Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/174 E. 2021/521 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO:
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : 1-
VEKİLİ :
DAVACI : 2-
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İpotek
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH:

Mahkememizde görülmekte olan İpotek (Terkin İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; müvekkili … maliki olduğu dava konusu … … … …ada … parsel …bağımsız bölüm dükkan nitelikli taşınmaz üzerine konulmuş olan ipoteiğin kaldırılması fekki talebi olduğunu, ihtiyati tedbir dava konusu ipotek nedeniyle müvekkili …’a ait taşınmaz Konya İcra Müdürlüğünün …tal sayılı dosyadan 24/09/2018 tarihinde ihale edileceğini, bu nedenle ihtiyati tebir talebinin bulunduğunu, müvekkili ile davacı tanış olduklarını, diğe rdavacı şirket ile davalı şirket maddi destek konusunda görüşme yaptığını, bu konuda diğer davacı şirket müdürü müvekki ile olan samimiyetinden dolayı davalı şirketten maddi destek alacağını buna karşılık taşınnmazını ipotek vermek istediğini söylediğini, müvekkili de böyle bir maddi destek alması halinde ipotek verebileceğini kabul ettiğini, aradan kısa bir zaman geçtikten sonra müvekkili ile diğer davacı şirket müdür arasında yapılan görüşmede aslında o tarihte hiçbir para verilmediğini müvekkilinin öğrendiğini, dava konusu ipotek ile ilgili Konya . İcra Müd. …Talimat sayılı dosyadan yapılacak satış işlemin ihtiyati tedbir kararı durdurulmasını, dava masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; davacıların mahkememiz huzurunda ikame ettiği ipotediğin fekki ve satışın durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talepli davaca iddi ettikleri hususların asılsız ve hukuka aykırı olduğunu, asılsız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ipoteğin kaldırılması isteminden ibarettir.
15/07/2014 tarihli ve …yevmiye numaralı ipotek senedi ile davacı …’a ait …İli …İlçesi …Mahallesi …Ada … Parsel . Kat …nolu bağımsız bölüm üzerinde davalının davacı … Şti’den olan alacağına karşılık davalı lehine ipotek tesis edildiği, bu resmi senet uyarınca davacı …’ın ipotek borçlusu, davacı … Şti.’nin lehine ipotek verilen, davalının ise ipotek alacaklısı olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin …E …K sayılı ilamı; ”İpotek; kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve taşınmazın değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu kütüğüne tescil edilmesi gerekir.
Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir.
Somut olayda; ipotek akdinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu incelendiğinde, ipoteğin, ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Bu haliyle ipotek, azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteğidir.
İpoteğin kaldırılması, ancak üzerinde ipotek tesis edilmiş olan taşınmazın kayıt maliki tarafından talep edilebilir. Somut uyuşmazlıkta; dava konusu taşınmaz üzerinde malik olmayan davacı banka tarafından ipoteğin kaldırılması talep edilemeyeceğinden, açılan davanın aktif husumet bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmesi gerekirken davanın kabulü yönünde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklindedir.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin …E …K sayılı ilamı;”Dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre dava konusu …ada … parsel sayılı taşınmaz üzerine davalı şirket lehine ….09.2002 tarihinde ipotek tesis edildiği, davacı …’ün 197/206 payı mevcut iken yapılan intikaller sonucunda bu payı tapudan başkalarına devrettiği, halen tapuda payı bulunmadığı anlaşılmaktadır.Her ne kadar müteselsil kefil olan davacı …tarafından ipoteğin kaldırılması talep edilmiş ise de ipotek taşınmaza bağlı bir borç olduğundan ancak taşınmaz malikleri tarafından ipotek lehtarına husumet yöneltilerek ipoteğin kaldırılması istenebilir. Davacıların bu davada aktif dava ehliyetleri bulunmadığından davanın reddi gerekirken mahkemece davanın esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.” şeklindedir.
