Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/700 E. 2021/578 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO:
KARAR NO:

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLLERİ:
DAVALI : 2-
VEKİLLERİ:
DAVALI : 3-
VEKİLLERİ:
DAVA İHBAR OLUNAN:
VEKİLLERİ:

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH:

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; 08/07/2018 tarihinde müvekkil …sevk idaresindeki …plakalı motosiklete, davalı …’a ait ve …sevk idaresindeki yine davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanmış …plakalı aracın çarpması sonucunda müvekkilin yaralanmasıyla sonuçlanan trafik kazasının meydana geldiğini, sürücü …’ın Konya Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü tarafından tutulan kaza tespit tutanağınca asli kusurlu olduğunu ve bu hususta Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma yürütüldüğünü ve bu soruşturma neticesinde Konya . Asliye Ceza Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasından kamu davası açıldığını, müvekkilin yaralanması neticesinde Konya Numune Hastanesinde muayene olduğunu ve hastanede yapılan çeşitli tetkikler sonucunda %5 oranında geçici iş göremezlik raporu verildiğini, dava öncesinde sigorta şirketine başvurulduğunu ve bu başvuru sonucunda ödeme yapıldığını, ancak yapılan ödemenin müvekkilin zararları karşılığında aşırı düşük olduğunu, açıklanan bu nedenlerle davalı …’a ait …plakalı aracın kaydına dava sonucunun kesinleşinceye kadar tedbir konulmasını, tedavi giderleri ve bakıcı giderleri olmak üzere 100,00 TL, çalışma gücü kaybından dolayı 100,00 TL, çalışma gücünün sürekli azalmasından dolayı 800,00 TL ve tüm taleplerin tutarının tam ve kesin olarak tespit edildiğinde anda taleplerinin fazlasına artırma hakları saklı kalması kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden sigorta şirketine ilk başvuru tarihinden 15 gün sonrası tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle daha önce yapılan ödemenin mahsubu ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek müvekkile ödenmesini, 20.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsil edilerek müvekkile ödenmesini, ayrıca yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek müvekkile ödenmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesiyle özetle; davacıya yeterli ödemenin gerçekleştirilmiş olması nedeniyle davanın reddini, davacının geçici iş göremezlik, geçici bakıcı ve tedavi gideri tazminatı talebinin ZMMS poliçe teminatı kapsamında olmaması nedeniyle reddini, dosyada kusur ve maluliyet tespiti yapılmasını, tazminat sorumluluklarının doğması durumunda hesaplamaların Hazine Müsteşarlığının kayıtlı uzman bilirkişilerince, TRH 2010 Mortalite tablosu esas alınarak yapılmasını, müterafik kusur indirimi yapılmasını, müvekkil aleyhine faize hükmedilmemesini, ve ayrıca müvekkili aleyhine yargılama ücreti ile vekalet ücretine ilişkin hüküm kurulmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı gerçek kişilerin cevap dilekçesiyle özetle; kusurun %100 ve asli olarak davacıda olduğunu, bunun için davacının tüm maddi ve manevi tazminat taleplerinin ve davanın külli reddini, olmadığı takdire ise zaten müvekkilin kaskosu ve ZMMS’i olay anında tam olduğu için öncelikle sorumlu olan ve asıl olarak hukuken sorumlu olan sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, bunun için tazminatların sigortaca ödettirilmesine ilişkin karar verilmesini, kaza anında geçerli olan ve müvekkilin aracının KASKO poliçesini tanzim eden sigorta şirketi …A.Ş’nin davaya dahil edilmesini, …’ ın ifadesinin alınmasını, ifadesi alındıktan sonra dosyanın nihai bir kusur raporu tanzimi için Ankara Adli Tıp Başkanlığına gönderilmesini ve ardına nihai bir maluliyet raporu için Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Adli Tıp Anabilimdalı Başkanlığına gönderilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tazminat isteminden ibarettir.
2918 sayılı KTK’nın 85/1. Maddesine göre; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
2918 sayılı KTK’nın 85/5. Maddesine göre; İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.
2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesine göre; Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/7/2020 tarihli ve 2019/40 E, 2020/40 K sayılı Kararı ile, 2918 sayılı KTK’nın 90/1. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesine göre; İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.
2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesine göre; Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.
2918 sayılı KTK’nın 99. Maddesine göre; Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesine göre; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesine göre; Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.
6098 sayılı TBK’nın 54. Maddesine göre; Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
6098 sayılı TBK’nın 55. Maddesine göre; Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
