Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
İLGİLİ İCRA DOSYASI: Konya . İcra Müdürlüğü … Esas
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; Müvekkilin kooperatife üye olduğunu ve şu ana kadar kooperatife 119.000,00 TL ödediğini, müvekkil 17/01/2017 tarihinde Konya . Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini, müvekkilin herhangi bir borcu olmadığı halde ihtarname dahi çekilmeden, davalı kooperatif tarafından Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, bu sebeple Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasınca icra dosyasından ödeme yapılmamasına ilişkin tedbir kararı verildiğini, bu nedenlerle icra takibine ilişkin verilmiş tedbir kararın devamını, takip dosyasına borçlu olmadığının tespitini, davalı kooperatifin % 20 oranında tazminata mahkum edilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit isteminden ibarettir.
Davacı, bir dönem kooperatif üyesi olduğunu, ancak devam eden süreçte üyelikten istifa ettiğini, kooperatif ile bir ilgisi bulunmadığını iddia ederek Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibi nedeniyle kooperatife borçlu olmadığının tespitini talep etmiş, davalı ise davaya cevap vermemiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davacının kooperatif üyesi olup olmadığı, üyelikten kaynaklı borcunun bulunup bulunmadığı ve varsa borç tutarının ne kadar olduğu hususlarından ibarettir.
Somut olayda ispat yükü davalı üzerinde olup, davalı takip tarihi itibariyle davacıdan alacaklı olduğunu ispat yükü altındadır.
6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesine göre; (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(1)(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesi uyarınca davalıya ve davalı kooperatif temsilcilerine,
a) Ticari defter ve belgelerini bilirkişi incelemesi için Mahkememiz kalemine eksiksiz sunması veya bilirkişinin bu ticari defter ve belgelerde inceleme yapabileceği yerin adresini, telefon numarasını ve bilirkişinin inceleme yapabileceği gün ve saatleri bildirmesi için 2 hafta kesin süre verilmesine,,
b) Bu defter ve belgeler kendilerinde değilse, verilen 2 haftalık kesin süre içerisinde delilleriyle birlikte ibraz edilememesi hakkındaki mazeretlerini Mahkememize dilekçeyle bildirmeleri ve bu defter ve belgeler kendilerinde hiç yoksa bu hususu da açıkça bildirmeleri gerektiği gibi, defter ve belgelerin kendilerinde olmadığına dair Mahkememizin daveti üzerine duruşmada yemin etmelerinin gerekeceğinin,
c) Aksi halde; 6100 s. HMK.nın 220 ve 222. maddeleri ile 6102 s. TTK.nın 83. maddesi gereğince, bu ticari defter ve belgeler verilen 2 haftalık kesin süre içerisinde Mahkememiz kalemine sunulmadığı ya da bilirkişinin bu defter ve belgelerde inceleme yapabileceği yer bildirilmediği veya bildirilmekle birlikte bilirkişi geldiğinde kendisine defter ve belgeler verilmediği, yukarıda yazılı ( b ) bendinde yazılı yemin de edilmediği takdirde, duruma göre ilgili belgenin içeriği konusunda Mahkemenin karşı tarafın beyanını kabul edebileceği hususunun ihtarını içerir davetiyeler gönderilmiştir.
Davalı kooperatif adına çıkartılan ihtarname usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen süresi içinde defterlerin yeri bildirilmediği gibi Mahkememize de ibraz edilmemiştir. Bu kez davalı kooperatif temsilcilerine anılan ihtarı içerir davetiyeler gönderilmiş, davalı kooperatif temsilcileri Mahkememize hitaben yazdıkları dilekçe ile kooperatif defterlerinin bulunduğu yeri bildirmişler ancak bilirkişiye defterleri ibraz etmemişlerdir. Her ne kadar bilirkişiye kooperatife ait defterlerin karokolda olduğu bildirilmiş ise de Mahkememize bu yönde bir bildirimde bulunulmamış, bilirkişiye de defterlerin hangi kolluğa hangi soruşturma kapsamında teslim edildiği belirtilmemiştir.
