Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/232 E. 2023/202 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA İHBAR OLUNAN :

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; 09.05.2017 tarihinde … ili, … ilçesi, … Mahallesi – … Caddesi ile … Sokağı kavşağı üzerinde ZMMS poliçesi bulunmayan … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın, davacı müvekkili … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araca çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu üvekkil … ağır şekilde yaralandığını ve sürekli olarak sakat kalarak hem bedensel hem de maddi olarak büyük zarara uğradığını, dava konusu kazaya ilişkin olarak başlatılan kovuşturma kapsamında Mut Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. Sayılı dava dosyasında aldırılan bilirkişi raporuna göre müvekkilinin sürekli olarak sakat kalmasına ve ağır yaralanmasına neden olan bahse konu trafik kazasının oluşumunda ZMMS poliçesi bulunmayan … plaka sayılı aracın sürücüsü … tek ve tam ( %100 ) kusurlu olduğunu, müvekkilinin zararlarının tazmini yönüyle davalı tarafa müracaatı üzerine davalı tarafça … sayılı hasar dosyası üzerinden 55.493,00 TL maddi tazminat ödemesi yapıldığını, ancak bu ödemenin yetersiz olduğunu belirterek; davanın kabulü ile tahkikat sonucunda müvekkilinin maddi zararının (geçici iş göremezlik , sürekli iş göremezlik , bakıcılık gideri ve SGK tarafından karşılanmayan ve belgeye de bağlanması da mümkün olmayan kaçınılmaz iyileştirme ve tedavi giderleri sebebiyle doğan maddi tazminatın) değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak üzere şimdilik 50,00 TL ‘si geçici iş göremezlik tazminatı , 50,00 TL ‘si sürekli iş göremezlik tazminatı, 50,00 TL ‘si bakıcılık gideri ve 50,00 TL ‘si SGK tarafından karşılanmayan ve belgeye de bağlanması mümkün olmayan kaçınılmaz iyileştirme giderleri kalemi için olmak üzere asgari 200,00 ( iki yüz) TL maddi tazminatın (belirsiz alacağın), davalı Güvence Hesabının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte davalı Güvence Hesabından tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 24/02/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile, geçici İş göremezlik tazminatı alacağının 9.671,49 TL, sürekli İş göremezlik tazminatı alacağının 553.374,19 TL (teminat limitine göre 330.000-80.369), bakıcı giderleri alacağının 5.332,50 TL, SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri alacağının 3750 TL olmak üzere toplam 268.384,92 TL olarak ıslah ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davacının adresinin Mersin olduğunu, kazanın da Mersin ilinde meydana geldiğini, bu nedenle mahkemenin yetkisiz olduğunu, 6704 Sayılı yasa ile değişiklik KTK 97. Maddesi gereği ek tazminat talebi olarak açılan tazminat davasında, dava açılmadan önce kuruma başvuru yapılmadığından, davanın usulden reddinin gerektiğini, davacı tarafın tahsilin talep ettiği miktarların dürüstlük kuralları kuralları çerçevesi içinde açıklattırılması ve eksik harcın da tamamlattırılmasının gerektiğini, dava konusu kazaya sebebiyet verdiği belirtilen … plaka aracın sürücüsüne/işletenine davanın ihbar edilmesini talep ettiklerini, dava konusu alacak kalemlerinin teminat dışı olduğunu, dava konusu kazaya ilişkin olarak müvekkili tarafından gerekli incelemenin yapılmak suretiyle davacı tarafa ödemenin yapıldığını, müvekkilinin sorumluluğunun trafik poliçesi olmayan motorlu araca atfedilen kusuru oranı ve teminat ile sınırlı olduğunu, kazaya karışan etmenlerin ve sürücülerin kusur oranlarının belirlenmesinin gerektiğini, varsa müterafik kusuru indirimi yapılmasının gerektiğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığından temerrüdünün söz konusu olmadığını, faiz talebinin de yasaya aykırı olduğunu belirterek; davanın usulden reddine, yetkisizlik nedeniyle reddine, aksi durumda esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
TOPLANAN DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle uğranılan zararın tahsiline ilişkin tazminat isteminden ibarettir.
Bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen trafik kazasında, zarar görenlerin zararından, 6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesi uyarınca araç sürücüsü, 2918 sayılı KTK’nın 85. Maddesi uyarınca araç işleteni ve şartları varsa teşebbüs sahibi ve 2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesi uyarınca sigortacı müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Trafik kazası nedeniyle zarara uğradığını iddia eden hak sahipleri tarafından açılan tazminat davalarında ispat yükü 6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesi uyarınca zarar gören üzerinde olup, zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat etmek zorundadır.
Yine bu tür davalarda 2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesi uyarınca, zarar görenin dava açmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapması gerekmekte olup bu husus sonradan giderilmesi de mümkün olmayan dava şartlarındandır. Ayrıca yazılı başvurudan hemen sonra dava açılması mümkün olmayıp 15 günlük sürenin dolmasından sonra dava açılabilecektir. Sigortacı kendisine yapılan yazılı başvuruya karşı 15 gün içinde cevap vermek ve 2918 sayılı KTK’nın 99. Maddesine göre 8 iş günü içinde de tazminatı ödemek zorundadır. Sekiz iş günü içinde sorumlu olduğu tazminatı ödemeyen sigortacı 9. gün itibariyle temerrüde düşecektir.
Hak sahipleri tarafından talep edilebilecek tazminatlar ise 2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesi uyarınca 2918 sayılı KTK ile 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
Somut olayda davacı, davaya konu trafik kazası neticesinde yaralandığını iddia ederek, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri tazminatı ve tedavi gideri tazminatı istemlerinde bulunmuştur.
Davaya konu 09/05/2017 tarihli trafik kazasının … idaresindeki … plakalı araç ile … idaresindeki … plakalı aracın kontrolsüz kavşak içinde çarpışması neticesinde meydana geldiği ve kaza tespit tutanağı içeriğine göre davacının kaskının bulunup bulunmadığı hususunun belirsiz olduğu anlaşılmıştır.
Kaza sonrasında görevli kolluk tarafından tanzim edilen kaza tespit tutanağı ile, trafik kazasının oluşmasında … ‘un asli, … ise tali kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Mut Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasında tanzim edilen 22/12/2017 tarihli bilirkişi raporu ile kazanın oluşmasında davacıya atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığı belirlenmiş, Mahkememizce tanzim ettirilen 16/07/2018 tarihli bilirkişi raporu ile ise kazanın oluşmasında davacının % 25 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Anılan raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesi amacıyla yeni bir kusur raporu düzenletilmiş ve bu kapsamda tanzim edilen 03/01/2023 tarihli ATK raporu ile kazanın oluşmasında davacının %25, …’un ise % 75 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce, 03/01/2023 tarihli ATK raporundaki tespitlerin dosya kapsamına ve olayın oluş şekline uygun olması nedeniyle, davaya konu trafik kazasının oluşmasında davacının % 25 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiştir.
Bu kapsamda öncelikle zarar görenlerin davaya konu trafik kazası nedeniyle sürekli iş göremez hale gelip gelmediğinin tespiti için hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiği belirlenmelidir. Maluliyetin tespiti yönünden hangi yönetmeliğin uygulanacağına ilişkin KTK’da ve TBK’da açık hüküm bulunmadığından bu boşluğun içtihatlarla doldurulması gerekmektedir.
Konya BAM . Hukuk Dairesi’nin süregelen uygulamasına göre; 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddeleri ile genel şartlara yapılan atfın 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı kararı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle genel şartların ve Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanma kabiliyetinin kalmadığı gerekçesiyle, haksız fiil tarihi 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması gerekir. (Konya BAM . HD.’nin 08/02/2023 tarihli, … E … K sayılı kararı)
AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı iptal kararı karşısında genel şartların uygulanma kabiliyetinin kalmadığı açık ise de, iptal kararı Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasına engel değildir. Her ne kadar 01/06/2015 tarihli Genel Şartlar’da bu yönetmeliklere atıf yapılmakta ise de bu yönetmelikler genel şartlardan bağımsız olup, genel şartlara yapılan atfın hatta doğrudan genel şartların yürürlükten kaldırılması bu yönetmeliklerin uygulanmasına engel değildir. Zira bu yönetmeliklerin dayanağı 01.06.2015 tarihli genel şartlar olmayıp, Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği’nin 3. Maddesinde, Erişkinler … Yönetmeliği’nin de yine 3. Maddesinde belirtildiği üzere bu yönetmeliklerin dayanağı kanundur. Dolayısıyla bu yönetmelikler ya da yönetmeliğe dayanak teşkil eden kanunlar yürürlükten kalkmadığı sürece bu yönetmeliklerin uygulanmasına engel bir durum bulunmamaktadır.
