Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/111 E. 2022/358 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … E. – … K.
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : LİMİTED ŞİRKET MÜDÜRÜNÜN AZLİ
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 25/02/2020 tarihli dilekçesiyle; davacı ile davalının dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin iki eşit hisseli ortağı olduklarını, aynı zamanda şirket yönetiminde münferit yetkili müdür olduklarını, davalı şirket müdürü …’in müdürlük görevini kötüye kullandığını, şirkete ait makinaları ve üretimde kullanılan kalıpları çaldığını, bu konuda Konya Cumhuriyet Başsavclığı’nın … sayılı soruşturmasının derdest olduğunu, davalının şirkete karşı sadakat yükümlüğünü ihlal ettiğini, davalı şirkete ait alacakları tek başına tahsis edip çek koçanlarını, müşteri çeklerini alarak şirketi zarara uğrattığını, haksız olarak şirketi kendisini alacaklı göstererek icraya verdiğini, şirket faaliyetlerini yürütemez hale getirdiğini beyan ederek, davalı …’in … San. ve Tic. Ltd. Şti.’deki müdürlük görevinden azline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı vekili, tarafların dava açıldıktan sonra 13/03/2020 tarihli protokol düzenleyerek şirket ortaklıklarını sonlandırmaya karar verdiklerini, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, bu zamana kadar şirketin davacı ve davalı tarafından birlikte yönetildiğini, davalının şirket müdürlüğünden azli şartlarının oluşmadığını, şirket yönetiminde bir eksiklik varsa davacının da kusur ve sorumluluğunun bulunduğunu, davalının şirket ait hiçbir şeyi çalmadığını, davalının şirkete karşı yaptığı icra takibinin gerçek bir alacağa dayandığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünden dava dışı … Ltd. Şti.’ye ait ilgili belge suretleri ile Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasına ve Konya . Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı davasına, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasına ve Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.iş sayılı tespit dosyasına ilişkin ilgili belge suretleri dosyamıza getirtilmiş, taraflarca 13/03/2020 tarihli adi yazılı protokol ve 19/03/2020 tarihli teslim-tesellüm belgesi sureti ibraz edilmiş, davacı tanıkları dinlenilmiş ve bilirkişiden 05/06/2021 tarihli rapor alınmıştır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Limited Şirketi Müdürünün Azli” davasıdır.
Somut olayda ; davalı taraf, dava açıldıktan sonra taraflar arasında düzenlenen 13/03/2020 tarihli protokole istinaden davadan feragat edilmiş sayılacağını savunmuş ise de, söz konusu protokolün 9. maddesinde davacının bu davadan feragat ettiği veya etmiş sayılacağı değil, tarafların aralarındaki davalardan feragat edeceklerinin kararlaştırıldığı, her iki tarafın da protokoldeki bu hükmü yerine getirmediği sonucuna varılmış, davalının aksi yöndeki savunmaları kabul edilmemiştir.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı soruşturma dosyası üzerinden açılan dava sonucu, davacının şikayeti üzerine davalı hakkında paydaş ile malik olunan mal üzerinde hırsızlık suçundan yargılama yapıldığı, davalı … hakkında müsnet eylemlerin hukuki ihtilaf teşkil ettiği, suç oluşturmadığı gerekçesiyle beraat kararı verildiği, kararın da 14/04/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki 13/03/2020 tarihli protokolün dava açıldıktan sonra düzenlendiği, dava tarihi itibariyle haklılık durumunu etkilemediği, tarafların protokol hükümlerine tamamen uymadıkları, protokolün bu haliyle davayı konusuz bırakmadığı ve tarafların haklılık durumunu değiştirmediği sonucuna varılmıştır.
Davalı …, Konya . Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. sayılı davasının duruşmasında, … Ltd. Şti.’nin 3 ortaklıyken, …’in 2010 yılında ayrıldığını, kendisinin de 2019 yılında ayrıldığını ve ayrılmadan önce davacı ile protokol yaptıklarını beyan etmiş, davalı … son duruşmaya davet edilerek bu husus sorulmuş, kendisi 13/03/2020 tarihli protokolün dışında davacı ile aralarında yazılı veya sözlü başka bir protokolün bulunmadığını beyan etmiştir.
