Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/712 E. 2022/200 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH:
KARARIN MAHİYETİ : KABUL

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; Müvekkili şirketin, alacaklı olduğunu iddia eden şirkete … ait 30/11/2016 keşide tarihli … nolu 45.000,00 TL tutarındaki bir adet çekten kaynaklı borcu ödemediği gerekçesiyle hakkında Konya .İcra Müdürlüğü’nün … E. numaralı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, müvekkilinin takibe konu çekteki imzanın müvekkiline ait olmaması nedeniyle Konya . İcra Hukuk Mahkemesi … E sayılı dosya ile yasal süresi içerisinde borca ve imzaya itiraz ettiğini, ancak bu esnada Konya . İcra Müdürlüğünce müvekkilin araçtarına ve banka hesaplarına haciz konulduğunu, müvekkilinin ticaret ile uğraşmakta olup vadesi gelen çekleri olduğundan bahisle ticari hayatının zedeleneceği endişesiyle, banka hesaplarındaki blokeyi kaldırmak için dosya borcunu 28/09/2017 tarihinde ödediğini, müvekkilinin kesinleşen icra takibi nedeniyle cebri icra tehdidi altında bulunan ve her hangi bir borcu olmamasına rağman icra dosyasındaki borcu ödemek zorunda kaldığını belirterek; davanın kabulü ile 64.781,48 TL.nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte istirdadına, masraflarla ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; davacının davasında samimi olmadığını, davacı asilin müvekkili bankanın icra takiben geçmesinden sonra defalarca borcun tasfiyesi ve taksitlendirilmesi noktasında müvekkili bankaya gelerek görüşmeler yaptığını, borcun tasfiyesi ve taksitlendirilmesi noktasında müvekkili bankaya gelerek görüşmeler yaptığını, bu görüşmelerde davacının söz konusu borcu ve imzayı sahiplendiğini, davacının o an için yanında bulunan ve sigortalı işçisi olduğunu belirten Ahmet Yalçın Küçük’ ü işaret ederek, çek altındaki imzanın kendi bilgisi dahilinde muhtemelen bu şahıs tarafından atılmış olduğunu gerektiği takdirde imza itirazında bulunacağını bizzat kendisi ifade ettiğini, müvekkili bankanın davacı asilin bir nevi tehdit içeren bu beyanına itibar edilmeyerek takibe devam edildiğini, akabinde de davacının imzaya icra hukuk mahkemesine imza itirazına ilişkin davanın ikame edildiğini, bu hususta müvekkili bankanın temsilcilerinin tanık olarak dinlenebileceğini, haricen yapılan araştırmada takip konusu çekteki imza ile aynı imzayı taşıyan ve davacı tarafça bedeli ödenen pek çok çekin bulunduğunu, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek; davanın reddine, davacının müddeabihin %20′ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
TOPLANAN DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, istirdat isteminden ibarettir.
İstirdat istemine, dolaysıyla davaya konu Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibinin, 45.000,00 TL asıl alacak, 2.887,53 TL işlemiş faiz, 135,00 TL komisyon, 4.500,00 TL çek tazminatı olmak üzere 52.512,53 TL üzerinden başlatılığı, takip dayanağının keşidecisi …, hamili … Bankası A.Ş. Olan 45.000,00 TL bedelli çek olduğu, davacı … tarafından 28/09/2017 tarihinde takip dosyasına 64.781,48 TL tutarında ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibine konu çekteki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek icra tehdidi altında ödenen 64.781,48 TL’nin istirdadını istemiş, davalı ise çekteki imzanın davacıya ait olduğunu, davacıya ait olmasa dahi … ‘e ait olduğunu, … ‘ün davacının bilgisi dahilinde imzaladığını savunmuştur.
