Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesiyle özetle; Davacı vekili 28/08/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; 07/14/2012 tarihinde davalı …’e ait olan diğer davalı …sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … plakalı aracın kazaya karışması sonucu … plakalı araçta yolcu olarak bulunan …’in yaralanarak malul kaldığını, … plakalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu ve aracın ZMM sigortasının bulunmadığını, bunun üzerine …’in müvekkili şirkete başvurduğunu ve 59.143,00 TL tazminatın kendisine ödendiğini, tazminat bedelinin tahsili için davalılar hakkında Konya .İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını ancak davalıların takibe itiraz ettiklerini belirterek davalıların itirazlarının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesiyle özetle; Davalı … vekili 19/09/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin aracı diğer davalıya haricen sattığını ancak davalının satışa gelemediğinden devrin yapılamadığını, dava konusu olaydan dolayı müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, kusur oranlarının belirlenmeden ödemenin yapılamayacağını, …’in maluliyet durumu ve zararı hakkında rapor aldırılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı … usulüne uygun tebligat çıkmasına rağmen, cevap dilekçesi vermemiş, duruşmaya katılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, rücuen alacağa dayalı itirazın iptali isteminden ibarettir.
Eldeki davada davacı … ZMMS poliçesi bulunmayan aracın karıştığı kaza neticesinde zarar görene yaptığı ödemeyi aracın işleteni ve sürücüsünden rücuen tahsilini istemektedir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/1. Maddesine göre; (1) Bu Kanunun 13 üncü maddesi, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 10/7/2003 tarihli ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile ihdas edilen zorunlu sorumluluk sigortaları ile bu Kanunla mülga 21/12/1959 tarihli ve 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde ihdas edilmiş olan zorunlu sigortalara ilişkin olarak aşağıdaki koşulların oluşması halinde ortaya çıkan zararların bu sigortalarla saptanan geçerli teminat miktarlarına kadar karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği nezdinde … oluşturulur.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/2. Maddesine göre;Hesaba; a) Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için, b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için, c) Sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddî ve bedensel zararlar için, ç) Çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlar için, d) Yeşil Kart Sigortası uygulamaları için faaliyet gösteren Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunca yapılacak ödemeler için, başvurulabilir. Cumhurbaşkanı, gerekli görülen hallerde, eşyaya gelecek zararların kısmen veya tamamen Hesaptan karşılanmasına karar vermeye yetkilidir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14/7. Maddesine göre; Hesabın kuruluşuna, işleyişine, tanıtımına, idari masraflarına, fon varlıklarının nemalandırılmasına, Hesaptan yapılacak ödemelere, gerek ilgililere gerekse Türkiye Motorlu Taşıt Bürosuna yapılacak rücûlara, Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi, Sigortacılık Eğitim Merkezi ve Komisyona yapılacak katkı payları ile, Hesap kapsamındaki zorunlu sigortaların denetimi ve takibinden kaynaklanan giderler ile diğer harcamalara ilişkin esaslar yönetmelikle düzenlenir.
… Yönetmeliği’nin 16. Maddesine göre;(1) Hesaptan yapılan ödemeler nedeniyle; a) Zorunlu sigorta yaptırmayan veya geçerli teminat tutarları üzerinden zorunlu sigortaları yaptırmayan kişilere, b) Sorumlunun sonradan belli olması halinde bu kişilere veya yükümlü sigorta şirketine, c) Zarardan sorumlu kişilere veya yükümlü sigorta şirketine, ç) 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (ç) bendine göre yapılan ödemeler çerçevesinde yükümlü sigorta şirketine, d) 9 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre yapılan ödemeler nedeniyle Büroya, ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde rücû edilir.”
… Yönetmeliği’nin 17. Maddesine göre; (1) Hesap, zorunlu sigorta teminatı sınırları içinde yaptığı ödemeler ile borçtan kurtulur. Zorunlu sigorta teminat tutarlarını aşan zararlar, zarara sebebiyet veren veya hukuken sorumlu olanlarca karşılanır. (2) Hesap, ödediği tazminat miktarınca hukuken zarar gören kişi yerine geçer.
Davacı … kazaya karışan aracın ZMMS poliçesinin bulunmaması nedeniyle Sigortacılık Kanunu ve … yönetmeliği hükümleri uyarınca dava dışı hak sahibine ödeme yaptığı, eldeki dava ile de dava dışı hak sahibine yapılan ödemenin rücuen tahsilini talep ettiği, davacı … Sigortacılık Kanunu’nun 14/7. Maddesi ve … Yönetmeliği’nin 17. Maddesi uyarınca dava dışı zarar görenin kanuni halefi olduğu, kanuni halefiyete dayalı olarak eldeki davayı açtığı, eldeki davada taraflar arasında sigorta hukukundan kaynaklanan herhangi bir uyuşmazlığın bulunmadığı, dava dışı zarar gören tarafından zarar verene karşı açılacak davada hangi hükümler uygulanacak ise eldeki rücuen alacağa dayalı davada da aynı hükümlerin uygulanacağı, … sorumluluğunun ve halefiyetinin Sigortacılık Kanunu’ndan ve … yönetmeliğinden kaynaklandığı, Ticaret Kanununda kaynaklanan bir sorumluluğun bulunmadığı, bu bakımdan eldeki davanın mutlak ticari dava olarak görülmesinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamı; ”Somut olayda, davacı … , Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde ödediği tazminatı sorumlu davalılara rücu etmektedir. Davalılar gerçek kişi olup uyuşmazlık davalı Ali yönünden haksız fiil ve velayet hakkını ortak kullanan anne ve baba olan diğer davalılar yönünden TMK’nın 369. maddesi kapsamında aile başkanının sorumluluğundan kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken uyuşmazlığın esası hakkında kararı vermesi doğru görülmemiş olup bu husus bozma sebebi yapılmıştır.” şeklindedir. Yine aynı dairenin … E … K, … E … K, … E … K sayılı ilamları da bu yöndedir.
