Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/658 E. 2021/413 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
“TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO:
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLİ :

İLGİLİ İCRA DOSYASI : Konya . İcra Dairesi …Esas
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH:

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; müvekkili şirketin tuğla üretimi yaptığını, davalı kooperatif ile arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalının peyder pey ödemelerini yaptığını, takip konusu faturadan kaynaklanan alacağın ödenmemesi üzerine Konya . İcra Müdürlüğünün …sayılı dosyası ile takipbaşlatıldığını, elden yapılan ödemeler karşılığı makbuz imzalatıldığını, imzalanan makbuzlara herhangi bir fatura bilgisi yazılmadığını, davalının icra takibi sonrası boş olan makbuzlara takip konusu faturaları yazdığını ve bu faturalara ödeme yapmış gibi itirazda bulunduğunu, halbuki icra dosyasına ibraz edilen ödeme makbuzlarının diğer faturalara istinaden yapılan ödemelere ilişkin olduğunu, bu durumun davalının daha önceki ödemelere istinaden boş olarak kesilen makbuzların sonradan doldurulduğunu gösterdiğini ve açıkladığı nedenlerle davalının itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; davanın yasal sürede açılmadığını, davacının hem imzalı makbuzlara sonradan fatura bilgisi eklendiğini, yani imzaların kendilerince atıldığını beyan ve kabul ettiğini, hem de söz konusu makbuzlardaki imzaların kendilerine ait olmadığını beyan ederek çelişkili bir iddia ileri sürdüğünü ve açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali isteminden ibarettir.
Davacı, davalı ile aralarında ticari ilişki olduğunu, bu ticari ilişkinin cari hesap şeklinde yürütüldüğünü, davalı tarafça takip dosyasına sunulan ödeme belgelerinin başka ticari ilişkilere ait olduğunun, takibe konu borcun ödenmediğini iddia ederek takibe itirazın iptalini istemiş, davalı ise davalı ise davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davacının cari hesap nedeniyle ve takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olup olmadığı ile varsa alacak tutarının ne kadar olduğu hususlarından ibarettir.
Davaya konu Konya . İcra Müdürlüğü’nün …E sayılı takibi ile davacı 07.04.2013 tarihli 3.784,26 TL bedelli, 07.05.2013 tarihli 4.263,25 TL bedelli ve 31.03.2013 tarihli 3.354,27 TL bedelli faturalara istinaden 7.404,00 TL asıl alacak ve 255,77 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 7.659,77 TL’nin tahsilini istemiştir.
Davalı 01.10.2013 tarihli takibe itiraz dilekçesi ile 616,00 TL dışında herhnagi bir borcunun bulunmadığını savunarak takibe itiraz etmiş ve bir takım ödeme belgeleri ibraz etmiştir.
Davalının asıl alacağın 616,00 TL’lik kısmına bir itirazının olmamasına rağmen davacı tarafça eldeki dava takip çıkışı üzerinden açılmıştır. Bu bakımdan davacının asıl alacağın 616,00 TL’lik kısmı yönünden eldeki davayı açmasında hukuki yararının bulunmadığı kabul edilmiş ve davanın bu tutara tekabül eden kısmının hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesine göre; (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1)(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
28.04.2021 tarihli bilirkişi raporu ile; taraf defterlerinin usul ve yasaya uygun olarak tutulduğu, davalı tarafça sunulan ödeme belgelerinin davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı defterlerine göre davacının 11.401,58 TL alacaklı olduğu, davalı defterlerine göre ise davacının 316,78 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Davalı tarafça ödeme iddiasında bulunulması karşısında eldeki davada ispat yükü davalı üzerinde olup ödeme iddiasını yazılı delillerle ispat etmek zorundadır. Davalı bu iddiasının ispatı yönüyle 02.09.2013 tarihli … nolu, 2.500,00 TL bedelli tediye makbuzuna, 10.04.2013 tarihli … nolu, 3.785,00 TL bedelli tediye makbuzuna, 09.09.2013 tarihli … nolu 1.500,00 TL bedelli gider pusulasına, 31.09.2013 tarihli, … nolu 1.500,00 TL bedelli gider pusulasına ve 31.05.2013 tarihli 1.500,00 TL bedelli hesap ekstresine dayanmıştır.
Davacı ise sunulan ödeme belgelerinden sadece 02.09.2013 tarihli … nolu, 2.500,00 TL bedelli tediye makbuzuna itiraz etmemiş, diğer ödeme belgelerindeki imzanın kendisine ait olmadığını savunmuş, 1.500,00 TL tutarındaki para çekme işleminin ise takibe konu faturalar dışında başka ticari ilişkiye istinaden tahsil edildiğini savunmuştur.
Davacının imza inkarında bulunması karşısında davalı 10.04.2013 tarihli … nolu, 3.785,00 TL bedelli tediye makbuzunda, 09.09.2013 tarihli … nolu 1.500,00 TL bedelli gider pusulasında ve 31.09.2013 tarihli, … nolu 1.500,00 TL bedelli gider pusulasında yer alan imzanın davacı şirket temsilcine ait olduğunu ispat etmek zorundadır. Ancak davalı tarafça bu belgelerin asılları ibraz edilmemiştir. Sunulan karbon nüshalar ise imza incelemesi yaptırılması için yeterli görülmemiştir. Bu kapsamda belge asılları incelemeye sunulmadığından 10.04.2013 tarihli … nolu, 3.785,00 TL bedelli tediye makbuzunda, 09.09.2013 tarihli … nolu 1.500,00 TL bedelli gider pusulasında ve 31.09.2013 tarihli, … nolu 1.500,00 TL bedelli gider pusulasında yer alan imzaların davacıya ait olmadığı kabul edilmiştir.
Davacının 1.500,00 TL tutarındaki para çekme işlemi yönünden bu tahsilatın takibe konu faturalar dışında başka ticari ilişkilere dayandığı yönündeki savunmanın ispatı için herhangi bir delil sunulmadığından davacının bu savunmasına itibar edilmemiş ve bu tahsilatın takibe konu faturalara dayalı olduğu kabul edilmiştir.
Davalıya ödeme iddiasının ispatı yönüyle davacı tarafa yemin teklif edip etmeyeceklerini açıklamaları için 2 hafta kesin süre verilmiş, ancak davalı tarafça kesin süre içinde yemin teklifinde bulunulmamıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; takibe konu 3 adet faturanın toplam 11.401,78 TL tutarında olduğu, davacının 02.09.2013 tarihli … nolu, 2.500,00 TL bedelli tediye makbuzuna itiraz etmemesi ve Mahkememizce 1.500,00 TL tutarındaki para çekme işleminin de bu faturalardan kaynaklı borcun tahsili için yapıldığının kabul edilmesi karşısında davacının bu 3 faturadan kaynaklı bakiye (11.401,78 – 2.500,00 – 1.500,00 =) 7.401,78 TL tutarında davalıdan alacaklı olduğu sonucuna varılmış ve takibin bu tutar üzerinden devamına karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacı işlemiş faiz isteminde de bulunmuş ise de davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğü usulünce ispatlanamadığından davacının işlemiş faize yönelik alacak talebi reddedilmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 67/2. Maddesine göre; Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Somut olayda davalının takibe itirazının yerinde olmaması ve alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş, davalının tazminat isteminin ise takibin kötüniyetli olduğunun kabulü mümkün olmadığından reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVACININ DAVASININ KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile, davalı …., Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibine yaptığı (kısmi) İTİRAZIN İPTALİNE, TAKİBİN asıl alacağın (itirazlı olmayan 616 TL.’lik kısmının dışında ayrıca) itirazlı 6.785,78 TL.lik kısmı yönünden de (toplam 7.401,78 TL. yönünden) DEVAMINA, asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, davacının fazlaya ilişkin 616,00 TL.’lik talebinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden, 257,99 TL.’lik talebinin ise ispat edilememesi nedeniyle esastan reddine,
2-6.785,78 TL’nin %20’si olan 1.357,16 TL. icra inkar tazminatının davalı …. alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının tazminat isteminin reddine,
4-Alınması gereken 463,54 TL harçtan peşin alınan 130,81 TL harcın mahsubu ile bakiye 332,73 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 160,01 TL harç gideri ile 1.553,10 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.713,11 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma göre hesaplanan 1.535,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Esastan reddedilen kısım yönünden davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T’nin 13. Maddesine göre tayin ve taktir olunan 257,99 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

8-Usulden reddedilen kısım yönünden davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T’nin 7/2. maddesine göre tayin ve taktir olunan 92,40 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,

Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/09/2021

Katip Hakim
¸

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.