Davalı, çekteki imzanın dava dışı … ‘e ait olup olmadığı konusunda da inceleme yapılmasını istemiştir. Kambiyo senedi düzenlemesi özel yetki gerektiren işlemlerden olup, bu yönde özel yetki verilmediği sürece kambiyo taahhüdünde bulunulması adına işlem yapılan yönünden bağlayıcı değildir. Davalı, davacının dava dışı … ‘e kendi adına kambiyo taahhüdünde bulunmasına yönelik özel yetki verildiği konusunda herhangi bir delil ibraz etmediği gibi bu yönde bir savunmada da bulunmamıştır. Bu bakımdan çekteki imzanın dava dışı … ait olup olmaması eldeki davanın esasına etkili bir vakıa değildir. Bu nedenle davalının çekteki imzanın dava dışı … ait olup olmadığı konusunda da inceleme yapılmasına yönelik talebi yerinde görülmemiştir.
Davaya konu çek üzerinde davacıya atfen yer alan keşideci imzasının davacıya ait olup olmadığı yönünde yapılan inceleme neticesinde;
-Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği tarafından düzenlenen 02/01/2018 tarihli rapor ile çekteki keşideci imzasının davacı eli ürünü olabileceği,
-10/01/2019 tarihli ATK raporu ile çekteki keşideci imzasının kuvvetle muhtemel davacı eli ürünü olmadığı ve
-17/03/2021 tarihli ATK raporu ile çekteki keşideci imzasının kuvvetle muhtemel davacı eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir.
Anılan raporlar ihtimale dayalı olduğundan ve ihtimal yönünden dahi birbiriyle çelişkili olduklarından yeni bir rapor tanzim ettirilmesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan 09/09/2021 tarihli heyet raporu ile çekteki keşideci imzasının davacıya ait olmadığı tespit edilmiştir.
Davalı açıkça yemin deliline dayandığından kendisine yemin delili hatırlatılmış ve yemin teklifinde bulunulmuştur.
Yemin teklifi uyarınca isticvabına karar verilen davacı 10/03/2022 tarihli duruşmada çekteki keşideci imzasının kendisine ait olmadığına, Ahmet Yalçın Küçük isimli şahsı tanımadığına, bu şahsa herhangi bir vekaletname (özel yetki) vermediğine ve çekteki imzanın bu şahsa ait olup olmadığını bilmediğine dair yemin etmiştir.
İmza inkarı mutlak defi niteliğinde olup, bu niteliği gereğince herkese karşı ileri sürülebilir. Somut olayda, davacının imza inkarında bulunması karşısında ispat yükü davalı üzerinde olup, davalı keşideci imzasının davacıya ait olduğu ispatlanmalıdır. Yapılan imza incelemesinde çekteki keşideci imzasının davacıya ait olmadığı tespit edilmiştir. Bilirkişi raporları takdiri delillerden olduğundan davalıya kesin delil niteliğinde olan yemin delili de hatırlatılmıştır. Davalının yemin teklifi uyarınca isticvap edilen davacı, imzanın kendisine ait olmadığını ifade etmiştir. Bu bakımdan davalı, keşideciye atfen yer alan imzanın davacıya ait olduğunu yemin delili ile de ispatlayamamıştır.
Yapılan yargılama neticesinde; davaya konu çekteki keşideci imzasının davacıya ait olmadığı sonucuna varıldığından icra tehdidi altında ödenen 64.781,48 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı, 2004 sayılı İİK’nın 72/4. Maddesi uyarınca tazminat isteminde bulunmuş ise de, bu düzenlemenin sadece menfi tespit davalarında (istirdat davasına dönüşen menfi tespit davalarında da) uygulanabilir olması, eldeki davanın ise alacak (istirdat) davası niteliğinde olması, ayrıca davanın davalı lehine de neticelenmemesi nedeniyle davalının tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şeklide hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ ile 64.781,48 TL’nin 28/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davalının tazminat isteminin reddine,
3-Alınması gereken 4.425,22 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.106,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.318,91 TL eksik harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 1.137,71 TL harç gideri, 4.792,54 bilirkişi ücreti ve posta gideri olmak üzere toplam 5.930,25 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden, A.A.Ü.T’ne göre tayin ve taktir olunan 9.221,59 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/03/2022

Katip … Hakim …

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.