Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/685 E. 2021/552 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:

BAŞKAN:
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 22/05/2017 tarihli dilekçesiyle; davacı şirketin taşımacılık işiyle uğraştığını, davalı şirketin ise akaryakıt satışı yaptığını, taraflar arasında akaryakıt alımından kaynaklanan ticari ilişki bulunduğunu, davacının söz konusu ticari ilişki neticesinde davalıya 3.515.000 TL. borcunun doğduğunu, davalı tarafından söz konusu borcun tahsili amacıyla 18/10/2010 tanzim, 09/01/2017 vade tarihli ve 3.515.000 TL. bedelli senete dayanarak İzmir . İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası üzerinde icra takibi yaptığını, davacının davalıya 3.515.000 TL. borcunun bulunmasına rağmen, bu miktardaki takip konusu bononun dışında, davalının elinde ibraz edilmemiş ve karşılıksızdır işlemine tabi tutulmamış 9 adet toplam 969.208,75 TL bedelli çekler ile ibraz edilerek karşılıksızdır işlemine tabi tutulup 21 adet toplam 2.331.368,01 TL bedelli çeklerin bulunduğunu, davalı şirketin borç miktarı kadar olan kambiyo senedini uhdesinde tutup fazlasını iade etmesi gerekirken davacının taleplerine rağmen iade etmediğini, bu davada sadece ibraz edilerek karşılıksızdır işlemine tabi tutulan 21 adet toplam 2.331.368,01 TL. tutarındaki çeklerin dava konusu yapıldığını, davacının bu 21 adet çekten dolayı davalıya borçlu olmadığını beyan ederek, davacının 21 adet toplam 2.331.368,01 TL. bedelli çeklerden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalı vekili, öncelikle yetki ve hukuki yarar yokluğu itirazında bulunmuş, taraflar arasında 22/04/2015 tarihli akaryakıt sözleşmesinin bulunduğunu, sözleşmenin geçerli olduğunu, davacının borçlarını ödemeden ve sözleşme edimlerini yerine getirmeden sözleşme kapsamında alınmış kambiyo senetlerinin iadesini isteyemeyeceğini, ayrıca taraflar arasında garanti sözleşmesinin de imzalandığını, bu sözleşmeye göre garanti alan davacı şirketin akaryakıt sözleşmesi kapsamında taahhüt ettiği akaryakıtı almaması veya ödeme yapmaması durumunda garanti verenin 3.000.000 TL.’yi ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, davacının borcunu ödememesi üzerine garanti sözleşmesi kapsamında 3.000.000 TL.’nin ödenmesinin talep edildiğini, sözleşme kapsamında borç dışında talep edilen 3.000.000 TL.’ye karşılık da dava konusu çeklerin verildiğini, bu çeklerin verilmesinin açık bir anlaşma olmadığı takdirde tecdit anlamına gelmeyeceğini ve borcu sona erdirmeyeceğini, alınan çeklerin tutarının davacının borçlarını karşılamaya yetmediğini, davacının ister çeklere, isterse senete dayalı olarak takip yapma ve alacağını isteme hakkının bulunduğunu, garanti sözleşmesi kapsamında borcun süresinde ödenmemesinden dolayı dava konusu çeklerin davacıya verildiğini beyan ederek davanın esastan da reddini istemiştir.
Davalı vekili 12/04/2021 tarihli cevap dilekçesinin ıslahına ilişkin dilekçesiyle de; taraflar arasındaki borcun akaryakıt satımından kaynaklandığını, davacının keşide ederek verdiği çeklerin de davacının davalıya akaryakıt satımından kaynaklanan borcundan dolayı verildiğini, dava açıldıktın sonra ve dava konusu çeklere ilişkin başlatılan icra takibinin de dava konusu olmayan bonoya ilişkin takiple tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatıldığını, davacının çeklere ilişkin ceza davalarından kurtulmak amacıyla bu davayı açtığını, borcun ödenmediğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Taraflar arasındaki 22/04/2015 tarihli akaryakıt alım satım sözleşmesi ile 01/03/2016 tarihli garanti sözleşmesi fotokopileri dosyamıza ibraz edilmiş, dava dışı bonoya dayalı takibe ilişkin İzmir . İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı takibine ilişkin belge suretleri ve dava açıldıktan sonra 15/08/2017 tarihinde dava konusu 21 adet çekten dolayı ancak 1.000 TL üzerinden başlatılan ilamsız icra takibine ilişkin Konya. İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı takibine ilişkin belge suretleri dosyamıza getirtilmiştir.
