Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1052 E. 2022/818 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … Esas – …
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI : 1-
VEKİLLERİ :
DAVALI : 2-
VEKİLLERİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH:
KARARIN MAHİYETİ : KISMEN KABUL

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; 02.05.2018 tarihinde, … Caddesi Üzerinde meydana gelen trafik kazasında, davalı …’in sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç ile müvekkilinin olay günü sevk ve idaresinde bulunan motorlu araç çarpışmak suretiyle meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin kafatası yaralanması ve kemik kırığı oluşacak şekilde ağır yaralanmak suretiyle 48 engelli kaldığını, kazanın davalı davalı …’in asli kusurlu hareketi sonucu meydana geldiğini, müvekkilinin kaza sonucunda maddi ve manevi olarak zarara uğradığını, 5-) davalı …’in işleteni olduğu aracın sigorta şirketi olan, davalı sigorta şirketine zararlarının tazmini yönüyle müracaatta bulunulduğunu, ancak herhangi bir sonuç alınamadığını belirterek; davanın maddi tüm zararlarımız yönünden belirsiz alacak davası olarak yürütülmesine, müvekkilin ağır yaralanması sonucu duyduğu elem ve ızdırap sebebiyle 20.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 02.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı …’ten tahsiline, maddi zararlarımız kapsamında 1.000 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalı …’ten olay tarihi olan 02.05.2018 den itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili ile tarafımıza ödenmesine davalı sigorta şirketi yönünden başvuru tarihi olan 23.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline davanın bu talep yönünden belirsiz alacak davası olarak yürütülmesine, maddi zararlarımız kapsamında 1.000 TL nin belgelenemeyen tedavi giderleri ve bakım masrafları yönünden hesaplanacak tazminatın davalılar …’ten olay tarihi olan 02.05.2018 den itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili ile tarafımıza ödenmesine davalı sigorta şirketi yönünden başvuru tarihi olan 23.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline davanın bu talep yönünden belirsiz alacak davası olarak yürütülmesine, maddi zararlarının kapsamında 1.000 TL kalıcı sakatlık tazminatının davalılar … olay tarihi olan 02.05.2018 den itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili ile tarafımıza ödenmesine, davalı sigorta şirketi yönünden başvuru tarihi olan 23.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline davanın bu talep yönünden belirsiz alacak davası olarak yürütülmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; müvekkilinin olayda hiçbir kusuru olmamasına rağmen davacı taraf motosiklet ile müvekkilinin aracına çarpmış ve aracında bir çok hasar meydana getirdiğini, davacı tarafla kazadan sonra müvekkilinin davacı ile ilgilendiğini ve hastaneye götürülmesine yardımcı olduğunu, davacı tarafın müvekkilinden şikayetçi olmadığı halde tazminat talebinin yersiz olduğunu, davacı tarafın kullanmış olduğu araca ilişkin yeterli ehliyetinin bulunmadığını, kazanın davacının asli kusurlu hareketi sonucu meydana geldiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilinden talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının çok yüksek olduğunu, müvekkilinin maaşlı çalışan bir kişi olduğunu belirterek; davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özet olarak; kazaya karıştığı iddia edilen … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … sayılı ve 10/02/2018-2019 vade tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta poliçesi ile sigorta teminatı altına alındığını, davacı taraftan talep edilen eksik belgelerin müvekkili şirkete iletilmediğini, davacı tarafın soruşturma aşamasında şikayetçi olmadığını beyan ettiğini, olduğundan tazminat davası açma hakkı ortadan kalkmış olup davanın reddi gerektiğini, maluliyet oranının belirlenmesi halinde maluliyet oranının tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp 3. İhtisas Kurumu’na sevk edilmesinin gerektiğini, 25.02.2011 tarihinden itibaren geçerli olan mevzuat değişikliği sebebi ile, müvekkili şirketın tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatı taleplerine ilişkin sorumluluğunun ortadan kalktığını, başvuran tarafın yeterli sürücü ehliyeti olmadan ve kask takmayarak trafiğe çıktığından, maluliyetin oluşmasına yahut artmasına engel olmak adına hiçbir gerekli tedbiri almadığı, bu nedenle müterafik kusur indirmine gidilmesinin gerektiğini, bakıcı giderine ilişkin taleplerin teminat dışında kalacağını, kabul manasında olmamak faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini belirterek; davanın usulden ve esastan reddine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tazminat isteminden ibarettir.
