Emsal Mahkeme Kararı Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2010/597 E. 2022/233 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
KONYA “TÜRK MİLLETİ ADINA”
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO :
KARAR NO :

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR: 1-
: 2-
VEKİLLERİ:
DAVALI :
VEKİLLERİ:
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :
KARARIN MAHİYETİ : RED

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; Davalı tarafından Konya . İcra Müdürlüğünün … Esas dosyası üzerinden müvekkilleri aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkillerinin aynı dosyada borçlu gözüken …’n aracılık etmesiyle davalıdan 20.000,00 Euro para aldıklarını, karşılığında takibe konu bonoyu boş olarak davalıya verdiklerini, bu bonoya … da göstermelik olarak barçlu sıfatıyla imza koyduğunu, davalının boş olarak aldığı bonoya 152.000.00. TL yazarak icra takibi başlattığını, davalı hakkında, Konya ovasında yüzlerce köylünün mallarının teminat diye alıp, para verdikten sonra mallarını iade etmediği, ayrıca boş senetler alıp, hakkında şikayetçi olmasınlar diye boş senetleri vermediği, boş senetlere kafasına göre rakamlar yazdığı , bir lirayı on lira olarak ödettiği, Konya bölgesinde tefecilik yapan … çetesinin ele başı olduğu iddiaları ile onlarca kişi suç duyurusunda bulunulduğunu, elinde boş senetleri olduğu için birçok insanda suç duyurusunda bulunamadığını, bu konuda tahkikatın Konya Cumhuriyet Başsavcılığında devam etmekte olduğunu, para satmak, tefecilik yapmak maksadıyla alınan suça konu bono nedeniyle müvekkilin aldığı 20.000.00 Euro dışında borcunun bulunmadığını, takibin fazla açılan bölümünün ve bu bölüm için işleyen faizinin iptalini talep etmek zorunda kaldıklarını belirterek; davanın kabulü ile takibin iptaline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özet olarak; icra takibi yapılan senedin kıymetli evrak olup bono senetlerinin sebepten mücerret olduğunu, borçluların ödeme emrine itiraz etmediklerini, borçluların menkul ve gayrimenkul mallarının haczedildiğini, sadece kıymet takdirine itiraz ettiklerini, yeniden kıymet takdirinin yapıldığını, satış ilanının yapıldığını, davacıların gayrimenkulün satışından birkaç gün önce satışı uzatmak için yine dava açtıklarını, ancak bu davanın reddedildiğini, davacıların kötü niyetli olarak işbu davayı ikame ettiklerini belirterek; davanın reddi ile alacağın %40 olarak tazminata mahkum edilmesine, masrafların ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit isteminden ibarettir.
Konya . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takibinin, 152.000,00 TL asıl alacak, 1.857,78 TL işlemiş faiz, 34,20 TL ihtiyati haczi masrafı, 160,00 TL vekalet ücreti ve 456,00 TL komisyon olmak üzere toplam 154.507,98 TL’nin tahsiline ilişkin olduğu, takip dayanağı olarak 30/08/2008 keşide tarihli, 15/08/2009 vade tarihli, 152.000,00 TL bedelli bononun gösterildiği, takip alacaklısının davalı …, takip borçlularının ise davacı …, davacı … ve dava dışı … olduğu ve Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/12/2011 tarihli tedbir kararı ile takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacılar, davalıdan 20.000,00 EURO borç para aldıklarını, davaya ve takibe konu bonoyu boş olarak davalıya teslim ettiklerini, davalının bononun bedel kısmına 152.000,00 TL yazarak takibe koyduğunu, bononun tefecilik suretiyle ele geçirildiğini iddia etmişlerdir.
Davalı ise bononun sebepten mücerret olduğunu ve davacıların kötüniyetli hareket etiklerini ifade etmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf; davaya konu bononun tefecilik suçuna konu olup olmadığı, davalının bu bonoyu tefe suretiyle iktisap edip etmediği, bononun bedel kısmının sonradan ve anlaşmaya aykırı olarak doldurulup doldurulmadığı, davacıların bu bono nedeniyle davalıya borçlu olup olmadıkları ile varsa borçlu olmadıkları tutarın ne kadar olduğu hususlarından ibarettir.
Somut olayda ispat yükü davacılar üzerinde olup, davacılar bononun tefecilik suretiyle iktisap edildiğini, bononun bedel kısmının anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu, dolayısıyla bu bono nedeniyle 40.000,00 TL dışında borçlu olmadıklarını yazılı delillerle ispatlama yükü altındadır.
Davacı taraf, bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddialarına dayanak herhangi bir yazılı delil ibraz etmemiştir.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … S sayılı dosyasında davalı … hakkında ”tefecilik yapmak” suçundan iddianame düzenlendiği anlaşılmıştır.
Maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hâkimini bağlar. Bu nedenle ceza mahkemesince bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir. (Yargıtay HGK’nun … -… E … )
Mahkememizce de, davalı hakkında tefecilik suçundan yürütülen kovuşturma dosyasının sonucunun beklenilmesine karar verilmiştir.
