Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/165 E. 2021/574 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:

BAŞKAN:
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI:
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 31/10/2014 tarihli dilekçesiyle; davalı … ile dava dışı …’ün 2010 yılında davacı şirketi kurduklarını, davacı şirketin ünvanının …. Şti. iken sonradan …. Şti. olarak değiştirildiğini, taraflar arasındaki anlaşmazlık üzerine davalının davacı şirketteki bütün hisselerini …’e devrettiğini, davalı …’ın 2011, 2012, 2013 ve 2014 yıllarında davacı şirketi tek başına yönettiğini, davalının davacı şirketteki hissesini devrederek ayrılmasından sonra davacı şirket hesaplarında yaptırılan incelemeler sonucu, davalının kendisine ve eşine usulsüz olarak davacı şirketten ödeme yaptığının ve iade edilmediğinin belirlendiğini, davalıya çıkartılan ihtarnameye rağmen de haksız ödenen bu bedellerin iade edilmediğini beyan ederek, davalının kendisine ve eşine davacı şirketten ödeme yapmak suretiyle haksız aldığı paralardan dolayı şimdilik 50.000 TL.’nin ihtarnemenin tebliğ tarihi olan 12/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı vekili, öncelikle görev itirazında bulunmuş, 14/03/2014 tarihli sözleşme başlıklık belgenin ibra niteliğinde olduğunu, davalının şirketten tahsil ettiği paraları şirket için harcadığını beyan ederek davanın reddini istemiş ayrıca, davalının davacı şirketteki alacağından dolayı 26/11/2014 tarihinde karşı dava açmıştır.
Açılan dava Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …E. sırasına kaydedilmiştir.
Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyasında davalı-karşı davacı …’ın karşı davasındaki talepleri yönünden 16/06/2015 tarihinde 1. tefrik ara kararı verilerek, davalı-karşı davacı …’ın şirketteki çalıştığı mesaiye ilşikin ücret alacağı (huzur hakkı) yönünden davanın tefrik edilerek aynı mahkemenin …E. sırasına, …’ın kâr payına ilişkin alacak davasının ise aynı mahkemenin …E. sırasına kaydına karar verilmiştir.
Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyasında davalı-karşı davacı …’ın karşı davasındaki talepleri yönünden 07/04/2016 tarihinde 2. tefrik ara kararı verilerek, davalı-karşı davacı …’ın …plakalı aracın devrinden doğan alacağına ilişkin davanın tefrik edilerek dosyanın Konya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Karşı davacı …’ın tefrik olan 3 karşı davasının tamamının sonradan görevsizlik ve birleştirme kararları sonucu Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. sırasına kaydedildiği, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2017 gün ve …E. – …K. sayılı ilamı ile de, …’ın (öncesi karşı dava olan) 3 davasından kâr payı alacağı ve huzur hakkı alacağına ilişkin davaların reddine, araç bedeline ilişkin alacak davasının ise kabulüne karar verildiği belirlenmiş, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyasından ilgili karar ve rapor suretleri bu dosyamıza da getirtilmiştir.
Böylece Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyasında sadece davacı şirketin açtığı alacak davasının kaldığı anlaşılmıştır. Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 25/04/2017 gün ve …E. …K. sayılı ilamı ile davacı şirketin davasının kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, karara karşı istinaf yoluna gidilmesi üzerine Ankara BAM . HD’nin 13/09/2017 gün ve …E. …K. sayılı ilamı ile verilen bu kararın kaldırılmasına ve dosyanın yetkili ve görevli Konya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, dosya tevzi sonucu Mahkememizin …E. sırasına kaydedilmiştir.
Davacı şirket vekili (görevsizlik kararı öncesi) 03/02/2017 tarihli ıslah dilekçesiyle ; alacak taleplerini 50.000 TL.’den 339.230 TL.’ye yükselttiklerini beyan etmiş, dilekçenin davalı tarafa tebliği sağlanmıştır.
