Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/404 E. 2023/510 K. 06.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … E. – … K.
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
TEMSİLCİLERİ : a)
b)
FERİ
MÜDAHİLLER: 1-
2-
3-
MÜDAHİL OLMAK
İSTEYEN (İLGİLİ) :
VEKİLİ :
DAVA : ANONİM ŞİRKETİN FESHİ
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 05/05/2006 havale tarihli dilekçesiyle; davalı şirketin merkezinin Konya’da bulunduğunu, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı müfettişlerince yapılan inceleme sonucu düzenlenen 27/02/2006 tarihli rapora göre davalı şirketin sermayesinin 2/3’ünün zayi olduğunun ve organsız kaldığının tespit edildiğini beyan ederek, davalı şirketin sermayesinin 2/3’ünün zayi olması ve organsız kalması nedeniyle feshine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı vekili ve feri müdahiller, davanın reddini istemiştir.
Davacı tarafından Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teftiş Kurulu’nun 22/02/2006 gün … sayılı inceleme raporu ibraz edilmiş, Mahkememizce 30/11/2006 tarihinde keşif yapılmış, bilirkişiden 12/02/2020 tarihli rapor alınmış, davalı şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları getirtilmiş, malvarlığı araştırılmış, başka bir bilirkişi heyetinden 20/12/2010 tarihli 2. rapor ve 21/10/2011 tarihli ek rapor alınmıştır.
Açılan dava, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sırasına kaydedilmiş, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/09/2013 gün ve … E. … K. sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı temyiz yoluna gidilmesi üzerine Yargıtay . HD’nin 20/03/2018 gün ve … E. … K. sayılı ilamı ile karar onanmış, karar düzeltme yoluna gidilmesi üzerine de Yargıtay . HD’nin 09/06/2020 gün ve … E. … K. sayılı ilamı ile karar düzeltme yoluyla karar bozulmuş, bozma sonrası dosya Mahkememizin … E. sırasına kaydedilerek bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararı sonrası davalı şirkete ait tapu ve trafik kayıtları getirtilmiş, maden ruhsatı ile davalı şirketin iştirak ettiği şirketlere ilişkin gerekli araştırmalar yapılmış, davalı şirketin ödenmiş sermayesi tespit edilmiş ve davalı şirkete ilişkin ilgili icra dosyalarındaki güncel borçlar ile güncel SGK ve vergi borçları belirlenmiştir.
Makine bilirkişisi … 27/12/2022 tarihli rapor, gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişi … 14/01/2023 tarihli rapor ve mali müşavir bilirkişi … 07/06/2023 tarihli rapor alınmıştır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Anonim Şirketin Feshi” davasıdır.
Somut olayda; davada öncelikle çözülmesi gereken sorunlar; davalı şirketin kim tarafından temsil edildiği, müdahale taleplerinin yerinde olup olmadığı ve davalı şirketin feshi şartlarının oluşup oluşmadığı sorunlarıdır.
