Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/322 E. 2021/700 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO:
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH:
KARARIN MAHİYETİ : KABUL

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; 15/09/2019 tarihinde sürücü …idaresindeki … plakalı otomobil ile … sokaktan … sokağa dönüş yaptığı esnada aracın sol yan kısmına, … caddesi istikametinden … sokağı takiben seyreden sürücü … idaresindeki … plakalı kamyonun sol ön kısmıyla çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu … plakalı aracın içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkili … yaralandığını, söz konusu kazaya ilişkin olarak Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı dosyasından soruşturmanın yürütüldüğünü, olay yeri trafik ekiplerince düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağı raporuna göre … plakalı otomobil sürücüsü … asli kusurlu, … plakalı kamyon sürücüsü … ise tali kusurlu olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin kazadan sonra işlerini göremez hale geldiğini, sol gözünde kalıcı görme kaybının oluştuğunu, kazaya bağlı olarak güç kaybı yaşadığını, kaza sonrası birtakım tedavi giderlerinin bulunduğunu, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda olan … plakalı aracın 08/07/2020 sigorta bitiş tarihli … poliçe no.lu Trafik Sigortasını düzenleyen davalı şirketin 09.10.2019 tarihinde dava açılmadan önce zararlarının tazmini yönüyle başvurulduğunu, ancak davalının yapmış olduğu ödemelerin yetersiz olduğundan başvurudan yeterli sonuç alınamadığını, arabulucuk görüşmelerinden de sonuç alınamadığını belirterek ; davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkilinin kalıcı bedensel zarara ilişkin maddi tazminat isteği ile faturalandırılamayan tedavi gideri , bakıcı giderleri ve güç kaybı tazminatı giderlerine, toplanacak delillere göre maddi tazminat hesabı yaptırılarak, şimdilik 200,00 TL olmak üzere maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden olay tarihindeki sigorta limitleri aşılmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 06/12/2021 havale tarihli ıslah dilekçesi ile açmış olduğu davayı toplamda 234.233,62 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; Davayı kabul anlamına gelmemek şartıyla … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde, … poliçe numaralı, 07.08.2019-2020 vade tarihleri olmak üzere Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk ( Trafik ) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin ancak sigortalısının kazadaki kusuru oranında ve maddi zararın varlığı ispat edildiği takdirde poliçe teminat limitiyle sınırlı olabileceğini, davacının müvekkiline başvurusu üzerine 17/03/2020 tarihinde 111.449,00 TL ödeyerek tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, davacının sigortalının kusurunu ve davacının kaza ile illiyet bağı bulunan maluliyetini ve maddi zararının ispat etmesinin gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araca % 75 kusur verildiğini, davacının sürekli maluliyeti olup olmadığının belirlenmesi hususlarında Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden rapor alınmasının gerektiğini, davacının müvekkili şirkete sigortalı araçta yolcu olduğunu ve karşılıksız taşındığını, bu nedenle belirlenecek tazminat rakamından hatır taşıması indirimi yapılmasının gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, avans faiz talebinin haksız olduğunu belirterek; haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
TOPLANAN DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, tazminat isteminden ibarettir.
2918 sayılı KTK’nın 85/1. Maddesine göre; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
2918 sayılı KTK’nın 85/5. Maddesine göre; İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.
2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesine göre; Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/7/2020 tarihli ve … E, … K sayılı Kararı ile, 2918 sayılı KTK’nın 90/1. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesine göre; İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.
2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesine göre; Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.
2918 sayılı KTK’nın 99. Maddesine göre; Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesine göre; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesine göre; Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.
6098 sayılı TBK’nın 54. Maddesine göre; Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
6098 sayılı TBK’nın 55. Maddesine göre; Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
Anılan yasal düzenlemelere istinaden bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen trafik kazasında, zarar görenlerin zararından, 6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesi uyarınca araç sürücüsü, 2918 sayılı KTK’nın 85. Maddesi uyarınca araç işleteni ve şartları varsa teşebbüs sahibi ve 2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesi uyarınca sigortacı müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Trafik kazası nedeniyle zarara uğradığını iddia eden hak sahipleri tarafından açılan tazminat davalarında ispat yükü 6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesi uyarınca zarar gören üzerinde olup, zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat etmek zorundadır.
Yine bu tür davalarda 2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesi uyarınca, zarar görenin dava açmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapması gerekmekte olup bu husus sonradan giderilmesi de mümkün olmayan dava şartlarındandır. Ayrıca yazılı başvurudan hemen sonra dava açılması mümkün olmayıp 15 günlük sürenin dolmasından sonra dava açılabilecektir. Sigortacı kendisine yapılan yazılı başvuruya karşı 15 gün içinde cevap vermek ve 2918 sayılı KTK’nın 99. Maddesine göre 8 iş günü içinde de tazminatı ödemek zorundadır. Sekiz iş günü içinde sorumlu olduğu tazminatı ödemeyen sigortacı 9. Gün itibariyle temerrüde düşecektir.