Bunun yanında her ne kadar Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihli genel şartların yürürlüğe girmesi ile birlikte uygulanmaya başlanmış ise de; bu yönetmeliğin 30.03.2013 tarihinde yürürlüğe girdiği, yürürlüğe girdiği tarihten 01.06.2015 tarihine kadarki süreçte de uygulanmasına engel bir halin olmadığı, ancak yargı kararları ile bu süreçte Çalışma Gücü … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının tercih edildiği, tercihin bu yönde kullanılmasına bir engel olmadığı gibi aksi yönde kullanılmasına da bir engel olmadığı, ancak 2918 sayılı KTK’daki atıf nedeniyle 01.06.2015 tarihli genel şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte bu tarihten itibaren Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının bir zorunluluk olduğu, AYM iptal kararının sadece bu zorunluluğu ortadan kaldırdığı, dolayısıyla yargı organlarının takdir hakkını kullanarak yürürlükte olan yönetmeliklerden herhangi birisini tercih etmesinin mümkün olduğu, Yargıtayca bu takdir hakkı kapsamında hangi tarihler arasında hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelik oluşturulan uygulamanın yerleşik hale geldiği, Yargıtay ve diğer BAM uygulamalarının aksine Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı yönündeki kabule açık yasal bir engel yoksa da TMK’nın 4. maddesi uyarınca kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkimin, hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği, hakimin takdir hakkını kullanırken keyfi uygulamalardan kaçınmasının gerektiği, yerleşik ve genel kabul gören uygulamaların aksine hareket edilmesinin adil yargılanma ilkesine aykırılık teşkil edeceği ve yargıya güveni ortadan kaldıracağı, Yargıtay uygulamasının da herhangi bir yasa hükmüne aykırılık teşkil etmemesi karşısında KONYA BAM . HD’NİN ANILAN GÖRÜŞÜNE İŞTİRAK EDİLMEMİŞTİR.
Kısaca üzerinde durulmasının faydalı olacağı düşünülen bir diğer husus ise, 14/02/2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 gün ve 2021/82 E. 2022/167 K sayılı kararı iptal kararıdır. 7237 sayılı yasanın 18. maddesiyle 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklik ile, 09/06/2021 tarihinden sonra meydana gelen trafik kazaları yönünden maluliyetin tespitinde Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması yasal zorunluluk haline gelmiştir. Ancak, anılan değişikliğin AYM tarafından iptaline karar verilmesi karşısında bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararının Erişkinler … Yönetmeliği’nin uygulanmasına engel bir yönü yoktur.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin yerleşik hale gelen uygulamasına göre; maluliyet belirlemesinin, kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.(Emsal ilam:Yargıtay . Hukuk Dairesi … E … K)
Davaya konu trafik kazası 09/05/2017 tarihinde meydana gelmiş olup, davacının kalıcı sakatlığının bulunup bulunmadığının Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği hükümlerine göre belirlenmesi gerekir.
Konya Numune Hastanesi tarafından hazırlanan 02/02/2018 tarihli sağlık kurulu raporu ile kalıcı sakatlık oranının % 11 olduğu belirlenmiştir. Sağlık kurulu raporunda, kalıcı sakatlık ile davaya konu trafik kazası arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı yönünde bir belirleme yapılmadığı gibi, engel oranının hangi yönetmelik hükümlerine göre belirlendiği de açıklanmamıştır.
NEÜ Meram Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dal Başkanlığı tarafından tanzim edilen 21/02/2022 tarihli maluliyet raporu ile, davacının yaralanmasının Çalışma Gücü … Yönetmeliği hükümlerine göre % 20,2 oranında kalıcı sakatlık niteliğinde olduğu, davacının geçici iş göremezlik süresinin 9 ay, başkasının yardımına muhtaç olduğu sürenin 4 ay ve tedavi gideri zararının 6.000,00 TL olduğu belirlenmiştir.