2918 sayılı KTK’nın 85/1. Maddesine göre; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
2918 sayılı KTK’nın 85/5. Maddesine göre; İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.
Kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan 2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesine göre; Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/7/2020 tarihli ve … E, … K sayılı Kararı ile, 2918 sayılı KTK’nın 90/1. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesine göre; İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.
2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesine göre; Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.
2918 sayılı KTK’nın 99. Maddesine göre; Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesine göre; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesine göre; Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.
6098 sayılı TBK’nın 54. Maddesine göre; Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
6098 sayılı TBK’nın 55. Maddesine göre; Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
6098 sayılı TBK’nın 56. Maddesine göre; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Anılan yasal düzenlemelere istinaden bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen trafik kazasında, zarar görenlerin zararından, 6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesi uyarınca araç sürücüsü, 2918 sayılı KTK’nın 85. Maddesi uyarınca araç işleteni ve şartları varsa teşebbüs sahibi ve 2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesi uyarınca sigortacı müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Trafik kazası nedeniyle zarara uğradığını iddia eden hak sahipleri tarafından açılan tazminat davalarında ispat yükü 6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesi uyarınca zarar gören üzerinde olup, zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat etmek zorundadır.
Yine bu tür davalarda 2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesi uyarınca, zarar görenin dava açmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapması gerekmekte olup bu husus sonradan giderilmesi de mümkün olmayan dava şartlarındandır. Ayrıca yazılı başvurudan hemen sonra dava açılması mümkün olmayıp 15 günlük sürenin dolmasından sonra dava açılabilecektir. Sigortacı kendisine yapılan yazılı başvuruya karşı 15 gün içinde cevap vermek ve 2918 sayılı KTK’nın 99. Maddesine göre 8 iş günü içinde de tazminatı ödemek zorundadır. Sekiz iş günü içinde sorumlu olduğu tazminatı ödemeyen sigortacı 9. Gün itibariyle temerrüde düşecektir.
Hak sahipleri tarafından talep edilebilecek tazminatlar ise 2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesi uyarınca 2918 sayılı KTK ile 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
Somut olayda; davacı davaya konu trafik kazası nedeniyle cismani zarara uğradığını iddia ederek sürekli iş göremezlik zararı, geçici iş göremezlik zararı, bakıcı gideri zararı ile SGK tarafından karşılanmayan ve faturalandırılamayan tedavi gideri zararının tahsilini istemiştir.
Bu kapsamda öncelikle davacının davaya konu trafik kazası nedeniyle sürekli iş göremez hale gelip gelmediğinin tespiti için hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiği belirlenmelidir. Maluliyetin tespiti yönünden hangi yönetmeliğin uygulanacağına ilişkin KTK’da ve TBK’da açık hüküm bulunmadığından bu boşluğun içtihatlarla doldurulması gerekmektedir.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin yerleşik hale gelen uygulamasına göre Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Emsal ilam:Yargıtay . Hukuk Dairesi … E … K)
Belirlenmesi gereken bir diğer husus ise tazminat hesabının ne şekilde yapılacağıdır. 2918 sayılı KTK ile 6098 sayılı TBK’da bu hususta bir düzenleme bulunmadığından bu boşluğun da içtihatlarla doldurulması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun … E … K sayılı kararı ve Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları gereği, muhtemel yaşam süresinin tespitinde TRH 2010 yaşam tablosu dikkate alınmalı ve işleyecek (bilinmeyen) devre hesaplamasında her yıl için gelirin % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi esasına dayanan progresif rant yönteminin kullanılarak hesaplamanın yapılması gerekmektedir.
