Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/150 E. 2022/231 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH:
KARARIN MAHİYETİ : KISMEN KABUL

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkil şirketin davalıdan olan alacağının İzmir .icra müdürlüğünün … E.sayılı dosyası ile icra takibinde bulunulduğu, borçlu tarafından yetkiye itiraz edilmesi üzerine ilamsız icra takibinin başlatıldığı, borçlu tarafından yetkiye itiraz edilmesi üzerine icra takibinin Konya’ya gönderildiği,Konya .icra müdürlüğünün … sayılı dosya üzerinden gönderilen ödeme merinin ardından yine borca ve faiz oranına ve ferilere itiraz edildiği, takibin durduğu , bunun üzerine arabuluculuğa başvuruldu, arabulucu luk görüşmeleri sonucu anlaşma olmadığı belirtilerek , davalının öne sürülen itirazların haksız olduğu, belirtilerek haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz edildiğinden % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi , yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A-1 maddesine göre dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmasının dava şartı olduğu, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-2 maddesine göre davacı ara buluculuk faaliyet sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklenmesi gerektiği, aksi taktirde usulden davanın reddine karar verilmesi gerektiği, ayrıca taraflar arasında gerçekleşen anlaşma ile ham maddenin birim ton tutarın 2.200 USD olarak belirtildiği, davacı tarafından faturaların 2.200 USD tutarı olan TL cinsinden düzenlendiği, tutarlarının davacıya ödendiği, davacı tarafından müvekkile gönderilen hesap özetlerinde de TL üzerinden işlem gösterildiği, davacı tarafından düzenlenen fatura bedellerinin tamamen ödendiği belirtilerek; öncelikle dava şartı yokluğundan davanın reddine, aksi halde haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak başlatılan icra takibine ilişkin tutarın % 20 sinden az olmamak üzere davacının kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali isteminden ibarettir.
Davaya konu Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibinin, 27.891,06 USD alacağın tahsiline ilişkin olduğu, takip dayanağı olarak cari hesap ilişkisinin gösterildiği, davalının takibe itiraz etmesi üzerinde takibin durdurulmasına karar verildiği ve itirazın hükümden düşürülmesi için eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesine göre; (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1)(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
Davalıya ait ticari defterler üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 11/06/2021 tarihli bilirkişi raporu ile davacı tarafından tanzim edilen 15/03/2018 tarihli, 100.280,88 TL (25.960,00 USD) bedelli, 03/04/2018 tarihli, 150.880,47 TL (38.055,00 USD) bedelli, 30/04/2018 tarihli, 250.368,62 TL (61.655,00 USD) bedelli ve 11/06/2018 tarihli, 175.638,87 TL (38.940,00 USD) bedelli faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, faturalara istinaden 500.413,00 TL tutarındaki borcun çekle ödendiği, ayrıca 164.820,76 TL banka havalesi yoluyla ödendiği, ayrıca 12.171,18 TL bedelli iade faturası düzenlendiği, sonuç olarak davalı tarafından 677.404,94 TL ödeme yapıldığı tespit edilmiştir.
Davacıya ait ticari defterler üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen bila tarihli bilirkişi raporu ile davacıya ait defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu,15/03/2018 tarihli, 100.280,88 TL (25.960,00 USD) bedelli, 03/04/2018 tarihli, 150.880,47 TL (38.055,00 USD) bedelli, 30/04/2018 tarihli, 250.368,62 TL (61.655,00 USD) bedelli ve 11/06/2018 tarihli, 175.638,87 TL (38.940,00 USD) bedelli faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalıdan 678.236,85 TL tutarında tahsilat yapıldığı tespit edilmiştir.
Her ne kadar davacı vekili, 18/04/2018 tarihli iade faturası ile 27/08/2018 tarihli faturanın dikkate alınmadığını beyan ederek rapora itiraz etmiş ise de davalı defterlerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 11/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda davalı defterlerinde kayıtlı olduğu belirtilen faturalar arasında bu faturalar yer almadığından davacı vekilinin bu itirazlarına itibar edilmemiştir.
Kur farkı alacağının talep edilebilmesi için taraflar arasındaki alım satım ilişkisinin döviz üzerinden yapılmış olması, asıl faturada açıkça döviz karşılığının belirtilmesi ve döviz karşılığının süresinde ödenmemesi gerekmektedir. (Yargıtay . Hukuk Dairesi … E … K)
Her iki taraf defterlerinde kayıtlı olan faturaların açıklama kısmında faturanın yabancı para karşılığının ve döviz kurunun gösterilmesi nedeniyle taraflar arasındaki ticari ilişkinin yabancı para (USD) üzerinden yürütüldüğü, bu bakımdan davacının kur farkı alacağı talep edebileceği kabul edilmiştir.
Çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabilir. Buna rağmen, ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden satıcının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceğinin kabulü gerekir. (Yargıtay . Hukuk Dairesi … E … K)
Her iki tarafın defter kayıtları ile davalı tarafça ibraz edilen çek suretleri dikkate alındığında yapılan ödemelerin bir kısmının çek ile yapıldığı sabittir.
Defter kayıtları ve mevcut dosya kapsamı dikkate alındığında, davacı toplam 677.168,84 TL (164.610,00 USD) tutarında davalıya mal teslimi yapmış ve davacı da bu teslimatlara istinaden 500.413,00 TL’lik kısmı çek ile, bakiye kısmı ise nakit olmak üzere toplam 665.233,76 TL tutarında ödeme yapmıştır.
