Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1051 E. 2022/528 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … Esas – … Karar
T.C.
KONYA “TÜRK MİLLETİ ADINA”
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO:
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 01/11/2018 tarihli dilekçesiyle; davacı ile dava dışı …’ün 10/05/2018 tarihinde karşıklı olarak 15/05/2018-15/06/2018 tarihleri arasında Konya Büyükşehir Belediyesi’nin iftar verilmesi işini ortaklaşa yürütmek amacı ile bir sözleşme imzaladıklarını, sözleşme gereğince davacı, dava dışı …’ün sorumlu olduğu sözleşme kapsamında yer alan 3 merkez ilçe ve 10 ilçe sınırları içerisinde yemek hizmeti verilmesi işini üstlendiğini, davacı ilgili sözleşme gereğince 2018 ramazan ayı içerisinde toplamda 225.000 kutu (225.000 kişilik) yemek işini sözleşme gereğince yerine getirmek için pek çok ön hazırlık yaptığını, bunların arasında davalıdan … Ltd .Şti ile 118.455,28 TL bedelli malzeme (pirinç, süt, irmik, meyve suyu, yağ, yumurta, hindistan, cevizi, nohut) siparişi verdiğini, yemek hizmeti vermesinin 2. günü zehirlenme vakalarının ortaya çıktığını, olayın karakola ve savcılığa intikal etmesi üzerine davacının yemek hizmeti sözleşmesine son verildiğini, yapılan inceleme neticesinde zehirlenme vakalarının kavurmalı pilav ve yoğurt çorbası içerisinde bulunan pirinçten kaynaklı bacillus cereus bakterisi nedeniyle meydana geldiğinin anlaşıldığını, davalı firmadan yaklaşık 2 ton pirinç siparişi alan müvekkil 3 günlük yemek hizmeti için ilgili pirincin 1.5 tonunu kullandığını, ilgili pirinç nedeni ile zehirlenme yaşanması nedeni ile yemek hizmetine devam edemeyen müvekkil cezai sorumlulukla karşı karşıya kaldığı gibi maddi olarak da ciddi zarara uğradığını, ayrıca Tarım İl Müdürlüğü tarafından davacıya kesilecek olan cezanın de ödenmesi durumunda kalınacağını belirterek, davalının haksız ve özensiz davranışı yüzünden uğranılan zararlardan tahkikat sonucunda davacının uğramış olduğu zararın değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 25.000 TL maddi zararın ve 15.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 03/12/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin dava dışı … ile sözleşme yaptığını, davalı şirket ile davacı şirketin imzalamış olduğu herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davalı şirketin davacı şirkete pirinç satım tarihinin 16/05/2018 olduğunu, söz konusu sözleşmenin ise 22/05/2018 tarihinde imzalandığını, davacı şirketin toptan gıda işi ile uğraşan bir firma olduğunu, davacı şirkete 16/05/2018 tarihli fatura ile 1500 kg, 19/05/2018 tarihli fatura ile de 2000 kg olmak üzere toplamda 3500 kg pirinç sattığını, davalı şirketin bu princi 25/04/2018 tarihinde … da mukim … Ticaret isimli bir firmadan fatura karşılığında satın aldığını, davalı şirket satın aldığı bu prinçleri de yemek işi ile uğraşan çeşitli firmalara sattığını, davalı şirketin bu satmış olduğu pirinçlerden en ufak bir şikayet almadığını, davalı şirketin satmış olduğu pirinçler zehirli olsaydı, yemek verilen ilk gün zehirlenme vakalarının ortaya çıkacağını, zehirlenme vakasının davalının satmış olduğu pirinçten kaynaklandığı iddiasını kabul etmediklerini, yemeklerin ısıtma işlemi ve saklama koşulları gibi bir çok faktörün zehirlenme nedeni olabileceğini, ayrıca zehirlenmeye sebep olan pirinçlerin davalı şirketten alınan pirinçler olduğunun da kesin olmadığını, zehirlenme olayından 20 gün sonra … firmasına yaptırılan tahlil sonuçlarının davalı şirketle bağlantı kurulması da mümkün olmayacağını, ayrıca uygun olmayan koşullarda ve ruhsatsız bir yerde yemeklerin hazırlandığı hususunda tanıklarının bulunduğunu, hiç kimsenin kendi kusurundan da yaranlanamayacağından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)” davasıdır.
