Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/325 E. 2022/168 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … E. – … K.
T.C.
KONYA “TÜRK MİLLETİ ADINA”
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM:
KATİP:

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 21/06/2021 tarihli dilekçesiyle; davacı müvekkil ile davalılardan … Ltd. Şti. arasında piyasada tanınan firmalar olduğundan bahisle ticari ilişkilerinin bulunduğunu, söz konusu davalı şirketin müvekkil şirketine yüklü miktar borcunun olduğunu, davacı müvekkilinin alacağın tahsili amacıyla davalılardan … Ltd. Şti. Aleyhine Konya . İCM … , … , … , … , … , … , … , … E. Sayılı dosyaları ile icra takiplerini başlattığını, kesinleştiğini ancak borçlu şirketin ekonomik olarak acze düştüğünü ve batmış olaması nedeniyle henüz tahsilat yapmadığını, davacı müvekkilinin bunun üzerine borçlunun yakın zamanda mal kaçırdığı düşüncesiyle bir kısım taşınmazlarla ilgili olarak Konya AHM … E. Sayılı dosyası ile tasarrufun iptali davasını açtığını, bu dava ile birlikte diğer davalı … Ltd. Şti.’nin de davalı …. Ltd. Şti. Aleyhine Konya . İCM … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, bunun sonucunda aynı taşınmazlar için Konya . AHM … E. Sayılı dosyasında da tasarrufun iptali davası açtığı ve ihtiyati haciz kararı aldırdığını, bu durumda davacı müvekkilinin davalılardan her iki tarafından da alacaklı konumunda olduğunu, davalı şirket sahiplerinin çok yakın akraba olduklarını, yukarıda izah oluna nedenlerle davalarının kabulü ile davalılar arasında yapılan Konya . İCM … E. Sayılı icra takibinin muvazaalı olması nedeniyle iptaline ve davacı yönünden geçersiz olduğunun tespitine karar verilmesini ayrıca tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı … Tic. Ltd. Şti. Vekili cevap dilekçesiyle; davacı tarafın müvekkilinin diğer davalı … Ltd. Şti.’den olan alacağının muvazaalı olduğunu iddia etmiş ise bu iddianın asılsız olduğunu, bunun taraf defter ve kayıtları ve Konya . ASHM’nin … E. Sayılı dosyası kapsamındaki verilerle sabit olduğunu, eldeki davada yargılama yapılabilmesi için davacının alacağının gerçek olduğunun ispatlanması gerektiğini, davacının açtığı davada hukuki faydanın olmadığını, izah edilen nedenlerle eldeki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi, Türkiye Ticaret Sicil Müdürlüğü, Konya . İcra Dairesi, Konya . Asliye Hukuk Mahkemesine müzekkereler yazılmış, ilgili bilgi ve belgeler getirtilmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Muvazaaya dayalı tasarrufun iptali” davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı, Kanununun 5/1. maddesinde de Asliye Ticaret Mahkemesinin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu düzenlenmiştir.
Ticaret Mahkemelerinin hangi davalara bakacağı TTK 4. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre “(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a) Bu Kanunda, b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde, d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta, e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde, f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır. (2) Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir.” düzenlemesi ile Ticaret Mahkemelerinin baktığı davalar ya iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir dava olacak yada TTK da düzenlenen hususlar ile TTK 4. maddesinde sayılan istisnalar kapsamında ki davalar olacaktır.
Somut olayda; davacının, muvazaa bulunması nedeniyle Konya . İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında, icra takibi nedeniyle tasarrufun iptalini talep ettiği anlaşılmaktadır. Yargıtay .HD. … esas, … karar nolu ilamında “Tasarrufun iptali, davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir. Öte yandan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden itibaren açılan davalarda artık asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki işbölümü değil görev ilişkisidir. Somut olayda da dava bu tarihten sonra 23.02.2016 tarihinde İİK.nin 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış olduğundan görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.” denilmektedir. Ayrıca Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10.02.2016 gün ve … E. … K. Sayılı ilamında; “Davada alacaklı ve borçlu olan şirketler arasında ticari bir alım satım ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. Ancak davaya konu edilen taraflar arasındaki bu alım satım ilişkisi değil, davalı şirket ile diğer davalı 3. kişi arasındaki muvazaalı olduğu ve iptali istenilen işlemdir. Özellikle vurgulandığı gibi tasarrufun iptali davasında ya da somut olayda olduğu gibi TBK’nın 19. maddesi gereğince ve İİK’nın kıyasen uygulanması istemli olarak açılan davalarda alacaklı ile borçlu taraflar arasındaki ticari nitelikteki alım satım ya da banka alacağını oluşturan ticari ya da genel kredi sözleşmeleri görevin belirlenmesinde dikkate alınamayacaktır. Ne tasarrufun iptali davası, ne de TBK m. 19 gereğince İİK’nin 283. Maddesinin kıyasen uygulanması istemli muvazaa davası TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz olduğundan 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında kalmaktadır. ” denilmektedir. Yargıtay . Hukuk dairesinin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kararları da dikkate alındığında uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davanın, 6100 sayılı HMK uyarınca Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle USULDEN REDDİNE, görevli mahkemenin ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğunun TESPİTİNE,
2-Görevsizlik kararı kesinleştiğinde 6100 sayılı HMK 20. Maddesi uyarınca talep halinde DOSYANIN YETKİLİ VE GÖREVLİ KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-Belirtilen iki haftalık süre içinde talepte bulunulmaması veya süresinden sonra talepte bulunulması halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar (ek karar) verileceğinin taraflarca bilinmesine,
4-HMK nun 331. maddesi gereğince harç, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece bir karara bağlanmasına,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/03/2022

Katip … Hakim …