Mahkememizin 27/12/2019 gün ve …E. …K. sayılı ilamı ile davacının davasının kabulüne karar verilmiş, karara karşı istinaf yoluna gidilmesi üzerine Ankara BAM . HD’nin 11/02/2021 gün ve …E. …K. sayılı ilamı ile verilen bu kararın kaldırılmasına ve dosyanın Mahkememize gönderilmesine karar verilmiş, dosya Mahkememizin …E. sırasına kaydedilmiştir.
Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden davacı şirkete ait ilgili belge suretleri getirtilmiş, davacı tarafından ihtarname sureti ile davacı şirket tarafnıdan yaptırılan özel incelemeye ilişkin 24/06/2014 tarihli rapor sureti ibraz edilmiştir. Davalı tarafından ise, limited şirket hisse devri sözleşmesi ile 14/03/2014 tarihli sözleşme başlıklı sözleşme fotokopisi ve cevabi ihtarname sureti ibraz edilmiştir. Davacı şirketin SGK ve vergi dairesi kayıtları ile ilgili banka kayıtları getirtilmiş, Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyasında 10/11/2015 tarihli 1. bilirkişi raporu, 01/04/2016 tarihli 2. (bilirkişi heyeti) raporu alınmıştır. Dosyanın görevsizlik kararı ile Mahkememize gönderilmesi üzerine, Mahkememiz tarafından da bilirkişi heyetinden 26/11/2018 tarihli rapor, 08/07/2019 tarihli 1. ek rapor ve 26/12/2019 tarihli 2. ek rapor alınmıştır. Ankara BAM HD’nin son karar gereğince de davacı taraf 15/09/2021 tarihli ortaklar kurulu kararına ibraz etmiştir.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “davacı limited şirket (önceki) yöneticisine karşı açılan sorumluluk (alacak)” davasıdır.
Somut olayda ; davalı …’ın, 2011, 2012, 2013 ve 2014 yıllarında davacı şirketin ortağı ve (tek) yöneticisi olduğu, 14/03/2014 tarihide davacı şirketteki hissesini devrederek davacı şirket ortak ve yöneticiliğinden ayrıldığı sabittir.
Davacı şirket tarafından, davalının şirket ortak ve yöneticiliğinden ayrılmasından sonra şirket hesaplarının incelettirildiği ve davalının bizzat kendi adına ve eşi adına şirketten ödemeler yapmak suretiyle davacı şirkete zarara uğrattığı iddiasıyla bu alacak davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Yargıtay . HD’nin 29/11/2018 gün ve …E. …K. sayılı emsal içtihadına göre, “Dava, limited şirket müdürünün sorumluluğuna ilişkindir… sorumluluk davasının açılabilmesi için, bu yönde alınmış bir ortaklar kurulu kararı bulunması gerekmekte olup bu husus dava şartıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uygulaması da aynı yöndedir (m. 618/son). Dava konusu olayda sorumluluk davası açılması için alınmış bir genel kurul kararı bulunmadığından dava açma koşulu oluşmamış ise de bu husus yargılama sırasında tamamlanabilir.”
Yukarıda yazılı Yargıtay emsal içtihadı ve Ankara BAM . HD’nin son kararı gereğince, davacı tarafa sorumluluk davasına ilişkin ortaklar kurulu kararı ibraz etmeleri için kesin süre verilmiş, davacı taraf, 15/09/2021 tarihli ortaklar kurulu kararı ibraz ettiğinden bu dava şartının yerine getirildiği belirlenmiştir.
Dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan ve Mahkememizde görevlendirilen bilirkişilerden temin edilen 26/11/2018 tarihli rapor, 08/07/2019 tarihli 1. Ek rapor ve 26/12/2019 tarihli 2. Ek rapora göre; davalı …’ın, davacı şirkette ortak ve yönetici olarak görev yaptığı 2011, 2012, 2013 ve 2014 yıllarında (banka havalesi olarak) kendisi adına 327.858 TL, eşi …adına 9.415 TL. ödeme yaptığı, 14/05/2012-26/03/2014 döneminde de otomatik ödeme talimatıyla davalının bireysel emeklilik hesabına 4.322 TL. ödenmesini sağladığı, dolasıyla davalı …’ın, davacı şirketten kendisi ve eşi adına haksız olarak 341.595 TL. olarak tahsil ettiği belirlenmiştir.
