Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/589 E. 2022/483 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … Esas – … Karar
T.C.
KONYA “TÜRK MİLLETİ ADINA”
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacının davalı bankanın … … Şubesinde hesabının bulunduğunu, davacının hesabında bulunan 17.228 TL birikimi davacının haberi olmadan ve davacının rızası dışında sahtecilik eylemleri ile 3. Şahıslar tarafından çekildiğini, davalı bankanın hesap güvenliğinden sorumlu olduğunu, dava bankanın bu bedeli davacıya ödemekten imtina ettiğini belirterek, 28/08/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte 17.228 TL’nin davalı bankadan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, davalı bankanın … Şubesi’nin müşterisi olduğunu, davacının rızası olmadan 30/06/2020 tarihinde davacının hesabından internet aracılığı ile 17.228 TL para çekildiğinin iddia edildiğini, davacının bu parayı çekenlere dava açması gerektiğini, işlemlerin şifre ile gerçekleştirildiğini davalı bankanın kusurunun bulunmadığını, ayrıca dosyada yetkili mahkemelerin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu belirterek, öncelikle sıfat yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, bu mümkün değil ise davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Bankalara İlişkin Tüketici Hukukundan Kaynaklı Tazminat” davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı, Kanununun 5/1. maddesinde de Asliye Ticaret Mahkemesinin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu düzenlenmiştir.
Somut olayda; uyuşmazlığın davalı bankanın müşterisi konumunda bulunan davacının banka hesabından rızası dışında çıkmış olan bedelin faizi ile birlikte kusurlu olduğunu iddia ettiği davalı bankadan tahsili talebinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
6335 Sayılı Yasayla değişik 6102 Sayılı TTK.m.4’de Ticaret Mahkemelerinin görev alanı belirlenmiş olup, Ticaret Mahkemesinde görülecek davalar, 6102 Sayılı TTK.m.4/1’de belirtilen her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, TTK.m.4/a gereğince TTK’dan kaynaklanan davalar, TTK.m.4/b, c, d, e, f’de sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un Amaç başlıklı 1. maddesinde Yasa’nın amacı açıklandıktan sonra Kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Yasa’nın 3. maddesinde Hizmet: Bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusunu, Mal: Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları, Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. Tüketici ise ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Davacı tarafça sunulan belgeler ve Mahkememizce toplanan deliller birlikte incelendiğinde; dava konusu davalı banka şubesinde bulunan davacının tüketici hesabından rızası dışında çıkan para sebebiyle davalı bankanın kusurlu olduğu iddiasına dayanılarak zararın tazmini talep edildiği, taraflar arasındaki husumetin ticari ilişkiden kaynaklanmadığı, tarafların ticari işletmesi ile ilgili olmadığı anlaşılmıştır.
Aşağıda yer alan Konya Bölge Adliye Mahkemesi ilamı kararımızı destekler mahiyettedir.
“Davacının davalı bankanın müşterisi olduğu anlaşılmış olup, davacının, sim kartının kopyalanması suretiyle internet üzerinden davalı bankadaki hesabına giriş yapıldığını, adına tüketici kredisi çekildiğini, ek hesap açıldığını, bu işlemleri kendisinin yapmadığını iddia ederek işbu menfi tespit ve istirdat davasını açtığı ve kredi borcunun davalı banka tarafından icra takibine konu edilmemesi yönünde ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince HMK’nın 389.maddesindeki ihtiyati tedbir şartlarının oluştuğu yönünde kanaat oluşmadığı gerekçesiyle davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
Tüketicinin Korunması Hakkındaki 6502 sayılı Kanunda tüketici kavramı, 3/1-k maddesinde ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiler “tüketici” 3/1-1 maddesinde ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da banka hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edildiği ve Tüketici Kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletildiği, aynı kanunun 73/1 maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu, 83/2.maddesinde de “taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer verildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklandığı, bu nedenle tedbir talebi ile ilgili delillerin Tüketici Mahkemesi tarafından değerlendirilip karar verilmesi gerekirken Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından değerlendirme yapılmasının hukuka uygun olmadığı….” (Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi … Esas … Karar)
6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesi hükmünce davanın ticari iş niteliğinde sayılmadığı, göreve ilişkin düzenlemeler, kamu düzenine ilişkin olduğundan; mahkememizin görevli olmaması, tüketici mahkemelerinin görevli olması nedeniyle davanın usulden reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davanın, 6100 sayılı HMK uyarınca Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle USULDEN REDDİNE, görevli mahkemenin TÜKETİCİ MAHKEMESİ olduğunun TESPİTİNE,
2-Görevsizlik kararı kesinleştiğinde 6100 sayılı HMK 20. Maddesi uyarınca talep halinde DOSYANIN YETKİLİ VE GÖREVLİ KONYA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’NE GÖNDERİLMESİNE,
3-6100 sayılı HMK 20 Maddesi uyarınca, Mahkememizce verilen görevsizlik kararı sonucunda taraflardan birinin karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren mahkemeye başvurarak dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmesinin gerektiği, aksi taktirde davaya görevli mahkemede devam edilmemesi halinde re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin taraflara İHTARINA,
4-6100 sayılı HMK 20, 31/2.madde ve bendleri uyarınca, davanın açılmamış sayılması hakkında karar verilmesi halinde, yargılama giderleri konusunda karar tayinine,
5-6100 sayılı HMK’nun 331.maddesi gereğince; harç, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hakkında yetkili ve görevli mahkemece KARAR TAYİNİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 05/07/2022

Katip Hakim

Bu belge 5070 sayılı kanun uyarınca Elektronik İmza ile imzalanmıştır.