Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/20 E. 2022/328 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : RED

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; 28.09.2017 tarihinde müvekkili davacının idaresindeki motosikleti ile … Caddesinde seyir halinde iken, … plakalı araç ile … Caddesini takiben seyredip … Sokağa dönmekte olan diğer araç sürücüsü …’nun kullandığı aracın müvekkilinin kullandığı motosiklete çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, kazanın … plakalı araç sürücüsünün kusurlu hareketi sonucu meydana geldiğini, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, dava konusu trafik kazası nedeniyle Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma numaralı dosyası açıldığını, akabinde de Konya . Asliye Ceza Mahkmesi’nin … E. Sayılı dosyası ile kovuşturmanın tamamlandığını, trafik kazasına sebebiyet veren … plaka sayılı aracın kaza tarihi itibariyle geçerli … nolu Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin kalıcı iş göremezliğe maruz kalması sebebi ile uğramış olduğu maddi zararların tazmini yönüyle davalı sigorta şirketine yapmış oldukları başvurularına istinaden davalı sigorta şirketi tarafından kısmi ödeme yapıldığını, ancak bakiye zararların karşılanmadığını belirterek; HMK m.107 uyarınca belirsiz alacak davası niteliğinde davanın kabulü ile; müvekkilinin dava konusu kaza nedeniyle kalıcı iş göremezlik için şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 28.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden (teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere) tahsiline ve müvekkilim davacıya ödenmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davaya konu 28/09/2017 tarihli kazaya karıştığı belirtilen, … plakalı aracın müvekkili şirkete 11/03/2017-2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçede teminat limitinin ise kişi başı 330.000 TL olduğunu, söz konusu kaza nedeniyle müvekkilinin davacı tarafa 30/07/2018 tarihinde toplam 14.652,69 TL tazminat ödemesi yapıldığını, dava konusu trafik kazasında kusur tespitinin, akabinde de tazminat hesaplamasının yapılmasının gerektiğini, müterafik kusur durumunun göz önünde bulundurulmasının gerektiğini, davacıların ceza yargılaması sırasında şikayetlerinden vazgeçmeleri ya da uzlaşma bildirimleri mahkemece ceza dosyasından tetkik edilerek araştırılmasının gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin temerrüde düşmediğinden davacının faiz isteme hakkının doğmadığını belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tazminat isteminden ibarettir.
2918 sayılı KTK’nın 85/1. Maddesine göre; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesine göre; Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesine göre; İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.
6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesine göre; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesine göre; Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.
6098 sayılı TBK’nın 54. Maddesine göre; Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
Anılan yasal düzenlemelere istinaden bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen trafik kazasında, zarar görenlerin zararından, 6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesi uyarınca araç sürücüsü, 2918 sayılı KTK’nın 85. Maddesi uyarınca araç işleteni ve şartları varsa teşebbüs sahibi ve 2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesi uyarınca sigortacı müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Trafik kazası nedeniyle zarara uğradığını iddia eden hak sahipleri tarafından açılan tazminat davalarında ispat yükü 6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesi uyarınca zarar gören üzerinde olup, zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat etmek zorundadır.
Hak sahipleri tarafından talep edilebilecek tazminatlar ise 2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesi uyarınca 2918 sayılı KTK ile 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
Somut olayda; dava, bakiye sürekli iş göremezlik tazminatının tahsiline ilişkindir. Davacının davadan önce yaptığı başvuruya istinaden davalı sigorta şirketinin 30/07/2018 tarihinde 14.652,69 TL tutarında ödeme yaptığı ve davacının bu ödemenin yetersiz olduğu iddiasıyla mevcut davayı açtığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda yapılan ödemenin davacının zararlarını karşılayıp karşılamadığı belirlenmelidir. Yine ispat yükü davacı üzerinde olup, ödemenin yetersiz olduğu, zararının tamamının karşılanmadığını davacı ispatlamalıdır.
22/10/2020 tarihli ATK raporu ile davaya konu trafik kazasının oluşmasında davacının % 35, sigortalı araç sürücüsünün ise %65 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
21/07/2020 tarihli maluliyet raporu ile davacının yaralanmasının Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği hükümlerine göre % 1 oranında kalıcı sakatlık niteliğinde olduğu, davacının iyileşme süresinin 3 ay olduğu, bu sürenin 1 aylık kısmında başkasının yardımına muhtaç olduğu ve tedavi gideri zararının 2.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
16/09/2021 tarihli maluliyet raporu ile davacının yaralanmasının Çalışma Gücü … Yönetmeliği hükümlerine göre % 1,2 oranında kalıcı sakatlık niteliğinde olduğu, davacının iyileşme süresinin 3 ay olduğu, bu sürenin 1 aylık kısmında başkasının yardımına muhtaç olduğu ve tedavi gideri zararının 2.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili 12/05/2022 tarihli celsede hesap raporu aldırılmasını istemediklerini ve mevcut delil durumuna göre karar verilmesini talep etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 266. Maddesine göre; Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez.
Davacının sürekli iş göremezlikten doğan zararının tespiti teknik bir konu olup, zararın tutarının tazminat hesaplamaları alanında uzman bilirkişiler tarafından belirlenmesi gerekir. Davacı vekilinin açıkça hesap raporu aldırılmasını istemediklerini ifade etmesi karşısında tasarruf ilkesi ve taraflarca getirilme ilkesi gereğince resen hesap raporu tanzimine karar verilmesi de mümkün değildir. Bu nedenle davacının sürekli iş göremezlikten doğan zararının tutarı belirlenememiştir.
Somut olayda davacı, mevcut delil durumu itibariyle, yapılan ödemenin sürekli iş göremezlikten doğan zararını karşılamadığını ispatlayamadığından, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile eksik 26,30 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.320 TL. yargılama giderinin, davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
4-Davacı tarafından yapılan harç ve yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kendini vekille temsil eden davalı için, A.A.Ü.T.’ne tayin ve taktir olunan 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/05/2022

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.