Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/318 E. 2021/379 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
“TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH:

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; 28/10/2016 tarihinde saat 22:10 sıralarında müvekkili sürücü babası …idaresindeki …plakalı hususu otomobil ile Akseki istikametinden Manavgat istikametine seyrederken virajlı yolda hakimiyetini kaybetmesi kaybetmesi ile yolun sağında bulunan demir bariyerlere aracının ön kısmı ile çarptıktan sonra aracın yoldan çıkarak takla atması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkilinin aracın arka tarafından yolcu olarak seyahat ettiğini, bu kazada müvekkilinin babasının tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin kazada sol omzunun kırıldığını, vücut bütünlüğünün bozulduğunu, telafisi mümkün olmayan izlerin kaldığını ve açıkladığı nedenlerle, fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla, 25 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 25 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 25 TL tedavi giderleri ve 25 TL bakıcı giderleri olmak olmak üzere toplam 100,00 TL maddi tazminatın davalı … şirketine başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; kazanın oluşumunda müvekkili şirket nezdinden sigortalı …plakalı araca sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, olay nedeniyle sigorta şirketinin sorumluluğunun kusur ve ZMMS poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, mezkur kazada davacı yanın babası olan sürücü …’ün sevk ve idaresinde bulunan …plaka sayılı sigortalı otomobilde hatır yolcusu konumunda bulunduğunu, olayda hatır taşıması indiriminin uygulanması gerektiğini, kazazedenin kaza esnasında emniyet kemeri kullanmadığını, bu nedenle zararın artmasına sebep olduğunu ve açıkladığı nedenlerel davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 20/04/2021 tarihli dilekçesiyle; 25 TL olarak açmış olduğu sürekli iş göremezlik tazminatı davasını 65.571,99 TL’ye, 25 TL olarak açmış olduğu bakıcı gideri tazminatı davasını 1.647,00 TL’ye ve 25 TL olarak açmış olduğu tedavi gideri tazminatı davasını 1.500,00 TL’ye artırmıştır.
Davacı vekili 26/04/2021 tarihli dilekçesiyle de; 25 TL olarak açmış olduğu davasını 3.999,00 TL, 25 TL olarak açmış olduğu sürekli iş göremezlik tazminatı davasını 65.571,99 TL, 25 TL olarak açmış olduğu bakıcı gideri tazminatı davasını 1.647,00 TL ve 25 TL olarak açmış olduğu tedavi gideri tazminatı davasını 1.500,00 TL olarak belirlemiş, yasal faiziyle birlikte karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tazminat isteminden ibarettir.
2918 sayılı KTK’nın 85/1. Maddesine göre; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
2918 sayılı KTK’nın 85/5. Maddesine göre; İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.
2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesine göre; Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/7/2020 tarihli ve … E, … K sayılı Kararı ile, 2918 sayılı KTK’nın 90/1. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesine göre; İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.
2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesine göre; Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.
2918 sayılı KTK’nın 99. Maddesine göre; Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesine göre; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesine göre; Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.
6098 sayılı TBK’nın 54. Maddesine göre; Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
6098 sayılı TBK’nın 55. Maddesine göre; Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
Anılan yasal düzenlemelere istinaden bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen trafik kazasında, zarar görenlerin zararından, 6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesi uyarınca araç sürücüsü, 2918 sayılı KTK’nın 85. Maddesi uyarınca araç işleteni ve şartları varsa teşebbüs sahibi ve 2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesi uyarınca sigortacı müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Trafik kazası nedeniyle zarara uğradığını iddia eden hak sahipleri tarafından açılan tazminat davalarında ispat yükü 6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesi uyarınca zarar gören üzerinde olup, zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat etmek zorundadır.
Yine bu tür davalarda 2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesi uyarınca, zarar görenin dava açmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapması gerekmekte olup bu husus sonradan giderilmesi de mümkün olmayan dava şartlarındandır. Ayrıca yazılı başvurudan hemen sonra dava açılması mümkün olmayıp 15 günlük sürenin dolmasından sonra dava açılabilecektir. Sigortacı kendisine yapılan yazılı başvuruya karşı 15 gün içinde cevap vermek ve 2918 sayılı KTK’nın 99. Maddesine göre 8 iş günü içinde de tazminatı ödemek zorundadır. Sekiz iş günü içinde sorumlu olduğu tazminatı ödemeyen sigortacı 9. Gün itibariyle temerrüde düşecektir.
Hak sahipleri tarafından talep edilebilecek tazminatlar ise 2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesi uyarınca 2918 sayılı KTK ile 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