Davaya konu …İli …İlçesi …Mahallesi …Ada … Parsel . Kat …nolu bağımsız bölümün dava tarihi olan 21/09/2018 tarihi itibariyle davacı … adına kayıtlı olması karşısında bu davacının taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep etme hakkına haiz olduğu, ancak davacı …. Şti.’nin taşınmaz maliki olmaması karşısında ise bu davacının ipoteğin kaldırılmasını talep etme hakkı bulunmadığı sonucuna varılmış ve davacı …. Şti.’nin davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin …E …K sayılı ilamı; ”Yapılan incelemede; ipotek 16.10.2015 tarihinde tesis edilmiş, dava 17.10.2017 tarihinde açılmıştır. İpotek tesis edilen taşınmaz ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip sonucu alacağına mahsuben davalı bankaya 10.11.2017 tarihinde cebri icra ile satılmış, ihalenin feshi davasının reddi üzerine eldeki davanın yargılaması devam ederken 21.3.2019 tarihinde kesinleşmiştir. Davanın ipoteğin kaldırılması davası olması ve dava konusu ipoteğin de paraya çevrilmiş olması nedeniyle dava konusuz hale gelmiştir. Davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında “Karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi halinde, yargılama giderleri ile bunun kapsamına dahil olan vekalet ücreti (HMK m. 323/1-ğ) hakkında, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumu nazara alınarak hüküm tesis edilmelidir (HMK m. 331/1). O halde; konusuz kalan dava hakkında “Karar verilmesine yer olmadığına” karar verilip, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumlarına göre yargılama gideri ve vekalet ücreti hakkında karar vermek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.” şeklindedir.
Davaya konu taşınmazın ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip sonucu dava dışı Murat Bekmezci’ye satışının yapıldığı ve karar tarihi itibariyle dava dışı …adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Dava devam ederken taşınmaz üzerindeki ipotek paraya çevrildiğinden dava konusuz kalmıştır. Bu nedenle davacı … davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar vermek gerekmiştir.
Yargılama giderlerinin tarafların dava tarihindeki haklılık durumlarına göre belirlenmesi gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun …E …K sayılı ilamı; ”…İpotek, hâlen mevcut veya ilerde doğması olası bir alacağı teminat altına alır (TMK m. 881). Miktarı ipoteğin tesisi anında belli olan alacaklar için ana para ipoteği (sabit ipotek, adi ipotek, karz ipoteği, kesin borç ipoteği), miktarı ipoteğin tesisi anında belli (muayyen) olmayan fakat ilerde gerçekleşecek alacaklar için ise üst sınır ipoteği (limit ipoteği, azami meblağ ipoteği, maksimal ipotek) kurulur (TMK m. 851)… İpotekte, iktisap sebebinin dışında, ondan bağımsız olan bir temel ilişkinin (borç ilişkisinin) varlığı gerekir. Ana para ipoteğinde, bu temel ilişkiden doğmuş bulunan bir alacak teminat altına alınmaktadır. Temel borç ilişkisinin geçersiz olması dolayısıyla alacak doğmamışsa, yapılan tescil görünürdeki alacaklı lehine bir rehin hakkı doğurmaz. Bir başka anlatımla, ipoteğin doğumu için yapılması gerekli tescilin alacaklı ile borçlu arasındaki temel borç ilişkisine bir etkisi yoktur. Tescil, alacağı doğurmaz ve alacağın varlığı için bir delil olmaz. Tescil ancak rehinli alacaklının ayni hakkının varlığına bir delil teşkil eder ve bu hususta bir karine yaratır. Rehinli alacaklı, rehin hakkını kullanmak için kişisel alacağını ispat etmelidir. İpoteğin amacı alacağı teminat altına almaktır. Bu yüzden de ipotek, teminat altına aldığı alacağa bağlıdır. Teminat altına alınacak bir alacak kesin