Hak sahipleri tarafından talep edilebilecek tazminatlar ise 2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesi uyarınca 2918 sayılı KTK ile 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
Somut olayda; davacı davaya konu trafik kazası nedeniyle cismani zarara uğradığını iddia ederek süreli iş göremezlik zararı, geçici iş göremezlik zararı, bakıcı gideri zararı ile SGK tarafından karşılanmayan ve faturalandırılamayan tedavi gideri zararının tahsilini istemiştir.
Bu kapsamda öncelikle davacının davaya konu trafik kazası nedeniyle sürekli iş göremez hale gelip gelmediğinin tespiti için hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiği belirlenmelidir. Maluliyetin tespiti yönünden hangi yönetmeliğin uygulanacağına ilişkin KTK’da ve TBK’da açık hüküm bulunmadığından bu boşluğun içtihatlarla doldurulması gerekmektedir.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 27/10/2020 gün ve 2019/5558 E 2020/6282 K sayılı ilamında da bu husus vurgulanmıştır. Ancak, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmesi teknik olarak mümkün olmadığından bu dönem için de (01/09/2013 tarihinden sonraki dönem) yine 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. (Konya BAM . Hukuk Dairesi’nin 05/11/2020 gün ve … E … K sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Bu kapsamda belirlenmesi gereken bir diğer husus ise tazminat hesabının ne şekilde yapılacağıdır. 2918 sayılı KTK ile 6098 sayılı TBK’da bu hususta bir düzenleme bulunmadığından bu boşluğun da içtihatlarla doldurulması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … Esas, … sayılı kararı ve Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları gereği, muhtemel yaşam süresinin tespitinde Population Masculine Et– Feminine (PMF 1931) Tablosu dikkate alınmalı ve hesaplamaların progresif rant yöntemi kullanılmalı ve ayrıca bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin ise her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tespiti gerekmektedir.
Davacının davalı sigorta şirketine davadan önce tazminat ödemesi için yazılı olarak başvurduğu, başvurunun sigorta şirketine 30.12.2019 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı sigorta şirketinin 2918 s. KTK’nin 99/1. maddesi gereğince 8 iş günü sonra 10.01.2020 tarihinde temerrüte düştüğü, 2918 s. KTK.nin 97. maddesi gereğince dava şartının da yerine getirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan 22.01.2021 tarihli ATK raporu ile davaya konu trafik kazasının oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün % 70 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
08.04.2021 tarihli maluliyet raporu ile de davaya konu trafik kazası neticesinde davacının % 34 oranında sürekli iş göremez hale geldiği, davacının iyileşme süresinin (geçici iş göremezlik süresinin ) 18 ay olduğu, bu sürenin 6 aylık kısmında başkasının yardımına muhtaç olduğu ve bu yaralanma nedeniyle davacının SGK tarafından karşılanmayan ve faturalandırılamayan tedavi gideri zararının 12.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan 20.08.2021 tarihli hesap raporu ile davadan önce yapılan 111.449,00 TL tutarındaki ödem davacının her bir zarar kalemi yönünden orantılama yapılmak suretiyle mahsup yapıldığında davacının bakiye sürekli iş göremezlik zararının 324.496,64 TL, geçici iş göremezlik zararının 28.395,63 TL, bakıcı gideri zararının 12.148,78 TL ve tedavi gideri zararının 8.981,61 TL olduğu tespit edilmiştir.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ayrıca ahlaki ödev kapsamında kalan taşımaların hatır taşınması niteliğinde olmayacağının da belirtilmesinde fayda vardır. Nitekim Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamında da bu husus vurgulanmıştır.
Hatır taşıması indiriminin resen dikkate alınması mümkün olmayıp taşımanın hatır taşıması olduğu yönünde bir savunmanın bulunması gerekmektedir. Ayrıca bu savunma sadece ileri sürenler yönünden etkisini gösterecek olup, yasal süresi içinde hatır taşıması definde bulunmayanlar yönünden bu indirimin yapılması mümkün değildir. (Emsal için bknz. Yargıtay . Hukuk Dairesi … E … K ve … E … K )
Hatır taşıması yönünden bir başka önemli husus ise bu indirimden sadece hatır taşıması yapan sürücü, işleten ve bu aracın sigortacısı yararlanacaktır. Karşı aracın sürücü işleten ve sigortacısının bu indirimden yararlanma olanağı bulunmamaktadır.(Yargıtay . HD.nin 28/05/2015 gün ve … E. … K.)
Ayrıca hatır taşıması indirimi nedeniyle kısmen reddedilen tutar üzerinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği noktasında da duraksama bulunmamaktadır.
Somut olayda davalı yasal süresi içinde hatır taşıması definde bulunmuştur. Davacının sigortalı araçta yolcu olması karşısında davalı vekiline hatır taşıması defi yönünden delillerini ibraz etmesi içi kesin süre verilmiş ancak süresi içinde herhangi bir delil ibraz edilmemiştir.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamı; ”Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından uyulan bozma kararı gereğince yapılan yargılamada toplanan delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; desteğin sigortalı araçta hatır için taşındığına ilişkin savunmasını ispat yükü altında olan ve bu ispatı sağlayamayan davalı sigortacı lehine hatır taşıması indiriminin uygulanmayışının yerinde bulunmasına göre; davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA” şeklindedir.
Her ne kadar davalı yasal süresi içinde hatır taşıması definde bulunmuş ise de; davalı, davacının sigortalı araçta hatır için taşındığı iddiasının ispatı yönüyle herhangi bir delil sunmadığından, davalının bu yöndeki iddiasını ispatlayamadığı kabul edilmiş ve tazminat kalemlerinden hatır taşıması indirimi yapılmamıştır.
6098 sayılı TBK’nın 52. Maddesine göre; Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Anılan yasal düzenlemede de belirtildiği üzere zarar görenin zararın oluşmasında ya da zararın artmasında bir ihmali varsa bu hususun tazminatın belirlenmesinde dikkate alınması gerekir. Bir başka deyişle zararın oluşumunda zarar görenin de müterafik kusurunun bulunması halinde tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. Müterafik kusurun dikkate alınması için bu yönde yapılan bir savunmaya gerek olmayıp Mahkemece müterafik kusurun resen dikkate alınması gerekmektedir. Nitekim bu husus Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamında da vurgulanmıştır. Ayrıca müterafik kusur indirimi nedeniyle kısmen reddedilen tutar üzerinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği noktasında da duraksama bulunmamaktadır.
Davaya konu trafik kazası neticesinde yaralanan davacının, kaza esnasında emniyet kemerinin takılı olup olmadığı konusunda kaza tespit tutanağında bir belirlemenin bulunmaması ve dosya kapsamında davacının kendi yaralanmasında müterafik kusurunun bulunduğu yönünde herhangi bir delil bulunmaması karşısında davacı için hesaplanan tazminat tutarlarından müterafik kusur indirimi yapılmamıştır.
Davacı vekili, 06.12.2021 tarihli dilekçesi ile sürekli iş göremezlik tazminatı istemini 203.197,66 TL’ye, geçici iş göremezlik tazminatı istemini 17.825,17 TL’ye, bakıcı gideri tazminatı istemini 7.589,17 TL’ye ve tedavi gideri tazminatı istemini 5.621,61 TL’ye çıkarmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davaya konu trafik kazasının oluşmasının davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacının yaralanmasının % 34 oranında kalıcı sakatlık niteliğinde olduğu, davacının bu yaralanma nedeniyle talep edebileceği bakiye sürekli iş göremezlik zararının 324.496,64 TL olduğu, davacının iyileşme süresinin 18 ay olduğu ve bu sürenin 6 aylık kısmında başkasının yardımına muhtaç olduğu, davacının bakiye geçici iş göremezlik zararının 28.395,63 TL, bakiye bakıcı gideri zararının 12.148,78 TL, bakiye tedavi gideri zararının ise 8.981,61 TL olduğu, kazaya karışan 42 ZC 471 plakalı aracın ZMMS sigortacısı davalının oluşan bu zarardan sorumlu olduğu sonucuna varıldığından taleple bağlılık ilkesi gereğince her bir zarar kalemi yönünden davacının talep ettiği tazminat tutarları üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ ile 203.197,66 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 17.825,17 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 7.589,17 TL bakıcı gideri tazminatı ve 5.621,61 TL tedavi gideri tazminatı olmak üzere toplam 234.233,61 TL’nin temerrüt tarihi olan 10/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 16.000,50 TL karar ve ilam harcından peşin ve ıslahla birlikte alınan 956,21 TL harcın mahsubu ile eksik 15.044,29 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.320,00 TL. yargılama giderinin, davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
4-Davacı tarafından yapılan 1.010,61 TL harç gideri, 700,00 TL bilirkişi ücret gideri, 1.150,00 TL Meram Tıp Fakültesi Hastanesi rapor ücret gideri, 723,00 TL Adli Tıp Kurumu rapor ücret bedeli, 226,28 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 3.809,89 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 24.846,35 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/12/2021

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.