Mahkememizce … Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü’nden, … Enerji A.Ş.’den, Konya İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nden, Konya C. Başsavcılığı’ndan, Konya Büyükşehir Belediyesi’nden, Konya Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğü’nden, Konya Ticaret Sicili Müdürlüğü’nden, Mahkememizce bilirkişi heyetinden rapor alınmış, bilirkişiler N.E.Ü. SBF Öğrt. Üyesi Mali Müşavir …, Hesap Bilirkişisi … , Gıda Mühendisi … , Gıda Müh. İSG Uzmanı … birlikte düzenlemiş oldukları 04/03/2021 tarihli raporunda özetle; Gıda Mühendisi Bilirkişiler tarafından yapılan tespit ve değerlendirmeler sonucunda;
İşletmenin 2018 yılı İftar organizasyonunu yapabilecek kapasiteye sahip olduğu, gıda zehirlenmesi konusunda T.C. Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kovuşturmaya dair yer olmadığı kararı, zehirlenmede hasta semptomları emetik tip (kusma) belirtilerinin %90’ında olması, bilimsel makaleler, akredite laboratuvarlarda yapılan analiz sonuçları, gıda zehirlenmesinin kaynağının hammadde kökenli pirinçli yiyecekler olduğu tespiti yapılmış ve Konya düğün pilavı kişi başı maliyet 12,1034 TL (KDV hariç) olarak hesaplanmıştır.
Hesap bilirkişi tarafından yapılan tespit ve değerlendirmeler sonucunda;
Davacı şirketin basiretli bir tacir gibi hareket etmediği, gerekli özeni göstermediği, işyeri ruhsatını dahi sonradan aldığı, davacının kendi kusuru nedeniyle işi kaybetmişse bir talepte bulunamayacağı, davalının kusuru nedeniyle işin kaybedilmesi halinde davacının talebinin mahrum kalınan kar olabileceği, zehirlenme hadisesinin olduğu tarihte dava dışı … ile Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığının doğrudan temin yoluyla 19-20 Mayıs günleri için hizmet verdiği ve bu hizmeti davacı şirket ile yaptıkları 10.05.2018 tarihli iş ortaklığı sözleşmesi gereğince %50-%50 ortak olarak gerçekleştirdikleri, olay tarihi itibariyle dava dışı …’ün Konya Büyükşehir Belediyesi ile ihale yoluyla Ramazan ayı için yemek verme hizmetinden dolayı bir ihalenin mevcut olmadığı, … nolu ihalenin 22.05.2018 tarihinde kesinleştiği ve hizmet sözleşmesinin 22.05.2018 tarihinde yapıldığı ve dava dışı …’ün beyanları ve ihale ile verilen yemek hizmet sözleşmesinin” 15. Maddesinde “Bu işte alt yüklenici çalıştırılamayacak ve işlerin tamamı yüklenicinin kendisi tarafından yapılacaktır.“ hükmünün mevcut olduğu. Bu şekilde ramazan ayı boyunca verilecek iftar yemeğinden sorumluluğun 22.05.2018 tarihinden itibaren … (… Yemek Fabrikası) ait olduğu, ihale sözleşmesi gereğince alt taşeron ile sözleşme yapmasının yasak olduğu, bu sebeple sadece 19-20 Mayıs günleri verilen doğrudan temin yolu ile yapılacak hizmetlerden dolayı davacı şirket ile dava dışı …’ün 10.05.2018 tarihli şözleşme ile yaptığı hizmetlerden doğan zararın hesap edilmesi gerekeceği, zarar ile pirinçten zehirlenme iddiası yönünden illiyet bağı hususunda, dosya içindeki