6100 sayılı HMK’nın 25. Maddesine göre; (1) Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz.(2) Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz.
Anılan yasa hükmü gereğince eldeki davada taraflarca getirilme ilkesi geçerli olup, taraflarca ileri sürülmeyen vakıaların dikkate alınması ve resen delil toplama kapsamında araştırma yapılması mümkün değildir. Bu kapsamda Mahkememizce davalının defter ibraz yükümlülüğünden kaçındığı kabul edilmiştir.
Davalı kooperatife ait Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde bulunan kayıtlar getirtilmiş ve bilirkişi tarafından kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzim edilmiştir.
16/06/2021 tarihli bilirkişi raporu ile davaya ve takibe konu alacağa dayanak herhangi bir kaydın bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davacının Konya . Noterliği’ne ait 17/01/2017 tarihli ve … yevmiye nolu istifaname başlıklı belge ile kooperatif üyeliğinden istifa ettiğine dair kooperatife bildirimde bulunduğu ve ihtarnamenin 19/01/2017 tarihinde kooperatife tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamı; ”Dava, aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 13. maddesinde ortağın ana sözleşmeye uygun olarak istifa etmesine rağmen kooperatifin istifayı kabulden kaçınması halinde ortağın çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirmesi halinde çıkmanın gerçekleşeceği düzenlenmiş olup, davacı kooperatif ana sözleşmesinin 13. maddesinde de bu hükme paralel bir düzenleme yer almıştır. Ortağın istifa bildirimi yenilik doğurucu nitelikte olup kooperatife ulaştığı anda sonuç doğurur. İstifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihten sonra doğan aidat borçlarından ortak sorumlu değil ise de, istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden sonra genel hizmetlerden yararlanmakta ise bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden sorumlu olacaktır. Bu durumda, takibe konu alacaklar istifanın ulaşması ya da ihracın kesinleşmesi tarihinden önce doğmuş ise inşaat finansman ve ayrıca genel giderlerden genel kurulda kararlaştırılan temerrüt faizi ile birlikte üye sıfatıyla sorumlu olduğu benimsenmeli, davalının istifasından ya da ihracın kesinleşmesinden sonraki döneme ait olması durumunda ise, takipte istenen “Aidat alacağı” kapsamında hangi kalemlerin yer aldığı tespit edilerek kooperatif hizmetlerinden yararlanma söz konusu ise bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderler için TBK’nın 117. maddesi hükmüne uygun temerrüt ihtarı gönderilmesi halinde yasal oranda temerrüt faiziyle birlikte olmak üzere TBK’nın vekaletsiz iş görme hükümlerine göre talepte bulunulabileceği ilke olarak kabul edilmelidir.” şeklindedir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacının 17/01/2017 tarihli ihtarname ile kooperatif üyeliğinden istifa ettiği, davacının üyeliğinin istifa ile sona erdiği, davalı kooperatifçe davaya ve takibe konu alacağın dayanağı konusunda herhangi bir açıklamada bulunulmadığı gibi bu alacağın ispatına yarayan herhangi bir delil de ibraz edilmediği, davalının defter ibraz yükümlülüğünden de kaçındığı, bu bakımdan ispat yükü üzerinde olan davalının, davacıdan alacaklı olduğu yönündeki iddiasını ispatlayamadığı sonucuna varıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 72/5. Maddesine göre; Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Somut olayda, davalı kooperatifçe alacağın varlığının ispatlanamamasının, takibin kötü niyetli olduğunun kabulü için yeterli olmadığı kabul edildiğinden davacının tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ ile Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibi nedeniyle DAVACININ DAVALIYA BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Davacının kötüniyet tazminatı isteminin reddine,
3-Alınması gereken 2.066,98 TL harçtan peşin alınan 516,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.550,23 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Arabuluculuk görüşmeleri nedeniyle mevcut suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 516,75 TL harç gideri ile 1.173,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.689,75 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı vekili için A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/12/2021
Katip … Hakim …
5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.