NEÜ Meram Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dal Başkanlığı tarafından tanzim edilen 06/09/2018 tarihli maluliyet raporu ile, davacının yaralanmasının Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği hükümlerine göre % 16 oranında kalıcı sakatlık niteliğinde olduğu, davacının geçici iş göremezlik süresinin 9 ay, başkasının yardımına muhtaç olduğu sürenin 9 ay ve tedavi gideri zararının 5.000,00 TL olduğu belirlenmiştir.
Her ne kadar davacının kalıcı sakatlık oranı yönünden raporlarda farklı değerlendirmeler bulunmaktaysa da, sağlık kurulu raporundaki oran tespitinin hangi yönetmeliğe göre yapıldığının belirsiz olması, NEÜ Meram Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dal Başkanlığı tarafından tanzim edilen raporların ise farklı yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmesi nedeniyle davacının kalıcı sakatlık oranı yönünden herhangi bir çelişkin bulunmadığı kabul edilmiştir.
NEÜ Meram Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dal Başkanlığı tarafından tanzim edilen 07/10/2022 tarihli ek rapor ile davacının başkasının yardımına muhtaç olduğu süre yönünden 21/02/2022 tarihli raporun dikkate alınması gerektiği, tedavi gideri zararı yönünden yapılan 1.000,00 TL’lik artışın ise 2. rapor için hastaneye geliş gidiş vb dikkate alınarak belirlediği açıklanmıştır. Davacının rapor tanzimi için hastaneye gidiş-geliş vb yönünden yaptığı masrafların tedavi gideri kapsamında değerlendirilemeyeceği kabul edildiğinden bu açıklamaya itibar edilmemiştir.
Dolayısıyla, davacının kalıcı sakatlık oranının % 16, geçici iş göremezlik süresinin 9 ay, başkasının yardımına muhtaç olduğu sürenin 4 ay ve tedavi gideri zararının 5.000,00 TL olduğu kabul edilmiştir.
Tazminat hesabının ne şekilde yapılacağı konusunda 2918 sayılı KTK’da ve 6098 sayılı TBK’da açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu kapsamda hesaplamanın yargı kararları ile yerleşik hale gelen uygulamalara göre yapılması gerekir. Hesaplamalarda prograsif rant yönteminin uygulanması konusunda herhangi bir görüş farklılığı yoksa da bakiye yaşam süresinin tespitinde hangi yaşam tablosunun esas alınacağı konusunda Konya BAM . HD. nin uygulamaları ile Yargıtay uygulamaları farklılık arz etmektedir.
Konya BAM . HD.’nin yerleşik hale gelen uygulamalarına göre, 2918 sayılı KTK ile genel şartlara yapılan atfın, AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı kararı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle bakiye yaşam süresinin PMF 1931 yaşam tablosuna göre belirlenmesi gerekir. (Konya BAM . HD.’nin 17/02/2023 gün ve … E … K)
TRH 2010 yaşam tablosunun, genel şartların yürürlüğe girmesiyle uygulanmaya başlandığı, önceki dönemde PMF 1931 yaşam tablosunun uygulandığı bilinen bir gerçektir. Genel şartların yürürlüğe girmesinden önceki dönemde, her ne kadar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay Dairelerinin uygulamalarına istinaden PMF 1931 yaşam tablosu esas alınmaktaysa da TRH 2010 yaşam tablosunun esas alınmasına da engel yasal bir düzenleme bulunmamaktaydı. Genel şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte, KTK’da genel şartlara yapılan atıflar nedeniyle, hesaplamalarda TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınması yasal bir zorunluluk haline gelmiş, devam eden süreçte ise AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı iptal kararı ile bu zorunluluk ortadan kalkmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, iptal kararı ile sadece bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararı TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanmasını imkansız hale getirmemiştir. Gelinen aşamada, mahkemeler takdir yetkisi kapsamında gerek PMF 1931 yaşam tablosunu, gerekse TRH 2010 tablosunu esas alabilecektir. Ancak takdir hakkının, 4721 sayılı TMK’nın 4. maddesi uyarınca hakkaniyete uygun olarak kullanılması gerekir. Bu takdir hakkı kapsamında, genel kabul gören yaşam tablosunun esas alınması hakkaniyete daha uygun olacaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 02/12/2021 tarihli, … E, … K sayılı ilamı ve 21/12/2021 tarihli, … E., … K sayılı ilamı ile bakiye yaşam süresinin tespitinde ülkemize özgü ve güncel verileri içeren TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınması gerektiğine işaret etmiştir. Yine, Yargıtay Daireleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin uygulamaları da bu yönde olmuştur. Bu nedenle, TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınmasının hakkaniyete daha uygun olacağı kabul edildiğinden, Konya BAM . HD.’nin PMF 1931 yaşam tablosunun dikkate alınmasına yönelik görüşüne iştirak edilmemiştir.
Kısaca üzerinde durulmasının faydalı olacağı düşünülen bir diğer husus ise, 14/02/2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 gün ve … E. … K sayılı kararı iptal kararıdır. 7237 sayılı yasanın 18. maddesiyle 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklik ile, 09/06/2021 tarihinden sonra meydana gelen trafik kazaları yönünden bakiye yaşam süresinin tespitinde TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanması yasal zorunluluk haline gelmiştir. Ancak, anılan değişikliğin AYM tarafından iptaline karar verilmesi karşısında bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararının TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanmasına engel bir yönü yoktur.
14/02/2023 tarihli hesap raporu ile, kusur durumuna göre davacının sürekli iş göremezlik zararının 553.374,19 TL, geçici iş göremezlik zararının 9.671,49 TL, bakıcı gideri zararının 5.332,50 TL ve tedavi gideri zararının 3.750,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar bilirkişi raporunda bakiye poliçe limitinin tespitinde hata yapılmış ise de (ödemenin güncel hali ile mahsubu yönündeki hata), bakiye poliçe limitinin Mahkememizce belirlenebilecek nitelikte olduğu kabul edildiğinden ve bakiye poliçe limitinin 274.507,00 TL olduğu sonucuna varıldığından usul ekonomisi ilkesi gereğince ek rapor tanzim ettirilmesine gerek görülmemiştir.
Davacı vekili, 27/02/2023 tarihli talep artırım dilekçesi ile sürekli iş göremezlik tazminatı istemini 249.630,93 TL’ye, geçici iş göremezlik tazminatı istemini 9.671,49 TL’ye, bakıcı gideri tazminatı istemini 5.332,50 TL’ye ve tedavi gideri tazminatı istemini 3.750,00 TL’ye çıkarmıştır.
Somut olayda, davacının kaza esnasında kaskının takılı olup olmadığı konusunda kaza tespit tutanağında bir belirleme bulunmamaktadır. Yine ceza dosyası içeriğinde de bu yönde herhangi bir tespit bulunmamaktadır. Bu nedenle, hesaplanan tutardan müterafik kusur indirimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davaya konu trafik kazasının oluşmasında dava dışı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu, kazaya karışan 33 TR 558 plakalı aracın ZMMS poliçesinin bulunmaması nedeniyle oluşan zarardan davalı Güvence Hesabının sorumlu olduğu, davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminatı tutarının 9.671,49 TL, bakıcı gideri tazminatı tutarının 5.332,50 TL, tedavi gideri tazminatı tutarının ise 3.750,00 TL olduğu, her ne kadar davacının davalıdan talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatının tutarı 274.507,00 TL ise de davacının talebinin 249.630,93 TL olması karşısında taleple bağlılık ilkesi gereğince ancak bu tutara hükmedilebileceği sonucuna varıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ ile, 249.630,93 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 9.671,49 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 5.332,50 TL bakıcı gideri tazminatı ve 3.750,00 TL tedavi gideri tazminatı olmak üzere toplam 268.384,92 TL tazminatın kaza tarihi itibariyle geçerli ZMMS poliçesi sakatlanma ve sağlık gideri teminat klozları limitleriyle sınırlı olmak üzere 17/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 18.333,37 TL karar ve ilam harcından, peşin ve ıslahla birlikte alınan 952,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 17.380,47 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan 988,80 TL harç gideri ve 11.106,39 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 12.095,19 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf, kendini vekille temsil ettiğinden , A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 40.573,89 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/03/2023

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.