Davalı şirketin temsili yönünden yapılan değerlendirmede;
Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 06/10/2009 gün ve 7411 sayılı nüshasının 207. sayfasındaki ilana göre, davalı … Holding A.Ş.’nin 28/08/2008 tarihli genel kurulu kararı, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/09/2009 gün ve … E. … K. sayılı geçici tescil kararı gereğince ticaret sicil müdürlüğüne tescil edilmiş ve bu genel kurul kararına göre yönetim kurulu üyeliğine … , … , … , … , … , … ve … seçilmiş, aynı gazetenin 208. sayfasındaki yönetim kurulu kararı ilanına göre de, … yönetim kurulu başkanı, … ise başkan yardımcısı olarak 3 yıllığına davalı şirketi temsil etmek üzere müşterek yetkili olarak atandıkları anlaşılmış ise de;
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/09/2009 gün ve … E. … K. sayılı kararının verilmesinden sonra, davası kabul edilen …’ın davadan feragat ettiği, Mahkeme tarafından da bu feragat gereğince 11/02/2010 gün ve … E. … K. sayılı ek karar ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, bu ek karara karşı ilgililer tarafından temyiz yoluna başvurulması üzerine, Yargıtay . HD.’nin 17/05/2012 gün ve … E. … K. sayılı ilamı ile Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı ilamına ilişkin olarak hem 11/02/2010 tarihli ek kararın, hem de 16/09/2009 tarihli asıl kararın bozulmasına karar verildiği, bozma ilamı sonrası dosyanın Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sırasına kaydedildiği, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/11/2012 gün ve … E. … K. sayılı ilamı ile geçici tescil talebine ilişkin davanın davacının feragatı nedeniyle reddine karar verildiği, bu kararın kesinleşmemesine rağmen geçici tescile ilişkin önceki 16/09/2009 tarihli kararın Yargıtay bozması nedeniyle geçerliliğini yitirdiği ve yukarıda belirtilen geçici tescilin dayanağının ortadan kalktığı anlaşılmıştır.
Geçici tescilin ortadan kalkması nedeniyle, davalı şirket hakkındaki Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi yayınlarının takip edilmesi sonucu, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 17/01/2006 gün ve … sayılı nüshasının 1096. sayfasındaki ilana göre, 05/10/2005 tarihli olağanüstü genel kurul kararlarına göre … Holding A.Ş.’nin yeni ünvanının … Holding A.Ş. olmasına, bu şirketin tadil tasarısına göre yönetim kurulunun başkan …, başkan yardımcısı … , yönetim kurulu üyeleri … , … , … , … ve … olmasına karar verildiği, davalı şirketin 14/10/2005 tarihli yönetim kurulu kararı ile de, yönetim kurulu başkanı … ve başkan vekili Süleyman Bademci’nin davalı şirketi 3 yıl süreyle müştereken temsil etmelerine karar verildiği belirlenmiştir.
Geçici tescilin geçersiz hale gelmesi ve geçici tescilden önceki en son temsilcilerin … ve … olması, kendilerinin görev süresinin sona ermesine rağmen yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar görevlerinin devam etmesi, bugüne kadar da yeni yönetim kurulu üyelerinin seçilememesi nedeniyle, davalı … Holding A.Ş.’nin (önceki ünvanı: … Holding A.Ş.’nin) temsilcilerinin … ve … olduğunun tespitine, davalı şirketin temsili yönünden aksi yöndeki önceki ara kararlarımızdan re’sen vazgeçilmesine, … ve … davalı şirketteki hisselerini devrettikleri ve yönetimden ayrıldıkları kendileri tarafından ispat edilemediğinden kendilerinin davalı şirketin temsilcisi olmadıkları yönündeki itirazlarının reddine, davalı şirketin temsilcilerinin … ve … olduğu anlaşıldığından davalı şirket için bu dosya yönünden temsil kayyımı tayinine ihtiyaç bulunmadığına karar verilmiştir.
Fer’i müdahil olmak isteyenlerden … , … ve …’ın müdahale talepleri kabul edilmiştir.
Yargıtay . HD.nin 31.10.2017 gün ve … E. … K. ve Yargıtay . HD.nin 08/09/2015 gün ve … E. … K. sayılı emsal içtihatlarına göre, davaya müdahale halinde maktu olarak hem başvuru hem de peşin harcın yatırılması gerektiğinden, eksik harç yatıran … eksik harçların da tahsili gerekmiştir.
Fer’i müdahil olmak isteyenlerden … 02/07/2020 tarihli (01/07/2022 havale tarihli) dilekçesindeki dile getirdiği ihtilaflar ile bu davanın konusu farklı olduğundan kendisinin müdahale talebi reddedilmiştir.
