Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/178 E. 2021/378 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
“TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
VEKİLLERİ :

İLGİLİ İCRA DOSYASI : Konya . İcra Dairesi … Esas
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH:

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; davalı ile müvekkili arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, senetten kaynaklanan borcunu ödemeyen davalılar aleyhine Konya . İcra Dairesi’nin …Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı borçluların icra takibine itiraz ettiklerini, müvekkilinin iyiniyetli 3.kişi konumunda bulunduğunu ve senedin kendisine ciro yolu ile geçtiğini, davalıların alacağın tahsilini sürüncemede bırakmak için hareket ettiklerini ve açıkladığı nedenlerle Konya . İcra Dairesi’nin …Esas sayılı dosyasına yapılan haksız itirazın iptaline ve icra takibinin devamına, alacağın %40’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçeleriyle özetle; davacı tarafın iddia ettiği gibi taraflar arasında ticari ilişkinin bulunmadığını, başlatılan icra takibinde itirazlarının haklı olduğunu, davanın reddi ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali isteminden ibarettir.
Davacı davaya ve takibe konu bonoya istinaden davalılar hakkında kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığını, ancak protesto çekilmemesi nedeniyle takibin iptaline karar verildiğini, davacının bu bono nedeniyle davalılardan alacaklı olduğunu iddia ederek itirazın iptalini istemiş, davalılar ise borçlu olmadıklarını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davaya ve takibe konu bono nedeniyle davacının alacaklı olup olmadığı ve varsa alacak tutarının ne kadar olduğu hususlarından ibarettir.
Davaya ve takibe konu bonoda davacının hamil davalıların ise lehtar ve ciranta olduğu anlaşılmıştır.
Bono hakkında ödememe protestosu düzenlenmediği konusunda ihtilaf yoktur. Her ne kadar protesto düzenlenmediğinden davaya konu bono lehtar ve cirantalar yönünden kambiyo senedi vasfını yitirmiş ise de davacı genel hükümlere göre delil başlangıcı niteliğindeki bonoya dayalı olarak alacak talebinde bulunabilecektir. Ancak bu davada ispat yükü davacıda olup davacı taraflar arasındaki temel ilişkiyi ve alacaklı olduğunu usulünce ispat etme yükü altındadır.
Davacı vekili 2 nolu celsede tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasını istemediklerini ve davalılara yemin teklif ettiklerini ifade etmiştir.
Davacı tarafın yemin teklifi uyarınca davalılara yemin isticvap davetiyesi gönderilmiş, 27.05.2021 tarihli duruşmaya katılan davalı … ve davalı … davaya konu bono nedeniyle davacıya borçlu olmadıklarına ve senet bedelinin dava dışı keşideci tarafından ödendiğine dair yemin etmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacı davaya ve takibe konu bono nedeniyle davalılardan alacaklı olduğunu ispatlayamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 67/2. Maddesine göre; Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Somut olayda, davacı alacaklı olduğunu ispatlayamadığından davacının tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. Davalıların tazminat istemleri yönünden ise salt alacağın ispatlanamaması takibin kötüniyetli olduğunun kabulü için yeterli olmadığından ve davalılarca davacının kötüniyetli olarak icra takibi başlattığı ispatlanamadığından davalıların tazminat istemlerinin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının ve davalıların tazminat istemlerinin ayrı ayrı REDDİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan 75,58 TL harçtan alınması gereken 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 16,28 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Arabuluculuk görüşmeleri nedeniyle mevcut suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.360,00 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,

Dair ; davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/09/2021

Katip Hakim
¸ ¸
5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.