mevcut analiz raporunda zehirlenmenin pirinçten kaynaklandığı belirtilmiş ise de verilen hizmetteki koşullar, yemeğin saklama koşulları ısıtılması ve kapalı plastik kapta verilmesi gibi etkenler göz önünde tutularak Gıda Mühendisi tarafından bu durumun değerlendirilmesi gerekeceği, pirincin haricinde diğer etkenlerin de zehirlenmeye sebebiyet verdiği görüşü mevcut ise tarafların müterafiık kusurunun bulunduğunun kabulü gerekeceği, doğrudan temin sözleşmesinde yemek bedelinin 11 TL+ KDV olduğu Ramazan ayında verilecek iftar yemeğinin ihale sözleşmesine göre bedelinin kişi başı (14,00 TL) + KDV olduğu, taraflar arasındaki 10.05.2018 tarihli sözleşmeye göre ise bedelin 14-TL + KDV olduğu, Mahkemece Büyükşehir Belediyesi ile dava dışı …’ün yapmış olduğu … nolu ihale ile verilecek hizmetin, davacı şirket ile dava dışı … arasındaki sözleşmeye göre yapılacağı kabul edilecek olur ise; 23.05.2018 tarihinden itibaren ramazan ayı boyunca verilecek hizmet nedeniyle 10.05.2018 tarihli sözleşmeye istinaden zararın hesap edilmesi gerekeceği, Mezkur sözleşmenin 7. Maddesine göre; belediyenin belirlediği adet sayısında kişi başı 14 TL + KDV üzerinden hesaplama yapılacağı ve (%50 – % 50 ortaklık) şeklinde olacağı, dava dosyası ekindeki Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından Mahkemeye gönderilen dosyada yer alan “2018 Yılı Ramazan Ayı Münasebetiyle İftar Yemeği Verilmesi İle İlgili Teknik Şartname”nin 2. Maddesinde kapsam olarak toplam 430.000 kişilik iftar yemeği belirtildiği, ancak davacı tarafından dava dilekçesinde davacının vereceği yemek sayısının 225.000 kişi olduğu belirtildiğinden, davacının talebiyle bağlı kalınarak 225.000 kişilik hesaplama yapılması ve bu hususun Mahkemenin takdirine sunulmasının uygun olacağı, tespit edilmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi tarafından yapılan tespit ve değerlendirmeler sonucunda; davacı şirket ile dava dışı …’ün yaptıkları 10.05.2018 tarihli sözleşme nedeniyle, 19-20 Mayıs günleri verilen doğrudan temin yolu ile yapılacak hizmetlerden dolayı uğranılacak zararın (mahrum kalınan kar) istenebileceği değerlendirmesi kapsamında; … tarafından bu günlerde verilen hizmetin belediyeye faturalanarak tahsil edildiği dosya kapsamından anlaşıldığından 19-20 Mayıs 2018 tarihli yemek satış hizmeti nedeniyle davacının alacağını dava dışı …’ten talep etmesi gerektiği. Olay tarihi itibariyle dava dışı …’ün Konya Büyükşehir Belediyesi ile ihale yoluyla Ramazan ayı için yemek verme hizmetinden dolayı bir ihalenin mevcut olmadığı, … nolu ihalenin 22.05.2018 tarihinde kesinleştiği ve hizmet sözleşmesinin 22.05.2018 tarihinde yapıldığı, ihale ile verilen yemek hizmet sözleşmesinin” 15. Maddesinde “Bu işte alt yüklenici çalıştırılamayacak ve işlerin tamamı yüklenicinin kendisi tarafından yapılacaktır” hükmünün mevcut olması dolayısıyla, hesap bilirkişisi tarafından ihale sözleşmesi gereğince mahrum kalınan kar talep edemeyeceği değerlendirildiğinden, yukarıdaki hususlar için mahrum kalınan kar hesaplamasının söz konusu olmayacağı, Mahkemece Büyükşehir Belediyesi ile dava dışı …’ün yapmış olduğu … nolu ihale ile verilecek hizmetin, davacı şirket ile dava dışı … arasındaki sözleşmeye göre yapılacağı kabul edilecek olur ise; 23.05.2018 tarihinden itibaren Ramazan ayı boyunca verilecek hizmet nedeniyle 10.05.2018 tarihli sözleşmeye istinaden mahrum kalınan karın hesap edilmesi gerekecektir. Bu durumda, dava dışı … ile davacı şirket arasında yapılan “İş Ortaklığı Sözleşmesinin 7. Maddesine göre; belediyenin belirlediği adet sayısında kişi başı 14 TL + KDV üzerinden hesaplama yapılacağı ve paylaşımın (%50 – %50 ortaklık) şeklinde olacağı belirtilmektedir. Dava dosyası ekindeki Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından Mahkemeye gönderilen dosyada yer alan “2018 Yılı Ramazan Ayı Münasebetiyle İftar Yemeği Verilmesi İle İlgili Teknik Şartname”nin 2. Maddesinde kapsam olarak toplam 430.000 kişilik iftar yemeği verilmesi yazılıdır. Davacı tarafından dava dilekçesinde” davacının vereceği yemek savısının 225.000 kişi olduğu belirtilmektedir. Davacının talebiyle bağlı kalınarak 225.000 kişilik hesaplama yapılması ve bu hususun Mahkemenin takdirine sunulması yoluna gidilmiştir. Gıda Mühendisleri bilirkişiler tarafından 1 kişilik iftar yemeği maliyeti 12,1034 TL (KDV hariç) olarak hesaplanmıştır. Davacının talebine dayalı olarak hesaplama yapılması halinde; Yemek Satış Tutarı 225.000 x 14,00 TL = 3.150.000,00 TL, Yemek Maliyeti 225.000 x 12,1034 TL = 2.723.265,00 TL, Mahrum Kalınan Kar 3.150.000,00 — 2.723.265,00 = 426.735,00 TL olmaktadır. Mezkur iş ortaklığı sözleşmesine göre; … ve davacı şirket arasında gider ve gelirler ve bunun sonucu olarak kar %50-%50 paylaşılacaktır. Buna göre; Davacı şirketin mahrum kalınan kar tutarı 426.735,00 x 0,50= 213.367,50 TL olmaktadır.
Mahkeme tarafından yapılan görevlendirme dikkate alındığında, sözleşmenin süresinden evvel feshi nedeniyle davacının boşalan kapasiteyi başka işlerde kullanmasından kaynaklanan kazanç olması halinde bu kazancın mahrum kalınan kardan indirilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda davacı şirketin defterlerinde yapılan incelemede, davacı şirketin defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yaptırıldığı, defterlerin genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine uygun olarak tutulduğu, defterlerde yapılan incelemede, davacı şirket tarafından 30.06.2018 tarihinden itibaren satışlar gerçekleştiği, 2018 yılı Ramazan ayının 14 Haziran 2018 günü sona ermesi nedeniyle, davacı tarafından yapılan satışların tarihi dikkate alındığında, sözleşmenin feshi nedeniyle boş kalan kapasitenin başka işlerde kullanılmadığının, bu nedenle mahrum kalınan kardan düşülmesi gereken bir gelirin bulunmadığı, bilirkişi heyetince tespit edildiği belirtilmiştir.
Somut olayda; davacı ile dava dışı …’ün aralarında yaptıkları sözleşme kapsamında, davacının davalı şirketten pirinç, süt, irmik, meyve suyu, yağ, yumurta, hindistan, cevizi ve nohut satın aldığı, alınan malzemeler ile yapılan yemekler nedeniyle insanların zehirlendiği, davalı şirketten alınan malzemelerden kaynaklı davacı şirketin zarar ettiğinden bahisle mahkememizde zararın tazminine yönelik maddi ve manevi tazminat davası açıldığı, mahkememizce alınan bilirkişi raporlarının denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olduğu, bilirkişi heyeti tarafından sunulan rapor, Konya Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün 18.03.2020 tarihli yazısı ve dosyada bulunan belgeler incelendiğinde; davacının yemeğin yapıldığı tarihte yemek yapmaya uygun ruhsatının olmadığı, tanık beyanlarından ve dosyadaki delillerden anlaşıldığı üzere, davacı tarafından davalıdan alınan pirince ait şahit numunenin bulunmadığı ve pirincin alındığı tarihte yapılmış bir analizin dosyamıza yansımadığı, her ne kadar daha sonraki tarihlerde pirinç ve yapılan yemekler üzerinde analizler yapılmış ise de Konya Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün 18.03.2020 tarihli yazı ekinde yer alan 21.05.2018 tarihli … seri nolu resmi kontrol raporu incelendiğinde, üretim alanının dışarı açılması, bulaşıkhanenin fiziksel olarak üretim alanından ayrılmadığı, tuvaletin direkt üretim alanına açıldığı, yemeklerin, çiğ malzemelerin ve ambalaj malzemelerin hepsinin bir arada depo alanında saklandığı, işletme hakkında hijyen esaslarına aykırılıktan işlem yapılacağı yönünde tespitte bulunulduğu, ayrıcı bilirkişi heyeti tarafından sunulan 08.03.2021 tarihli rapor incelendiğinde; “Davaya konu yemekte kullanılan pirinçten kaynaklandığı ileri sürülen zehirlenmenin tam olarak kullanılan malzemeden veya saklama, ısıtma ve paketleme gibi sorunlardan kaynaklanabileceği gibi, davalı şirketten alındığı iddia edilen pirinç ile yemek yapıldığı ve kullanıldığı da tam olarak belirlenememesi, alınan pirinçlerin yemek yapımından önce kalite ve tahlil edildiğine dair bir delilin dosya içinde mevcut olmaması, davacı şirketin yemek yaptığı ( üretim yapılan yerin ) ruhsatının 24.05.2018 tarihinde Karatay ilçe Tarım Orman Müdürlüğünün … -… -… -… iletme kayıt belgesi ile alındığı. Çalışan işçilerin azlığı (2 kişi) iş güvenliği mevzuatı gereğince müessesede Gıda Mühendisinin olup olmadığının belirlenmediği, saklama ve yemek organizasyonunda kullanılan plastik kaplardaki yemeklerin saklama süresi dikkate alındığında davada davacı şirketin gerekli özeni göstermediği” yönünde tespitte bulunulduğu, bu tespitler muvacehesinde davaya konu zehirlenme kaynağı olarak gösterilen pirinçlerin davalıdan alındığı anda 28157 Türk Gıda Kodeksi Mikrobiyolojik Kriterler Yönetmeliğinde belirlenen kriterlere uygun olmadığı hususunda yeterli delil bulunmaması, davacının söz konusu pirinçleri uygun şekilde muhafaza ettiğine ilişkin mahkememizde kanaat oluşmaması nedeniyle, davacının maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL harcın, peşin alınan 683,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 602,40 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 40 TL tanık ücreti gideri, 133,40 TL posta ve tebligat giderleri olmak üzere toplam 173,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Maddi tazminat davası yönünden; karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca (dava değerinin 25.000 TL. olduğunun kabulü ile) davalı vekili için 9.200 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Manevi tazminat davası yönünden; karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca (dava değerinin 15.000 TL. olduğunun kabulü ile) davalı vekili için 9.200 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK.nun 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde ve re’sen davacıya iadesine,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/09/2022

Katip … Hakim …

Bu belge 5070 sayılı kanun uyarınca Elektronik İmza ile imzalanmıştır.