Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/486 E. 2021/364 K. 02.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
“TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI:
VEKİLİ :

İLGİLİ İCRA DOSYASI : Konya . İcra Dairesi …Esas
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH:

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; müvekkilinin 2001 yılında davalı kooperatife üye olduğunu, kooperatif üyeliği kapsamında üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve aylık aidatlarını düzenli olarak ödediğini, ayrıca müvekkilinin 2008 yılında ise daha önceden ödemiş olduğu aidatlara ilave olarak topla para ödemesi yapmak suretiyle tercihli üye olarak daire satın aldığını, müvekkilinin toplamda 52.000,00 TL nakden ödeme yaptığını, başka herhangi bir ödeme olmaksızın dairenin müvekkili adına tescil edileceğine dair sözleşme imzalandığını, ancak müvekkili bedelini ödediği konutuna alamadığı gibi davalı tarafından yasal dayanağı olmayan çeşitli ödemelerin kendisinden talep edildiğini, bunun üzerine müvekkilinin Konya . Noterliği’nin 13/09/2017 tarih …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile üyelikten istifa ettiğini, davalı kooperatifin düzenlenen olağan genel kurul kararlarında istifa eden üyelerin ödemiş olduğu paraların üyelere geri ödeneceğinin kabul edildiğini, alacağın tahsili amacıyla Konya . İcra Dairesi’nin …Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu ve açıkladığı nedenlerle davanın kabulü ile davalının itirazının iptaline, takibe konu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 30/12/2020 tarihli beyan dilekçesiyle özetle; davalının kooperatif ortaklığından istifa ettiğini, Kooperatifler Kanunu’nun 17.maddesine göre kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemelerin ana sözleşmede daha kısa bir süre tespit edilmiş olsa bile genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirebileceğini, 28/04/2019 tarihli toplantı tutanağının 10.maddesinde de 3 yıllık erteleme kararı alındığını ve bu kararın oybirliği ile kabul edildiğini, alacağın muaccel olmaması ve muaccel olmayan borç için borçlunun temerrüdünün söz konusu olmması sebebiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, çıkma payı alacağının tahsiline ilişkin itirazın iptali isteminden ibarettir.
Davacı, bir dönem davalı kooperatif üyesi olduğunu, bu üyelik nedeniyle toplam 52.000,00 TL ödeme yaptığını, taahhüt edilen dairenin teslim edilmemesi nedeniyle üyelikten istifa ettiğini ancak çıkma payı alacağının ödenmediğini iddia ederek davalının itirazının iptalini istemiş, davalı ise çıkma payı alacağının muaccel olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davacının çıkma payı alacağının takip tarihi itibariyle muaccel olup olmadığı ve muaccel ise davacının alacak tutarının ne kadar olduğu hususlarından ibarettir.
Konya . Noterliği’nin 13/09/2017 tarihli ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacının kooperatif üyeliğinden istifa ettiği, ihtarnamenin 19/09/2017 tarihinde davalı kooperatife tebliğ edildiği, davacının 19/09/2017 tarihi itibariyle ve istifa nedeniyle kooperatif üyeliğinin sona erdiği anlaşılmıştır.
Kooperatifler Kanunu’nun 17. Maddesine göre; Kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortakların kendilerinin yahut mirasçılarının kooperatif varlığı üzerinde hakları olup olmadığı ve bu hakların nelerden ibaret bulunduğu anasözleşmede gösterilir. Bu haklar, yedek akçeler hariç olmak üzere, ortağın ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanır. Kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemeler, anasözleşmede daha kısa bir süre tespit edilmiş olsa bile genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir. Bu durumda kooperatifin muhik bir tazminat isteme hakkı saklıdır. Çıkan veya çıkarılan ortaklar ile mirasçılarının alacak ve hakları bunları istiyebilecekleri günden başlıyarak beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Çıkan veya çıkarılan ortağın sermaye veya mevduatından kısmen veya tamamen yoksun kalacağı hakkındaki şartlar hükümsüzdür.
Davalı kooperatifin 15/04/2018 tarihinde yapılan 2017 yılı olağan genel kurul toplantı tutanağının 8. Maddesi ile ”Kooperatiften istifa eden veya ihraç edilen üyeler ile görülecek hesap ve takvimin belirlenmesi için görüşmeler yapıldı. Yapılan görüşmeler sonucunda ihraç edilen üyelerin alacaklarının üç yıl içinde defaten veya taksitler halinde ödenmesi genel kurula sunuldu. Yapılan görüşmeler sonucu teklif oybirliğiyle kabul edildi.” şeklinde karar alındığı anlaşılmıştır.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin …E …K sayılı ilamı; ”Somut olayda, davacının 21.03.2013 tarihinde kooperatif ortaklığından istifa ettiği, istifa yılına ait bilançonun görüşüldüğü 19.04.2014 tarihli genel kurulun 5. maddesinde “İstifa eden ortaklara yapılacak olan ödentilerin, istifanın kabul edildiği ilk genel kurul tarihinden itibaren bir ay sonra başlamak üzere genel gider kesintilerinin yapılarak üç yılın sonuna kadar ödemenin yapılması oya sunuldu ve oy birliğiyle kabul edildi” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır. Anılan karar, ödeme yapılmamasına ya da ödemenin ertelenmesine ilişkin olmayıp, ödeme yapılmasına yönelik olduğundan, çıkma payının ödenmesi benimsenmiş olmakla 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17. maddesine uygun bir erteleme kararı değildir. Bu itibarla, mahkemece, işin esasına girilerek toplanacak deliller çerçevesinde bir sonuca varılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.” şeklindedir.