Bilirkişi raporu ile davacı iddiaları ispatlanamamış ise de, taraflar arasındaki 13/03/2020 tarihli protokolün düzenlenmesinden sonra yine taraflar arasında 19/03/2020 tarihli “Gerekli Makama” başlıklı teslim-tesellüm belgesi hazırlandığı, bu belgede yer alan 1 adet kamera kayıt cihazının, 1 adet Albaraka Pos Cihazı’nın, 1 adet dövme kalıbının, 139 adet T5 105’lik aksın ve 1 adet sörverin davalı … tarafından davacı …’e teslim edildiği yazılmış, bu belgeyi her iki taraf ve dava dışı bir şahit imzalamış, davalı … duruşmada bu belgedeki imzanın kendisine ait olduğunu bildirmiştir.
Davalı …’e, 19/03/2020 tarihli teslim belgesindeki makina, cihaz ve ürünleri ne zaman ve neden şirketten alıp, 19/03/2020 tarihinde iade ettiği sorulmuştur. Davalı duruşmada, bu makine, cihaz ve ürünlerden kamera kayıt cihazının 2019 yılı 3. veya 4. aylarında kendisinin dava dışı kişilerce şirkette tehdit edilmesi üzerine emniyete sunmak üzere aldığını, herhangi bir kaydın bulunmadığının belirlendiğini, davacının kendisini şirkete almak istememesi nedeniyle 19/03/2020 tarihine kadar iade edemediğini, pos cihazını 2019 yılı 9. veya 10. aylarında şirket alacaklarını tahsil etmek amacıyla aldığını, şirketteki gerginlikler nedeniyle iade edemediğini, dövme kalıbını da 2019 yılı 9. veya 10. aylarında (kalıbın dayanıklılığını artıracak) ısıl işlem yaptırmak için aldığını, yaptırdığını, parasını da kendisinin ödediğini, davacının bu parayı iade etmemesi ve davacı ile aralarındaki gerginlikler nedeniyle 19/03/2020 tarihine kadar iade edemediğini, sörveri de yine 2019 yılı 9. veya 10. aylarında davacının şirket müşteri bilgilerine ulaşıp kendisi hakkında karalayıcı beyanda bulunmasını önlemek için aldığını ve 19/03/2020 tarihine kadar iade etmediğini, aksları ise kendisinin almadığını beyan etmiştir.
Her ne kadar davalı tarafından, 2019 yılı 3. ve 4. aylarında aldığı şirket kamera kayıt cihazını şirkete alınmadığı için iade edemediğini savunmuş ise de, 2019 yılı 9. veya 10. aylarında şirkete ait pos cihazını ve sörveri şirketten alabilmesi karşısında bu savunma inandırıcı bulunmamıştır. Yine şirket işleyişi açısından son derece önemli olduğu anlaşılan dövme kalıbı, banka pos cihazı ve şirket müşteri bilgilerinin yer aldığı sörver cihazının da alınıp, 19/03/2020 tarihine kadar iade edilmemesin gerekçeleri samimi ve inandırıcı bulunmamış, davalının şirkete ait bu makine, cihaz ve ürünleri makul süre içerisinde iade etmek üzere herhangi bir çaba içerisinde de bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Davalı 19/03/2020 tarihli belgede yazılı makine, cihaz ve ürünleri şirketten almasını haklı kılan, bir protokol veya anlaşma belgesi sunmamış, hatta davalı son duruşmada taraflar arasındaki ve davadan sonra yapılmış olan 13/03/2020 tarihli protokolün dışında, yazılı veya sözlü başka bir protokolün bulunmadığını bildirmiştir.
Bu nedenlerle davalının 19/03/2020 tarihli belgede yazılı makina, cihaz ve ürünleri almasının haklı bir sebebe dayanmadığı, bir an için alırken haklı sebep bulunduğu kabul edilse dahi, makul süre içerisinde iade edilmeyip alındıktan sonra yaklaşık 5 ay ile 11 aylık bir gecikmeden sonra 19/03/2020 tarihinde iade edilmeminin makul bir sebebinin bulunmadığı, davalının 6102 s. TTK’nın 630. maddesinde yazıldığı şekilde şirkete karşı özen ve sadakat yükümlülüğünü ağır bir şekilde ihlal ettiği sonucuna varılmıştır.