Davacının davalı sigorta şirketine davadan önce tazminat ödemesi için yazılı olarak başvurduğu, başvurunun sigorta şirketine 25/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı sigorta şirketinin 2918 s. KTK’nin 99/1. maddesi gereğince 8 iş günü sonra 07/06/2018 tarihinde temerrüte düştüğü, 2918 s. KTK.nin 97. maddesi gereğince dava şartının da yerine getirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu trafik kazası neticesinde düzenlenen kaza tespit tutanağı ile davaya konu trafik kazasının oluşmasında … plakalı araç sürücüsü …’in sola dönüş kurallarına riayet etmemesi nedeniyle kusurlu olduğu, plakasız motosiklet sürücüsü … ise kavşaklara yaklaşırken hızını azaltmaması nedeniyle kusurlu olduğu belirlenmiştir. Dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan 10/02/2020 tarihli bilirkişi raporu ile davaya konu trafik kazasının oluşmasında davacının %30 oranında sigortalı araç sürücü davalı …’in ise %70 oranında olduğu tespit edilmiştir.
Davaya konu trafik kazasının 02/05/2018 tarihinde gerçekleşmesi karşısında davacı hakkında düzenlenecek maluliyet raporunun özürlülük ölçütü… yönetmeliği hükümlerine göre tanzim edilmesi gerekmektedir. Bu yönetmelik hükümlerine göre Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı tarafından tanzim edilen 24/05/2019 tarihli maluliyet raporu ile davacının sürekli iş göremezlik oranının %12, geçici iş göremezlik süresinin 9 ay, başkasının yardımına muhtaç olduğu sürenin 1 ay ve tedavi gideri zararının 1.000 TL olduğu tespit edilmiştir. Aynı yönetmelik hükümlerine göre tanzim edilen 27/07/2020 tarihli ATK raporu ile ise davacının yaralanmasının kalıcı sakatlık niteliğinde olmadığının ve iyileşme süresinin 9 ay olduğu belirlenmiştir. Her iki maluliyet raporu arasında çelişki bulunduğundan mahkememizce raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla ATK 2. Üst Kurulundan rapor tanzim ettirilmesine karar verilmiş, 11/03/2021 tarihli ATK 2. Üst Kurul raporu ile davacının kalıcı sakatlık oranının %7 olduğu tespit edilmiştir. Dolasıyla mahkememizce davacınını yaralanmasının %7 oranında kalıcı sakatlık niteliğinde olduğu kabul edilmiştir. Ayrıca her ne kadar 24/05/2019 tarihli maluliyet raporunda davacının 1 ay süreyle başkasının yardımına muhtaç olduğu tespit edilmiş ise de 07/10/2021 tarihli ATK 2. Üst Kurul raporu ile davacının sürekli veya geçici olarak başka birinin yardımına muhtaç olmadığı tespit edildiğinden, mahkememizce bu rapor hükme esas alınarak davacının iyileşme sürecinde başkasının yardımına muhtaç olmadığı kabul edilmiştir. Yine davacı hakkında tanzim ettirilen tüm maluliyet raporlarında davacının geçici iş göremezlik süresinin 9 ay olduğu belirlenmiş, mahkememizce bu belirlemeye itibar edilmiştir. Tedavi gideri zararı yönünden ise diğer raporlardan herhangi bir belirleme bulunmadığından ve dosya kapsamına uygun olduğu kabul edilen 24/05/2019 tarihli maluliyet raporu ile davacının tedavi gideri zararının 1.000 TL olduğu belirlenmiş olup, bu belirleme mahkememizce de kabul edilmiştir.
Davalı sigorta şirketi 26/11/2018 tarihli yazı cevabı ile davaya konu trafik kazası nedeniyle açılan hasar dosyasında davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını bildirmiştir.
