalı kendisinden önceki ciranta davacıya karşı aradaki temel ilişkiyi kanıtlamak suretiyle alacak talebinde bulunabilir. Somut olayda, mahkemece, dava konusu senedin davalının temel ilişkiye dayalı alacağı bakımından yazılı delil başlangıcı olduğunun kabulü ile ispat yükünün davalıda olduğu gözetilerek, davalıya temel ilişkiyi kanıtlama imkanı verilip, bu konudaki delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.” gerekçesiyle davalının istinaf başvurusu kabul edilerek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kaldırma kararı sonrasında dava Mahkememizin … E sırasına kaydedilmiş ve yargılamaya devam edilmiştir.
Kaldırma kararına istinaden davalıya taraflar arasındaki temel ilişkinin ne olduğu konusunda açıklama yapması istenmiş, davalı vekili 08.07.2021 tarihli dilekçesi ile taraflar arsında cari hesap ilişkisi bulunduğunu belirterek bonoya dayalı temel ilişkiyi açıklamıştır.
Davacı defterlerinde yapılan inceleme neticesinde tanzim edilen 15.03.2022 tarihli bilirkişi raporu ile davalı tarafından tanzim edilen faturaların ve takibe konu bononun defterlerde kayıtlı olduğu, her ne kadar davacı defterlerinde 16.000,00 TL kasa hesabı açıklamasıyla tarafalar arasında alacak borç durumunun bulunmadığı tespit edilmiş ise de ödemeye dayanak bir belgenin bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davalı defterlerinde yapılan inceleme neticesinde tanzim edilen 28.06.2022 tarihli bilirkişi raporu ile davalı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, bononun defterlerde kayıtlı olduğu, defter kayıtlarına göre davalının 13.02.2017 tarihi itibariyle davacıdan 56.987, 94 TL tutarında alacaklı olduğu, 31.12.2017 tarihli kayıt ile alacak borç durumunun sona erdiği tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davaya konu bonoya istinaden süresi içinde protesto evrakı düzenlenmediğinden davalının müracaat hakkını kaybettiği, davalının bonoya yazılı delil başlangıcı olarak dayanmak suretiyle alacak talebinde bulunabileceği ve alacak iddiasını her türlü delille ispatlayabileceği, davalı tarafından tanzim edilen faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, bu bakımdan davalının bonodan kaynaklı temel ilişkiyi usulünce ispatladığı, bu aşamada ispat yükünün davacıya geçtiği, davacının bono bedelini ödediğini ispatlaması gerektiği, her ne kadar defter kayıtlarında taraflar arasında alacak borç durumunun bulunmadığı belirlenmiş ise de davacının defterlerinde yer alan ödeme kaydına dayanak herhangi belge ibraz etmediği, davacının ödeme iddiasını usulünce ispatlayamadığı, her ne kadar davalı defter kayıtlarına göre 31.12.2017 tarihi itibariyle davacıdan alacaklı olmadığı belirlenmiş ise de davanın 02.05.2017 tarihinde açılması ve davalının dava tarihinden sonra takibe konu borcun ödendiğini beyan etmesi karşısında davalı defterlerindeki kaydın buna ilişkin olduğu, davalının dava tarihi itibariyle takibe konu bono nedeniyle davacıdan alacaklı olduğu sonucuna varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacı feri nitelikte tazminat isteminde bulunmuş ise de, davacı tarafça takibin haksız olduğu ispatlanamadığından davacının tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının tazminat isteminin REDDİNE,
3-Peşin alınan 284,80 TL harçtan, alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 204,10 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan harç ve yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 45,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T’ne tayin ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair ; davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/10/2022

Katip … Hakim …

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.