Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/138 E. 2021/428 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:

BAŞKAN:
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALILAR:
VEKİLLERİ:
BİRLEŞEN KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
…E. …K. SAYILI DAVASI YÖNÜNDEN :
DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALILAR:
VEKİLLERİ:
DAVA : TESPİT ve ALACAK
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 14/08/2008 tarihli dilekçesiyle ve yargılama sırasındaki beyanlarıyla ; davacı tarafından davalı şirkete para yatırıldığını, davalı şirket temsilcileri tarafından para yatırılırken, davacının davalı şirkete ortak olacağı, yatırılan para karşılığında yüksek kazanç elde edeceği ve yatırdığı paranın istendiğinde kendisine iade edileceği konusunda davacıya güven telkin edildiğini, davalı holdingin grup şirketleri bünyesinde barındırdığını, davacının yatırdığı paraları geri istediğinde davalı şirketin ödeme yapmadığını, diğer davalıların da davalı şirketin (ve birleşmeden önceki alt grup şirketlerin) (önceki) yöneticisi olduğunu, davalı şirket ile birlikte davacıya karşı sorumlu olduklarını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespiti ile davacının davalı şirkete yatırdığı paralardan dolayı şimdilik, 6.500 TL.nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Açılan dava Bakırköy . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. sırasına kaydedilmiştir.
Bakırköy . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/05/2009 gün ve …E. …K. sayılı ilamı ile davalı şirket yönünden yetkisizlik kararı, diğer davalılar yönünden husumet yokluğu nedeniyle ret kararı verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay . HD’nin 23/05/2011 gün ve …E. …K. sayılı ilamı ile karar bozulmuştur.
Bozma kararı sonrası dosya Bakırköy . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. sırasına kaydedilmiş, Bakırköy . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/12/2011 gün ve …E. …K. sayılı ilamı ile bütün davalılar yönünden yetkisizlik kararı verilmiş ve dosya Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. sırasına kaydedilmiştir.
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyası mahkeme kapanması ve dosya devri nedeniyle Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. sırasına kaydedilmiştir.
Davacı vekili 22/11/2017 tarihli dilekçesiyle ve yargılama sırasındaki beyanlarıyla ; davacı tarafından davalı şirkete para yatırıldığını, davalı şirket temsilcileri tarafından para yatırılırken, davacının davalı şirkete ortak olacağı, yatırılan para karşılığında yüksek kazanç elde edeceği ve yatırdığı paranın istendiğinde kendisine iade edileceği konusunda davacıya güven telkin edildiğini, davalı holdingin grup şirketleri bünyesinde barındırdığını, davacının yatırdığı paraları geri istediğinde davalı şirketin ödeme yapmadığını, diğer davalıların da davalı şirketin (ve birleşmeden önceki alt grup şirketlerin) (önceki) yöneticisi olduğunu, davalı şirket ile birlikte davacıya karşı sorumlu olduklarını, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyasında istenilen 6.500 TL.’nin haricinde davacının 14.568 TL. daha alacağının kaldığının belirlendiğini beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespiti ile davacının davalı şirkete yatırdığı paralardan dolayı Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyasında istenilen 6.500 TL.’nin dışında kalan 14.568 TL. alacağın ilk ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Açılan bu dava Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. sırasına kaydedilmiştir.
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/11/2017 gün ve …E. ….K. sayılı ilamı ile davanın Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. (bozma kararı sonrası …E.) sayılı davası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/03/2018 gün ve …E. …K. sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı temyiz yoluna gidilmesi üzerine Yargıtay . HD’nin 27/02/2019 gün ve …E. …K. sayılı ilamı ile bozma kararı verilmiş, bozma kararı sonrası dosya Mahkememizin …E. sırasına kaydedilerek, birleşen her iki dava yönünden bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yapılan yargılama sonunda, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/12/2019 gün ve …E. ….K. sayılı ilamı ile, davalılardan ….’ye karşı açılan davanın kesin hükme ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, diğer davalılara karşı açılan dava yönünden ise 3332 s. Yasa’nın Geçici 4. maddesine istinaden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karara karşı temyiz yoluna gidilmesi üzerine Yargıtay HD.’nin 10/11/2020 gün ve …E. ….K. sayılı ilamı ile karar kısmi olarak …. yönünden davacı yararına bozulmasına, diğer davalar hakkındaki kararın ise onanmasına karar verilmiş, kısmi bozma kararı sonrası dosya Mahkememizin …E. sırasına kaydedilmiştir.
