Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/104 E. 2021/365 K. 02.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
“TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH:

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; 09/11/2018 tarihinde …’e ait …sevk ve idaresindeki …plaka sayılı otomobil ile …sevk ve idaresindeki …plaka sayılı motosikletin çarpışması sonucu trafik kazası meydana geldiğini, gerçekleşen kazada …plakalı motosiklet sürücüsü …’ın yaralanarak malul kaldığını, trafik kazası tespit tutanağına göre davalı …’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 47/1-b (kırmızı ışık ihlali) maddesini ihlal ettiğinden kusurlu olduğu kanaatine varıldığını, malul kalan …’ın müvekkili şirkete başvurusu sonucu 10/07/2019 tarihinde 61.786,00 TL maluliyet tazminatı ödendiğini, müvekkilinin hesap ödediği tazminat miktarınca hukuken zarar gören kişi yerine geçtiğini, zarardan sorumlu kişilere veya yükümlü sigorta şirketine rücu hakkı bulunduğunu ve müvekkili şirketçe ödenen 62.243,05 TL’nin tahsili için Konya . İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, yapılan icra takibine davalılar tarafından itiraz edildiğini, takibin durduğunu ve açıkladığı nedenlerle icra dosyasına davalılar tarafından yapılan itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar, kazanın oluşmasında kusurlarının olmadığını, dava dışı …’ın yaralanmasının kalıcı sakatlık niteliğinde olmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, rücuen alacağa dayalı itirazın iptali isteminden ibarettir.
Davacı, 09/11/2018 tarihli trafik kazasına karışan davalı …’e ait ve davalı …sevk ve idaresinde olan …plakalı aracın ZMMS poliçesinin bulunmaması nedeniyle bu kaza neticesinde yaralanan dava dışı …’a ödeme yapmak zorunda kaldığını, davalının ZMMS poliçesi yaptırmaması nedeniyle dava dışı zarar görene yapılan ödemeden sorumlu olduğunu, davalının takibe itirazının haksız olduğunu iddia ederek itirazın iptalini istemiş davalılar ise kazanın oluşmasında kusurlarının olmadığını, dava dışı …’ın yaralanmasının kalıcı sakatlık niteliğinde olmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
… Yönetmeliği’nin 16. Maddesine göre; Hesaptan yapılan ödemeler nedeniyle; a) Zorunlu sigorta yaptırmayan veya geçerli teminat tutarları üzerinden zorunlu sigortaları yaptırmayan kişilere, b) Sorumlunun sonradan belli olması halinde bu kişilere veya yükümlü sigorta şirketine, c) Zarardan sorumlu kişilere veya yükümlü sigorta şirketine, ç) 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendine göre yapılan ödemeler çerçevesinde yükümlü sigorta şirketine, d) 9 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre yapılan ödemeler nedeniyle Büroya, ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde rücû edilir.”
… Yönetmeliği’nin 17. Maddesine göre; (1) Hesap, zorunlu sigorta teminatı sınırları içinde yaptığı ödemeler ile borçtan kurtulur. Zorunlu sigorta teminat tutarlarını aşan zararlar, zarara sebebiyet veren veya hukuken sorumlu olanlarca karşılanır.(2) Hesap, ödediği tazminat miktarınca hukuken zarar gören kişi yerine geçer.

Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamı ”Somut olayda; mahkemece davalı GASKİ Genel Müdürlüğü’nün taraf olmadığı, dava dışı hak sahibi ve davacının taraf olduğu kesinleşmemiş mahkeme kararında belirlenen zarara göre tazminata hükmedilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Davalı, davacının ödediği miktardan değil, kaza nedeni ile ortaya çıkan gerçek zarardan kusurları oranında sorumludurlar. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, davalının kusur oranının belirlenmesi, dava dışı zarar görenin maluliyet oranının usulüne uygun belirlenmesi, maluliyet oranının tespitinden sonra, aktüer bilirkişisinden ödeme tarihi itibari ile zarar görenin uğradığı gerçek zarar miktarının belirlenmesi yönünde tazminat raporu alınarak davalı GASKİ Genel Müdürlüğü’nün kusuruna denk gelen kısımdan sorumluluğuna karar vermekten ibarettir.” şeklindedir.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamı ”Somut olayda; mahkemece davalı işletenin taraf olmadığı, dava dışı hak sahibi ve davacının taraf olduğu mahkeme ilamı ile belirlenen zarara göre tazminata hükmedilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz. Davalı sigortalı, davacının ödediği miktardan değil, kaza nedeni ile ortaya çıkan gerçek zarardan kusurları oranında sorumludur. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranının belirlenmesi, dava dışı zarar görenin maluliyet oranının usulüne uygun belirlenmesi, maluliyet oranının tespitinden sonra, aktüer bilirkişisinden ödeme tarihi itibari ile zarar görenin uğradığı gerçek zarar miktarının belirlenmesi yönünde tazminat raporu alınarak davalı işletenin kusuruna denk gelen kısımdan sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklindedir.
Anılan emsal nitelikteki içtihatlarda da belirtildiği üzere davalılar davacının yaptığı ödeme tutarından değil, kaza neticesinde zarar gören dava dışı …’ın gerçek zararından kusurları oranında sorumludur.
Somut olayda ispat yükü davacı üzerinde olup, davacı dava dışı …’ın uğradığı zararı, diğer ifadeyle bu şahsın yaralanmasının kalıcı sakatlık niteliğinde olduğunu ve zararın oluşumunda davalıların kusurlu olduğunu ispatlamalıdır.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 18/06/2021 gün ve … E … K sayılı kararı; ”AYM nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli ve … esas … sayılı kararına göre Karayolları Trafik Kanunu’nun zorunlu trafik sigortasına ilişkin 90 ve 92. maddelerinde yer alan, “Trafik Sigortası Genel Şartları” ifadelerini iptal ettiği,iptal kararı içerine göre sigorta şirketlerinin trafik kazalarından doğan tazminat sorumluluğunun öncelikle Karayolları Trafik Kanunu,Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı, dolayısıyla trafik sigortası kapsamındaki tazminatların belirlenmesinde artık ‘Genel Şartlar’ın kural olarak belirleyici olmayacağı, genel Şartlar”ın sadece Karayolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanunu’na aykırı olmayan hükümlerinin uygulanabileceği, dolayısıyla bu karardan sonra sigorta şirketlerinin tazminat sorumluluğunu azaltan ‘Genel Şartlar’ın birçok hükmünün uygulanamaz hale geldiği görülmektedir Bu kapsamda açılan davalarda TBK nın haksız fiile ilişkin hükümleri,KTK kanunu hükümleri ile genel şartların bunlara aykırı olmayan hükümleri ile bu doğrultuda yeni genel şartlarla çeliştiği durumda Yargıtay’ın genel şartların yürürlüğe girmesinden önceki yerleşmiş içtihatları doğrultusunda uygulama yapılması gerekecektir. Zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinin konusu, karayolunda motorlu taşıt işletenin, motorlu taşıtın işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma zararını, bedensel zararı ve/veya eşya zararını tazmin yükümlülüğünü teminat altına almaktır. Başka bir ifadeyle sigorta şirketinin bu sözleşme ile yüklendiği borç, işletenin motorlu taşıtın işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere zarar vermesi hâlinde doğacak tazminat borcunu sigorta teminat limiti dâhilinde ödeme borcudur. Sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan genel şartlar ile belirlenmesi öngörülmüştür. Böylece sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinden doğacak borcu, idare tarafından her zaman değiştirilebilir nitelikteki kurallar olan genel şartlara göre belirlenecektir. Borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunda belirlenmediği, idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı anlaşılmaktadır. Mali sorumluluk sigortası sözleşmesinin içeriğine ilişkin düzenleme öngören itiraz konusu kuralların, sözleşmenin tarafları olarak motorlu taşıt işleten ile sigorta şirketinin yanında motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle zarara uğrama riskine maruz kalan üçüncü kişilerin menfaatleri arasındaki dengenin dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin zarara uğraması hâlinde işletenin tazminat borcunun kapsamı 6098 sayılı Kanun’un gerçek zararın tazminini öngören kurallarına göre belirlenmektedir. Bu tazminat borcunun ödenmesini teminat altına almak amacıyla zorunlu kılınan mali sorumluluk sigortası uyarınca sigorta şirketinin borcunun kapsamı ise itiraz konusu kurallarda atıf yapılan genel şartlara göre belirlenmektedir. Bu da zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine buna karşılık sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açabileceği gibi aksi durum da söz konusu olabilecektir. İşleten sorumluluk sigortası yaptırmış olmasına rağmen sigorta şirketi tarafından ödenen tazminat ile gerçek zarara karşılık gelen tazminat arasındaki farktan zarar görene karşı sorumlu olmaya devam edecektir. Zarar görenin sigorta şirketi tarafından tazmin edilmeyen zararı ise ancak işletenin ekonomik durumunun bu zararın karşılanması için yeterli olması hâlinde tazmin edilebilecektir. Şeklinde tezahür eden AYM İPTAL GERKÇESİNDE VURGULANDIĞI ÜZERE AYNI KAZA İLE İLGİLİ OLMAK ÜZERE İŞLETEN VE FİİLİ YAPAN KİŞİYE YÖNELİK AÇILAN DAVA İLE SİGORTANIN DAVALI OLMASI DURUMUNDA UYGULANACAK Yönetmelik ve hesaplama tablolarındaki farklılık sorumlular arasında eşitsizliğe ve idarenin tek taraflı olarak düzenleyici olan işlemlerin sonucunda sorumlu olacak tazminat miktarlarında farklılık oluşturacaktır. Bu halde Aym’ce verilen iptal kararı sonrası düzenlenecek maluliyet raporlarında 01/06/2015 tarihinden itibaren uygulanan genel şartların bu halde genel şartlarla belirlenen özürlülük ölçütü yönetmeliği ile engelliler yönetmeliğinin uygulanma imkanı kalmadığından ;Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan hükümlere göre ,haksız fiil tarihi 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği (ancak Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmesi teknik olarak mümkün olmadığı bu dönem için de yine 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uygulanacak) hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.” şeklindedir.
Davaya konu trafik kazası 09/11/2018 tarihinde gerçekleştiğinden dava dışı …hakkında düzenlenecek maluliyet raporunun Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kayıp Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenmesi gerekmektedir.

NEÜ Meram Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından düzenlenen 02/03/2021 tarihli rapor ve 23/06/2021 tarihli ATK raporu ile dava dışı …’ın yaralanmasının kalıcı sakatlık niteliğinde olmadığı tespit edilmiştir.
Her ne kadar KSÜ Tıp Fakültesi Hastanesi tarafından düzenlenen 27/05/2019 tarihli maluliyet raporu ile dava dışı …’ın yaralanmasının % 8 oranında kalıcı sakatlık niteliğinde olduğu tespit edilmiş ise de raporun Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması … Yönetmeliği hükümlerine göre tanzim edilmesi ve anılan (Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin 18/06/2021 gün ve …E … K sayılı kararı) emsal nitelikteki karar uyarınca bu yönetmeliğin uygulanma imkanı kalmadığından bu rapordaki tespitler ve davacı vekilinin maluliyet raporunun Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması … Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlenmesi gerektiği yönündeki iddiaları yerinde görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davacı tarafça dava dışı …’ın kaza neticesinde sürekli iş göremez hale geldiği ispatlanamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 67/2. Maddesine göre; Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Somut olayda dava davacı lehine neticelenmediğinden davacının tazminat isteminin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının tazminat isteminin REDDİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan 1.062,96 TL harçtan alınması gereken 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.003,66 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Arabuluculuk görüşmeleri nedeniyle mevcut suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.360,00 TL’nin 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11. Maddesi uyarınca davalı …’dan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair ; davacı vekili ile davalıların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/09/2021

Katip Hakim
¸ ¸
5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.