Çek ile yapılan ödemeler yönünden kur farkı istenemeyeceğinden çek ile yapılan ödeme tutarı olan 500.413,00 TL ödemenin fatura bedelleri (TL) toplamından kur farkı hesabı yapılmaksızın düşülmesi gerekir. Bu kapsamda çek ile yapılan ödemeler dikkate alındığında davalının bakiye borcu (677.168,84 – 500.413,00 =) 176.755,84 TL’dir.
6098 sayılı TBK’nın 102. Maddesine göre; Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır. Birden çok borç muaccel ise ödemenin, borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğu kabul edilir. Takip yapılmamış ise ödeme, vadesi ilk önce gelmiş olan borç için yapılmış olur. Birden çok borcun vadesi aynı zamanda gelmişse, mahsup orantılı olarak; borçlardan hiçbirinin vadesi gelmemişse ödeme, güvencesi en az olan borç için yapılmış sayılır.
Çek ile yapılan ödemeler düşüldükten sonra davalının bakiye borcunun 176.755,84 TL olması, ödemelerin ilk önce muaccel hale gelen borca mahsup edilmesinin gerekmesi karşısında bu bakiye borcun 175.638,87 TL’lik kısmının 11/06/2018 tarihli 175.638,87 TL (38.940,00 USD) bedelli faturadan kaynaklı, 1.116,97 TL’lik kısmının ise 30/04/2018 tarihli 250.368,62 TL (61.655,00 USD) bedelli faturadan kaynaklı olduğu kabul edilmiştir.
Bu kapsamda, çek ile yapılan ödemeler nedeniyle davacının, 15/03/2018 tarihli, 100.280,88 TL (25.960,00 USD) bedelli ve 03/04/2018 tarihli, 150.880,47 TL (38.055,00 USD) bedelli fatura nedeniyle kur farkı isteminde bulunamayacağı, 30/04/2018 tarihli, 250.368,62 TL (61.655,00 USD) bedelli fatura nedeniyle ise sadece bakiye (1.116,97 TL’nin fatura tarihi olan 30/04/2018 tarihindeki USD karşılığı = 1.116,97 / 4,0608) 275,06 USD yönünden kur farkı isteminde bulunabileceği kabul edilmiştir.
Toparlanacak olursa; çek ile yapılan ödemelerden sonra davacının bakiye alacağı (275,06 USD+38.940,00 USD=) 39.215,06 USD’dir.
Davacı çek ile yapılan ödemeler dışında 12/09/2018 tarihinde 163.703,72 TL, 20/06/2018 tarihinde ise 1.117,00 TL ödeme yapmıştır. Ödeme tarihlerindeki döviz kurları dikkate alındığında 163.703,72 TL’nin USD karşılığı 25.365,48 USD, 1.117,00 TL’nin USD karşılığı ise 234,94 USD’dir.
Bu ödemeler de davacının alacağından mahsup edildiğinde, davacının bakiye alacağı (39.215,06-25.365,48-234,94=)13.614,64 USD’dir.
Davaya konu icra takibi cari/açık hesaba dayalı olduğundan, davacı defterlerinde davalı alacaklandırılmak suretiyle kaydedilen fatura bedellerinin de bakiye borçtan mahsup edilmesi gerekir. 2.832,00 TL ve 12.171,13 TL bedelli faturalar davalı alacaklandırılmak suretiyle davacının defterlerine kaydedilmiştir. Fatura tarihlerindeki döviz kuru dikkate alınarak bu fatura bedellerinin USD karşılığı davacı alacağından mahsup edilmelidir. 2.832,00 TL’nin fatura tarihindeki döviz kuruna göre USD karşılığı 1.582,12 USD, 12.171,13 TL’nin yine fatura tarihindeki karşılığı 3.309,17 USD’dir. Bu kapsamda davacının takip tarihi itibariyle açık/cari hesaptan kaynaklı bakiye alacağı (13.614,64-1.582,12-3.309,17=)8.723,35 USD’dir.
Anılan nedenlerle ve resen yapılan hesaplama neticesinde, davacının açık/cari hesap nedeniyle ve takip tarihi itibariyle davalıdan 8.723,35 USD tutarında alacaklı olduğu sonucuna varılmış ve takibin bu tutar üzerinden devamına karar vermek gerekmiştir.
Davacı itirazın iptali istemine ek olarak feri nitelikte icra inkar tazminatı isteminde de bulunmuştur. Davalının takibe itirazının haksız olması ve alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine (8.723,35 USD’nin takip tarihindeki TL karşılığı olan 49.070,59 TL’nin % 20’si oranında) tazminata hükmetmek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı da feri nitelikte tazminat isteminde bulunmuş ise de takibe itirazın kısmen de olsa haksız olması, takibin kötüniyetli olduğunun ispatlanamaması, takibin muaccel alacağa dayanması ve davacının takip tarihi itibariyle alacaklı olduğunun kabul edilmesi nedeniyle davalının tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibine davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 8.723,35 USD asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarınca USD cinsinden açılan 1 yıl vadeli mevduat hesaplarına ödenen en yüksek mevduat faizi oranının işletilmesine,
2-49.070,59 TL’nin % 20’si oranında hesaplanan 9.814,12 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalının tazminat isteminin reddine,
4-Alınması gereken 3.352,01 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 2.254,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.097,61 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.320 TL. yargılama giderinin 412,85 TL’lik kısmının davalıdan, 907,15 TL’lik kısmının ise davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
6-Davacı tarafından yapılan 2.254,40 TL (peşin) harç giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE
7-Davacı tarafından toplam 2.419,15 TL yargılama giderinden kabul red oranına göre hesaplanan 756,62 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı tarafından toplam 23,50 TL yargılama giderinden kabul red oranına göre hesaplanan 16,15 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden, A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 7.179,18 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
10-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden, A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 14.193,11 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
11-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/03/2022

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.