Mahkememizin 22/12/2017 gün ve …E. …K. sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı verilmiş, karara karşı istinaf yoluna gidilmesi üzerine Ankara BAM . HD’nin 22/06/2018 gün ve …E. …K. sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı kaldırılarak dosya Mahkememize gönderilmiş ve dava Mahkememizin …E. sırasına kaydedilmiştir.
Yapılan yargılama sırasında, dava konusu çeklerin ödenip ödenmediği, ibraz edilip edilmediği ilgili banka şubesinden araştırılmış, tarafların ticari defterlerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, davacı tarafın defterlerindeki incelemeye ilişkin 17/06/2019 tarihli rapor ve 24/02/2020 tarihli ek rapor, 23/02/2021 tarihli 2. rapor, 1. ve 2. bilirkişiden müşterek 10/08/2021 tarihli ek rapor ve davalı tarafın defterindeki incelemeye ilişkin 22/03/2019 tarihli raporlar alınmıştır. Davacı ve davalı şirketin temsilcileri duruşmalarda dinlenilmiştir. Davacı tarafa yemin teklifi etme hakları hatırlatılmış, yemin teklif etmeyeceklerini bildirmişlerdir.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Menfi Tespit” davasıdır.
Somut olayda ; Ankara BAM . HD’nin kararı ile Mahkememizin görevli olduğuna karar verildiğinden davalı tarafın yetki itirazı yerinde görülmemiştir. Ayrıca, davalının dava konusu çeklerin iade talebini reddetmesi karşısında takipten önce veya sonra menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararının bulunduğu sonucuna varılarak davalı tarafın aksi yöndeki itirazları da reddedilmiştir.
Davacı taraf akaryakıt alım sözleşmesine istinaden davalıya 3.515.000 TL. borçlu olduklarını, bu borca istinaden 3.515.000 TL. tutarındaki bonolarının davalı tarafından icra takibine konulduğunu ancak, davalının bu bononun dışında 21 adet toplam 2.331.368,01 TL. tutarlı çekleri de elinde tuttuğunu, iade etmediğini, çeklerden dolayı borçlu olmadıklarını beyan ederek bu çeklerden dolayı menfi tespit talebinde bulunmuştur.
Davalı şirket temsilcisi talimat duruşmasında, dava konusu 21 adet çekin akaryakıt borcu nedeniyle alındığını beyan etmiştir.
Her ne kadar davacı şirket temsilcisi 26/05/2021 tarihli duruşmada, dava konusu 21 adet çekin taraflar arasındaki garanti sözleşmesi nedeniyle ve mal alım sözleşmesinden doğabilecek cezai şart alacağının teminat altına alınması amacıyla verildiğini beyan etmiş ise de; taraflar arasındaki 01/03/2016 tarihli garanti sözleşmesi içeriğinden, garanti veren davacı şirket temsilcisi …’in davacı şirketin davalı şirketten akaryakıt alımı yapmaması yahut sair taahhütlerini yerine getirmemesi halinde davalı şirket nezdinde doğmuş ve doğacak tüm zarar ve ziyanlar için azami 3.000.000 TL. miktarı garanti alan davacı şirkete izafeten davalıya ödemekle yükümlü olduğunun kararlaştırıldığı görülmüştür.
Garanti sözleşmesinin, garanti veren dava dışı … ise de; dava konusu çeklerin …’in tek ortak ve yetkilisi olduğu davacı şirket adına verildiği anlaşılmıştır. Cezai şartın ise garanti sözleşmesinde yer almadığı, akaryakıt sözleşmesinde ise sadece borcun süresinde ödenmemesi halinde aylık %2 ticari faiz ödenmesinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
Davacı vekili, garanti sözleşmesinin davacı şirket adına değil, diğer grup şirketler adına düzenlendiğini, bu yüzden de geçersiz olduğunu savunmuş ise de, davacı şirketin vergi numarası ile garanti sözleşmesindeki garanti alan şirketin vergi kimlik numaralarının aynı olduğu anlaşılmış, davacı şirket temsilcisinin duruşmadaki beyanları da gözetilerek bu savunmaya itibar edilmemiştir.
