Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/283 E. 2022/802 K. 16.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … Esas – … Karar
T.C.
KONYA ” TÜRK MİLLETİ ADINA”
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 25/06/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; 24.10.2008 tarihinde müteveffa … sevk ve idaresindeki … Plakalı araç ile Konya istikametinden Aksaray istikametine doğru seyir halinde gidilirken 20. Km’ye gelindiğinde tek taraflı maddi hasarlı ölümlü-yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, bu kazada davacı İbrahim …’nun yolcu konumunda olduğunu ve kazada çok ciddi şekilde yara alarak vücudunun çeşitli yerlerinde kırık, çıkık oluştuğunu, kaza sonucunda da sakat kaldığını, davacının kaza sonrası çalışma gücünü büyük oranda kaybettiğini, baba mesleği çiftçilik ile uğraşmakta iken bu sakatlık nedeniyle çiftçiliği bırakmak zorunda kaldığını, şu anda hasta annesi eşi ve 3 çocuğuyla beraber yaşadığını, kaza ile ilgili Konya Cumhuriyet Başsavcılığı … Sor sayılı dosyasının açıldığını ve takipsizlikle sonuçlandığını, davacının davalı şirkete başvurusu sonrası davalı şirket nezdinde … numaralı hasar dosyasının açıldığını, ancak davalı şirketten beklenilen tutarda bir ödeme alınamadığını, davacının adli tıp kurumuna sevki ile maluliyet oranının tespiti gerektiğini, belirterek, davacının uğradığı 10.000 TL bedensel (cismani) zararın (sürekli ve geçici iş göremezlik, tedavi ve bakıcı giderleri ile ekonomik geleceğinin sarsılmasından doğan zararlar) kaza tarihinden itibaren, mahkeme aksi kanaatteyse temerrüt tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 01/09/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazlarının mevcut olduğunu, davaya konu kazanın tarihi 24.10.2008 olduğunu, kazanın üzerinden 11 yıl geçtiğini, talebin zamanaşımına uğradığını, bu sebeple davanın zamanaşımından reddini talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)” davasıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu … esas … karar nolu ilamı; “…TCK’da suç tanımı faile değil fiile göre yapıldığından, ceza kanunlarındaki zamanaşımı sürelerine atıf yapan 2918 sayılı Kanun’un 109. maddesinin ikinci fıkrasındaki tarifin fiili tanımlaması ve maddenin bu yoruma göre değerlendirilmesi kanun sistematiği açısından da zorunludur. Yeri gelmişken belirtilmelidir ki eylemin cezayı gerektiren bir fiil teşkil edip etmediği, kural olarak hukuk hâkimince belirlenecektir. Bununla beraber hukuk hâkimi, ceza tertibine ilişkin olarak ceza hâkimince verilen ve suçun işlendiğini ya da işlenmediğini kesinlikle tespit eden bir hüküm varsa, bununla bağlıdır (BK. m. 53), …Olayın meydana geliş şekli itibariyle ölen sürücünün eylemi bir bütün olarak ele alındığında, murisin aracı kullanırken tek taraflı ve kendisinin tam kusuru ile meydana gelen eylem TCK 179/2 maddesinde tanımlanan trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu oluşturmaktadır. ….Buna göre trafik güvenliğini tehlikeye düşürme suçu bir tehlike suçu olup, mağduru ölen değil, kamu güvenliğidir. …Yukarıda açıklanan ilkelerin ışığında somut olayda, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun varlığı sabit olduğundan, 2918 sayılı KTK’nın 109/2. maddesi uyarınca ceza zamanaşımının uygulanması gerekmektedir…” şeklindedir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Yargıtay . HD’nin … – … E.- K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere özel olarak zamanaşımı süresinin öngörüldüğü tehlike sorumluluklarında BK m. 60 uygulanmayacak olup 2918 sayılı KTK’nın 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir” hükmüne yer verilmiştir. Açıklanan ilkeler ışığında somut olay incelenecek olursa; kaza 24.10.2008 tarihinde gerçekleşmiş, davaya konu trafik kazası sonucunda davacı yaralanmıştır. Somut olayda davaya konu kaza; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu döneminde gerçekleşmiş olup buna göre eylem için(TCK 89/1) 5237 sayılı TCK’nın 66/1-5 maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu dikkate alındığında dava tarihi olan 25.06.2019 tarihinde zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar gerçekleşen trafik kazasında … plakalı aracı kullanan … hayatını kaybetmiş ise de; …’nun ölümü ile sonuçlanan trafik kazasının aynı zamanda 5237 sayılı TCK’nın 179/2. maddesinde düzenlenen ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma olarak tanımlanan cezayı gerektiren eylem niteliğinde bulunması; bu eylemle ilgili ceza davasının TCK’nın 66/1-e. maddesi uyarınca sekiz yıllık zamanaşımı süresine tabi olması; 2918 sayılı KTK’nın 109/2. maddesi uyarınca bu sürenin görülmekte olan maddi tazminat davası için de geçerli olması; davanın olay tarihi üzerinden sekiz yıl geçtikten sonra açılmış olması karşısında, somut olayda zamanaşımının gerçekleştiği hususu sabittir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu … esas … karar nolu ilamı). Defi niteliğindeki zamanaşımı bakımından Mahkeme resen dikkate alamayacak olmakla birlikte cevap dilekçesinde defi iddiasında bulunulmuş olduğundan Mahkememizce bu defi değerlendirilmiş ve açıklanan nedenlerle davacının davasının zamanaşımı süresinin geçmesi nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davanın ZAMANAŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL harcın, peşin ve ıslah ile alınan 351,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye 271,10 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan toplam 36 TL tebligat ve posta giderinden oluşan yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili için 9.200 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Arabuluculuk görüşmelerinden dolayı Hazine tarafından (suçüstü ödeneğinden) yapılan 1.320 TL. yargılama giderinin, davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, bu amaçla 492 s. Harçlar Kanunu’nun 28/a maddesi gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK.nın 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde ve re’sen taraflara iadesine,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/12/2022

Katip Hakim

Bu belge 5070 sayılı kanun uyarınca Elektronik İmza ile imzalanmıştır.