Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/310 E. 2022/711 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLLERİ :
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : KABUL

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; davacı müvekkili ile davalı tarafın 24.01.2020 tarihinde “bayilik sözleşmesi” altında sözleşme imzalandığını, sözleşmede davacı müvekkilinin bayi sıfatıyla davalı tarafın ise şirket adıyla anıldığını, sözleşmeden sonra davacı müvekkilden 8 adet 5.000,00’er senet aldığını, davalı şirketin bu senetlerin bayilik için avans niteliğinde olduğunu belirtmiş ve bayilik sözleşmesinin sona ermesi halinde geri iade edileceğini, ancak istenirse urun alışveriş işlemlerinde kullanabileceğini belirttiğini, müvekkilinin bayilik sözleşmesini (24/01/2020 tarihli sözleşme) imzaladığını, davalı şirketine sözleşme tanzim edildikten sonra takibe konu senetleri avans ödemesi niteliğinde davalı şirketin isteği üzerine verdiğini, müvekkilinin bahse konu senetlerin alacaklı kısmına … yazmasının sebebi ise davalı şirketin talebinin bu şekilde olmasından kaynaklandığını, ancak müvekkili şirketin alacaklı ve borçlu ismi ve imza ile miktar haricindeki kısımları yani düzenleme yeri, vade, “‘nakden-malen” kısımlarını ve diğer kısımlarının boş bırakıldığını, davalı şirketin davacı müvekkilinden bayilik sözleşmesi başlangıcında sözleşmenin imzalandığı gün ise 50.000,00 TL nakden ve elden aldığını, bu bedel ise bayilik sözleşmesinin geçerli olduğu süre boyunca güvence olarak alındığını, yine bu bedelin de bayilik sözleşmesinin sonlanması halinde ve bayinin herhangi bir borcunun bulunmaması halinde iade edilmesi kararlaştırılmış olduğunu, ancak davalı tarafın bu bedeli de bayilik sözleşmesi sonlanmasına rağmen iade etmemiş olduğunu, sözleşmenin 24/01/2020 günü Çorum’ da imza altına alındığını 50.000,00 TL ise yine aynı gün müvekkili tarafından Halk bankası Sanayi Şubesinden çekilerek davalı tarafa elden, nakden ve şahitler huzurunda verilmiş olduğunu, davalı tarafın ne senetlere ne de bu 50.000,00 TL’ye sözleşmede değinmemiş olduğunu, bu husus da yine davalı şirketin istemi üzerine gerçekleşmiş olduğunu, müvekkili davacının ileriye dönük olarak yapacağı alışverişler için senetlerin 3 adedini (2020 yılı 6. 7. ve 8.aylara ait) davalı tarafa ödediğini, ancak davalı şirketin şirket yükümlülüklerini yerine getirmemesi, siparişlerin ulaştırılmaması/teslim edilmemesi, sözleşmelerin her iki tarafa eşit borç yükleyen şekilde ve eşitlik ilkesine uygun düzenlenmesi gerekirken kanuna ve hukuka aykırı bir şekilde müvekkiline borçlar yüklemesi, ticari teamüllere aykırı bir şekilde davalı şirketin kayıt dışı iş ve işlemlerde bulunması, verilen senetlerin dahi sözleşmeye yazılmaması, eşitlik ilkesi ve karşılıklılık ilkesi gereği de sözleşmenin kabul edilemez olması ve diğer sebeplerle sözleşmenin müvekkili tarafından feshedilmiş olduğunu, davalı şirketin ise müvekkilinin “…80.946,00 TL Tik sipariş vermiş…” olduğunu iddia ettiğini, buna istinaden 5.000,00’er TL’lik olmak üzere toplamda 40.000,00 TL tutarında 8 adet senedin “avans” olarak alındığının davalı şirketin ihtarında belirttiğini, davalı şirketin sipariş olarak verilmeyen, teslim edilmeyen ürünler için toplam 40.000,00 TL’lik senet aldığı “ikrarında” bulunmuş olduğunu, müvekkil tarafından bu tutarlı bir sipariş söz konusu olmadığını, davacı müvekkilin sözleşmeyi feshetmesine rağmen, davalı taraf, davacının tek taraflı olarak sözleşmeyi feshedemeyeceğini, iddia etmiş ve sipariş edilmeyen, teslim alınmayan ürünler için sipariş ve teslim edilmiş gibi 80.964,00 TL’lik fatura tanzim etmiş olduğunu, oysaki müvekkilin sözleşmenin 13.maddesi gereği sebep belirterek sözleşmeyi feshetmiş olduğunu, feshinden sonra davalı şirkete gerçeğe aykırı bir biçimde fatura düzenlemiş olduğunu ve bu faturayı ihtar ekinde gönderdiğini, müvekkilinin belirtilen faturayı ve fatura içeriğini kabul etmediğini ve faturayı iade ettiğini, davalı yan …’ın ise, kötü niyetli bir şekilde Konya . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 30/05/2020 tarihli (vade) senet ile ilgili olarak senet üzerine “nakden” kaydı düşerek ve düzenleme yerine KONYA yazarak müvekkil aleyhine takip başlatmış olduğunu, davacı müvekkilinin ise yetki ve borca itiraz için Konya . İcra Hukuk Mahkemesinde dava açtığını, davalı taraf yine kötü niyetli bir şekilde İzmir . İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden 30/09/2020 ve 30/10/2020 tarihli (vade) senetler hakkında müvekkili aleyhine icra takibi başlatmış olduğunu, bu senetlerin üzerine ise “malen” kaydının davalı tarafça yazılmış ve düzenleme yeri “İZMİR” olarak belirtilmiş olduğunu, bir kişinin aynı gün hem İzmir’de hem de Konya’da aynı mahiyetli senetler düzenlemesinin zaten mümkün olmayacağının, müvekkilin defterlerinin incelendiğinde davalı tarafa borçlu olmadığının anlaşılacağını, müvekkilinin 3 adet senet ödemesi yapmış olduğunu, davacı müvekkili ile davalı … arasında hiçbir ticari ilişkinin olmadığını, müvekkilin davalı şirkete de hiçbir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin sipariş vermiş olduğu ve kendisine teslimi yapılan ürünlerin bedelini ödemiş olduğunu belirterek; davacı müvekkilin davalı … ile herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığı ve davalıya borçlu olmadığının tespiti ile senetlerin iadesine/iptaline (20/02/2020 düzenleme tarihli, 30/05/2020 vade tarihli, 30/09/2020 vade tarihli, 30/10/2020 vade tarihli, 30/11/2020 vade tarihli ve 30/12/2020 vade tarihli 5.000,00’er TL’lik 5 adet senet-alacaklı olarak … yazan, borçlu olarak “… Güzellik Salonu …” yazan 5 adet senet) müvekkilin davalı şirkete BAYİLİK sözleşmesi ve ticari ilişkiden (alım-satım) kaynaklı hiçbir borcunun bulunmadığının, borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılardan tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; müvekkili şirket arasında bayilik sözleşmesi varken davacı tarafça hiç bir gerekçe gösterilmeden bayilik sözleşmesinin feshedildiğine dair önce ihtar tebliğ edilmiş olduğunu müvekkili şirkete verdiği siparişleri iptal etmeye çalışmış olduğunu piyasaya dağıttığı bonoları, hamiline verip ödemelerini yapmamış ve bayiliğin gereklerini yerine getirmediğini ayrıca basiretli bir tacir gibi de davranmamış olduğunu, müvekkili …’ın hamiline verdiği bonoların ise ödenmemesi nedeni ile icra takibine konu edilmiş müvekkili …’ın mal teslim ettiğine dair video kayıtları ve tanıklar olmasına rağmen müvekkiline mal karşılığında bono vermediğini iddia ederek takibin iptali ve taliki davaları ve iş bu menfi tespit davası açarak davacının borçtan kurtulmaya çalışmakta olduğunu, söz konusu açıklamalar dâhilinde davacının aslında kötü niyetli olduğunun sabit olduğunun yazılı delillerinin toplandıktan sonra ayrıntılı açıklamalarda bulunarak müvekkilleri ile davacı yan arasındaki ticari ilişkilerin varlığı ve yapılan iş ve işlemler konusunda ayrıntılı beyanlarını ayrıca açıklayacaklarını belirterek; davanın usulden veya esastan reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
TOPLANAN DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit isteminden ibarettir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; 31/08/2020 tarihli 80.946,00 TL bedelli faturadaki malların davacıya teslim edilip edilmediği, davacının bu fatura nedeniyle borçlu olup olmadığı, her biri 5.000,00 TL bedelli olan 5 adet bono nedeniyle davacının davalılara borçlu olup olmadığı hususlarından ibarettir.
Davaya konu 31/08/2020 tarihli 80.946,00 TL bedelli faturanın incelenmesinde, faturanın toplam 29 adet gelinliğin satışına ilişkin olduğu ve faturanın alt kısmında her biri 5.000,00 TL olan 8 adet bononun fatura bedelline mahsuben alındığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Davaya konu bonoların 31/08/2020 tarihli fatura bedeline mahsuben alındığının davalının kabulünde olması nedeniyle ispat yükü davalı üzerinde olup, faturaya konu malların davacıya teslim edildiğinin ispatlanması gerekir. Ayrıca her ne kadar bonolar davalı … lehine düzenlenmiş ise de, davalı şirket temsilcisi … ile …’ın karı koca olmaları ve faturada bu bonolara atıf yapılması nedeniyle, bonoların … lehine düzenlenmiş olması esasa etkili görülmemiş, bonoların 31/08/2020 tarihli fatura bedeline mahsuben verildiği kabul edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 222/2. maddesine göre; Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
6100 sayılı HMK’nın 222/3. maddesine göre; İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Davalı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde tanzim edilen 18/03/2022 tarihli bilirkişi raporu ile, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, 31/08/2020 tarihli 80.946,00 TL bedelli faturanın defterlerde kayıtlı olduğu, yine fatura içeriğinde bahsi geçen 8 adet bononun da defterlerde kayıtlı olduğu, bonoların sipariş avansı olarak fatura tarihinden önce 10/05/2020 tarihinde defterlere kaydedildiği tespit edilmiştir.