olarak mevcut değil ise ipotek hakkı da alacağa bağlılığı dolayısıyla mevcut değildir. Diğer taraftan teminat altına alınan alacağın borçlusu, ipoteğe temel teşkil eden borç ilişkisine göre belirlenir. İpotek eşyaya bağlı bir borç doğurmadığından, ipotekli taşınmaz maliki, taşınmazın maliki olduğu için borçlu değildir, borcu ancak kendisi ile alacaklı arasındaki bir temel borç ilişkisinden doğabilir (…/….: Eşya Hukuku, 1982, s. 906 vd, …/ …/…, s. 1025-1026). Dosya içerisinde yer alan 24.02.2014 tarihli ve 4702 sayılı ipotek akdinin çerçevesini tayin eden resmî akit tablosu incelendiğinde, davacı adına vekaleten davalı …tarafından davacı adına kayıtlı bağımsız bölüme …’den aldığı 700.000TL bedel mukabilinde davalı Hüseyin Şentürk lehine 2. derecede, FBK süre ile ve serbest dereceden istifade edilmek üzere olarak ipotek tesis edildiği, buna göre ipoteğin ana para [kesin borç (karz) ipoteği] olduğu anlaşılmaktadır. İpotek senedinin içeriğinde de “…adı geçen …adına …vekaleten, …’den aldığı 700.000.00TL(yediyüzbin) bedel mukabilinde diğer kredi için … lehine 2. derecede… ” ifadelerine yer verildiği görülmektedir. Somut olayda davacı, babasının isteği üzerine Beyoğlu . Noterliğinin ….02.2014 tarihli ve …yevmiye numaralı vekâletnameyi verdiğini, davalı …ve davalı …’ü tanımadığını, davalı … ile aralarında borç ilişkisi bulunmadığını belirterek haksız olarak adına kayıtlı taşınmaza tesis edilen ipoteğin kaldırılması ve borçlu olmadığının tespiti ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir. Yukarıda ayrıntısıyla bahsedildiği üzere, anapara ipoteğinde, temel ilişkiden doğmuş bulunan bir alacağın teminat altına alındığı, temel borç ilişkisinin geçersiz olması dolayısıyla alacağın bulunmadığı hâlde görünürde yapılan tescilin alacaklı lehine bir rehin hakkı doğurmayacağı hususu dikkate alındığında alacaklının kişisel alacağını ispat etmesi gereklidir. Bu doğrultuda, mahkemece 05.11.2014 tarihli ön inceleme duruşmasında, davalı tarafa dava konusu …ada …parselde …nolu bağımsız bölümün tapu kaydına konulan 700.000TL bedelli ipotek alacağı için alacağın ne şekilde doğduğu, davacıya hangi tarihte, ne şekilde ödendiğine dair yazılı belgeleri ibraz etmesi için iki haftalık süre verilmesine ilişkin ara karar tesis edilmiş, davalı vekili tarafından sunulan ….11.2014 tarihli dilekçede; müvekkilinin kurucusu olduğu …. Şti. ile davacının babasının kurucu ortağı olduğu …. Şti. arasında ticari ilişki bulunduğu, bu ticari faaliyet kapsamında çeşitli tarihlerde ödemeler yapıldığı, 15.03.2014, 16.03.2014, 31.03.2014, 13.04.2014… tarihli çeklerin verildiği, davaya konu taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğin bu çekler ile davacının babasının şirket borçlarından kaynaklandığı ifade edilmiştir. İpotek senedinin içeriği taraflarca belirlenecek olup, ipotek sözleşmesinde hukukî ilişkiye işaret edilmesi ipoteğin tesisi için yeterli olacaktır. Davaya konu ipotek akit tablosunda davacı …adına …’in vekâleten …’den aldığı 700.000TL bedel mukabilinde diğer kredi için ipotek vermeyi kabul ettikleri anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı adına vekâleten davalı lehine tesis edilen dava konusu ipoteğin, davacının babasının kurucu ortağı olduğu …. Şti.’nin davalı …’e olan borcuna ilişkin olduğuna kabule olanak bulunmamaktadır. İpotek alacağa bağlı bir hak olduğundan, tarafların alacağı ipotekle teminat altına alma konusunda anlaşmaları ve bu yöndeki iradelerini Tapu Kanunu’nun 26. maddesi uyarınca resmî şekilde işlem yaparak yerine getirmeleri gerekmektedir. Başka bir deyişle, ortada davacının