Davalı hakkında tefecilik yapmak suçundan düzenlenen iddianamenin Konya . Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E sırasına kaydediliği, bu sıra üzerinden yapılan yargılama neticesinde davalı hakkında mahkumiyet kararı verildiği, kararın Yargıtay . Ceza Dairesi’nin … E … K sayılı ilamı ile bozulduğu, bozma üzerine dosyanın aynı Mahkemenin … E sırasına kaydediliği, bu sıra üzerinden yapılan yargılama neticesinde verilen kararın bu sefer Yargıtay . Ceza Dairesi’nin … E … K sayılı kararı ile bozulduğu, bozma üzerine dosyanın aynı Mahkemenin … E sırasına kaydedilerek davalı hakkında mahkumiyet kararı verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay . Ceza Dairesi’nin … E … K sayılı kararı ile mahkumiyet kararının bozularak zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verildiği ve kararın 18/05/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davalı hakkında tefecilik yapmak suçundan yürütülen ceza yargılaması sonucunda düşme kararı verildiğinden ve karar bu şekilde kesinleştiğinden davaya konu bononun tefecilik suretiyle iktisap edildiğinin kabulü mümkün değildir.
Ancak, düşme kararı verilmesi, ceza davası kapsamında toplanan delillerin gözardı edilmesini gerektirmez. Bu kapsamda ceza dosyası fiziken getirtilerek incelenmiştir. Ceza dosyası üzerinde yapılan incelemede ise, tarafların iddia ve savunmaları dışında bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu ve davacıların bu bono nedeniyle 40.000,00 TL dışında herhangi bir borçlarının olmadığı iddiası yönünden ceza dosyası içinde somut bir delil tespit edilememiştir.
Ayrıca, her ne kadar Konya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … S sayılı dosyasında düzenlenen iddianamenin ifade özetleri kısmında …’un ”…… İsimli şahısla aramızda alacak verecek bulunmaktadır. Bu şahıslar benden 150.000,00 TL para almışlardır…” şeklinde beyanda bulunduğu belirtilmiş ise de, davalının 13/02/2012 tarihli ifadesinde davacılara 152.000,00 TL borç para verdiğini ifade etmesi karşısında iddianamenin bu kısmındaki ifade özetine itibar edilmemiştir.
Davalı hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının bulunmaması nedeniyle bononun tefecilik suretiyle iktisap edildiği ispatlanamamıştır. Ayrıca davacı taraf bononun anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasına dayanak herhangi bir yazılı delil ibraz etmediğinden bu iddiasını da ispatlayamamıştır. Bu kapsamda davacı tarafın yemin deliline dayanması nedeniyle kendilerine yemin delili hatırlatılmış ancak yemin teklifinde bulunulmamıştır.
Anılan nedenlerle, davacıların bono nedeniyle borçlu olmadıkları iddialarını ispatlayamadıkları sonucuna varıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar, menfi tespit istemlerine ek olarak 2004 sayılı İİK’nın 72/5. maddesi uyarınca tazminat isteminde de bulunmuştur. Anılan yasal düzenlemeye istinaden tazminata hükmedilebilmesi için takibin haksız olmasının yanında kötü niyetli olması da gerekir. Somut olayda, davaya ve takibe konu bononun gerçek bir borç ilişkisine dayandığı kabul edildiğinden takibin haksız ve kötüniyetli olduğu kabul edilemez. Bu nedenle davacıların tazminat istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı da 2004 sayılı İİK’nın 72/4. Maddesine istinaden tazminat isteminde bulunmuştur. Anılan yasal düzenlemeye istinaden tazminata hükmedilebilmesi için icra takibinin durdurulması ve lehine tedbir kararı verilenin tedbir isteminde haksız olması gerekir. Davacıların tedbir istemleri uyarınca takibin durdurulmasına karar verildiğinden ve tedbir isteminin haksız olduğu sonucuna varıldığından davalının tazminat isteminin yerine olduğu kabul edilmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 72/4. Maddesinde yazılı tazminat oranı 02/07/2012 tarihli 6352 sayılı yasa ile % 40’tan % 20’ye indirilmiştir. Davaya konu icra takibi 6352 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinden önce başlatılmış, yine dava da 02/07/2012 tarihinden önce açılmıştır. Bu nedenle davalı lehine hükmedilecek tazminatın dava değerinin % 40’ından aşağı olamayacağı kabul edilerek davalı lehine tazminata hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davacıların tazminat istemlerinin reddine,
3-112.000,00 TL’nin % 40’ı oranında hesaplanan 44.800,00 TL tazminatın davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
4-Mahkememizin 05/12/2011 tarihli tedbir kararının 2004 sayılı İİK’nın 72/4. maddesi uyarınca kaldırılmasına,
5-Peşin olarak alınan 1.833,98 TL harçtan, alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 1.753,28 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara İADESİNE,
6-Davacılar tarafından yapılan harç ve yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden, A.A.Ü.T’ne tayin ve taktir olunan 14.590,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmının 6100 sayılı HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair ; davacılar vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 s. HMK’nın 345. maddesi gereğince ( 2 ) hafta içerisinde, ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/03/2022

Katip … Hakim …

5070 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Elektronik İmzalıdır.