Somut olayda; davacı davaya konu trafik kazası nedeniyle cismani zarara uğradığını iddia ederek süreli iş göremezlik zararı, geçici iş göremezlik zararı, bakıcı gideri zararı ile SGK tarafından karşılanmayan ve faturalandırılamayan tedavi gideri zararının tahsilini istemiştir.
Bu kapsamda öncelikle davacının davaya konu trafik kazası nedeniyle sürekli iş göremez hale gelip gelmediğinin tespiti için hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiği belirlenmelidir. Maluliyetin tespiti yönünden hangi yönetmeliğin uygulanacağına ilişkin KTK’da ve TBK’da açık hüküm bulunmadığından bu boşluğun içtihatlarla doldurulması gerekmektedir.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Nitekim Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 27/10/2020 gün ve …E …K sayılı ilamında da bu husus vurgulanmıştır. Ancak, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmesi teknik olarak mümkün olmadığından bu dönem için de (01/09/2013 tarihinden sonraki dönem) yine 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. (Konya BAM . Hukuk Dairesi’nin 05/11/2020 gün ve … E … K sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Bu kapsamda belirlenmesi gereken bir diğer husus ise tazminat hesabının ne şekilde yapılacağıdır. 2918 sayılı KTK ile 6098 sayılı TBK’da bu hususta bir düzenleme bulunmadığından bu boşluğun da içtihatlarla doldurulması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun …Esas, … sayılı kararı ve Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları gereği, muhtemel yaşam süresinin tespitinde Population Masculine Et– Feminine (PMF 1931) Tablosu dikkate alınmalı ve hesaplamaların progresif rant yöntemi kullanılmalı ve ayrıca bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin ise her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tespiti gerekmektedir.
Davacının davalı … şirketine davadan önce tazminat ödemesi için yazılı olarak başvurduğu, başvurunun sigorta şirketine 16/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı … şirketinin 2918 s. KTK’nin 99/1. maddesi gereğince 8 iş günü sonra 19/07/2019 tarihinde temerrüte düştüğü, 2918 s. KTK.nin 97. maddesi gereğince dava şartının da yerine getirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Hükme esas alınan 28/12/2020 tarihli bilirkişi raporu ile davaya konu trafik kazasının oluşumunda …plakalı araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
22/02/2021 tarihli maluliyet raporu ile de davaya konu trafik kazası neticesinde davacının % 4,2 oranında sürekli iş göremez hale geldiği, davacının iyileşme süresinin 3 ay olduğu, bu sürenin 1 aylık kısmında davacının başkasının yardımına muhtaç olduğu ve bu yaralanma nedeniyle davacının SGK tarafından karşılanmayan ve faturalandırılamayan tedavi gideri zararının 1.500,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan 24/04/2021 tarihli ek hesap raporu ile davacının geçici iş göremezlik zararının 3.999,84 TL, sürekli iş göremezlik zararının 65.404,00 TL, bakıcı gideri zararının 1.647,00 TL ve tedavi gideri zararının 1.500,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Her ne kadar davacı kaza tarihi itibariyle 18 yaşından küçük ise de yaşıtlarına göre günlük ihtiyaçlarını karşılamada zorluk yaşayacağı, diğer ifadeyle yaşıtlarına göre daha fazla efor sarfetmesi gerektiği hususları dikkate alınarak kök rapordaki tespitlere değer verilmemiştir.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nin 51.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ayrıca ahlaki ödev kapsamında kalan taşımaların hatır taşınması niteliğinde olmayacağının da belirtilmesinde fayda vardır. Nitekim Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin …E …K sayılı ilamında da bu husus vurgulanmıştır.
Hatır taşıması indiriminin resen dikkate alınması mümkün olmayıp taşımanın hatır taşıması olduğu yönünde bir savunmanın bulunması gerekmektedir. Ayrıca bu savunma sadece ileri sürenler yönünden etkisini gösterecek olup, yasal süresi içinde hatır taşıması definde bulunmayanlar yönünden bu indirimin yapılması mümkün değildir. (Emsal için bknz. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/3454 E 2019/224 K ve 2016/12621 E 2019/5811 K )
Hatır taşıması yönünden bir başka önemli husus ise bu indirimden sadece hatır taşıması yapan sürücü, işleten ve bu aracın sigortacısı yararlanacaktır. Karşı aracın sürücü işleten ve sigortacısının bu indirimden yararlanma olanağı bulunmamaktadır.(Yargıtay . HD.nin 28/05/2015 gün ve … E. …K.)
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin …E …K sayılı ilamı; ” TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği ve yargılama giderleri yönünden taraflar arasında paylaştırmaya gidilemeyeceğinin göz önüne alınması gerekirken, davalı yararına müterafik kusur ve hatır taşıması indiriminden dolayı reddedilen kısım için vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.” şeklindedir.
Ayrıca hatır taşıması indirimi nedeniyle kısmen reddedilen tutar üzerinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği noktasında da duraksama bulunmamaktadır.