Usul ve yasaya uygun görülerek uyulmasına karar verilen Yargıtay . HD’nin 09/06/2020 gün ve … E. … K. sayılı bozma ilamında, “Dava, 6762 sayılı TTK’nın 434. maddesi uyarınca, anonim şirketin münfesih olduğunun tespiti istemine ilişkin olup aynı maddenin 3. fıkrasında, şirket sermayesinin TTK’nın 324 üncü maddesi gereğince üçte ikisinin ziyaı halinde şirketin münfesih olacağı düzenlenmiştir. Aynı Yasanın 324/2. maddesi gereği, şirket esas sermayesinin üçte ikisi karşılıksız kaldığı takdirde, umumi heyet bu sermayenin tamamlanmasına veya kalan üçte bir sermaye ile iktifaya karar vermediği takdirde şirket feshedilmiş sayılır. Dairemizin yerleşik kararları uyarınca bu davayı şirket pay sahipleri, şirket alacaklıları ve menfaati olan herkes açabilir.
Mahkemece, şirket esas sermayesinin üçte ikisinin zayi olup olmadığı yönünde bilirkişi raporu alınmışsa da hükme esas alınan bu raporda, davalı şirketin kaydi esas sermayesinin 2/3’ünün kaybolmadığı, 25 milyon TL olarak gösterilen esas sermayenin gerçeği yansıtmadığının ve fiili duruma uygun olmadığının düşünüldüğü, şirket ve iştiraklerine ait araçların kayıp olduğu, taşınmazlar üzerinde çok sayıda ve yüksek tutarda haciz şerhlerinin bulunduğu, iştiraklerin ve bağlı ortaklıkların faal olduğu, tasfiye aşamasında bulundukları, dolayısıyla şirketin sermayesinin 2/3’ünün kaybedildiğinin düşünüldüğü ifade edilmiştir. Ancak, şirketin münfesih olduğunun tespitine karar verilebilmesi için TTK’nın 324/2. maddesi gereği esas sermayenin üçte ikisinin zayi olduğunun kesin olarak belirlenmesi gerekmekte olup mahkemece hükme esas alınan rapor bu yönden yetersiz bulunduğundan 6762 sayılı TTK’nın 324/2. maddesinde gösterilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti yönünde denetime elverişli bir rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi” gerektiği belirtilmiştir.
Bozma ilamı gereğince, davalı şirketin güncel tapu ve trafik kayıtları çıkartılmış, maden ruhsatı ve iştiraki olduğu şirketlerin kayıtları, davalı şirketin ve iştiraki olan şirketlerin öz sermayeleri, davalı şirketin güncel SGK, vergi ve icra borçları 2022 yılı Ağustos ayı itibariyle araştırılmış, davalı şirketin ticari defter ve belgelerine bütün araştırmalarımıza rağmen ulaşılamamış, makine bilirkişi ile gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişiden de 2022 yılı Ağustos ayı itibariyle davalı şirketin malvarlığının ayrı ayrı tespiti istenilmiş, mali müşavir bilirkişiden ise güncel alacak borç durumuna göre davalı şirketin malvarlığının topluca tespiti, davalı şirketin sermayesinin 2/3’ünü kaybedip kaybetmediğinin belirlenmesi sağlanmıştır.
Dava dilekçesinde mülga 6762 s. TTK’nin 324, 434 ve 435. maddeleri gereğince feshi istenilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mülga 6762 s. TTK’nin 324/2. maddesine göre, “Şirketin aciz halinde bulunduğu şüphesini uyandıran emareler mevcutsa idare meclisi aktiflerin satış fiyatları esas olmak üzere bir ara bilançosu tanzim eder. Esas
sermayenin üçte ikisi karşılıksız kaldığı takdirde, umumi heyet bu sermayenin tamamlanmasına veya kalan üçte bir sermaye ile iktifaya karar vermediği takdirde şirket feshedilmiş sayılır….”
