Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:
KARAR NO:
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH:
KARARIN MAHİYETİ: KISMEN KABUL
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; 13/01/2015 tarihinde davalılardan …’ın idaresinde bulunan …plaka sayılı aracı ile yaya davacı müvekkiline çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası sonucunda müvekkilinin yaralandığını, olay ile ilgili Konya Cumhuriyet Başsavcılığının …Soruşturma sayılı dosyası üzerinden soruşturma yapıldığını, kazanın davalı …’ın tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin kaza nedeniyle sıkıntı ve sorunlar yaşadığını, zararlarının tazmini yönüyle davalı … şirketine müracaatı üzerine bir kısım ödemelerin yapıldığını, ancak bu ödemelerin yeterli olmadığını belirterek; davanın kabulü ile, 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı … Kılınç’tan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili ile davacı müvekkiline ödenmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, faturalandırılamayan tedavi giderleri, geçici iş görememezlik, bakıcı giderleri, kalıcı maluliyet kalemlerinden oluşan maddi tazminatın şimdilik 200,00TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar tarafına yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özet olarak; Davacı tarafından davadan önce müvekkil şirkete başvuruda bulunulmuş olup, müvekkil şirket nezdinde açılan …sayılı hasar dosyasına iletilen evraklar çerçevesinde aktüeryal hesaplama yaptırılmak suretiyle 09.08.2016 tarihinde davacı tarafa 11.536,56TL maddi tazminat ödediğini, bu nedenle müvekkilinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, kabul manasına gelmemek üzere davaya konu kazanın oluşumundaki kusur oranlarının tespiti adli tıp vasıtasıyla yapılmasının, davacının daimi maluliyet durumunun tespiti adına Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden maluliyete ilişkin sağlık raporu alınması gerektiğini, davaya konu maluliyet tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı talep edilemeyeceğini, davacıların müvekkili şirketten talep etmiş olduğu bakıcı ve tedavi giderlerine bağlı maddi tazminat isteğinin reddinin gerektiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek müvekkili şirket tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesinin gerektiğini, davayı ve talepleri kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili şirketin sorumluluğu poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğu, davacı tarafın kaza tarihinden itibaren avans faizi talebi haksız olup, ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edilebileceğini belirterek; haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özet olarak; Davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesinin gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının bu kaza nedeniyle müvekkilinden şikayetçi olmayarak ibra ettiğini, davacının kaza nedeniyle maluliyet oranının tespitinin gerektiğini belirterek; davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, tazminat isteminden ibarettir.
2918 sayılı KTK’nın 85/1. Maddesine göre; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
2918 sayılı KTK’nın 85/5. Maddesine göre; İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.
2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesine göre; Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/7/2020 tarihli ve …E, …K sayılı Kararı ile, 2918 sayılı KTK’nın 90/1. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesine göre; İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.
2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesine göre; Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.
2918 sayılı KTK’nın 99. Maddesine göre; Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesine göre; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesine göre; Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.
6098 sayılı TBK’nın 54. Maddesine göre; Bedensel zararlar özellikle şunlardır: 1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
6098 sayılı TBK’nın 55. Maddesine göre; Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.
6098 sayılı TBK’nın 56. Maddesine göre; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Anılan yasal düzenlemelere istinaden bir motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen trafik kazasında, zarar görenlerin zararından, 6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesi uyarınca araç sürücüsü, 2918 sayılı KTK’nın 85. Maddesi uyarınca araç işleteni ve şartları varsa teşebbüs sahibi ve 2918 sayılı KTK’nın 91. Maddesi uyarınca sigortacı müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Trafik kazası nedeniyle zarara uğradığını iddia eden hak sahipleri tarafından açılan tazminat davalarında ispat yükü 6098 sayılı TBK’nın 50. Maddesi uyarınca zarar gören üzerinde olup, zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat etmek zorundadır.
Yine bu tür davalarda 2918 sayılı KTK’nın 97. Maddesi uyarınca, zarar görenin dava açmadan önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvuru yapması gerekmekte olup bu husus sonradan giderilmesi de mümkün olmayan dava şartlarındandır. Ayrıca yazılı başvurudan hemen sonra dava açılması mümkün olmayıp 15 günlük sürenin dolmasından sonra dava açılabilecektir. Sigortacı kendisine yapılan yazılı başvuruya karşı 15 gün içinde cevap vermek ve 2918 sayılı KTK’nın 99. Maddesine göre 8 iş günü içinde de tazminatı ödemek zorundadır. Sekiz iş günü içinde sorumlu olduğu tazminatı ödemeyen sigortacı 9. Gün itibariyle temerrüde düşecektir.
Hak sahipleri tarafından talep edilebilecek tazminatlar ise 2918 sayılı KTK’nın 90. Maddesi uyarınca 2918 sayılı KTK ile 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri uygulanacaktır.
Somut olayda; davacı davaya konu trafik kazası nedeniyle cismani zarara uğradığını iddia ederek süreli iş göremezlik zararı, geçici iş göremezlik zararı, bakıcı gideri zararı ile SGK tarafından karşılanmayan ve faturalandırılamayan tedavi gideri zararının tahsilini istemiştir.
Bu kapsamda öncelikle davacının davaya konu trafik kazası nedeniyle sürekli iş göremez hale gelip gelmediğinin tespiti için hangi yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiği belirlenmelidir. Maluliyetin tespiti yönünden hangi yönetmeliğin uygulanacağına ilişkin KTK’da ve TBK’da açık hüküm bulunmadığından bu boşluğun içtihatlarla doldurulması gerekmektedir.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Nitekim Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin 27/10/2020 gün ve …E …K sayılı ilamında da bu husus vurgulanmıştır. Ancak, Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor düzenlenmesi teknik olarak mümkün olmadığından bu dönem için de (01/09/2013 tarihinden sonraki dönem) yine 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. (Konya BAM . Hukuk Dairesi’nin 05/11/2020 gün ve …E …K sayılı ilamı da bu yöndedir.)
Bu kapsamda belirlenmesi gereken bir diğer husus ise tazminat hesabının ne şekilde yapılacağıdır. 2918 sayılı KTK ile 6098 sayılı TBK’da bu hususta bir düzenleme bulunmadığından bu boşluğun da içtihatlarla doldurulması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun …Esas, …sayılı kararı ve Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları gereği, muhtemel yaşam süresinin tespitinde Population Masculine Et– Feminine (PMF 1931) Tablosu dikkate alınmalı ve hesaplamaların progresif rant yöntemi kullanılmalı ve ayrıca bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin ise her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tespiti gerekmektedir.
Davacının davalı … şirketine davadan önce tazminat ödemesi için yazılı olarak başvurduğu, başvuru neticesinde davacıya 09.08.2016 tarihinde 11.536,56 TL tutarında tazminat ödemesi yapıldığı, başvurunun davalı … şirketine hangi tarihte tebliğ edildiği tespit edilemediğinden davalı … şirketinin kısmi ödeme tarihi olan 09.08.2016 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilmiştir.
Dosya kapsamına uygun olduğundan hükme esas alınan 30.03.2017 tarihli bilirkişi raporu ile davaya konu trafik kazasının oluşumunda davalı sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
08.05.2017 tarihli maluliyet raporu ile davacının başkasının yardımına muhtaç olduğu sürenin 4 ay olduğu ve bu kaza nedeniyle SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri zararının 2.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
25.02.2021 tarihli ATK 2. Üst Kurul raporu ile davacının sürekli iş göremezlik oranının % 6,2 olduğu ve geçici iş göremezlik süresinin 4 ay olduğu tespit edilmiştir.
Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin …E …K sayılı ilamı; ” Davacı vekili, dava dilekçesinde, kaza nedeniyle davacı müvekkilinin %33 oranında özürlü kaldığını belirterek bu maluliyet oranına göre karar verilmesini talep etmiştir. Her ne kadar Mahkemece hükme esas alınan Çukurova Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı uzman doktorlarından oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinin 09.02.2016 tarihli raporunda davacının %90 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiği belirtilmiş ise de, dava dilekçesinde maluliyet oranı %33 ile sınırlandırıldığı halde talep aşılarak davalının %90 malül olduğu kabul edilerek bu doğrultuda hazırlanan bilirkişi heyet raporuna göre hüküm kurulması isabetli değildir.” şeklindedir.
Her ne kadar 25.02.2021 tarihli ATK 2. Üst Kurul raporu ile davacının sürekli iş göremezlik oranını % 6,2 olarak belirlenmiş ise de davacının açıkça % 5 kalıcı sakatlık oranı üzerinden sürekli iş göremezlik tazminatı isteminde bulunması karşısında taleple bağlı kalınarak davacının sürekli iş göremezlik oranının % 5 olduğu kabul edilmiştir.
06.08.2020 tarihli hesap raporu ile davacının geçici iş göremezlik zararının 3.485,84 TL, bakıcı gideri zararının 4.806,00 TL ve tedavi gideri zararının 2.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Yine % 5 kalıcı sakatlık oranına göre tanzim edilen 25.06.2021 tarihli hesap raporu ile davacının sürekli iş göremezlik zararının 1.128,81 TL olduğu tespit edilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 52. Maddesine göre; Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir. Anılan yasal düzenlemede de belirtildiği üzere zarar görenin zararın oluşmasında ya da zararın artmasında bir ihmali varsa bu hususun tazminatın belirlenmesinde dikkate alınması gerekir. Bir başka deyişle zararın oluşumunda zarar görenin de müterafik kusurunun bulunması halinde tazminattan indirim yapılması gerekmektedir. Müterafik kusurun dikkate alınması için bu yönde yapılan bir savunmaya gerek olmayıp Mahkemece müterafik kusurun resen dikkate alınması gerekmektedir. Nitekim bu husus Yargıtay . Hukuk Dairesi’nin …E …K sayılı ilamında da vurgulanmıştır. Ayrıca müterafik kusur indirimi nedeniyle kısmen reddedilen tutar üzerinden davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği noktasında da duraksama bulunmamaktadır.
Somut olayda, kazada yaralanan davacıya atfedilebilecek müterafik kusur tespit edilemediğinden tazminat tutarlarından müterafik kusur indirimi yapılmamıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; davaya konu trafik kazasının oluşmasında davacının kusursuz olduğu, davanın belirsiz alacak davası olması karşısında davacının bir kez talep artırım bir kez de ıslah dilekçesi sunabileceği, davacının bu kaza nedeniyle talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatı tutarının 1.128,81 TL, geçici iş göremezlik tazminatı tutarının 3.485,84 TL, bakıcı gideri tazminatı tutarının 4.806,00 TL ve tedavi gideri tazminatı tutarının 2.000,00 TL olduğu sonucuna varldığından davanın bu tutarlar üzerinden kabulüne karar vermek gerekmiştir.
TBK’nın 56. Maddesine göre; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.
Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve …sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin, bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatı takdir etmesi gerekir( HGK 23/06/2004, …-…)
Tarafların kusur oranları, sosyal ekonomik durumları, davacının yaralanma derecesi, paranın alım gücü, manevi tazminatın caydırıcılık ve tatmin fonksiyonu dikkate alınarak davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVACININ MADDİ TAZMİNAT DAVASININ KABULÜ ile 1.128,81 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 3.435,84 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 4.806,00 TL bakıcı gideri tazminatı ve 2.000,00 TL tedavi gideri tazminatı olmak üzere toplam 11.370,65 TL tazminatın davalı …Ş. Yönünden kaza tarihi itibariyle geçerli ZMMS poliçesi yaralanma ve sağlık gideri teminat klozu limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla temerrüt tarihi olan 09/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı … yönünden ise kaza tarihi olan 13/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-DAVACININ MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile 8.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 13/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alınması gereken 1.323,21 TL karar ve ilam harcından peşin, ıslah ve tamamlama harcı olarak alınan 289,58 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.033,63 TL eksik harcın (davalı …Ş.’nin sorumluluğu 606,74 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 289,58 TL harç giderinin (davalı …Ş.’nin sorumluluğu 169,98 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE
5-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL (başvuru) harç gideri, 1.780,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 2.652,00 TL Adli Tıp Kurumu fatura bedeli, 590,94 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 5.052,14 TL yargılama giderinden kabul edilen kısım yönüyle hesaplanan 3.711,07 TL nin (davalı …Ş.’nin sorumluluğu 2.178,41 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Maddi tazminat davası yönünden davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ye göre tayin ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Manevi maddi tazminat davası yönünden;
a-)Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ye göre tayin ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
b-)Davalı … kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ye göre tayin ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/12/2021
Katip … Hakim …
5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.