Birleşen her iki davada dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı şirket vekili, öncelikle hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazı ile Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …E. …K. sayılı tanıma tenfiz ilamına konu olan yabancı mahkeme kararından dolayı davalı şirket yönünden kesin hüküm itirazında bulunmuş ve diğer davalılar yönünden ise yargılama sırasında yürürlüğe giren 7194 s. Kanun’un 41. maddesi (3332 s. Kanun’un Geçici 4. maddesi) gereğince davada karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini istemiştir.
Davacının UYAP Mernis ve Takbis kayıtları çıkartılmış ve davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarına ilişkin Ticaret Sicil Gazetesi suretleri başka dosyalarımızdan alınarak bu dosyamıza da konulmuştur.
Davanın açılmasından sonra, 7194 s. Kanun’un 41. maddesi ile “25/03/1987 tarihli ve 3332 s. Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler ile 3182 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanunun da Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’a” Geçici 4. maddenin eklendiği, bu düzenlemenin 07/12/2019 gün ve 30971 s. Resmi Gazete’de yayınlanarak aynı gün yürürlüğe girdiği görülmüş, söz konusu düzenlemeye ilişkin Resmi Gazete’nin ilgili kısmının fotokopisi dosyamıza konulmuştur.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Tespit ve Alacak” davasıdır.
Somut olayda ; Dosyamıza suretleri konulan Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 28/05/2010 gün ve 7573 sayılı nüshasının 209. sayfasınındaki bilgilerden … ‘nin ünvanının …olarak değiştirildiği, 17/07/2012 gün ve …sayılı nüshasının … sayfasındaki bilgilerden …’nin , …’nin bünyesine girerek …’ye devredilmek suretiyle birleştirilmesine ve tasfiyesiz infisahına karar verildiği ve 08/06/2017 gün ve …sayılı nüshasının …. sayfasındaki bilgilerden de …’nin ünvanının … olarak değiştirilmesine karar verildiği anlaşılmış, gerekçeli kararımızın karar başlığında da davalı şirket, güncel ünvanına uygun olarak … olarak yazılmıştır.
Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 30/11/1995 gün ve …sayılı nüshasının …. sayfasınındaki bilgilerden …’ın, …. nin kurucu yönetim kurulu başkanı olduğu, …, …., … ve … ise yönetim kurulu üyeleri olduğu, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 08/12/1997 gün ve …sayılı nüshasının …. sayfasındaki bilgilerden de …’ın davalı şirketin birleşme öncesi alt grup şirketlerinden olan …’nin kurucu yönetim kurulu başkanı, … ve …. kurucu yönetim kurulu üyelerinden olduğu, yine Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 28/05/2010 gün ve …sayılı nüshasının … sayfasındaki bilgilerden de …’in, …’nin yönetim kurulu başkanı …’nun ise yönetim kurulu üyelerinden olduğu anlaşılmıştır.
Davada çözülmesi gereken sorunlar ; haklarındaki karar onanan gerçek kişiler yönünden bir önceki kararımızın kesinleşip kesinleşmediği, kısmi bozma kararına konu olan hüküm yönünden yani davalılardan …. yönünden önceki kararda direnilerek kesin hükme ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine mi? yoksa kısmi bozma ilamına uyularak 3332 s. Yasa’nın Geçici 4. maddesine istinaden davada karar verilmesine yer olmadığına dair mi? karar verilmesi gerektiği sorunlarıdır.
