Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/135 E. 2021/427 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:

BAŞKAN:
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALILAR:
VEKİLLERİ:
DAVA : TESPİT ve ALACAK
DAVA TARİHİ:
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH:

Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 21/06/2007 tarihli dilekçesi ve son duruşmadaki tavzih beyanlarıyla ; davacı tarafından davalı şirkete para yatırıldığını, davalı şirket temsilcileri tarafından para yatırılırken, davacının davalı şirkete ortak olacağı, yatırılan para karşılığında yüksek kazanç elde edeceği ve yatırdığı paranın istendiğinde kendisine iade edileceği konusunda davacıya güven telkin edildiğini, davacıya yatırılan para karşılığında ortaklık durum belgesi ve hisse senetleri verildiğini, davalı holdingin grup şirketleri bünyesinde barındırdığını, davacının yatırdığı paraları geri istediğinde davalı şirketin ödeme yapmadığını, şirket dışındaki diğer davalıların ise davalı şirketin kurucu yönetim kurulu başkanı ve yetkilileri olduğunu, davacının zararından şirket ile birlikte bu kişilerin de sorumlu olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespiti ile davacının davalı şirkete yatırdığı 4.280 Euro karşılığı 7.704 TL.’nin tahsil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı şirket vekili, yargılama sırasında yürürlüğe giren 7194 s. Kanun’un 41. maddesi (3332 s. Kanun’un Geçici 4. maddesi) gereğince davada karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini istemiştir.
Davacının UYAP Mernis ve Takbis kayıtları çıkartılmış ve davalı şirketin ticaret sicil kayıtlarına ilişkin Ticaret Sicil Gazetesi suretleri başka dosyalarımızdan alınarak bu dosyamıza da konulmuştur.
Açılan dava Mahkememizin …E. sırasına kaydedilmiş, Mahkememizin 22/10/2008 gün ve …E. …K. sayılı ilamı ile davanın davalı …yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı şirket yönünden de ispat edilemediğinden reddine karar verilmiştir. Kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay . HD.nin 07/02/2010 gün ve …E. …K. sayılı ilamı ile karar bozulmuştur. Bozma kararına karşı karar düzeltme yoluna gidilmesi üzerine, Yargıtay . HD.nin 06/05/2011 gün ve …E. …K. sayılı ilamı ile karar düzeltme talebi reddedilmiş, dava Mahkememizin …E. sırasına kaydedilmiş ve bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yapılan yargılama sonunda Mahkememizin 06/03/2019 gün …E. …K. sayılı ilamı ile davacının davasının kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiş, bu kararın da taraflarca temyiz edilmesi üzerine Yargıtay . HD.’nin 23/12/2020 gün ve …E. …K. sayılı ilamı ile, karar bozulmuş, bozma sonrası dava mahkememizin …E. sırasına kaydedilmiş ve bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Davanın açılmasından sonra, 7194 s. Kanun’un 41. maddesi ile “25/03/1987 tarihli ve 3332 s. Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler ile 3182 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanunun da Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’a” Geçici 4. maddenin eklendiği, bu düzenlemenin 07/12/2019 gün ve 30971 s. Resmi Gazete’de yayınlanarak aynı gün yürürlüğe girdiği görülmüş, söz konusu düzenlemeye ilişkin Resmi Gazete’nin ilgili kısmının fotokopisi dosyamıza konulmuştur.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Tespit ve Alacak” davasıdır.
Somut olayda ; Dosyamıza suretleri konulan Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 28/05/2010 gün ve …sayılı nüshasının … sayfasınındaki bilgilerden … ‘nin ünvanının … olarak değiştirildiği, 17/07/2012 gün ve …sayılı nüshasının …. sayfasındaki bilgilerden …’nin, ..’nin bünyesine girerek …’ye devredilmek suretiyle birleştirilmesine ve tasfiyesiz infisahına karar verildiği ve 08/06/2017 gün ve …sayılı nüshasının …. sayfasındaki bilgilerden de …’nin ünvanının … olarak değiştirilmesine karar verildiği anlaşılmış, gerekçeli kararımızın karar başlığında da davalı şirket, güncel ünvanına uygun olarak …olarak yazılmıştır.
Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 30/11/1995 gün ve …sayılı nüshasının …. sayfasınındaki bilgilerden …’ın, …nin kurucu yönetim kurulu başkanı olduğu, .., …, …ve … ise yönetim kurulu üyeleri olduğu, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 08/12/1997 gün ve …sayılı nüshasının … sayfasındaki bilgilerden de …’ın davalı şirketin birleşme öncesi alt grup şirketlerinden olan …’nin kurucu yönetim kurulu başkanı, … ve … kurucu yönetim kurulu üyelerinden olduğu, yine Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 28/05/2010 gün ve …sayılı nüshasının …. sayfasındaki bilgilerden de …’in …’nin yönetim kurulu başkanı …ise yönetim kurulu üyelerinden olduğu anlaşılmıştır.
Davada çözülmesi gereken sorunlar ; davacı ile davalılardan …arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin olup olmadığı, davacının davalı şirkete verdiğini iddia ettiği bedellerin iadesini isteyip isteyemeyeceği, davacının 6100 s. HMK.nin 84. maddesi gereğince teminat yatırmasının gerekip gerekmediği, Anayasa’ya aykırılık iddiası ile 7194 s. Kanun’un 41. maddesinin (3332 sayılı Kanun’un Geçici 4. maddesinin) iptali için Mahkememiz tarafından Anayasa Mahkemesi’ne iptal başvurusu yapılmasının gerekip gerekmediği ve davanın 7194 s. Kanun’un 41. maddesi (3332 sayılı Kanun’un Geçici 4. maddesi) hükümlerine göre karara bağlanmasının gerekip gerekmediği? sorunlarıdır.
6100 s. HMK’nin 84/1. maddesi gereğince “Türkiye’de mutad meskeni olmayan Türk vatandaşının dava açması” halinde teminat yatırılması gerekli ise de; davacının UYAP Mernis ve Takbis kayıtlarının çıkartılması sonucu, Türkiye’de taşınmaz malının bulunduğu anlaşıldığından 6100 s. HMK’nin 85/1-b maddesi gereğince teminat yatırması gerekmediği sonucuna varılmıştır.
7194 s. Kanun’un 41. maddesinin (3332 sayılı Kanun’un Geçici 4. maddesinin) Anayasa’ya aykırı olmadığı kanaatine varıldığından Mahkememiz tarafından Anayasa Mahkemesi’ne bu düzenlemenin iptali için başvuru yapılması gerekli görülmemiştir.
Davacının davalı şirketin ortağı olup olmadığı ve davalı şirkete yatırılan paraları isteyip isteyemeyeceği yönünden yapılan incelemede ise ;
05/12/2019 gün ve 7194 s. Dijital Hizmet Vergisi ile Bazı Kanunlarda ve 375 s. Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, 07/12/2019 gün ve 30971 s. Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş, 7194 s. Kanun’un yayınlandığı gün yürürlüğe giren 41. maddesi ile de, “25/03/1987 tarihli ve 3332 s. Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler ile 3182 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanunun da Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’a” Geçici 4. madde eklenmiştir.
3332 s. Kanun’un Geçici 4. maddesine göre de, “(Ek:5/12/2019-7194/41 md.) 31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.
Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.”
Her ne kadar davacı tarafından davalı …’ye yatırılan paraların, bu şirkete usulüne uygun olarak ortak olunmadığı gerekçesiyle ve haksız fiil hükümlerine göre iadesi (istirdatı) için alacak davası açılmış ise de ; Yukarıda yazılı 3332 s. Kanun’un Geçici 4/1. maddesi gereğince, halen derdest olan bu davaya da uygulanması gereken 3332 s. Kanun’un Geçici 4. maddesi kapsamında olan davalı …’ye yapılan ödemelerin, pay karşılığı yapıldığının kabul edilmesi, ortaklık ilişkisinin kurulmuş sayılması ve ortaklık ilişkisinin kurulmadığının iddia edilemeyecek olması nedeniyle davacı ile davalı …arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin kurulduğu kabul edilmiştir.
Davalı …dışında diğer davalı yönünden yapılan incelemede de; davacı tarafın da kararı temyiz etmesi nedeniyle önceki kararı temyiz etmeyen …yönünden kesin hüküm oluşmayacağı ancak, usuli kazanılmış hakkın söz konusu olabileceği değerlendirilmiştir. Yargılama sırasında sonradan yürürlüğe giren bir kanun hükmü usuli kazanılmış hakkın istisnalarından olduğundan, yargılama sırasında yürürlüğe giren 3332 s. Kanun’un Geçici 4. maddesi nedeniyle, davalılardan …yönünden bozma öncesi verilen karar nedeniyle davacı lehine usuli kazanılmış hakkın da oluşmayacağı sonucuna varılmıştır.
Usul ve yasaya uygun görülen ve ayrıca yukarıdaki gerekçelerle de uyulmasına karar verilen Yargıtay . HD.’nin 23/12/2020 gün ve …E. …K. sayılı bozma ilamı gereğince, 3332 s. Kanun’un Geçici 4/2. maddesine istinaden, halen derdest olan bu davada, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilip, yargılama gideri ile maktu vekalet ücretinin ortaklık üzerinde bırakılması gerektiğinden, davacının davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderleri ile maktu vekalet ücretinin de davalılardan …üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-07/12/2019 gün ve 30971 s. Resmi Gazete’de yayınlanarak aynı gün yürürlüğe giren ve 7194 s. Kanun’un 41. maddesi ile “25/03/1987 tarihli ve 3332 s. Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler ile 3182 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanunun da Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’a” eklenen Geçici 4/2. maddesi gereğince, davacının davası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Peşin alınan 104,10 TL. nispi karar ve ilam harcından, karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL. maktu karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 44,80 TL. harcın istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL.’lik peşin harç dahil 3.237 TL. yargılama giderinin (sadece) davalılardan …’den alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Karar Tarihi İtibariyle Yürürlükte Bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı vekilleri için 4.080 TL. maktu vekalet ücretinin (sadece) davalılardan …’den alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde ve re’sen ilgili taraflara iadesine,

Dair ; tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren ( 15 ) gün içerisinde, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile temyizi kabil olmak üzere ve oy birliğiyle karar verildi. 29/09/2021

Başkan Üye Üye Katip

¸