SGK İl Müdürlüğü ise 02/07/2021 tarihli yazı cevabı ile davacıya davaya konu trafik kazası nedeniyle geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığını bildirmiştir. SGK tarafından ödeme yapılması karşısında bu ödemenin geçici iş göremezlik zararından mahsup edilmesi gerekir. Mahsup yapılırken de davacının sebepsiz zenginleşmesinin önüne geçilebilmesi için ödenen tutarın tamamının mahsup edilmesi gerekmektedir.
Dosya kapsamına ve yukarıda belirtilen kriterlere uygun olduğundan hükme esas alınan 15/10/2022 tarihli hesap raporu ile davacının sürekli iş göremezlik zararının 163.027,34 TL, geçici iş göremezlik zararının 7.144,96 TL, bakıcı gideri zararının 1.420,65 TL ve tedavi gideri zararının 700,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Her ne kadar 15/10/2022 tarihli hesap raporunda davacının bakıcı gideri zararının 1.420,65 TL olduğu belirlenmiş ise de hükme esas alınan 07/10/2021 tarihli 2. Üst Kurul raporu ile davacının iyileşme sürecinde başkasının yardımına muhtaç olmadığı tespit edildiğinden hesap raporunun bu kısmına itibar edilmemiştir.
Davacı vekili 23/06/2022 tarihli talep artırım dilekçesi ile sürekli iş göremezlik tazminatı istemlerinin 127.128,93 TL’ye, geçici iş göremezlik tazminatı istemlerini 7.144,96 TL’ye ve bakıcı gideri ile tedavi gideri tazminatı istemlerini 2.120,65 TL’ye çıkarmıştır. Talep artırım dilekçesinin incelenmesinde davacının neticeyi talep kısmında artırılan tutarlara ilişkin olarak davalı … yönünden herhangi bir talepte bulunmadığından, talep artırımın sadece davalı sigorta şirketine yönelik dava yönünden yapıldığı kabul edilmiştir.
Yine davacı vekili tarafından ibraz edilen ve mahkememizce ıslah dilekçesi niteliğinde olduğu kabul edilen 21/11/2022 tarihli dilekçe ile sürekli iş göremezlik tazminatı istemlerinin 163.128,93 TL’ye çıkarmıştır. Islah dilekçesinin incelenmesinde de davacının neticei talep kısmında artırılan tutarlara ilişkin olarak davalı … yönünden herhangi bir talepte bulunmadığından, talep artırımın sadece davalı sigorta şirketine yönelik dava yönünden yapıldığı kabul edilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 52. Maddesine göre; Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Anılan yasal düzenlemede de belirtildiği üzere zarar görenin zararın oluşmasında ya da zararın artmasında bir ihmali varsa bu hususun tazminatın belirlenmesinde dikkate alınması gerekir. Bir başka deyişle zararın oluşumunda zarar görenin de müterafik kusurunun bulunması halinde tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. Müterafik kusurun dikkate alınması için bu yönde yapılan bir savunmaya gerek olmayıp Mahkemece müterafik kusurun resen dikkate alınması gerekmektedir. Nitekim bu husus Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E … K sayılı ilamında da vurgulanmıştır. Ayrıca müterafik kusur indirimi nedeniyle kısmen reddedilen tutar üzerinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği noktasında da duraksama bulunmamaktadır.
Somut olayda; kaza tespit tutanağında davacı motosiklet sürücüsünün kaza esnasında kaskının takılı olmadığı belirlenmiştir. Kaskın takılı olmaması tek başına müterafik kusur olarak değerlendirilmesi mümkün olmayıp, kaskın takılı olmaması ile yaralanmanın niteliği arasında uygun illiyet bağının bulunması gerekmektedir. Her ne kadar davacının kaza esnasında kaskının takılı olmadığı sabit ise de davacının yaralanmasının baş bölgesinden olmaması karşısında oluşan zarardan müterafik kusur indirimi yapılması mümkün değildir. Bu nedenle mahkememizce oluşan zarardan herhangi bir indirim yapılmamıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde davaya konu trafik kazasının oluşmasında davalı sigortalı araç sürücüsünün %70 oranında kusurlu olduğu davacının sürekli iş göremezlik zararının 163.027,34 TL, geçici iş göremezlik zararının 7.144,96 TL ve tedavi gideri zararının ise 700,00 TL olduğu, davacının yaralanmasının baş bölgesinden olmaması nedeniyle müterafik kusur indiriminin yapılmasının mümkün olmadığı, davacının davalı …’e yönelik dava yönünden dava değerinin artırılmasına ilişkin herhangi bir talep artırım dilekçesi ve ıslah dilekçesi ibraz etmediği, …’e yönelik dava yönünden dava dilekçesindeki tutarlar üzerinden değerlendirme yapılması gerektiği sonucuna varıldığından davacının maddi tazminat davasının davalı …’in sorumluğunun 2.500 TL ile sınırlı olması kaydıyla toplam 170.872,30 TL üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
TBK’nın 56. Maddesine göre; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir( HGK 23/06/2004, … -… )
Somut olayda; tarafların sosyal ekonomik durumları, kusur oranları, davacının yaralanmasının derecesi, paranın alım gücü, manevi tazminatın tatmin ve caydırıcılık fonksiyonu dikkate alınarak davacının manevi tazminat davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
a)163.027,34 TL (davalı …’in sorumluluğu 1.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere) sürekli iş görmezlik tazminatı, 7.144,96 TL geçici iş göremezlik tazminatı (davalı …’in sorumluluğu 1.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere) ve 700,00 TL tedavi gideri tazminatı (davalı …’in sorumluluğu 500,00 TL ile sınırlı olmak üzere) olmak üzere toplam 170.872,30 TL tazminatın (davalı …’in sorumluluğu toplam 2.500,00 TL ile sınırlı olmak üzere), davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 07/06/2018 tarihinden itibaren, davalı … yönünden ise kaza tarihi olan 02/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakıcı gideri tazminatı ile fazlaya ilişkin isteminin reddine,
b)20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 02/05/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine,
2-Peşin alınan 2.993,56 TL harçtan, manevi tazminat davası yönünden alınması gereken harç tutarı olan 1.366,20 TL’nin mahsubu ile manevi tazminat davası yönünden yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Maddi tazminat davası yönünden alınması gereken 11.672,29 TL harçtan, peşin alınan (2.993,56 – 1.366,20 =) 1.627,36 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.044,93 TL eksik harcın (davalı …’in sorumluluğu 146,96 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Manevi tazminat davası yönünden davacı tarafından yapılan 1.366,20 TL harç giderinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Maddi tazminat davası yönünden davacı tarafından yapılan 1.627,36TL harç giderinin (davalı …’in sorumluluğu 23,81 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 35,90 TL harç gideri ve 5.884,30 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 5.920,20 TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre hesaplanan 5.873,36 TL yargılama giderinin (davalı …’in sorumluluğu 773,39 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı … tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinden kabul ret oranına göre hesaplanan 1,09 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
8-Maddi tazminat davası yönünden;
a)Davacı kendini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan A.A.Ü.T.’ye göre tayin ve takdir olunan 26.630,85 TL vekalet ücretinin (davalı …’in sorumluluğu 2.500,00 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b)Davalı … ile davalı … Sigorta A.Ş. kendilerini vekille temsil ettiklerinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan A.A.Ü.T.’ye göre tayin ve takdir olunan 1.522,24 TL vekalet ücretinin 500,00 TL’lik kısmının davalılara eşit oranda, 1.022,24 TL’lik kısmının ise davalı … Sigorta A.Ş.’ye verilmesine,
9-Manevi tazminat davası yönünden davacı kendini vekille temsil ettiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan A.A.Ü.T.’ye göre tayin ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/12/2022

Katip Hakim

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.