Davalılar …, … ve … yönünden yapılan değerlendirmede;
Mahkememizin 31/12/2019 gün ve …E. ….K. sayılı ilamının 2 nolu hüküm fıkrası ile davalılardan …, … ve … hakkında birleşen her iki dava yönünden verilen karar, Yargıtay . HD.’nin 10/11/2020 gün ve …E. …K. sayılı ilamı ile açıkça onandığından ve bu karara karşı taraflarca karar düzeltme yoluna gidilmeyip karar kesinleştiğinden, bu davalılar yönünden kararın kesinleşmiş olması nedeniyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Kısmi bozma ilamına konu olan davalılardan …yönünden yapılan değerlendirme de ise;
Davalı şirket vekili, Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 17/12/2015 tarihinde kesinleşen …E. ….K. sayılı tanıma ve tenfiz kararına konu olan Federal Almanya Cumhuriyeti (Allgaeu) Kempten Asliye Hukuk Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 23/07/2007 gün ve 3 O 1581/06 sayılı kararından dolayı kesin hüküm itirazında bulunmuştur.
Birleşen her iki dava yönünden usül ve yasaya uygun görülerek uyulmasına karar verilen Yargıtay . HD’nin 27/02/2019 gün ve …E. ….K. sayılı önceki bozma ilamında da belirtildiği üzere, tanıma tenfiz ilamına konu olan yabancı mahkeme kararının bu davayı etkileyeceği anlaşılmış, her ne kadar bozma ilamında tanıma tenfiz kararının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği belirtilmiş ise de, tanıma ve tenfiz kararının 17/12/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Tanıma tenfiz kararına konu olan yabancı mahkemedeki dava ile bu davanın davacılarının aynı kişi olduğu, davalısının … (şirket birleşmesi ve ünvan değişikliği sonucu ….) olduğu, Mahkememizdeki davada başka davalıların da bulunduğu, birleşen her iki davanın sebebinin (haksız fiil) ve konusunun (para alacağı) aynı olduğu anlaşılmıştır. İspat edilemeyen davanın reddine ilişkin yabancı mahkeme ilamının ve bu ilamın tanınması ve tenfizine ilişkin Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …E. …K. sayılı ilamının kesinleşmiş olması nedeniyle, kesinleşen bu kararın mahkememizdeki bu birleşen her iki davada davalılardan …yönünden kesin hüküm oluşturduğu kabul edilmiştir.
05/12/2019 gün ve 7194 s. Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 s. Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, 07/12/2019 gün ve 30971 s. Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş, 7194 s. Kanun’un yayınlandığı gün yürürlüğe giren 41. maddesi ile de, “25/03/1987 tarihli ve 3332 s. Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler ile 3182 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanunun da Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’a” Geçici 4. madde eklenmiştir.
3332 s. Kanun’un Geçici 4. maddesine göre de, “(Ek:5/12/2019-7194/41 md.) 31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.
Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.”
Mahkememizin 31/12/2019 gün ve ….E. ….K. sayılı ilamının 1 nolu hüküm fıkrası ile, davalılardan …’ye karşı açılan ve birleştirilen her iki davanın kesin hükme ilişkin dava şartı nedeniyle usulden reddine karar verilmesine rağmen, Yargıtay . HD.’nin 10/11/2020 gün ve …E. …K. sayılı ilamı ile, yargılıma sırasında 3332 s. Yasa’nın Geçici 4. maddesinin yürürlüğe girmesi, bu düzenlemenin eldeki derdest davalar yönünden de uygulanmasının gerekmesi nedeniyle, davalılardan …hakkındaki birleşen her iki davada, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile önceki kararımız davalılardan …yönünden davacı yararına bozulmuştur.