Aynı konuya ilişkin Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KESİN KARARLARI ARASINDAKİ UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE DAİR kararı; ”… tarafından ödediğinin rücuen tahsili için zarar sorumluları olan gerçek kişi malik ve sürücüye karşı açılan davalarda GÖREVLİ MAHKEMENİN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA, Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi ile Adana Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi’nin kesin kararları arasındaki görüş ve uygulama UYUŞMAZLIKLARININ BU ŞEKİLDE GİDERİLMESİNE, karardan bir suretin tüm Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlıklarına iletilmek üzere HSK Genel Sekreterliği’ne gönderilmesine, 5235 sayılı Kanun m.35/1-(3) bendi uyarınca kesin olarak 16/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.” şeklindedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 03/07/1944 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 22.03.1944 gün ve … E. … K. sayılı kararı; ” …Ticaret Kanununun 965 inci maddesiyle konulmuş bulunan esasa göre sigortacı poliçede yazılı olupda sigortalısına ödediği sigorta bedeli nispetinde sigortalının yerine geçer. Bu bir kanuni halefiyettir. Binaenaleyh sigortacının haksız fiil faili karşısına çıkması matazarrır olan şahsa ödemeiş olduğu miktar nispetinde dava külfetinden kurtarmış olduğu içindir. Hatta, zararının tamamını sigortadan temin edememiş olan mutazarrırın şirketten aldığı bedelden fazlası için haksız fiil faili aleyhine dava ikame etmiş olması dahi mümkündür. Bu takdirde aynı membadan çıkan bir tek borcun bir kısmı Hukuk Mahkemesinde talebedilmiş olacaktır. İmdi, sigortacının, sigortacılık mutlak bir ticari muameledir deye kanuni halefiyetine istinaden açacağı rücu davası için Ticaret Mahkemesinde dava ikame etmesi icabeder, denecek olursa, menşei, mahiyeti ve illeti aynı olan ve haksız fiil faili için tecezzisi mümkün bulunmıyan bir borç için iki ayrı kaza merciinde birden dava açılabileceği kabul edilmiş olur. Bu ise kanuna ve hukuka uygun düşmez. Bu itibarla, sigortacının sigorta poliçesinden mümbais olmayıp kanundan aldığı bir salahiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği davada Hukuk Mahkemesine başvurması lazımgeleceğine reylerin üçte ikisini geçen çoğunluğiyle 22/03/1944 tarihinde karar verildi.” şeklindedir.
Eldeki uyuşmazlığın sigorta hukukundan kaynaklandığı kabul edilmemekle birlikte, bir an için uyuşmazlığın Ticaret Kanununda düzenlenen zorunlu sorumluluk sigortası hükümlerine tabi olduğu kabul edilecek olursa … kanuni halefiyetinin dayanağı 6102 sayılı TTK’nın 1481. maddesi olacaktır. Bu durumda ise nasıl ki sigorta şirketleri tarafından açılan rücuen alacağa dayalı davalar anılan içtihadı birleştirme kararı gereğince mutlak ticari dava olarak kabul edilmiyorsa, Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında bahsi geçen 865 sayılı Ticaret Kanunu’nun 965/1. Maddesi ile 6102 sayılı TTK’nın 1481/1. Maddesinin aynı nitelik ve içerikte olması karşısında … tarafından açılan rücuen alacağa dayalı davaların da mutlak ticari dava olarak görülmemesi gerekir.
Ayrıca, … sorumluluğunun … Yönetmeliği’nin 17. Maddesi uyarınca olay tarihi itibariyle geçerli teminat limitleri ile sınırlı olduğu, sınırsız bir sorumluluğunun bulunmadığı, zarar görenin teminat limitinin üstünde bir zarara uğraması halinde bu zararını ancak zarar verenden talep edebileceği, aynı olaydan ortaya çıkan zarardan ötürü birden fazla mahkemenin görevli kabul edilmesinin mümkün olmadığı, aksinin kabulünün ikililiğe neden olacağı, özellikle zarar gören ve kanuni halefi tarafından aynı anda dava açılması halinde her iki davada da zararın ve zarar verenin kusurunun belirlenmesinin gerekmesi karşısında konusu ve niteliği aynı olan davalarda farklı kararların ortaya çıkacağı, bu durumun ise hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayacağı ve yargıya olan güveni sarsacağı, bu bakımdan zarar gören tarafından açılan davada hangi mahkeme görevli ise zarar görenin halefi tarafından açılan davanın da o mahkemede görülmesi gerektiği sonucuna varıldığından eldeki davanın mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı kabul edilmiştir.
Anılan nedenlerle eldeki davanın mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı, davalının ve dava dışı zarar görenin tacir olmadığı, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı ve genel hükümlere göre çözümlenmesi gerektiği, uyuşmazlığın çözümünde Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu sonucuna varıldığından davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle USULDEN REDDİNE, görevli mahkemenin Konya . Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
2-Mahkememiz tarafından karşı görevsizlik kararı verilmiş olduğundan, Mahkememiz kararının istinaf yoluna başvurulmadan kesinleşmesi durumunda HMK 22 madde hükmünde öngörüldüğü şekilde iki mahkeme arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığını gidermek ve yargı yerininin (görevli mahkemenin) belirlenmesi için dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK.323 ve 331 maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair ; davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/12/2021
Katip Hakim
5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.