Davalının şirkete karşı özen ve sadakat yükümlülüğünün ihlal ettiğinin kabul edilmesi karşısında ayrıca, davalının şirketi maddi olarak ne kadar zarara uğrattığının tespit edilmesi usul ekonomisi gereğince gerekli görülmemiştir.
Davalının, 2019 yılı 3. veya 4. aylarında kamera kayıt cihazını, 2019 yılı 9. veya 10. aylarında da dövme kalıbı, pos cihazı ve bilgisayar sörverini alıp makul bir süre içerisinde iade etmemekle, şirkete karşı sadakat ve yönetimdeki özen yükümlülüğünü ağır bir şekilde ihlal ettiği sonucuna varıldığından, (oy çokluğu ile) davacının davasının kabulü ile davalının şirket müdürlüğünden azline karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının KABULÜ ile davalı …’in Konya Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı … müdürlüğünden AZLEDİLMESİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL. maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL. harcın mahsubu ile kalan 26,30 TL. harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL.lik peşin harç dahil 1.549,90 TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Gerekçeli karar tebliği için davacı avansından yapılacak 13 TL. yargılama giderinin de davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekilleri için 5.100 TL. maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde ve re’sen ilgili taraflara iadesine,
Dair ; davacı vekili ile davalı ve vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, Konya BAM ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve hakim …’nin (…) muhalefeti ve oy çokluğuyla verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25/05/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …

(MUHALİF)

MUHALEFET ŞERHİ: Dava, limited şirket müdürünün azli istemine ilişkindir.
Davacı, davalının şirkete ait demirbaşları hırsızladığını, şirket alacaklarını tahsil ederek zimmetine geçirdiğini, şirkete karşı kötü niyetli olarak icra takipleri başlattığını, geçmiş tarihli çekler tanzim ederek şirketi zarara uğrattığını iddia etmiş, davalı ise davacının da münferit yetkili şirket temsilcisi olduğunu, varsa kötü yönetimden davanın da sorumlu olduğunu, tarafların ortaklığı bitirme konusunda görüşmeler yaptıklarını, devamında görüşmelerin protokole bağlandığını, hırsızlama iddiasının kötü niyetli olduğunu, malların anlaşmaya istinaden alındığını, şirketten alacağının tahsili için icra takibi başlatmasının olağan olduğunu savunmuştur.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davalı şirket müdürünün sadakat yükümlülüğünü ihlal edip etmediği, şirketi zarara uğratıp uğratmadığı ve davalının şirket müdürlüğünden azlinin gerekip gerekmediği hususlarından ibarettir.
6102 sayılı TTK’nın 630/2. maddesine göre; her ortak haklı sebeplerin varlığı halinde şirket yöneticisinin azlini talep edebilir.
6102 sayılı TTK’nın 630/3. maddesine göre ise; yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunur.
Davalının, şirkete karşı hırsızlık suçunu işlediği, şirkete ait alacakları tahsil ederek zimmetine geçirdiği ve şirkete karşı haksız icra takipleri başlattığı ileri sürülmüştür. Bu iddiaların, davalının azli için haklı sebep teşkil ettiği ve bu iddiaların sübuta ermesi halinde davalının azlinin gerektiği açıktır.
Konya . Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E … K sayılı dava dosyasında davalı hakkındaki hırsızlık suçlamasıyla yargılama yapılmış, davalının beraatine karar verilmiş ve karar istinaf incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Her ne kadar hukuk hakimi beraat kararı ile bağlı değil ise de ceza mahkemesi tarafından toplanan delillerin hukuk hakimi tarafından da değerlendirilmesine engel bir düzenleme yoktur. Konya . Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E sayılı dava dosyasında dinlenen tanıklardan … ” … Müşteki … bana biz kardeşimle ayrılıyoruz bazı makineleri satacağız, gel anlaşalım diye söyledi. Ben sanık ve müştekinin iş yerine gittim, ben gittiğimde sanık ve müşteki iş yerindeydi, iş yerinin dışındaki makineleri bana gösterdiler pazarlık yaptık ancak anlaşamadık, daha sonra ben iş yerinden ayrıldım. … … ağabeyim …’a şu malzemeler …’in bunları götürün, bunları götürmeyin şeklinde tarif etmiş… ” şeklinde; tanık … ise ” … … de benim yanımda idi. İş yerine gittiğimizde … de iş yerinde idi. Biz satın aldığımız makineleri tekrar vinçle kamyona yükledik. Bir parça ile ilgili olarak … bana o makinenin aksamı bu parça değil şu parça diyerek iş yerinin içinden bir parça getirerek bana gösterdi, bende o parçayı alarak araca yükledim. … ” şeklinde beyanda bulunmuştur. Tanık anlatımları dikkate alındığında, tarafların ortaklığı sona erdirme aşamasında, sonuca bağlanmasa da bir takım anlaşmalara vardıkları, tarafların fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek şirket mallarını paylaştıkları, davacının hırsızlık iddiasına konu olay esnasında iş yerinde olduğu, hatta bir takım malları kendisinin gösterdiği, devamında da uzlaşının bozulması nedeniyle davalı hakkında suç duyurusunda bulunduğu sonucuna varılmıştır. Davacının, olay günü davalı ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket etmesine rağmen sonrasında bu malların hırsızlandığını ileri sürerek davalının şirket müdürlüğünden azlini talep etmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup dinlenilmesi mümkün değildir.
Davacı vekili 14/01/2021 tarihli dilekçesi ile 19/03/2020 tarihini ve gerekli makama başlığını taşıyan belgeyi ibraz etmiştir. Anılan belge ile bir takım malların davacıya teslim edildiği anlaşılmıştır. Bu malların hırsızlık iddiasına konu mallar mı yoksa başkaca mallar mı olduğu dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bununla birlikte davalı 25/05/2022 tarihli duruşmada mallara ilişkin çeşitli izahatlarda bulunmuştur. Davalı, kamera kayıt cihazlarını kendisine yönelik tehdit suçunun açığa çıkarılması için aldığını, pos cihazını tahsilat için yanına aldığını, dövme kalıbını bakım ve onarım için aldığını, 139 adet aksı şirkete ait iş yerinden değil daha önce onarım için bırakılan dava dışı şahıstan aldığını, server cihazını ise davalıların şirket zararına hareket etmelerini önlemek için aldığını ifade etmiştir. Davalının bu savunmalarının aksini ortaya koyacak dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmamaktadır. Davalı, şirket temsilcisi olup, şirkete ait pos cihazını tahsilatlar için almasında, dövme kalıbını onarım için almasında, server cihazını şirketin zarara uğramasını önlemek için almasında, kamera kayıt cihazını tehdit suçunu ortaya koymak için almasında ve şirkete ait malları dava dışı şahıstan almasında sadakat yükümlülüğüne aykırı bir tutum bulunmamaktadır. Olayların bu şekilde veya bu amaçla gerçekleşmediği konusunda ispat yükü davacı üzerinde olup, davalı savunmalarının aksini ispatlar herhangi bir delil ibraz edilmemiştir. Davalının bu malları makul sürede teslim etmediği kabul edilse dahi, tek başına bu durum azil için yeterli değildir.
Ancak, davacının, dava tarihi öncesine ait tahsilat makbuzlarında yer alan paraların şirkete aktarılmadığı, davalının şirket adına tahsil ettiği bu paraları zimmetine geçirdiği ve davalının şirket aleyhine haksız icra takipleri başlattığı yönündeki iddiaları yönünden yargılamaya devam edilerek tahsilat makbuzlarındaki paraların şirket kasasına girip girmediğinin, şirket hakkında başlatılan icra takibinin haklı nedene dayanıp dayanmadığının araştırılması gerekir. Bu nedenle, sayın çoğunluğun görüşüne iştirak etmiyorum.

Üye …