Anılan emsal nitelikteki karar da dikkate alındığında davalı kooperatifin üyelikten çıkanların alacaklarının ödenmesinin ertelenmesine ilişkin bir karar almadığı, diğer ifadeyle 2017 olağan genel kurulunun 8. Maddesindeki kararın erteleme kararı niteliğinde olmadığı kabul edilmiştir.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin …E …K sayılı ilamı; ” 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu`nun 17/1. ve anasözleşmenin 15. maddeleri hükümlerine göre; kooperatiften ayrılan bir ortak, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ayrıldığı yıl bilançosunda yer alan genel giderlerden davacıya isabet eden masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz olup, ayrıldığı yılın bilançosunun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ayın sonunda ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşer. Genel kurul tarafından üyeliği sona erenlere yapılacak ödemelerin ertelenmesi yönünde alınmış bir kararın varlığı halinde dahi bu karar, sadece ödemenin yapılacağı tarihi geciktirici etkiye sahip olup, erteleme süresi içinde faiz işlemesini engellemez.” şeklindedir.
Tarihsiz sözleşmedir başlıklı belge ve 15/03/2009 tarihli 1543 sıra numaralı tahsilat makbuzunun incelenmesinden davacının davalı kooperatife toplam 52.000,00 TL ödediği anlaşılmıştır. Her ne kadar bilirkişi raporu ile kooperatif defterlerine göre davacı tarafından yapılan toplam ödeme tutarı 51.674,00 TL olarak tespit edilmiş ise de imzası inkar edilmeyen sözleşmedir başlıklı belge ve tahsilat makbuzu dikkate alınarak bilirkişi raporundaki bu tespit Mahkememizce kabul edilmemiştir.
Davacı 2017 yılında kooperatiften ayrılmış olup, davacının ayrıldığı yıl bilançosu ise 15/04/2018 tarihli 2017 yılı genel kurul toplantısında görüşülmüştür.17/05/2021 tarihli bilirkişi ek raporu ile kooperatifin genel gider tutarının 744.055,59 TL olduğu ve davacı hariç 96 üyesinin olduğu tespit edilmiştir. Bu tespitten yola çıkılarak yapılan hesaplama sonucunda davacının hissesine düşen gider tutarının (744.055,59/97=) 7.670,67 TL olduğu ve davacının takip tarihi itibariyle talep edebileceği çıkma payı alacağının (52.000,00-7.670,67=) 44.329,33 TL olduğu anlaşılmıştır.
2017 yılı bilançosunun 15/04/2018 tarihli genel kurulda kesinleşmesi karşısında davalının 16/05/2018 tarihinde temerrüde düştüğü, çıkma payı alacağı olan 44.329,33 TL’nin 16/05/2018 tarihinden takip tarihine kadar olan işlemiş yasal faizinin 6.569,24 TL olduğu tespit edilmiştir. Bu tespitten yola çıkıldığında davacının takip tarihi itibariyle 6.569,24 TL tutarında da işlemiş faiz alacağının olduğu kabul edilmiştir.
Anılan nedenlerle davacının takip tarihi itibariyle 44.329,33 TL asıl alacak ve 6.569,24 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 50.898,57 TL alacaklı olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin …E …K sayılı ilamı; Dava,çıkma payı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup dava konusu alacağın, hesap edilebilir, belirlenebilir yani likit alacak niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Mahkemece, dava konusu alacağın bu niteliğine göre davacı yararına İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken, alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle icra inkar tazminatına hükmedilmemesi doğru olmamış ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın, HUMK’nın 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilerek ve hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilmesi suretiyle onanması gerekmiştir.” şeklindedir.
2004 sayılı İİK’nın 67/2. Maddesine göre; Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Somut olayda davalının takibe itirazının yerinde olmaması ve alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile Konya . İcra Müdürlüğü’nün …E sayılı takibine davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 44.329,33 TL asıl alacak ve 6.569,24 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 50.898,57 TL alacağın davalıdan tahsili yönüyle devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-50.898,57 TL’nin % 20’si oranında hesaplanan 10.179,71 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 3.746,88 TL harçtan peşin alınan 1.019,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.727,03 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,

4-Arabuluculuk görüşmeleri nedeniyle mevcut suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL’nin (1.125,04 TL’sinin davalıdan, 194,96 TL’sinin ise davacıdan) taraflardan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 1.082,05 TL harç gideri ile 1.022,10 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2.104,15 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma göre hesaplanan 1.953,19 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı vekili için kabul edilen kısım üzerinden A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 7.416,81 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı vekili için reddedilen kısım üzerinden A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/09/2021

Katip Hakim
¸ ¸
5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.