dava dışı babasının veya babasının kurucu ortağı olduğu şirketin borçlarının teminatını teşkil etmek üzere davalı lehine dava konusu taşınmaza ipotek tesis edildiğine dair resmî şekilde düzenlenmiş ipotek akdi bulunmayıp aksine, davacının davalıdan aldığı borcun teminatı olarak ipotek tesis edilmiştir. Davalının da davacıdan alacaklı olmadığı kendi beyanı ile sabittir. O hâlde, davacı ile davalı … arasında davaya konu ipoteğe temel teşkil eden borç ilişkisinin mevcut olmadığı ve davacının davalıya borcu bulunmadığı anlaşıldığından davacının ipoteğin kaldırılması ve borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi yönündeki talebi yerindedir.” şeklindedir.
Somut olayda; davaya konu ipoteğin ana para ipoteği niteliğinde olduğu, ipoteğin davalının davacı …’den olan alacağına istinaden kurulduğu, ipoteğin niteliği dikkate alındığında bu ipotek akdi ile ipotek tarihinden önceki alacakların teminat altına alındığı, ipotek tarihinden sonra doğan alacakların bu ipotek akdi kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. Bu bakımdan davalı ipotek tarihi olan 15/07/2014 tarihi itibariyle davacı …. Şti.’den 135.000,00 TL tutarında alacaklı olduğunu ispat yükü altındadır. Tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde taraf defterlerinin 15/07/2014 tarihi itibariyle birbiriyle uyumlu olduğu, bu tarih itibariyle davalının 985,30 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. İpotek tarihi itibariyle davalı 135.000,00 TL tutarında alacaklı olduğunu ispatlayamamıştır.
6100 sayılı HMK’nın 225. Maddesine göre; (1) Yeminin konusu, davanın çözümü bakımından önem taşıyan, çekişmeli olan ve kişinin kendisinden kaynaklanan vakıalardır. Bir kimsenin bir hususu bilmesi onun kendisinden kaynaklanan vakıa sayılır.
Her ne kadar davalı yemin deliline dayanmış ise de davacı …’ın davacı …. Şti.’nin davalıya borçlu olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığından davalıya yemin delili hatırlatılmamıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davalının ipotek tarihi itibariyle lehine ipotek verilen …. Şti.’den 135.000,00 TL tutarında alacaklı olduğunu ispatlayamadığından yargılama giderlerinden davalı şirketin sorumlu olduğu kabul edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı …. Şti.’ nin davasının AKTİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
2-Davacı …’ın davası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Davacılar tarafından yatırılan 2.305,46 TL harçtan alınması gereken (2*59,30 TL=) 118,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.186,86 TL fazla yatırılan harcın istek halinde davacılara iadesine,
4-Davacılar tarafından yapılan 95,20 TL harç gideri ve 2.876,90 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2.972,10 TL yargılama giderinin (takdiren 1/2’sinin davacı … tarafından yapılan yargılama gideri olduğunun kabulü ile) 1.486,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
5-Davacı …. Şti tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı …. Şti.’den alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı … vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 16.775,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
8-Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …E …K sayılı görevsizlik kararı nedeniyle 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının HMK 333.maddesine göre karar kesinleştiğinde Yazı İşleri Müdürlüğü’nce davacılara iadesine,
Dair ; davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/11/2021

Katip … Hakim …

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.