Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/84 E. 2021/377 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
“TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; 26/10/2019 günü saat 20:51 sıralarında dava dışı sigortalı araç sürücüsü …idaresindeki …plaka sayılı kamyonetin seyir halinde iken sola dönüş kurallarına aykırı hareketi sonucu sürücü …yönetimindeki tescilsiz motosikletin ön kısımları ile kavşak içerisinde çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında, motosiklette yolcu olarak bulunan …’ın yaralandığını ve medikal tedavi görmekte iken 30/10/2019 tarihinde vefat ettiğini, müvekkillerinin …’ın vefatı nedeniyle destekten yoksun kaldıklarını, davalı … şirketine başvuru yapıldığını ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, arabuluculuk görüşmelerinde de anlaşmaya varılamadığını ve açıkladığı nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkillerinin her biri için şimdilik 10,00’ar TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren geçerli kişi başına poliçe teminat limiti ile sınırlı olarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkillerine ayrı ayrı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, somut olayda başvuru şartının yerine getirilmediğini, dava şartı yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, zarar görenin zararını ve zarar verenin kusurunu ispat etmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, müteveffanın koruyucu tertibat kullanmadığını, bu nedenle müterafik kusurundan dolayı tazminat tutarından indirim yapılması gerektiğini, müteveffanın sürücü belgesine sahip olmayan bir kişinin kullandığı araca binerek zararın doğmasını göze aldığını ve açıkladığı nedenlerle davanın usulden reddine, tazminat hesabının ZMSS Genel Şartları’nın A.5/ç maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre yapılmasına, kusur oranının tespiti için uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmasını, müterafik kusur nedeniyle indirim yapılmasını, her durumda müvekkili şirketin temerrüde düşmediği dikkate alınarak yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasını, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili 19/03/2021 tarihli dilekçesiyle; müvekkili … için 10,00 TL olarak açmış olduğu davasını 200.850,00 TL’ye, müvekkili … için 10,00 TL olarak açmış olduğu davasını 33.540,00 TL’ye, müvekkili … için 10,00 TL olarak açmış olduğu davasını 41.730,00 TL’ye, müvekkili … için 10,00 TL olarak açmış olduğu davasını 43.680,00 TL’ye, müvekkili … için 10,00 TL olarak açmış olduğu davasını 70.200,00 TL’ye ıslah etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tazminat isteminden ibarettir.
2918 sayılı KTK’nın 85/1. Maddesine göre; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
2918 sayılı KTK’nın 85/5. Maddesine göre; İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.
2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesine göre; Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/7/2020 tarihli ve … E, … K sayılı Kararı ile, 2918 sayılı KTK’nın 90/1. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesine göre; İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.
2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesine göre; Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.
2918 sayılı KTK’nın 99. Maddesine göre; Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesine göre; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesine göre; Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.
6098 sayılı TBK’nın 53. Maddesine göre; Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır: 1. Cenaze giderleri. 2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.
6098 sayılı TBK’nın 55. Maddesine göre; Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
Anılan yasal düzenlemelere istinaden bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen trafik kazasında, zarar görenlerin zararından, 6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesi uyarınca araç sürücüsü, 2918 sayılı KTK’nın 85. Maddesi uyarınca araç işleteni ve şartları varsa teşebbüs sahibi ve 2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesi uyarınca sigortacı müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Trafik kazası nedeniyle zarara uğradığını iddia eden hak sahipleri tarafından açılan tazminat davalarında ispat yükü 6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesi uyarınca zarar gören üzerinde olup, zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat etmek zorundadır.
Yine bu tür davalarda 2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesi uyarınca, zarar görenin dava açmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapması gerekmekte olup bu husus sonradan giderilmesi de mümkün olmayan dava şartlarındandır. Ayrıca yazılı başvurudan hemen sonra dava açılması mümkün olmayıp 15 günlük sürenin dolmasından sonra dava açılabilecektir. Sigortacı kendisine yapılan yazılı başvuruya karşı 15 gün içinde cevap vermek ve 2918 sayılı KTK’nın 99. Maddesine göre 8 iş günü içinde de tazminatı ödemek zorundadır. Sekiz iş günü içinde sorumlu olduğu tazminatı ödemeyen sigortacı 9. Gün itibariyle temerrüde düşecektir.
Hak sahipleri tarafından talep edilebilecek tazminatlar ise 2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesi uyarınca 2918 sayılı KTK ile 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
Somut olayda davacılar, davaya konu trafik kazası sonucunda ölen …’ın desteğinden yoksun kaldığını iddia ederek destekten yoksun kalma tazminatı isteminde bulunmuştur.
Bu kapsamda öncelikle belirlenmesi gereken tazminat hesabının ne şekilde yapılacağıdır. 2918 sayılı KTK ile 6098 sayılı TBK’da bu hususta bir düzenleme bulunmadığından bu boşluğun da içtihatlarla doldurulması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 1989/4-586 Esas, 1990/199 sayılı kararı ve Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları gereği, muhtemel yaşam süresinin tespitinde Population Masculine Et– Feminine (PMF 1931) Tablosu dikkate alınmalı ve hesaplamaların progresif rant yöntemi kullanılmalı ve ayrıca bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin ise her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tespiti gerekmektedir.
Dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan 23/11/2020 tarihli bilirkişi raporu ile davaya konu trafik kazasının oluşumunda …plakalı sigortalı araç sürücüsünün % 100 oranında kusur olduğu tespit edilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 52. Maddesine göre; Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Anılan yasal düzenlemede de belirtildiği üzere zarar görenin zararın oluşmasında ya da zararın artmasında bir ihmali varsa bu hususun tazminatın belirlenmesinde dikkate alınması gerekir. Bir başka deyişle zararın oluşumunda zarar görenin de müterafik kusurunun bulunması halinde tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. Müterafik kusurun dikkate alınması için bu yönde yapılan bir savunmaya gerek olmayıp Mahkemece müterafik kusurun resen dikkate alınması gerekmektedir. Nitekim bu husus Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamında da vurgulanmıştır. Ayrıca müterafik kusur indirimi nedeniyle kısmen reddedilen tutar üzerinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği noktasında da duraksama bulunmamaktadır.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E …. K sayılı ilamı; ” TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği ve yargılama giderleri yönünden taraflar arasında paylaştırmaya gidilemeyeceğinin göz önüne alınması gerekirken, davalı yararına müterafik kusur ve hatır taşıması indiriminden dolayı reddedilen kısım için vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.” şeklindedir.
Somut olayda, desteğin sürücü belgesi olmayan dava dışı …. sevk ve idaresinde olan motosiklette yolcu olduğu, her ne kadar kaza tespit tutanağında desteğin kask takıp takmadığı belirsiz ise de 30/10/2019 tarihli ölü muayene tutanağı dikkate alındığında desteğin yaralanmasının kafa bölgesinde olduğu, ölüm sebebinin de kafa travmasına dayandığı anlaşılmakla desteğin kask kullanmadığı ve sürücü belgesi olmayan sürücünün kullandığı motosiklete bindiği kabul edilmiş ve davacılar için hesaplanan tazminattan % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan 03/03/2021 tarihli hesap raporu ile davacı …’ın 557.444,74 TL, Davacı …’ın 92.563,27 TL, davacı …’ın 115.728,68 TL, davacı …’ın 194.818,44 TL ve davacı …’ın 121.122,89 TL tutarında destekten yoksun kalma zararlarının doğduğu tespit edilmiştir.
Her bir davacı yönünden % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığında ise davacıların talep edebilecekleri destekten yoksun kalma tazminatı tutarının (davacı …’ın 445.955,80 TL, davacı …’ın 74.050,62 TL, davacı …’ın 92.582,95 TL, davacı …’ın 155.854,76 TL ve davacı …’ın 96.898,32 TL olmak üzere) toplam 865.342,45 TL olduğu anlaşılmıştır.
Davalı … şirketinin poliçe limiti dahilinde davacıların zararından sorumlu olduğu noktasında duraksama yoktur. Kaza tarihi itibariyle poliçe limiti 390.000,00 TL olup, davacıların davalı … şirketin talep edebilecekleri tazminat tutarlarının garame hesabı ile belirlenmesi gerekir.
Bu yönde yapılan hesaplama neticesinde; davacı …’ın talep edebileceği tazminat tutarının (445.955,80*390.000,00/865.342,45=) 200.987,20 TL, davacı …’ın talep edebileceği tazminat tutarının (74.050,62*390.000,00/865.342,45=) 33.373,77 TL, davacı …’ın talep edebileceği tazminat tutarının (92.582,95*390.000,00/865.342,45=) 41.726,08 TL, davacı …’ın talep edebileceği tazminat tutarının (96.898,32*390.000,00/865.342,45=) 43.670,97 TL ve davacı …’ın talep edebileceği tazminat tutarının (155.854,76*390.000,00/865.342,45=) 70.241,96 TL olduğu (bu şekilde yapılan garame hesabından sonra poliçe limitinden kalan bakiye 0,02 TL takdiren davacı …’ın talep edebileceği tazminat tutarına eklenmiştir.) sonucuna ulaşılmış ve bu tutarlar üzerinden davacıların davalarının kabulüne/kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava devam ederken davalı … şirketinin, davacılar vekilinin banka hesabına herhangi bir ayrım yapmaksızın poliçe limiti olan 390.000,00 TL’yi gönderdiği, davacılar vekilinin ise hangi davacı için hangi tutarda ödeme yapıldığının belirli olmaması gerekçesiyle bu tutarı davalı … şirketi hesabına iade ettiği, davalı … şirketinin bu kez de her bir davacı için ayrı ayrı olmak üzere davacılar vekilinin hesabına ödeme yaptığı, davacılar vekilinin de yine ödemeyi iade ettiği anlaşılmıştır. Hakkaniyet ilkesi gereğince davacılar vekilinin ikinci ödemeyi iade etmesi yerinde görülmemiş ve davacılar için hükmedilen tazminat tutarına 2. ödeme tarihine kadar faiz işletilmesine karar verilmiştir. Davacı … yönünden ise 06/05/2021 tarihinde yapılan 170.041,61 TL tutarındaki ödeme davacının zararının tamamını karşılamadığından davacı için hüküm altına alınan tazminatın 170.041,61 TL’lik kısmına 06/05/2021 tarihine kadar, 30.808,39 TL’lik kısmına ise fiili ödeme tarihine kadar faiz işletilmesine karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca her ne kadar müterafik kusur indirimi yapılmış ise de; davacılar …, … ve …’ın davası yönünden reddedilen tutar müterafik kusur indiriminden kaynaklanmadığından reddedilen tutar üzerinden davalı lehine yargılama giderine hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVACI …’IN DAVASININ KABULÜ ile toplam 200.850,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, 170.041,61 TL’lik kısmının dava tarihi olan 12/02/2020 tarihinden 06/05/2021 tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte, 30.808,39 TL’lik kısmının ise dava tarihi olan 12/02/2020 tarihinden fiili ödeme tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-DAVACI …’IN DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 33.373,79 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 12/02/2020 tarihinden 05/05/2021 tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-DAVACI …’IN DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 41.726,08 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 12/02/2020 tarihinden 05/05/2021 tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,

4-DAVACI …’IN DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 43.670,97 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 12/02/2020 tarihinden 05/05/2021 tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-DAVACI …’IN DAVASININ KABULÜ ile 70.200,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 12/02/2020 tarihinden 06/05/2021 tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Alınması gereken 26.628,66 TL harçtan peşin ve ıslah ile alınan 1.386,28 TL harcın mahsubu ile bakiye 25.242,38 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
7-Arabuluculuk görüşmeleri nedeniyle mevcut suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL’nin (1.319,39 TL’sinin davalıdan, 0,61 TL’sinin ise davacılardan) taraflardan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
8-Davacı tarafından yapılan 1.448,48 TL harç gideri ile 1.301,50 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2.749,98 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma göre hesaplanan 2.749,38 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı … vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 22.509,50 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
10-Davacı … vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 5.006,07 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
11-Davacı … vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 6.224,39 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
12-Davacı … vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 6.477,23 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
13-Davacı … vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 9.926,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
14-Davacı …’ın davasının reddedilen kısmı yönünden davalı vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 166,21 TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
15-Davacı …’ın davasının reddedilen kısmı yönünden davalı vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 3,92 TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
16-Davacı …’ın davasının reddedilen kısmı yönünden davalı vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 9,03 TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
17-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/09/2021

Katip Hakim
¸ ¸
5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.