Mülga 6762 s. TTK’nin 434/3. maddesine göre, şirket sermayesinin 324 üncü madde gereğince üçte ikisinin zıyaı hallerinden ve yasada yazılı diğer hallerden birinin gerçekleşmesi halinde anonim şirketler münfesih olur.
Mülga 6762 s. TTK’nin 435/1. maddesine göre de, “Şirketin tescilinden sonra hakiki pay sahiplerinin sayısı beşten aşağıya düşer veya şirketin kanunen lüzumlu organlarından biri mevcut olmaz yahut umumi heyet toplanamazsa, pay sahiplerinden veya şirket alacaklılarından birinin yahut Ticaret Vekaletinin talebi üzerine, mahkeme şirketin durumunu kanuna uygun hale ifrağ için münasip bir müddet tayin eder ve buna rağmen durum düzeltilmezse şirketin feshine karar verir.”
Dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan ve makine bilirkişisi ile gayrimenkul değerleme bilirkişisinin tespitlerini ve güncel (2022 yılı Ağustos ayı itibariyle) borç ve alacak durumunu topluca değerlendiren mali müşavir bilirkişisinin 07/06/2023 tarihli raporuna göre; davalı şirketin varlıklarının toplamının 131.883.710,01 TL, borçlarının ise 203.242.269 TL. olup, 71.358.558,99 TL. tutarında borca batık olduğu, davalı şirketin güncel ve rayiç mali verilere göre esas sermayesinin 2/3’ünden daha fazlasının karşılıksız kaldığı (kaybedildiği) belirlenmiştir.
Davalı şirketin Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre de, 28/08/2008 tarihinden beri genel kurul toplantısının çağrılara rağmen yapılamadığı, bu genel kurul toplantısında alınan kararların geçici tesciline ilişkin Mahkeme kararının da Yargıtay tarafından kaldırıldığı, bu toplantıdan önceki en son yapılan genel kurulun ise 10/02/2006 tarihinde yapıldığı, bu tarihten sonra genel kurulun toplanamadığı, müdahale dilekçelerindeki açıklamalardan yönetim ve temsil konusunda şirket içinde ihtilaflar yaşandığı belirlenmiştir.
Mülga 6762 s. TTK’nin 435/1. maddesine göre, genel kurulun toplanamadığı durumlarda mahkemenin yönetim kurulunu dinleyerek şirketin durumunun Kanun’a uygun hale getirilmesini istemesi gerekir ise de; 10/02/2006 tarihli genel kurulda belirlenen şirket yönetim kurulu başkanı … münferit yetkili olarak 3 yıllığına seçilmiş, … ise başkan yardımcısı olarak belirlenmiştir. Mahkememizce yönetim kurulunun 3 yıllık görev süresinin fazlasıyla sona ermesine rağmen kendilerinin zorunlu işleri yapmaya yetkili olduğu sonucuna varılmıştır. Ancak, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarına göre 19/07/2007 tarihinden 10/11/2017 tarihine kadar yapılan 27 adet genel kurul toplantı çağrısına rağmen genel kurulun toplanamaması nedeniyle, davalı şirketin görev süresi sona eren yönetim kuruluna yeniden toplantı yapmaları ve bu eksikliği gidermeleri konusunda süre verilmesi usul ekonomisi gereğince ve sonuç alınması beklenilmediğinden gerekli görülmemiştir.