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyasında sadece 2013 ve 2014 yıllarına ilişkin kayıtların incelendiği, Mahkememizde ise 2011, 2012, 2013 ve 2014 yılları kayıtlarının incelendiği, her iki mahkemede müşterek olan 2013 ve 2014 yılları arasındaki bilirkişi raporlarında meydana gelen farklılığın ise, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinde sadece ticari defter (yevmiye defterleri) kayıtlarının, Mahkememizdeki dosyada ise hem davacı şirket ticari defter ve kayıtlarının hem de banka kayıtlarının incelenmesinden kaynaklandığı, Mahkememizdeki incelemenin aralarında bankacı bilirkişinin de bulunduğu heyet tarafından yapılması nedeniyle daha isabetli olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizde alınan bilirkişi heyetinin rapor ve ek raporlarından, davacı şirketin incelenen 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin yevmiye defterlerinin kapanış tasdikinin yapılmadığı, ilk incelemede 2014 yılına ilişkin yevmiye defterinin bir kısmının eksik olduğu ancak hem Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyasında hem de, Mahkememizin bu dosyasında, 2014 yılı yevmiye defterindeki ilgili sayfa eksiklikleri giderildikten sonra ek raporların tanzim edildiği (2. ek rapordaki açıklamalardan) anlaşılmıştır.
Davalı taraf, davacı şirketin incelenen bir kısım yıllara ilişkin yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapılmaması nedeniyle, davacı şirket lehine delil teşkil etmeyeceği ve hükme esas alınamayacağını belirtmiş ise de;
Davacı şirketin kapanış tasdiki olmayan 2011 yılı yevmiye defteri dışında, inceleme konusu olan 2012, 2013 ve 2014 yılları yevmiye defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, 2011 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikini yaptırmanın davalının davacı şirkette yönetici olduğu zamana ilişkin olması nedeniyle davalının sorumluluğunda bulunduğu, kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeyeceğinin evrensel hukuk prensibi olduğu ayrıca, sadece yevmiye defterlerine göre değil banka kayıtlarına göre de davalının sorumluluk tutarının belirlendiği görülmüştür.
Kaldı ki, davalı vekili 27/12/2019 tarihli duruşmada ve 23/12/2019 tarihli dilekçesinde davacı şirketin iddia ettiği paraların davalı tarafından alındığını ancak, bu paraların şirket ihtiyaçlarını için kullanıldığını beyan ederek, aksini davacı şirketin ispat etmesi gerektiğini savunmuştur. Ancak, davalının, ilgili paraların davacı şirketten alındığını kabul etmesi karşısında, genel ispat kurallarına göre bu bedellerin şirket için harcandığını ispat yükü davalıya düştüğü sonucuna varılmış, davalı tarafın ispat yüküne yönelik beyanları kabul edilmemiştir.
Davalı taraf davacı şirket banka ve ticari defter kayıtlarının aksine herhangi bir delil veya belge sunamamış, dava konusu 2011-2014 yıllarına ilişkin ticari defter ve özellikle harcama belgelerini usulüne uygun tutma yükümlülüğünün de yine davalıda olduğu, davalının aldığı paralardan şirket için yaptığı harcamalar var ise bunların ticari defter ve belgelere usulüne uygun olarak kaydedilmesinin davalının sorumluluğunda olduğu, bu yönde usulüne uygun bir kayıt veya belgenin olmadığı durumlarda davacı şirketin sonraki yöneticisine yemin teklif edilmesinin de bir sonucunun olmayacağı, çünkü davacı şirket ticari defter ve belgelerinde yer almayan varsa harcamaların şirket için yapılıp yapılmadığını şirketin sonraki yöneticisinden bilmesinin beklenemeyeceği ve yeminin bir sonucunun da olmayacağı kanaatine varılarak, sonraki şirket yöneticisine yemin teklif edilip edilmeyeceği davalı tarafa sorulmamıştır.