Somut olayda, kazaya karışan …plakalı aracın işleteninin dava dışı …, sürücüsünün ise dava dışı davacının babası …’tür. Her ne kadar davacı babasının sevk ve idaresindeki araç ile yolculuk yaptığı esnada yaralanmış ise de hatır taşımasının değerlendirilmesinde yolcu ile işleten arasındaki ilişkinin dikkate alınması gerekmektedir.
Nitekim bu husus Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin …E …K sayılı ilamında; ”Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır.Somut olayda, davacı dava dışı babası …’nun kullandığı kamyonette yolcu konumundadır. Kamyonetin işleteni dava dışı …’tur. Meydana gelen kazada davacı yaralanmıştır. İlk derece mahkemesince belirlenen tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmamış, istinaf mahkemesince de aracın sürücüsünün davacının babası olması ve aile bireyleri arasında hatır taşıması indirimi söz konusu olmayacağından davalı vekilinin bu konudaki istinaf talebi reddedilmiştir. Oysa ki dava aracın işleteninin, Trafik Sigortacısına karşı açılmıştır. Dosya kapsamından kaza sırasında davacının, dava dışı işleten …’un aracında taşındığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı ile dava dışı sürücü arasındaki baba-kız ilişkisi işleteni etkilemeyecek, işleten ve dolayısıyla Sigorta Şirketi yönünden hatır taşıması indirimine engel olmayacaktır.” şeklinde vurgulanmıştır.
Her ne kadar davacı vekili aracın işleteninin davacının babası …olduğunu savunmuş ise de bu savunmanın ispatına yarayan herhangi bir delil sunulmamıştır. Anılan nedenlerle davacının bilirkişi raporu ile tespit edilen zararından % 20 oranında hatır taşıması indirimi yapılması gerekmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 52. Maddesine göre; Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Anılan yasal düzenlemede de belirtildiği üzere zarar görenin zararın oluşmasında ya da zararın artmasında bir ihmali varsa bu hususun tazminatın belirlenmesinde dikkate alınması gerekir. Bir başka deyişle zararın oluşumunda zarar görenin de müterafik kusurunun bulunması halinde tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. Müterafik kusurun dikkate alınması için bu yönde yapılan bir savunmaya gerek olmayıp Mahkemece müterafik kusurun resen dikkate alınması gerekmektedir. Nitekim bu husus Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin …E …K sayılı ilamında da vurgulanmıştır.
Her ne kadar davalı vekili müterafik kusur itirazında bulunmuş ise de kaza tespit tutanağında davacının emniyet kemeri kullanıp kullanmadığı yönünde bir belirleme yapılamaması ve davalı tarafça bu yönde herhangi bir delil sunulmaması nedeniyle davalı vekilinin bu itirazı yerinde görülmemiştir.
Hükme esas alınan hesap raporu ile tespit edilen her bir zarar kalemi yönünden % 20 oranında hatır taşıması indirimi yapıldığında davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatının 52.323,20 TL, geçici iş göremezlik tazminatının 3.199,20 TL, bakıcı gideri tazminatının 1.317,60 TL ve tedavi gideri tazminatının 1.200,00 TL olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Her ne kadar hatır taşıması indirimi nedeniyle kısmen reddedilen tutar üzerinden davalı lehine yargılama giderine hükmedilmesi mümkün değil ise de; sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden davacının talebini 65.571,99 TL’ye çıkarmasına rağmen bilirkişi ek raporu ile davacının sürekli iş göremezlik zararının 65.404,00 TL olarak tespit edilmesi karşısında davacının sürekli iş göremezlik tazminatının reddedilen kısmının (65.571,99-65.404,00=) 167,99 TL’lik kısmı hatır taşıması indirimi nedeniyle reddedilmediğinden bu tutar dikkate alınarak davalı lehine yargılama giderine hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 52.323,20 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 3.199,20 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 1.200,00 TL tedavi gideri tazminatı ve 1.317,60 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 58.040,00 TL tazminatın olay tarihi itibariyle geçerli ZMMS yaralanma ve tedavi gideri klozu limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla temerrüt tarihi olan 29/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,

2-Alınması gereken 3.964,71 TL harçtan peşin ve tamamlama harçları ile alınan 302,42 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.662,29 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Arabuluculuk görüşmeleri nedeniyle mevcut suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL’nin (1.316,96 TL’sinin davalıdan, 3,04 TL’sinin ise davacıdan) taraflardan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 364,62 TL harç gideri ile 1.447,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.811,62 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma göre hesaplanan 1.808,28 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinden reddedilen kısma göre hesaplanan 0,11 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı vekili için kabul edilen kısım üzerinden A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 8.345,20 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 167,99 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,

Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/09/2021

Katip Hakim
¸ ¸

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.