Davacının defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 31/05/2022 tarihli bilirkişi raporu ile ise; davacının işletme hesabına göre defter tuttuğu, 31/08/2020 tarihli 80.946,00 TL bedelli faturanın defterlerde kayıtlı olmadığı, davacı defterlerinde sadece 20/02/2020 tarihli 2.700,00 TL bedelli faturanın kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Davalı tarafça faturaya konu malların davacıya teslim edildiği savunmasının ispatına ilişkin olarak kamera görüntüleri ibraz edilmiştir. Kamera görüntülerinin incelenmesinde, sayısı net olarak belli olmayan ancak davaya konu faturadaki tutar kadar da olmayan gelinliklerin araçtan indirildiği ve iş yerine bırakıldığı anlaşılmıştır. Her ne kadar bu görüntülere delil olarak dayanılmış ise de, ihtilaf konusu olmayan faturaya konu malın da gelinlik ürününe ilişkin olması, bu görüntülerdeki gelinliklerin uyuşmazlık konusu faturadaki gelinlikler olup olmadığının tespitinin mümkün olmaması, tek başına bu görüntülerin teslim savunmasının ispatına elverişli olmaması nedeniyle görüntü kayıtlarına itibar edilmemiştir.
Davalı taraf açıkça yemin deliline dayandığından kendilerine yemin delili hatırlatılmış, davalıların yemin teklifini kabul eden davacı 31/08/2020 tarihli 80.946,00 TL bedelli faturaya konu malların kendisine teslim edilmediğini ifade etmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; her ne kadar davaya konu bonoların lehtarı davalı … ise de, davalı … ile davalı şirket temsilcisi … karı koca olmaları ve davalı şirket tarafından tanzim edilen 31/08/2020 tarihli 80.946,00 TL bedelli faturada bu bonolara atıf yapılması nedeniyle bu bonoların davacı ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiye istinaden düzenlendiğinin sabit olduğu, davacının 31/08/2020 tarihli 80.946,00 TL bedelli faturadaki malların kendisine teslim edilmediğini iddia etmesi karşısında ispat yükünün davalılar üzerinde olduğu, davalıların faturaya konu malların davacıya teslim edildiğini ispatlamak zorunda oldukları, faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalıların yemin teklifini kabul eden davacının faturaya konu malların kendisine teslim edilmediğine dair yemin ettiği, dolayısıyla davalıların faturaya konu malların davacıya teslim edildiği savunmalarını usulünce ispatlayamadıkları, davaya konu bonolardan 2 tanesinin icra tehdidi altında tahsil edildiği, bu bonolar nedeniyle davacının 8.035,65 TL tutarında ödeme yapmak zorunda kaldığı, bu tutarın davalılardan …’dan istirdadının gerektiği sonucuna varıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ ile;
a)20/02/2020 keşide tarihli, 30/05/2020 vade tarihli, 5.000,00 TL bedelli, 20/02/2020 keşide tarihli, 30/09/2020 vade tarihli, 5.000,00 TL bedelli, 20/02/2020 keşide tarihli 30/10/2020 vade tarihli, 5.000,00 TL bedelli, 20/02/2020 keşide tarihli, 30/11/2020 vade tarihli, 5.000,00 TL bedelli ve 20/02/2020 keşide tarihli, 30/12/2020 vade tarihli 5.000,00 TL bedelli toplam beş adet bono nedeniyle DAVACININ DAVALILARA BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasında icra tehdidi altından ödenen 8.035,65 TL’nin davalı …’dan istirdat edilerek davacıya verilmesine,
b)31/08/2020 tarihli, 80.946,00 TL bedelli fatura nedeniyle DAVACININ DAVALI … SAN. TİC. LTD. ŞTİ.’YE BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davalıların tazminat istemlerinin reddine,
3-Alınması gereken 7.237,17 TL karar ve ilam harcından, peşin ve tamamlama olarak alınan 1.809,29 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.427,88 TL eksik harcın (davalı …’ın sorumluluğu 1.280,81 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve mütelesilen alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-… numaralı arabuluculuk dosyası yönünden, arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.320 TL. yargılama giderinin, davalı …’dan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
5-… numaralı arabuluculuk dosyası yönünden, arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.320 TL. yargılama giderinin, davalı … Tic. Ltd. Şti.’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
6-Davacı tarafından yapılan 2.001,59 TL harç gideri ve 1.611,60 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 3.613,19 TL yargılama giderinin (davalı …’ın sorumluluğu 852,60 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı taraf, kendini vekille temsil ettiğinden A.A.Ü.T.’ne göre tayin ve taktir olunan 16.891,90 TL vekalet ücretinin (davalı …’ın sorumluluğu 3.985,97 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/11/2022

Katip … Hakim …

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.