6098 sayılı TBK’nın 56. Maddesine göre; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Anılan yasal düzenlemelere istinaden bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen trafik kazasında, zarar görenlerin zararından, 6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesi uyarınca araç sürücüsü, 2918 sayılı KTK’nın 85. Maddesi uyarınca araç işleteni ve şartları varsa teşebbüs sahibi ve 2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesi uyarınca sigortacı müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Trafik kazası nedeniyle zarara uğradığını iddia eden hak sahipleri tarafından açılan tazminat davalarında ispat yükü 6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesi uyarınca zarar gören üzerinde olup, zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat etmek zorundadır.
Yine bu tür davalarda 2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesi uyarınca, zarar görenin dava açmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapması gerekmekte olup bu husus sonradan giderilmesi de mümkün olmayan dava şartlarındandır. Ayrıca yazılı başvurudan hemen sonra dava açılması mümkün olmayıp 15 günlük sürenin dolmasından sonra dava açılabilecektir. Sigortacı kendisine yapılan yazılı başvuruya karşı 15 gün içinde cevap vermek ve 2918 sayılı KTK’nın 99. Maddesine göre 8 iş günü içinde de tazminatı ödemek zorundadır. Sekiz iş günü içinde sorumlu olduğu tazminatı ödemeyen sigortacı 9. Gün itibariyle temerrüde düşecektir.
Hak sahipleri tarafından talep edilebilecek tazminatlar ise 2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesi uyarınca 2918 sayılı KTK ile 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
Somut olayda; davacı davaya konu trafik kazası nedeniyle cismani zarara uğradığını iddia ederek süreli iş göremezlik zararı, geçici iş göremezlik zararı, bakıcı gideri zararı ile SGK tarafından karşılanmayan ve faturalandırılamayan tedavi gideri zararının tahsilini istemiştir.
Davacı vekili 04/11/2021 tarihli celsede dava devam ederken tüm maddi zararlarının davalı sigorta şirketi tarafından karşılandığını, bakiye maddi zararının bulunmadığını, maddi tazminat davalarının konusuz kaldığını ifade etmiş ve 18/10/2021 tarihli anlaşma belgesi ibraz edilmiştir.
Dava devam ederken yapılan ödeme ile davacının tüm maddi zararlarının karşılanması karşısında maddi tazminat davası konusuz kaldığından, davacının maddi tazminat davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan 09/07/2020 tarihli ATK raporu ile davaya konu trafik kazasının oluşumunda davacının % 15 oranında, davalı araç sürücüsünün ise % 85 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
18/06/2021 tarihli ATK maluliyet raporu ile de davaya konu trafik kazası neticesinde davacının % 16 oranında sürekli iş göremez hale geldiği, davacının iyileşme süresinin (geçici iş göremezlik süresinin ) 9 ay olduğu ve bu sürenin 3 aylık kısmında başkasının yardımına muhtaç olduğu tespit edilmiştir.
TBK’nın 56. Maddesine göre; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir( HGK 23/06/2004, …-…)
Davacının manevi tazminat istemi yönünden yapılan değerlendirme de ise; tarafların sosyal ekonomik durumları, paranın alım gücü, tarafların kusur oranları, davacının yaralanma derecesi dikkate alınarak davacının manevi tazminat davasının 15.000,00 TL üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının maddi tazminat davası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …ve davalı …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Başlangıçta yatırılan 71,73 TL harcın 59,30 TL’lik kısmının maddi tazminat davası için yatırıldığının kabulü ile maddi tazminat davası yönünden peşin harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Manevi tazminat davası yönünden alınması gereken 1.024,65 TL harçtan, başlangıçta alınan 12,43 TL harcın mahsubu ile eksik 1.012,22 TL harcın davalılar …ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Arabuluculuk görüşmeleri nedeniyle mevcut suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davalı …A.Ş.’den alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-Davacı tarafından yapılan 12,43 TL harç giderinin davalılar …ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 3.463,49 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma göre hesaplanan 2.597,62 TL yargılama giderinin davalılar …ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalılar …ile … tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinden reddedilen kısma göre hesaplanan 25,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılar …ile …’a verilmesine
9-Maddi tazminat davası yönünden taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-Kabul edilen manevi tazminat davası yönünden davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan A.A.Ü.T.’ye göre tayin ve takdir edilen 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılar …ile …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
11-Reddedilen manevi tazminat davası yönünden davalılar …ile … kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan A.A.Ü.T.’ye göre tayin ve takdir edilen 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …ile …’a verilmesine
12-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair ; davalı gerçek kişiler vekili ile ihbar olunan vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/11/2021

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.