Her ne kadar genel dava teorisine göre, davaların açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilmesi gerekmekte ise de; davalı şirketin dava tarihi itibariyle esas sermayesinin 2/3’ünü kaybedip kaybetmediğinin belirlenmesinin, 16 yıllık yargılama sürecinde değişen malvarlığı karşısında gerçek ve fiili duruma uygun sonuç vermeyeceği sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce davalı şirketin 2022 yılı Ağustos ayı itibariyle tespit edilen rayiç malvarlığına göre sermayesinin 2/3’ünü kaybettiği belirlendiği gibi, 2006 yılından karar tarihine kadar davalı şirket genel kurulunun yapılamaması nedeniyle de, davalı şirketin fesih şartlarının oluştuğu, bozma ilamında belirtildiği üzere davacı Bakanlığın bu davayı açabileceği sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar son duruşmada fer’i müdahillerden … tarafından, davalı şirketin yaklaşık 100.000.000 TL.’lik vergi borcunun yapılandırması yapılmış olsa borcun 5.000.000 TL’ye düşeceği bildirilmiş ise de; davalı şirketin Mahkememizce en son temsilcileri olduğu belirlenen … ve … bu vergi borcunu yapılandırma ve ödemek üzere herhangi bir girişiminin de olmadığı anlaşıldığından, fer’i müdahil … bu yöndeki itirazları kabul edilmemiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının KABULÜ ile Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünün … ticaret sicil sırasında kayıtlı … Holding A.Ş.’nin (önceki unvanı : … Holding A.Ş.) FESİH ve TASFİYESİNE,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 1 ay içerisinde, ikinci bir yazı veya tebligat beklenmeksizin davacı tarafından 50.000 TL. tasfiye masrafı ve 50.000 TL. tasfiye memuru ücreti olmak üzere toplam 100.000 TL.’nin Mahkememizin bu dosyasına yatırılmasına,
3-100.000 TL.’lik tasfiye masraflarının yatırılmasından sonra Mahkememizce re’sen tasfiye memuru seçilerek göreve başlatılmasına,
4-Tasfiye memuru için takdir edilen 50.000 TL.’nin; 10.000 TL.’sinin göreve başlatıldığı tarihte peşin olarak tasfiye memuruna ödenmesine, kalan 20.000 TL.’nin davalı şirkete ait malvarlığının satışlarının tamamlandığının tasfiye memuru tarafından bildirilmesi ve belgelendirilmesinden sonra, kalan son 20.000 TL.’nin de tasfiyenin tamamlanması ve buna ilişkin raporun tasfiye memuru tarafından dosyaya sunulmasından sonra tasfiye memuruna ödenmesine,
5-Tasfiye memuru ücretinin dışında tasfiye masrafı olarak yatırılacak 50.000 TL.’nin ise tasfiye memurunun belgelendirdiği taleplere göre, kendisine veya ilgili yerlere Mahkememiz tarafından ödenmesine,
6-Tasfiye memuru ücreti ile tasfiye masraflarının güncellenip güncellenmeyeceğinin ve davacı taraftan ilave ücret talep edilip edilmeyeceğinin kararın kesinleşmesi ve tasfiyeye başlanmasından sonra ihtiyaca ve/veya tasfiye memurunun talebine göre ek kararla bilahare değerlendirilmesine,
7-Tasfiye memuru ücreti ve diğer tasfiye giderlerinin, tasfiye ve ödeme aşamasında tasfiye memurluğunca davacı Bakanlığa tam ve eksiksiz olarak öncelikle ödenmesine,
8-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85 TL. maktu karar ve ilam harcının davalı şirketten alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
9-Davacı Bakanlık tarafından yapılan 6.232,70 TL. yargılama gideri ile gerekçeli kararın tebliği için davacı avansından yapılacak olan 465 TL. gider olmak üzere toplam 6.697,70 TL. yargılama giderinin davalı şirketten alınarak davacı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na verilmesine,
10-Davalı şirket tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
11-Fer’i müdahillerden …’in müdahale talebinden dolayı, 269,85 TL. maktu başvuru harcı ve 269,85 TL. maktu peşin harç olmak üzüre olmak üzere toplam 539,70 TL. müdahale harcının fer’i müdahil …’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
12-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı vekilleri için 9.200 TL. maktu vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na verilmesine,
13-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK’nın 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde ve re’sen davacıya iadesine,
Dair ; davacı vekili ile feri müdahillerden …’in yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren ( 15 ) gün içerisinde, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile temyizi kabil olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.06/09/2023

Başkan Üye Üye Katip