Yargıtay . HD.’nin 10/11/2020 gün ve ….E. ….K. sayılı son bozma ilamında, kesin hükme rağmen dava şartı yokluğundan değil, 3332 s. Yasa’nın Geçici 4. maddesine istinaden davalılardan …yönünden (de) birleşen her iki davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği bildirilmiş ise de;
Yine Yargıtay . HD’nin 17/02/2020 gün ve ….E. ….K. sayılı emsal içtihadına göre, “Davacı vekili; müvekkilinin yüksek faiz getireceği ve istendiği an geri ödeneceği garantisi ile davalı tarafa 251.905,00 DM miktarında para verdiğini, parasının müvekkiline iadesinin gerektiğini, ancak müvekkilinin verdiği paraları geri istemesine rağmen davalı tarafça müvekkilinin parasının iade edilmediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 251.905,00 DM karşılığı 128.000,00 EURO’nun 03.03.2000 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle ödeme tarihindeki TL karşılığı üzerinden tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; kesin hüküm itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalı aleyhine Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında açtığı davanın aynı nitelikte olduğu, ….karar sayılı kararla 04.04.2012 tarihinde davanın esastan reddine ilişkin verilen kararın temyiz yasa yoluna başvurulmaması nedeniyle 03.01.2014 tarihinde kesinleştiği, anılan kararın işbu dava açısından kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir…
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına ve 7194 sayılı Kanunun, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-i maddesindeki dava şartı olan kesin hükmün nazara alınmamasını gerektiren bir etkisinin bulunmamasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.”
Yargıtay 11. HD.’nin yukarıda yazılı emsal içtihadında da belirtildiği üzere, 3332 s. Yasa’nın Geçici 4. maddesi, 6100 s. HMK.’nin genel hükümlerini ve bu arada re’sen ve her aşamada gözetilmesi gereken (görev, kesin hüküm, hukuki yarar, derdestlik v.s. gibi) dava şartlarının uygulanmasını veya davadan feragat ya da davanın açılmamış sayılması gibi düzenlemelerini açıkça ortadan kaldıran bir içeriğe sahip değildir.
Derdest bir davada sonradan yürürlüğe giren 3332 s. Yasa’nın Geçici 4. maddesine rağmen, bu maddeye göre karar verilmeden önce, davadan usulüne uygun olarak feragat edilmesi halinde (ki mahkememizde uygulaması da mevcuttur. Örneğin Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. sayılı davası) davanın feragat nedeniyle reddine mi? yoksa 3332 s. Yasa’nın Geçici 4. maddesine göre davada karar verilmesine yer olmadığına mı? karar verilmesi gerekecektir. Daha bir abartalı örnek vermek gerekirse bu tespit ve alacak davasının görevsiz bir mahkemede açılması halinde, sonradan yürürlüğe giren 3332 s. Yasa’nın Geçici 4. maddesine göre mi? karar verilecek yoksa görevsizlik kararı mı? verilmesi gerekecektir. Ya da taraflar 3332 s. Yasa’nın Geçici 4. maddesine rağmen davayı takipsiz bırakamayacaklar mıdır?
Bilindiği üzere kesin hüküm, 6100 s. HMK.’nin 114/1-i maddesi gereğince bir dava şartı olup, yine aynı yasanın 115/1 maddesi gereğince de re’sen ve her aşamada gözetilmesi gerekmektedir.
3332 s. Yasa’nın Geçici 4. maddesinin bir bütün halinde yorumlanması sonucu bu düzenlemenin amacının, 6100 s. HMK.’nin genel hükümlerinin özellikle dava şartlarının, davadan feragat, davayı takipsiz bırakma ve dosyanın işlemden kaldırılması gibi hükümlerinin uygulanmasını engelleyen bir düzenleme olmadığı, sadece esastan görülmesi ve incelenmesi gereken derdest bu tür davalarda, karar verilmesine yer olmadığına karar verilip yargılama giderlerinin yasa kapsamındaki davalı şirketlere yükletilmesi ve davacı taraf yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi ve ihtilafların bu şekilde sonuçlandırılması amacını taşıdığı sonucuna varılmış, Yargıtay 11. HD.’nin yukarıda yazılı emsal kararında da bu tür davalarda dava şartlarının uygulanmasında bir isabetsizlik olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, Yargıtay . HD.’nin 10/11/2020 gün ve ….E. ….K. sayılı kısmi bozma ilamına karşı, önceki kararda davalılardan …yönünden direnilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
3332 s. Kanun’un Geçici 4/2. maddesine göre de, yargılama gideri ile maktu vekalet ücretinin ortaklık üzerinde bırakılması gerektiğinden, davalılardan şirket (…’ye karşı açılan davanın kesin hükme ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi karşısında, diğer davalılar yönünden yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerektiği, şirket hariç diğer davalılar yönünden davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Ayrıca, asıl …E. (bozma kararı öncesi …E.) sayılı davada daha önce verilmiş yetkisizlik kararından dolayı, Yargıtay . HD.nin 18.10.2017 gün ve …E. …K. sayılı emsal içtihadı gereğince davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1- Yargıtay . HD.’nin 10/11/2020 gün ve …E. ….K. sayılı kısmi bozma ilamına karşı, Mahkememizin 31/12/2019 gün ve ….E. ….K. sayılı ilamının 1 nolu hüküm fıkrası yönünden DİRENİLMESİNE ve davacı … tarafından davalılardan …’ye karşı açılan Mahkememezin …E. sayılı (Bakırköy . ATM’nin …E. sırasında kayıtlı iken Yargıtay 1. bozma kararı sonrası Bakırköy . ATM’nin …E. sırasına kaydedilip, yetkisizlik kararı sonrası Konya . ATM’nin …E. sırasına ve devir kararı ile de Konya . ATM’nin …E. sırasına kaydedilen ve Yargıtay 2. bozma kararı sonrası Mahkememizin …E. sırasına kaydedilen) davası ile birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. sayılı davalarının, KESİN HÜKME İLİŞKİN DAVA ŞARTI YOKLUĞU NEDENİYLE USULDEN REDDİNE,
2-Mahkememizin 31/12/2019 gün ve …E. …K. sayılı ilamının 2 nolu hüküm fıkrasında yer alan, “Davacı … tarafından …E. sayılı (bozma kararı öncesi …E. sayılı) dosyada …, … ve …’a karşı açılan ve birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyasında da … ve …’na karşı açılan davaları yönünden, 07/12/2019 gün ve 30971 s. Resmi Gazete’de yayınlanarak aynı gün yürürlüğe giren ve 7194 s. Kanun’un 41. maddesi ile “25/03/1987 tarihli ve 3332 s. Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler ile 3182 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanunun da Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’a” eklenen Geçici 4/2. maddesi gereğince, davacının bu iki davası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA” dair hüküm, Yargıtay 11. HD.’nin 10/11/2020 gün ve 2020/1217 E. 2020/4928 K. sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiğinden, aynı konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Karar tarihi itibariyle ;
a) …E. sayılı dava yönünden ; peşin alınan 87,80 TL. nispi karar ve ilam harcından, alınması gereken 59,30 TL. harcın mahsubu ile kalan 28,50 TL. harcın istek halinde davacıya iadesine,
b) Birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. sayılı davası yönünden; peşin alınan 248,79 TL. nispi karar ve ilam harcından, (kesinleşen karar tarihi itibariyle) alınması gereken 44,40 TL. harcın mahsubu ile kalan 204,39 TL. harcın istek halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7/2. ve 13/1. maddeleri uyarınca ;
a) …E. sayılı dava yönünden ; (dava değerinin 6.500 TL. olduğunun kabulü ile) davalılardan …vekilleri için 975 TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılardan …’ye verilmesine,
b) Birleşen Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….E. sayılı davası yönünden; (dava değerinin 14.568 TL. olduğunun kabulü ile) davalılardan …vekilleri için 2.185,20 TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılardan ….’ye verilmesine,
5-Asıl davaya ilişkin yetkisizlik kararından dolayı davalı taraf lehine vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,
6-Birleşen her iki davada, davalılardan …hariç diğer davalılar yönünden (de), davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği için davacı avansından yapılacak yargılama giderlerinin de davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Birleşen her iki davada, davalılardan …tarafından yapılan 161,80 TL. yargılama giderinin davacı …’den alınarak davalılardan …’ye verilmesine,
9-Birleşen her iki davada, taraflarca tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde ve re’sen ilgili taraflara iadesine,
Dair ; tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren ( 15 ) gün içerisinde, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile temyizi kabil olmak üzere ve oy birliğiyle karar verildi. 29/09/2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …