Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/670 E. 2022/32 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
“TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

MİRAS BIRAKAN :
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA :Kooperatif Üyeliğinin Tespiti
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ :

Mahkememizde görülmekte olan tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; Davacı mirasçıların miras bırakanı …’un 05.03.1996 tarihinde … T.A.Ş. …Meydanı … Şubesinde davalı kooperatif hesabına 30.000 TL üyelik giriş ücreti ödeyerek kooperatife üye olduğunu, davalı kooperatif tarafından miras bırakanın … numaralı üye olduğunun belirtiltiğini, sonrasında miras bırakana gönderilen 18.12.1986 tarihli Kongre ilanı konulu yazıda … numaralı üye olduğu belirtildiğini ve yine 30.06.1991 tarihli toplantı çağrı kağıdında ise … numaralı üye olduğunu yatırılan tutarın da 30.000 TL olduğunun belirtildiğini, davacıların miras bırakanının kooperatif üyesi olduğunun açık olduğunu, miras bırakan …’un 06.03.2019 tarihinde vefat ettiğini, mirasçılık belgesi ile davacıların mirasçı sıfatı ile kooperatif üyesi olduklarının sabit olduğunu, davalı tarafa üyelik kaydı tespit ve tescili talep edilmişse de bugüne kadar herhangi bir işlem yapılmadığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, davalarının davalarının kabulü ile; muris …’un mirasçıları davacıların miras hisseleri oranında kooperatif üyesi olduğunun tespitine, mirasçı davacılara miras hisse oranında bağımsız bölüm tahsisine, bağımsız bölüm tahsisinin mümkün olmaması halinde kendilerine bağımsız bölüm tahsis ve teslimi yapılamayan mirasçıların kooperatif ortaklığından kaynaklı olarak ödemesi eksik olmayan diğer üyelere verilen emsal bir konutun dava tarihi itibariyle rayiç değeri olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacılara miras hisseleri oranında davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı kooperatif üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davanın belirsiz alacak ve tespit davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, dava konusu edilen taleplerin terekeye dahil olmadığını, mirasçıların dava ehliyetinin sadece terekeye dahil olan taleplerle sınırlı olduğunu, dava konusu terekeye dahil olmadığından davanın reddi gerektiğini, davacıların aktif dava ehliyeti bulunmadığını, murisin ismine kooperatif kaydında rastlanmadığını, mirasçı olduklarını iddia eden davacıların, aktif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın taleplerinin kabulü manasını taşımamak kaydıyla, davacı tarafın taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın ödemenin 1986 yılında yapıldığı yönündeki iddiası dikkate alındığında, zamanaşımı süresinin dolduğunu, davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, ödeme iddiasından 34 yıl sonra, mirasçılar tarafından kötü niyetle açılan davanın öncelikle zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, murisin ihracına ilişkin kararın 1993 tarihinde gerçekleştirilen genel kurulda onaylanıp kesinleştiğini, bu tarihten itibaren de 28 yıl geçtiğini, tüm talepler yönünden zamanaşımı süresinin dolduğunu, 27.06.1992 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında, 25.10.1992 tarihine kadar üye aidatlarının 300.000 TL’ye çıkarılması ile üyelik aidatını karşılaştırılan tarihte belirlenen tutara tamamlamayan üyelerin ise ihraç edilmesinin kararlaştırıldığını, mrisin genel kurulda alınan kararın gereğini yerine getirmediğini, 27.06.1993 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında, …’un ihracının genel kurul tarafından onandığını genel kurul kararının 24 Mart 1994 tarihli yayınlandığını, genel kurul kararına karşı muris tarafından itiraz ve dava yoluna gidilmediğini ve ihraç kararının kesinleştiğini, muris …’un üyeliğinin ihraç nedeniyle son bulduğunu, bu nedenle de … varisleri tarafından açılan davanın maddi ve hukuki temeli bulunmadığını, ihtiyati tedbir talebinin hukuka aykırı olduğunu belirterek; davanın usulden, aksi halde esastan reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti isteminden ibarettir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davacılar murisi …’un ve dolayısıyla veraseten davacıların davalı kooperatif üyesi olup olmadıkları hususlarından ibarettir.
25.05.2021 tarihli bilirkişi raporu ile; davacılar murisi …’un 1986 yılı itibariyle davalı kooperatif üyesi olduğu, kooperatife 1986 yılında 30.000 TL yatırdığı, 1991 yılı olağan genel kurul toplantısında üye aidatları tutarının 300.000 TL’ye çıkarılmasına karar verildiği, muris …’un aidat ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle 10.05.1993 tarihli 3 nolu yönetim kurulu kararı ile kooperatif üyeliğinden ihracına karar verildiği, ihraç kararının 1992 yılı olağan genel kurul toplantısında onaylandığı, ihraç kararını içerir davetiyenin murise tebliğ edilmediği, davalı kooperatife ait 2010-2020 yılları arası döneme ilişkin defterlerde muris …’a ait bir kaydın bulunmadığı tespit edilmiştir.
…’nün yazı cevabı ile gönderilen davalı kooperatife ait genel kurullara ilişkin hazirun listelerinin incelenmesinde davacılar murisi …’un genel kurul toplantılarına katılmadığı anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamı; ”… Aidat yükümlülüğü bulunan bir kooperatifte ortağın uzun süre kooperatife uğramaması, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmemesi, üyeliğinin sona erdiğini zımnen kabul ettiği, diğer anlatımla üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği, eylemli olarak ortaklıktan çıkma iradesini yansıttığı anlamına gelir. Böyle bir ortağın açtığı davanın TMK’nın 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırı düştüğü ilke olarak kabul edilmelidir. Bu durumda mahkemece, davacıya 25.03.2003 tarih ve 12 sayılı yönetim kurulunun ihraç kararı tebliğ edilmemiş ise de, bu tarihten bu yana aidat yükümlülüğü bulunan kooperatife aidat ödemediği, kooperatife uzun süre uğramadığı, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmediği anlaşıldığından davacının ihraç kararını zımnen kabul ettiği, üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği ve ortaklıktan çıkma iradesini bu şekilde ortaya koyduğu, davanın bu nedenle TMK’nın 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırı olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır…” şeklindedir.
Yargıtay Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamına göre; ”…Dava, kooperatif ortağı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Aidat yükümlülüğü bulunan bir kooperatifte ortağın uzun süre kooperatife uğramaması, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmemesi, üyeliğinin sona erdiğini zımnen kabul ettiği, diğer anlatımla üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği, eylemli olarak ortaklıktan çıkma iradesini yansıttığı anlamına gelir. Böyle bir ortağın açtığı davanın TMK’nın 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırı düştüğü ilke olarak kabul edilmelidir. Bu durumda mahkemece, davacının 13.03.2005 tarihli genel kurulda ihracına karar verildiği, 13.03.2005 ve daha sonraki genel kurullara çağırılmadığı, kooperatifin aidat toplayan bir kooperatif olduğu, davacının ihraç kararından sonra kooperatife aidat ödediğini iddia ve ispat etmediği, üyelik haklarından zımnen vazgeçtiğinin ve ortaklıktan eylemli olarak çıktığının kabulünün gerektiği, 28.11.2013 tarihinde açılan davanın TMK’nın 2. maddesine uygun olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır…” şeklindedir.
Yargıtay Hukuk Dairesi’nin … E …K sayılı ilamı da; ”Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkin olup, 28.02.2013 tarihinde açılmıştır. Davacının 26.07.1977 yılında kooperatife üye olduğu hususu taraflar arasında uyuşmazlık dışıdır. Davacı tarafça davalı kooperatife en son 2003 yılında aidat ödemesinde bulunulduğu, bu tarihten sonra kooperatife ulaşılamadığı, yıllar sonra kooperatifin adresinin internetten bulunarak 06.11.2012 tarihinde gönderilen mektupla kooperatif ortaklığının durumunun sorulduğu ileri sürülmüş ise de, dosyada bulunan Ticaret Sicili kayıtlarından davalı kooperatifin 1995 yılında merkezini İstanbul’a taşıdığı ve bu tarihten itibaren de aynı adreste faaliyet gösterdiği anlaşılmıştır.
Aidat yükümlülüğü bulunan bir kooperatifte ortağın uzun süre kooperatife uğramaması, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmemesi, üyeliğinin sona erdiğini zımnen kabul ettiği, diğer anlatımla üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği, eylemli olarak ortaklıktan çıkma iradesini yansıttığı anlamına gelir. Böyle bir ortağın açtığı davanın TMK’nın 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırı düştüğü ilke olarak kabul edilmelidir.
Bu durumda mahkemece, davacının en son 2003 yılında aidat ödemesinde bulunmasına ve dava dilekçesi elindeki makbuz örneklerinden aidat toplayan bir kooperatif olduğu anlaşılan davalı kooperatife 2003 yılından sonra uğramadığı yönündeki kabulüne göre, 07.12.2005 tarihli ihraç kararı ile kooperatife başvuru yaptığı 06.11.2012 tarihi arasında geçen süre dikkate alınarak, yukarıda açıklanan şekilde üyelik haklarından zımnen vazgeçtiğinin ve ortaklıktan eylemli olarak çıktığının kabulü ile talebinin TMK’nın 2. maddesine uygun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.” şeklindedir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacılar murisi …’un bir dönem kooperatif üyesi olduğu, 1986 yılında kooperatife eski para ile 30.000 TL ödeme yaptığı, 1991 yılı olağan genel kurul toplantısında üye aidatları tutarının 300.000 TL’ye çıkarılmasına karar verildiği, muris …’un aidat ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle 10.05.1993 tarihli 3 nolu yönetim kurulu kararı ile kooperatif üyeliğinden ihracına karar verildiği, ihraç kararının 1992 yılı olağan genel kurul toplantısında onaylandığı, ihraç kararını içerir davetiyenin murise tebliğ edilmediği, muris …’un ihraç kararındaki sonraki süreçte yapılan genel kurul toplantılarına katılmadığı, yine ihraç kararından sonra herhangi bir aidat ödemesi yapmadığı, genel kurul toplantı tutanakları içerikleri dikkate alındığında kooperatifin düzenli olarak aidat topladığı, ancak murisin ihraç kararından sonra herhangi bir ödeme yapmadığı, ihraç kararından yaklaşık 25-30 yıl sonra davacılar tarafından kooperatife ortaklık kaydı için başvuru yapıldığı, aradan geçen süre dikkate alındığında davacılar murisinin ve dolayısıyla veraseten davacıların ihraç kararını zımnen kabul ettikleri, anılan emsal nitelikteki kararlarda da vurgulandığı üzere aradan geçen süre dikkate alındığında davacıların istemlerinin TMK’nın 2. Maddesine uygun olmadığı sonucuna varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Peşin olarak alınan 170,78 TL harçtan, alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 90,08 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan harç ve yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan A.A.Ü.T.’ye göre takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
Dair ; davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/01/2022

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.