Tarafların ticari defterlerinin incelenmesinde, her iki tarafın ticari defterlerinin de usulüne uygun tutulduğu ancak, karşılıklı olarak defterlerin birbirini teyit etmediği anlaşılmıştır. Ancak, davacı taraf dava dilekçesinde ve ayrıca davacı şirket temsilcisi 26/05/2021 tarihli duruşmadaki beyanlarıyla davacı şirketin davalı şirkete 3.515.000 TL. borçlu olduğunu kabul ettiğinden, davacının dava tarihi itibariyle davalıya 3.515.000 TL. borçlu olduğu sonucuna varılmıştır.
Alacaklının alacağının tahsili için hem 3.515.000 TL. bedelli bonoyu hem de, dava konusu 2.331.368,01 TL bedelli 21 adet çeki almasında, (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, özellikle çeklerin cezai yaptırımlarının da olması ve bu açıdan daha fazla güvence teşkil etmesi nedeniyle, anlaşmaya dayalı olarak aynı borç için hem çek, hem senet alınmasının mümkün olduğu sonucuna varılmıştır.
6098 s. TBK.’nin 133. maddesine göre de, “Yeni bir borçla mevcut bir borcun sona erdirilmesi, ancak tarafların bu yöndeki açık iradesi ile olur.
Özellikle mevcut borç için kambiyo taahhüdünde bulunulması veya yeni bir alacak senedi ya da yeni bir kefalet senedi düzenlenmesi, tarafların açık yenileme iradeleri olmadıkça yenileme sayılmaz.”
Davacı taraf borcun yenilenmesine ilişkin taraflar arasında açık bir anlaşma olduğunu ortaya koyamadığından, dava dışı 3.515.000 TL.’lik bonoya rağmen dava konusu 21 adet 2.331.368,01 TL.’lik çeklerin de verilmesinin borcun yenilenmesi anlamına gelmeyeceği sonucuna varılmıştır.
Kaldı ki, bu davanın açılmasından sonra 15/08/2017 tarihinde davalı tarafından dava konusu 21 adet çeke istinaden ilamsız icra takibi yoluyla İzmir . İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası üzerinden ancak, asıl alacağın 1.000 TL.’lik kısmına istinaden başlatılan icra takibinin de, bonoya ilişkin İzmir . İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyasıyla tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak başlatıldığı görülmüştür.
Dava konusu 21 adet çekin garanti sözleşmesi kapsamında verildiğinin kabul edilmesi halinde, garanti sözleşmesi içeriğinden davalı tarafın akaryakıt sözleşmesinden doğan bütün alacaklarının karşılığında verildiği sonucuna varılmıştır. Dava konusu çeklerin garanti sözleşmesi kapsamında verildiğinin kabul edilmemesi halinde ise, dava konusu çeklerin sebepten mücerret borç ikrarı niteliğinde kambiyo senetleri olması, davalı tarafın da bu çeklerin akaryakıt satışından doğan borç nedeniyle verildiğini savunması karşısında bu halde de yine dava konusu çeklerin akaryakıt borcu için verildiği sonucuna varılmıştır.
Davacı tarafın, akaryakıt sözleşmesi ve garanti sözleşmesi dışında yazılı bir delil ileri sürmemesi, bu iki sözleşme içeriğinin davacı tarafın iddialarını doğrulamaması, davacı tarafa Mahkememizce yemin teklifinin hatırlatılmasına rağmen davalı tarafa yemin teklif etmeyeceklerini de bildirmeleri karşısında, davacının dava konusu 21 adet çekin akaryakıt alımından doğan borç dışında başka bir amaçla verildiğini ispat edemediği sonucuna varılmıştır.
Davacının davalıya olan borcunun dava tarihi itibariyle 3.515.000 TL. olduğu, dava dışı 3.515.000 TL.’lik bono ve dava konusu 2.331.368,01 TL’lik 21 adet çekten dolayı herhangi bir ödeme yapılmadığı, borcun devam ettiği, dava konusu çek bedellerinin borcu karşılamaya da yetmediği anlaşıldığından, davacının davasını ispat edememesi nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin alınan 39.813,94 TL. nispi karar ve ilam harcından, karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL. maktu ret karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 39.754,64 TL. harcın istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın tebliği için davacı avansından yapılacak yargılama giderlerinin de davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 49,05 TL. yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca (ve dava değerinin 2.331.368,01 TL. olduğunun kabulü ile) davalı vekilleri için 105.789,62 TL. nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde ve re’sen ilgili taraflara iadesine,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, Konya BAM ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/11/2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …