Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/218 E. 2022/664 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI : 1- … – …
VEKİLİ :
DAVALI :
VASİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkili davacının Konya .İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına ve neticeten davalılara hiçbir borcu bulunmadığını, müvekkilinin babası çiftçilikle uğraşmakta olup müvekkilinin de babasına boş zamanlarında kardeşi ile birlikte yardım ettiğini, müvekkilinin amcasının oğlu olan …’nın müvekkilinin kardeşi …’yı arayarak arkadaşı olan … isimli bir şahısta 3 adet satılık römork olduğunu söylemesi üzerine …’da bu durumu müvekkiline ilettiğini, müvekkilinin de …’ı arayarak römorkları sorduğunu, … römorkları abisi olan …’a ait olduğunu ve abisinin römorkları satacağını ve abisiyle görüşeceğini söylediğini, akabinde de davalı …’ın müvekkilini arayarak müvekkili ile görüştüklerini, müvekkilinin römorkları görmek istediğini söylediğini, 18.12.2014 günü müvekkilinin, babası … ile birlikte davalı …’ın tarif ettiği ve römorkların bulunduğu yer olarak söylediği … İli … Mahallesinde bir yere gitmişler ve … da yanında ortağı olduğunu söylediği … isimli bir şahısla oraya gelerek iki ev arasında boş bir arazide bulunan 3 adet mavi boyalı rörnork gösterdiğini, müvekkilinin römorkları gördüğünü ve Vedat ile pazarlığa başladıklarını, davalı Vadat kendisinin dorse yapım işi ile uğraştığını, Cihanbeylili bir kişiye dorse yaptığını, alacağına karşılık bu römorkları aldığını ve 20.000 TL bedel istediğini söylediğini, müvekkili ve davalı … pazarlık neticesi 18.500,00 TL ye anlaştıklarını, müvekkilinin 400 TL kaparo verip ertesi gün traktörle gelip römorkları götürmek isin davalı … ile anlaştıklarını, ertesi gün yani davaya konu senedin keşide edildiği 19.12.2014 günü müvekkilinin, davalıyı arayarak römarkları teslim alacaklarını söylediğini ve müvekkili, … , …, … ve … ile birlikte römorklarırı bulunduğu yere gittiğini, davalı … yanında … ile birlikte gelmiştir. ‘Müvekkil römorkları teslim alacaklarını ancak faturalarını da vermesini istediğini, davalı … ise para ödendiğinde römnorkların faturalarını vereceğini söylediğini, davalının römorkları müvekkiline teslim ettiğini, müvekkilinin daha önce verdiği 400 TL kaparo düşüldükten sonra bakiye kalan 18.100,00 TL yi üç dört gün sonra ödeyeceğini söylediğini, davalı … kabul etmediğini ve müvekkilinden senet vermesini istemesi üzerine de müvekkilinin davalı …’a davaya konu senedi verdiğini, ertesi gün akşam vakitlerinde müvekkilinin babasının evine … isimli bir şahıs gelerek römorklara bakmak istediğini, zira 5-6 gün evvel kendisine ait 3 adet römorkun çalındığını söylediğini, römorklara baktıktan sonra da römorkların kendisine ait olduğunu söylediğini, müvekkilinin çalıntı römorklar nedeniyle İçeri Çumra Jandarma Karakol Komutanlığı’na giderek durumu bildirdiğini ve römorklar önce yediemine ardından da sahibine teslim edildiğini, davalı … ‘ ın römorkların çalıntı olmadığını söyleyerek elindeki belgeleri sunacağını bildirdiği , ancak herhangi bir belge sunmadığını, müvekkilinin 29.12.2014 günü davalı … ile kardeşi … hakkında Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’na … soruşturma nolu dosyası ile şikayetçi olduğunu, akabinde de davaya konu icra takibi ile karşılaştığını, davalılardan …’ın hırsızlık malı olan römorkları, müvekkilini yanıltarak müvekkiline sattığını ve karşılığında aldığı dava konusu senedin de yine kötü niyetli şekilde diğer davalı …’ye devrederek bedelini tahsil yoluna gittiğini, öyle ki davalı … kambiyo hukukunun sağladığı himayelerden faydalanmak gayesi ile senedi danışıklı olarak diğer davalı …’ye ciro yoluyla devrederek bedelini tahsil yoluna gittiğini belirterek; müvekkilinin Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine dayanak senedin borçlusu olmadığının tespitine, %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özet olarak; müvekkilinin iyi niyetli üçüncü şahıs olduğunu, davacı iddialarının tamamen asılsız olduğunu, müvekkilinin tanık deliline muvafakat etmediğini, davacı tarafın davasını ancak yazılı ve kesin delillerle ispat etmesinin zorunlu olduğunu, müvekkilinin iyi niyetli üçüncü şahıs olması nedeniyle ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığını belirterek; davanın reddine, %40 tazminatın davacıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava menfi tespit isteminden ibarettir.
Davacı, Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibine konu keşidecisi …, lehtarı …, hamili … olan 19/12/2014 tanzim tarihli, 24/12/2014 vade tarihli, 18.100,00 TL bedelli bononun davalı … ile aralarındaki satış sözleşmesine istinaden …’a verildiğini, satın alınan römorkların hırsızlık malı olması nedeniyle gerçek sahibine iade edildiğini, dolayısıyla bononun bedelsiz olduğunu iddia ederek menfi tespit isteminde bulunmuş, davalı … kendisinin iyi niyetli hamil olduğunu savunmuş, davalı … ise davaya cevap vermemiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davaya ve takibe konu bononun römork satış bedeline mahsuben davalı …’a verilip verilmediği, satışa konu römorkların hırsızlık malı olup olmadığı, bu malların sahibine iade edilip edilmediği, dolayısıyla bononun bedelsiz kalıp kalmadığı, bedelsizlik iddiasının davalı …’ye karşı da ileri sürülmesinin mümkün olup olmadığı, davalı …’nin davacının zararına neden olacak şekilde kasıtlı ya da ağır kusurlu olarak bonoyu iktisap edip etmediği ve bono nedeniyle davacının borçlu olup olmadığı hususlarından ibarettir.
Davaya konu olay hakkında yürütülen soruşturma neticesinde düzenlenen iddianame ile davalı … … ve diğer şüpheliler hakkında hırsızlık ve dolandırıcılık suçundan iddianame düzenlendiği, iddianamenin Konya . Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E sırasına kaydedildiği, bu sıra üzerinden yapılan yargılama neticesinde … hakkında dava dışı … ait römorkları hırsızlaması nedeniyle hırsızlık suçundan mahkumiyet kararı verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Konya . Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E … K sayılı mahkumiyet kararına istinaden, davacı ile davalı … arasında römork satımına ilişkin bir ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında davaya konu bononun davalı …’a verildiği, römorkların davalı … tarafından hırsızlamak suretiyle el geçirildiği ve devamında dava dışı …’e teslim edildiği vakıaları çekişmeli olmaktan çıkmış olup, eldeki davada bu vakıalar yönünden yeni bir araştırma ve değerlendirme yapılması mümkün değildir. dolayısıyla davaya ve takibe konu bononun bedelsiz olduğu, davacının bu bono nedeniyle davalı …’a borçlu olmadığı sonucuna varılmış ve davalı …’a yönelik davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bu aşamada bedelsizlik definin davalı hamil …’ye karşı ile sürülmesinin mümkün olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
Defiler, TTK’nın 659, 825 ve 687’nci maddelerinde ele alınmıştır. Emre yazılı senetlerde defiler konusu ise genel olarak 825’inci maddede düzenlenmiştir. Maddi özelliklerine göre defileri ”senetteki metinden anlaşılan defiler” ”senetteki taahhüdün hükümsüzlüğüne ilişkin defiler” ve ”şahsi defiler” olmak üzere üç kısma ayrılması mümkündür. Senet metninden anlaşılan defilerin alacaklıya karşı dermeyan edebileceği tabiidir. Zira, alacaklı senedi görünmekte olan şekliyle almıştır ve bu nedenle kendisine karşı ileri sürülen defiyi bilmektedir ya da bilmesi gerekir. Örneğin, şekil eksikliği, zamanaşımı, müracaat hakkının kaybedilmiş olması, cira zincirinde kopukluk vadenin henüz gelmemiş olması, senet üzerindeki çizgi ve yazılara, caiz olmayan kayıtlar. Senetteki taahhüdün hükümsüzlüğüne ilişkin defiler senedin hükümsüzlüğüne değil, sadece o senetle taahhüt altına giren şahsın taahhüdünün geçersizliğine yol açar. Bu gibi defiler senet metninden anlaşılmadıkları için, etkileri bakımından esas itibariyle nisbi etkilidir; ancak, bazı hallerde, mutlak etki taşıdıkları da görülür. İmza sahibinin ehliyetsizliği, temsil yetkisinin bulunmaması, imzanın sahte olması imzanın şahsın fiziki varlığını doğrudan etkileyerek doğrudan doğruya cebirle, zorla attırılmış olması hallerinde, borçlu bu hususu bir mutlak defi olarak herkese karşı dermeyan edebilir. Senetteki taahhüdün geçersizliğine ilişkin diğer bütün defiler ” sonuçlarını bilerek, değerlendirerek ve isteyerek doğmasına sebebiyet verilen hukuki görünüş sebebiyle sorumluluk ilkesi” sonucu iyiniyetli üçüncü şahıslara karşı dermeyan olunamaz. Senedin verilmesine ilişkin anlaşmanın hataen, hile sonucu veya ikrah ile yapıldığı hallerde, muvazaalı işlemlerde, senedin kumar, bahis, evlenme tellallığı, borsa oyunu dolayısıyla verilmesi durumlarında, senedin ahlaka aykırı bir amacın gerçekleştirilmesi için verilmesinde, kabul değişiminde, aşırı yararlanma vs…’de durum böyledir. Şahsi defiler ise, emre yazılı senetlerdeki borç taahhüdünün objektif mevcudiyetine hiç bir etkisi olmayan, borçlunun, belli bir alacaklı ile arasındaki hukuki münasebetten doğan defilerdir; bu mahiyetleri dolayısıyla da, esas itibariyle sadece doğrudan doğruya ilişkileri bulunan kimseler arasında dermeyan olunabilir. Bazı istisnai durumlarda; borçlu, şahsi defini, kendisiyle doğrudan doğruya ilişkisi olmayan bir hamile karşı da ileri sürebilir. Mesela, senedin halefiyet yoluyla devralınmış olması, senedin protestoya uğradıktan veya gerekli işlemlerin zamanında yapılmaması dolayısıyla müracaat hakkının kaybından sonra ciro edilmiş bulunulması veya tahsil cirosu yapılması vs hallerinde durum böyledir. Ayrıca, hamilin senedi iktisap ederken, bilerek borçlunun zararına hareket etmiş olması halinde, borçlunun şahsi defileri dermeyan etmesi mümkündür.
Somut olayda, davacı senetteki imzayı inkar etmemiş, bononun römork bedeline istinaden verildiğini ve römorkun çalıntı olması nedeniyle sahibine iade edildiğini ve dolayısıyla bono nedeniyle borçlu olmadığını iddia etmiştir. Davacının bu iddiaları şahsi defi niteliğinde olup, davalı …’ye karşı ileri sürülebilmesi için …’nin ağır kusurlu ya da kasıtlı hareketlerle davacının zararına olacak şekilde bononun bedelsiz olduğunu bilmesine rağmen bonoyu iktisap ettiğinin ispatlanması gerekir. Bu konuda ispat yükü davacı üzerinde olup, davalının iyi niyetli olmadığını ispat yükü altındadır. Bu iddianın ise tanık dahil her türlü delille ispatlanması mümkündür. Bu kapsamda davacı tanıkları dinlenmiş, ancak tanıklar davalı …’nin iktisabında kusurlu olduğu yönünde herhangi bir beyanda bulunmamışlardır. Ceza dosyasının incelenmesinde de davalı …’nin senedi iktisabında ağır kusurlu olduğuna yönelik bir delille rastlanılmamıştır. Davacı açıkça yemin deliline dayandığından kendisine yemin delili hatırlatılmış, davacı vekili 17/12/2020 tarihli celse de yemin teklif etmeyeceklerini ifade etmiştir.
Anılan nedenlerle davacı tarafça davalı …’nin senedi iktisabında iyiniyetli olmadığı iddiası ispatlanamadığından davalı …’ye yönelik davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı menfi tespit istemine ek olarak tazminat isteminde de bulunmuştur. Davacı davalılardan …’ye yönelik dava yönünden borçlu olmadığını ispatlayamadığından, davalı … tarafından da bonoya istinaden herhangi bir icra takibi başlatılmadığından davacının tazminat isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı …’nin tazminat istemi yönünden yapılan değerlendirmede ise; 01/04/2015 tarihli tedbir kararı ile icra veznesine yatacak paranın takip alacaklısına tedbiren ödenmemesine karar verildiği, bu tedbir kararı nedeniyle davalı …’nin alacağına geç kavuştuğunun sabit olduğu sonucuna varıldığından davalı … lehine tazminata hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davalılardan …’ye yönelik davasının REDDİNE,
2-18.310,26 TL’nin % 20’si oranında hesaplanan 3.662,05 TL tazminatın davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine,
3-Mahkememizin … E sayılı, 01/04/2015 tarihli tedbir kararının derhal kaldırılmasına,
4-İhtiyati tedbir kararı nedeniyle yatırılan teminatın, kararın kesinleşmesinden itibaren 1 ay içinde davalı tarafça 2 nolu hüküm fıkrasında yazılı tazminata mahsuben verilmesinin istenilmemesi ve üzerinde herhangi bir tedbir ya da haciz kararı bulunmaması kaydıyla ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacının, davalılardan …’a yönelik davasının KABULÜ ile keşidecisi …, lehtarı … olan 19/12/2014 keşide tarihli, 24/12/2014 vade tarihli 18.100,00 TL bedelli bono nedeniyle, DAVACININ DAVALI …’A BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
6-Davacının tazminat isteminin reddine,
7-Davalı …’a yönelik dava yönünden;
a)Alınması gereken 1.236,41 TL harçtan, peşin alınan 309,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 927,31 TL eksik harcın davalı …’tan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
b)Davacı tarafından yapılan 389,80 TL harç gideri ve 481,60 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 871,40 TL yargılama giderinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
c)Davacı taraf kendini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T’.ne göre tayin ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı …’tan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı …’ye yönelik dava yönünden;
a)Peşin alınan 312,70 TL harçtan alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 232,00 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
b)Davalı … kendini vekille temsil ettiğinden, A.A.Ü.T.’ne göre tayin ve taktir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ ye VERİLMESİNE,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair ; davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/10/2022

Katip … Hakim …

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.