Davalı taraf, 14/03/2014 tarihli sözleşme başlıklık belgenin ibra niteliğinde olduğunu savunmuş ise de; bu belgenin içeriği itibariyle açık veya örtülü bir ibra niteliğinde belge olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı şirketin, davalının sorumluluğu nedeniyle davalıdan olan alacağı 341.595 TL. ise de; ıslah dilekçesinde 339.230 TL. istenilmesi ve talepten fazlaya karar verilemeyecek olması nedeniyle, davacının davasının kabulü ile 339.230 TL. alacağın davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Davacı taraf, dava dilekçesinde istenilen alacak miktarı için faiz talebinde bulunmuş ancak, ıslah ile artırılan kısım için faiz istememiş ise de;
Yargıtay HGK’nun 25.01.2017 gün ve …E. …K. sayılı emsal içtihadında da belirtildiği üzere, “Kısmi ıslahın faize karar vermek için talep şartı yönünden ayrı bir dava, diğer bir deyişle ek dava olarak nitelendirilemeyeceği, davanın kısmen ıslahı ile ek davanın esas itibariyle farklı kurumlar olmaları nedeniyle ıslah ile ilgili uyuşmazlıkların ıslah kurumu çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği, kısmi ıslahta davacının sadece talep sonucundaki miktarı değiştirdiği, davacının dava dilekçesindeki diğer unsurların aynen devam ettiği yönünde iradesinin mevcut olması dikkate alındığında ıslah ile arttırılan kısım için faiz talep edilmese bile dava dilekçesinde mevcut olan faiz talebinin kısmi ıslah için de geçerli olduğu kabul edilmiştir.”
Davacı taraf, alacak taleplerine ihtarnemenin tebliğ tarihi olan 12/07/2014 tarihinden itibaren ticari faizi yürütülmesini istemiş ise de; alacak talebine ilişkin ihtarnamenin davalıya 12/07/2014 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarname ile davalıya 7 günlük süre tanındığı ve 7 günlük sürenin dolduğu 22/07/2014 tarihi itibariyle davalının temerrüte düştüğü görüldüğünden faize temerrüt tarihi olan 22/07/2014 tarihinden itibaren hükmetmek gerekmiş, feri nitelikteki fazlaya ilişkin faiz talebi reddedilmiş, taraflar arasındaki ilişkinin ticari ilişki olması nedeniyle talep gibi faizin de ticari faiz (avans faizi) olması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 25/04/2017 gün ve …E. 2017/202 K. sayılı ilamı ile davacı şirketin davasının kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, karara karşı istinaf yoluna gidilmesi üzerine de Ankara BAM . HD’nin 13/09/2017 gün ve …E. …K. sayılı ilamı ile verilen bu kararın kaldırılmasına ve dosyanın yetkili ve görevli Konya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş ise de; Yargıtay HGK’nun 28.02.2019 gün ve …E. …K. sayılı emsal içtihadı gereğince davalı lehine görevsizlik kararından dolayı ayrıca vekalet ücretine hükmedilmemiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının KABULÜ ile 339.230 TL. alacağın, temerrüt tarihi olan 22/07/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacı şirkete verilmesine, davacı şirketin feri nitelikteki fazlaya ilişkin faiz taleplerinin reddine,
2-Karar tarihi itibariyle (ve dava değerinin 339.230 TL. olduğunun kabulü ile) alınması gereken 23.172,80 TL. nispi karar ve ilam harcından, ıslah harcı dahil peşin alınan 5.793,90 TL. harcın mahsubu ile kalan 17.378,90 TL. harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan peşin harç ve ıslah harcı dahil 10.170,90 TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca (dava değerinin 339.230 TL. olduğunun kabulü ile) davacı vekilleri için 32.196,10 TL. nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, davalıya ait …plakalı aracın kaydına (görevsizlik kararı öncesi Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyasından) konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına,
7-Davacının yatırdığı teminat iade edilmiş olduğundan, teminatın iadesi konusunda ayrıca bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-Görevsizlik kararından dolayı davalı lehine vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde re’sen ilgili taraflara iadesine,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, Ankara BAM ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/11/2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …