Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/239 E. 2023/656 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: … E. – … K.
T.C.
KONYA TÜRK MİLLETİ ADINA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
ESAS NO :
KARAR NO :

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLLERİ :
2- … – (T.C. Kimlik No: …)
VEKİLLERİ :
DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :

Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 28/03/2017 tarihli dilekçesiyle; davacının kullandığı … plakalı araç ile davalılardan …’nın kullandığı … plakalı aracın, 27/01/2017 tarihinde kaza yapması sonucu davacının geçici ve sürekli iş görememezlik zararı ile tedavi gideri ve bakıcı gideri zararına uğradığını ayrıca, bu kaza nedeniyle büyük bir acı ve üzüntü de yaşadığını beyan ederek, geçici iş göremezlik zararı nedeniyle 25 TL, sürekli iş göremezlik zararı nedeniyle 25 TL, tedavi gideri zararı nedeniyle 25 TL. ve bakıcı gideri zararı nedeniyle 25 TL. olmak üzere toplam 100 TL. maddi tazminatın, sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitleri sınırlı olması kaydıyla) davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline ve 100.000 TL. manevi tazminatın da olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan …’dan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, taraflara duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek duruşma açılmıştır.
Davalılar vekilleri, davanın reddini istemiştir.
Kazaya karışan araçların trafik kaydı, sigorta dosyasından ilgili belge suretleri, ilgili hastanelerden tedavi belgeleri, Konya Cumhuriyet Başsavcılığının … sor. sayılı dosyası üzerinden açılan Konya . Asliye Ceza Mahkemesinin … E. sayılı davasına ilişkin belge suretleri dosyamıza getirtilmiş, davacı ile davalılardan Hayri Balcı’nın ekonomik ve sosyal durumu ve SGK tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususları araştırılmış, Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığından 29/03/2018 tarihli kusur raporu, Adli Tıp Uzmanı bilirkişi … 27/02/2020 tarihli tedavi gideri bedellerine ilişkin rapor, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulundan 19/04/2019 tarihli maluliyet raporu ile 28/09/2020 tarihli maluliyet raporu, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulundan 03/06/2021 tarihli maluliyet raporu, 1. tazminat bilirkişisinden 12/11/2019 tarihli rapor, 12/03/2020 tarihli 1. ek rapor, 2. tazminat bilirkişisinden 12/10/2021 tarihli rapor, 07/06/2022 tarihli 1. ek rapor, 26/08/2022 tarihli 2. ek rapor ve 10/03/2022 tarihli 3. ek rapor, 3. tazminat bilirkişisinden ise 12/09/2023 tarihli tazminat raporu alınmıştır.
Davacı vekili 14/10/2021 tarihli talep arttırım dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini geçici iş göremezlik yönünden 8.824,26 TL.’ye, sürekli iş görememezlik yönünden 310.095,19 TL.’ye, tedavi gideri yönünden 3.000 TL. ve bakıcı gideri yönünden 10.665 TL.’ye yükseltmiştir.
Davacı vekili 04/07/2022 havale tarihli dilekçesiyle, davalı … şirketinin sakatlanma ve ölüm klozundan 330.000 TL., tedavi giderleri klozundan 20.000 TL. olmak üzere toplam 350.000 TL. ödeme yaptığını, davalılardan … Sigorta A.Ş. yönünden davanın konusuz kaldığını beyan etmiştir.
Davacı vekili 15/03/2023 tarihli ıslah dilekçesiyle de, maddi tazminat taleplerini davalılardan … yönünden geçici iş göremezlik zararına ilişkin olarak 12.682,81 TL.’ye ve sürekli iş göremezlik zararına ilişkin ise 391.386,92 TL.’ye yükseltmiş, tedavi gideri ve bakıcı giderine ilişkin tazminat taleplerinin konusuz kaldığını beyan etmiştir.
Davalılardan … Sigorta A.Ş.’den davanın konusuz kalmasına ilişkin ibraname, dekont ve fatura suretleri getirtilmiştir.
Davacı vekili 25/09/2023 tarihli dilekçesi ile ihtiyati haciz talebinde bulunmuş, 18/10/2023 tarihli son duruşmada ise ihtiyati haciz taleplerinden şimdilik vazgeçtiklerini beyan etmiştir.
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde;
Dava, “Maddi ve Manevi Tazminat” davasıdır.
Somut olayda ; davacının kullandığı … plakalı araç ile davalılardan …’nın kullandığı ve diğer davalı …Ş. tarafından da ZMMS poliçesi tanzim edilen … plakalı aracın karıştığı kaza sonucu davacının yaralandığı belirlenmiştir.
Dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan ve trafik kazası tespit tutanağı ile de uyumlu olan Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 29/03/2018 tarihli kusur raporuna göre, davacının ve dava dışı sürücünün kusursuz, davalılardan …’nın ise %100 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin … E. … K. sayılı emsal içtihadına göre, müterafik kusur konusunun da re’sen incelenmesi gerekmiş, davacı için müterafik kusur teşkil eden bir durum belirlenememiştir.
Bu kapsamda öncelikle zarar görenlerin davaya konu trafik kazası nedeniyle sürekli iş göremez hale gelip gelmediğinin tespiti için hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiği belirlenmelidir. Maluliyetin tespiti yönünden hangi yönetmeliğin uygulanacağına ilişkin KTK’da ve TBK’da açık hüküm bulunmadığından bu boşluğun içtihatlarla doldurulması gerekmektedir.
Konya BAM . Hukuk Dairesi’nin süregelen uygulamasına göre; 2918 sayılı KTK’nın 90. ve 92. maddeleri ile genel şartlara yapılan atfın 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı kararı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle genel şartların ve Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanma kabiliyetinin kalmadığı gerekçesiyle, haksız fiil tarihi 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra ise Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması gerekir. (Konya BAM . HD.’nin 08/02/2023 tarihli, … E … K sayılı kararı)
AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı iptal kararı karşısında genel şartların uygulanma kabiliyetinin kalmadığı açık ise de, iptal kararı Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasına engel değildir. Her ne kadar 01/06/2015 tarihli Genel Şartlar’da bu yönetmeliklere atıf yapılmakta ise de bu yönetmelikler genel şartlardan bağımsız olup, genel şartlara yapılan atfın hatta doğrudan genel şartların yürürlükten kaldırılması bu yönetmeliklerin uygulanmasına engel değildir. Zira bu yönetmeliklerin dayanağı 01.06.2015 tarihli genel şartlar olmayıp, Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği’nin 3. Maddesinde, Erişkinler … Yönetmeliği’nin de yine 3.maddesinde belirtildiği üzere bu yönetmeliklerin dayanağı kanundur. Dolayısıyla bu yönetmelikler ya da yönetmeliğe dayanak teşkil eden kanunlar yürürlükten kalkmadığı sürece bu yönetmeliklerin uygulanmasına engel bir durum bulunmamaktadır.
Bunun yanında her ne kadar Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihli genel şartların yürürlüğe girmesi ile birlikte uygulanmaya başlanmış ise de; bu yönetmeliğin 30.03.2013 tarihinde yürürlüğe girdiği, yürürlüğe girdiği tarihten 01.06.2015 tarihine kadarki süreçte de uygulanmasına engel bir halin olmadığı, ancak yargı kararları ile bu süreçte Çalışma Gücü … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının tercih edildiği, tercihin bu yönde kullanılmasına bir engel olmadığı gibi aksi yönde kullanılmasına da bir engel olmadığı, ancak 2918 sayılı KTK’daki atıf nedeniyle 01.06.2015 tarihli genel şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte bu tarihten itibaren Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının bir zorunluluk olduğu, AYM iptal kararının sadece bu zorunluluğu ortadan kaldırdığı, dolayısıyla yargı organlarının takdir hakkını kullanarak yürürlükte olan yönetmeliklerden herhangi birisini tercih etmesinin mümkün olduğu, Yargıtayca bu takdir hakkı kapsamında hangi tarihler arasında hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiğine yönelik oluşturulan uygulamanın yerleşik hale geldiği, Yargıtay ve diğer BAM uygulamalarının aksine Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ile Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığı yönündeki kabule açık yasal bir engel yoksa da TMK’nın 4. maddesi uyarınca kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkimin, hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği, yerleşik ve genel kabul gören uygulamaların aksine hareket edilmesinin adil yargılanma ilkesine aykırılık teşkil edeceği ve yargıya güveni ortadan kaldıracağı, Yargıtay uygulamasının da herhangi bir yasa hükmüne aykırılık teşkil etmemesi karşısında Konya BAM . HD’nin anılan görüşüne iştirak edilmemiştir.
Kısaca üzerinde durulmasının faydalı olacağı düşünülen bir diğer husus ise, 14/02/2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 gün ve … E. … K sayılı kararı iptal kararıdır. 7237 sayılı yasanın 18. maddesiyle 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklik ile, 09/06/2021 tarihinden sonra meydana gelen trafik kazaları yönünden maluliyetin tespitinde Erişkinler … Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması yasal zorunluluk haline gelmiştir. Ancak, anılan değişikliğin AYM tarafından iptaline karar verilmesi karşısında bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararının Erişkinler … Yönetmeliği’nin uygulanmasına engel bir yönü yoktur.
Yargıtay . Hukuk Dairesinin yerleşik hale gelen uygulamasına göre; maluliyet belirlemesinin, kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.(Emsal ilam:Yargıtay . Hukuk Dairesi … E … K)
Davaya konu trafik kazası 27/01/2017 tarihinde meydana gelmiş olup, davacının kalıcı sakatlığının bulunup bulunmadığının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerekir.
Dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan ve kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulunun 03/06/2021 tarihli raporuna göre, davacının sürekli iş gücü zararının %19 olduğu, iyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin 18 ay olup, 1 ay süre ile de başkasının bakımına ihtiyaç duyacağı anlaşılmıştır.
Tazminat hesabının ne şekilde yapılacağı konusunda 2918 sayılı KTK’da ve 6098 sayılı TBK’da açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu kapsamda hesaplamanın yargı kararları ile yerleşik hale gelen uygulamalara göre yapılması gerekir. Hesaplamalarda prograsif rant yönteminin uygulanması konusunda herhangi bir görüş farklılığı yoksa da bakiye yaşam süresinin tespitinde hangi yaşam tablosunun esas alınacağı konusunda Konya BAM . HD. nin uygulamaları ile Yargıtay uygulamaları farklılık arz etmektedir.
Konya BAM . HD.’nin yerleşik hale gelen uygulamalarına göre, 2918 sayılı KTK ile genel şartlara yapılan atfın, AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı kararı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle bakiye yaşam süresinin PMF 1931 yaşam tablosuna göre belirlenmesi gerekir. (Konya BAM . HD.’nin 17/02/2023 gün ve … E … K)
TRH 2010 yaşam tablosunun, genel şartların yürürlüğe girmesiyle uygulanmaya başlandığı, önceki dönemde PMF 1931 yaşam tablosunun uygulandığı bilinen bir gerçektir. Genel şartların yürürlüğe girmesinden önceki dönemde, her ne kadar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay Dairelerinin uygulamalarına istinaden PMF 1931 yaşam tablosu esas alınmaktaysa da TRH 2010 yaşam tablosunun esas alınmasına da engel yasal bir düzenleme bulunmamaktaydı. Genel şartların yürürlüğe girmesiyle birlikte, KTK’da genel şartlara yapılan atıflar nedeniyle, hesaplamalarda TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınması yasal bir zorunluluk haline gelmiş, devam eden süreçte ise AYM’nin 17/07/2020 tarihli … E … K sayılı iptal kararı ile bu zorunluluk ortadan kalkmıştır. Hemen belirtilmelidir ki, iptal kararı ile sadece bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararı TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanmasını imkansız hale getirmemiştir.
Kısaca üzerinde durulmasında fayda görülen bir diğer husus ise, 14/02/2023 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Anayasa Mahkemesi’nin 29/12/2022 gün ve … E. … K sayılı kararı iptal kararıdır. 7237 sayılı yasanın 18. maddesiyle 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinde yapılan değişiklik ile, 09/06/2021 tarihinden sonra meydana gelen trafik kazaları yönünden bakiye yaşam süresinin tespitinde TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanması yasal zorunluluk haline gelmiştir. Ancak, anılan değişikliğin AYM tarafından iptaline karar verilmesi karşısında bu zorunluluk ortadan kalkmış olup, iptal kararının TRH 2010 yaşam tablosunun uygulanmasına engel bir yönü yoktur.
Gelinen aşamada, mahkemeler takdir yetkisi kapsamında gerek PMF 1931 yaşam tablosunu, gerekse TRH 2010 tablosunu esas alabilecektir. Ancak takdir hakkının, 4721 sayılı TMK’nın 4. maddesi uyarınca hakkaniyete uygun olarak kullanılması gerekir. Bu takdir hakkı kapsamında, genel kabul gören yaşam tablosunun esas alınması hakkaniyete daha uygun olacaktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 02/12/2021 tarihli, … E, … K sayılı ilamı ve 21/12/2021 tarihli, … E., … K sayılı ilamı ile bakiye yaşam süresinin tespitinde ülkemize özgü ve güncel verileri içeren TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınması gerektiğine işaret etmiştir. Yine, Yargıtay Daireleri ile Konya hariç diğer Bölge Adliye Mahkemelerinin uygulamaları da bu yönde olmuştur. Bu nedenle, TRH 2010 yaşam tablosunun dikkate alınmasının hakkaniyete daha uygun olacağı kabul edildiğinden, Konya BAM . HD.’nin PMF 1931 yaşam tablosunun dikkate alınmasına yönelik görüşüne de iştirak edilmemiştir.
Belirlenen kriterlere uygun olarak tanzim edildiğinden ve dosya kapsamına uygun görülerek hükme esas alınan ve güncel asgari ücret rakamlarına göre hazırlanan 3. tazminat bilirkişisinin 12/09/2023 tarihli tazminat raporuna göre de, davacının (davalı … şirketine yaptığı ödemeden sonra karşılanmamış geçici iş göremezlik zararının 27.911,68 TL., sürekli iş göremezlik zararının 603.502,20 TL., tedavi gideri zararının 3.000 TL. ve bakıcı gideri zararının 1.777,50 TL. olduğu belirlenmiştir.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. tarafından, davacı tarafa 23/06/2022 tarihinde 350.000 TL. ödendiği belirlenmiş, sakatlanma ve ölüm klozu ile sağlık gideri klozu teminat limitlerinin kaza tarihi itibariyle 330.000’er TL. olduğu anlaşılmış, 350.000 TL.lik ödemenin 330.000 TL.sinin sakatlanma ve ölüm klozundan, 20.000 TL.nin ise sağlık gideri klozundan yapıldığı sonucuna varılmıştır.
Davacının, davalı … şirketini ibra ve fazlaya ilişkin haklarından feragat etmiş olması nedeniyle, davalılardan … Sigorta A.Ş. ye karşı açılan davanın konusuz kaldığı anlaşılmış ve … Sigorta A.Ş. yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin, davanın konusuz kaldığına ilişkin 04/07/2022 havale tarihli dilekçesinde, davalılardan … Sigorta A.Ş. yönünden herhangi bir yargılama gideri istemediklerini beyan etmesi karşısında, davacı tarafın yargılama giderlerine hak kazanmasına rağmen … Sigorta A.Ş.’ye karşı açılan davaya ilişkin olarak davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemiştir.
Yargıtay . HD’nin 26/09/2022 gün ve … E. … K. sayılı emsal içtihadına göre de, “Müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur (BK 162/1). Borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder (BK 163/2). Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir (BK 163/1). Borçlulardan birinin yaptığı ödeme kadar, müteselsil sorumluların alacaklıya karşı sorumlu oldukları toplam miktar eksilmiş olur (BK 166/1). Borcun tamamı borçlulardan biri tarafından ödenirse, diğer borçlular da alacaklıya karşı borçtan kurtulur. Alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra anlaşması, diğer borçluları da ibra edilen borçlunun borca katılma payı oranında borçtan kurtarır (BK 166/3). Müteselsil borçlulardan biri, kendi davranışıyla diğerinin durumunu ağırlaştıramaz (BK 165.) Müteselsil borçlu, alacaklıyı tatmin ettiği oranda diğer müteselsil borçlulara karşı alacaklının halefi olur (BK 168/1) ve alacaklının hakları ona geçer. Borçlu yalnızca kendi payına düşen kısmı ödemişse, diğer müteselsil borçluya rücu edemez.”
12/09/2023 tarihli 3. tazminat bilirkişisi raporuna göre, davacının geçici iş göremezlik zararının 27.911,68 TL. olduğu anlaşılmış ise de, dosyaya bir talep artırım ve bir ıslah dilekçesi sunulması, aynı dava içerisinde talep artırıma yönelik başka bir dilekçe sunma imkanının bulunmaması ve talepten fazlaya hükmedilemeyecek olması nedeniyle bu dava içerisinde ıslah dilekçesindeki talep gibi 12.682,81 TL. geçici işgöremezlik tazminatına hükmedilebileceği, bakıcı gideri yönünde 10.665 TL. istenilmiş ise de rapora göre 1.777,50 TL.ye hükmedilebileceği ve tedavi gideri zararı yönünden de 27.02.2020 tarihli rapor ve talep artırım dilekçesi esas alınarak 3.000 TL.ye hükmedilebileceği kabul edilmiştir.
Ancak, yukarıda yazılı Yargıtay emsal içtihadına göre, davacının davalı … şirketi ile ibraname düzenlemekle, diğer müteselsil borçlu davalı …’nın durumunu ağırlaştıramayacağından, bu tazminat kalemleri yönünden davalı …’ya ilişkin olarak da davanın konusuz kaldığı, sigorta şirketinden yargılama gideri (ve vekalet ücreti) istenilmemesi karşısında konusuz kalan talepler yönünden davalılardan … aleyhine de yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Yine 12/09/2023 tarihli rapora göre davanın sürekli iş göremezlik zararı 953.502,20 TL. olup, (Mahkememiz bu rapordaki mahsuptan ayrılarak sürekli işgöremezlik zararından poliçe limiti olan 330.000 TL.nin mahsup edilmesi gerektiği, kalan 20.000 TL.nin tedavi gideri klozu kapsamındaki taleplerden mahsup edilmesi gerektiği sonucuna varmıştır.) 330.000 TL.nin mahsubu sonucu davacının kalan sürekli işgöremezlik zararı 623.502,20 TL. ise de; ıslah dilekçesiyle 391.386,92 TL. istenilmesi, dosyaya bir talep artırım ve bir ıslah dilekçesi sunulması, aynı dava içerisinde talep artırıma yönelik başka bir dilekçe sunma imkanının bulunmaması ve talepten fazlaya hükmedilemeyecek olması nedeniyle davalılardan … yönünden 391.386,92 TL. maddi tazminata (sürekli iş göremezlik tazminatına) hükmetmek gerekmiştir.
Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede ise, kazanın meydana geldiği tarih, tarafların kusur oranı, davacının yaralanmasının derecesi, istenilen manevi tazminatın miktarı ve manevi tazminatın amacı göz önünde bulundurularak manevi tazminatın da tamamen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili, ıslah dilekçesiyle maddi ve manevi tazminata kaza tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesini istenilmiştir. Davalılardan …’nın sorumluluğu haksız fiile dayalı olduğundan, maddi ve manevi tazminat yönünden talep gibi kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faize hükmedilmiş ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Davacının davalılardan … Sigorta A.Ş.’ye karşı açtığı maddi tazminat davasının konusuz kalması nedeniyle, bu davalıya karşı açılan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının davasının davalılardan … yönünden KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile 27/01/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralanması nedeniyle;
a)Sürekli iş göremezlik zararından dolayı 391.386,92 TL. maddi tazminatın, kaza tarihi olan 27/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan …’dan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin maddi tazminat taleplerinin REDDİNE,
b) Davacının 12.682,81 TL.’lik geçici iş göremezlik, 3.000 TL. SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri ile 1.777,50 TL. bakıcı giderlerine ilişkin taleplerinin KONUSUZ KALMASI NEDENİYLE KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
c) Manevi zararlarına ilişkin olarak 100.000 TL. manevi tazminatın da, kaza tarihi olan 27/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan …’dan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle (ve dava değerinin 391.386,92 TL. olduğunun kabulü ile) alınması gereken 26.735,64 TL. nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan tamamlama harçları dahil (3.642 TL. harcın 269,85 TL.sinin konusuz kalan talepler yönünden davacı üzerinde bırakılarak kalan) 3.372,15 TL.nin mahsubu ile kalan 23.363,49 TL. harcın davalılardan …’dan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından vazgeçilen ihtiyati haciz talebi nedeniyle 29/09/2023 tarihinde yatırılan 269,85 TL. ihtiyati haciz başvuru harcı ile 17/10/2023 tarihinde yatırılan 444,60 TL. ihtiyati haciz harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan 8.264,40 TL. yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre (391.386,92 + 100.000 = 491.386,92 TL. / 391.386,92 + 12.682,81 + 100.000 = 504.069,73 TL.) takdiren 8.056,46 TL. yargılama gideri ile 3.372,15 TL. peşin harçtan ibaret toplam 11.428,61 TL. yargılama giderinin davalılardan …’dan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Gerekçeli kararın tebliği için davacı avansından yapılacak olan 30 TL. yargılama giderinden 10 TL.’sinin sigorta şirketi yönünden davacının kendi üzerinde bırakılarak kalan 20 TL. yargılama giderinden, davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 19,50 TL.’sinin davalılardan …’dan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri tespit edilemediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
8-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca;
a) Konusuz kalan taleplere ilişkin her iki davalıya karşı açılan dava yönünden davacı vekili için davacı lehine vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,
b) …’ya karşı açılan (ve konusuz kalan talepler dışındaki diğer taleplere yönelik) dava yönünden;
aa) Maddi tazminat davasının kabul edilen kısmı (391.386,92 TL.) üzerinden, davacı vekili için 60.708,04 TL. nispi vekalet ücretinin davalılardan …’dan alınarak davacıya verilmesine,
bb) Manevi tazminat davasının kabul edilen kısmı (100.000 TL.) üzerinden, davacı vekili için 17.900 TL. nispi vekalet ücretinin davalılardan …’dan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın, 6100 s. HMK’nın 333. maddesine göre karar kesinleştiğinde ve re’sen davacıya iadesine,
Dair ; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, Konya BAM ilgili Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere ve oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/10/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …