Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/983 E. 2023/1063 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/983
KARAR NO: 2023/1063
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/02/2023
ESAS NO: 2022/246
KARAR NO : 2023/129
DAVA: İpoteğin Fekki
DAVA TARİHİ: 18/03/2022
KARAR TARİHİ: 01/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 01/06/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 28/02/2023 tarih ve 2022/246 E – 2023/129 K kararına karşı süresi içinde Davalı/karşı davacı … vekili vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden … ve … ‘ın … ‘nin davalı … ile yaptığı yahut kat edilene kadar yapacağı kredi sözleşmelerinden doğacak borçları için ipotek veren 3. Kişi sıfatıyla … Tapu Müdürlüğü’nün … tarih ve … yevmiye numaralı 30.000.000,00-TL miktarlı 1. Dereceden üst sınır ipoteği ile … ‘ın 20 dolayında, … ‘ın ise 5 civarında taşınmazını davalı … ‘na ipotek verdiğini, kredi sözleşmelerinde gerek asıl borçlu gerekse kefil sıfatıyla müvekkillerinin şahsen sorumluluğunun doğuracak hiçbir imzası veya taahhüdü bulunmadığını, kısaca müvekkillerinin ipotek veren 3. Kişi konumunda olduğunu, toplamda 100’ün üzerinde bağımsız bölüm için … nin … ile imzaladığı kredi sözleşmeleri için toplu olarak ipotek verildiğini, müvekkillerince borca ve ipoteklere itiraz edildiğini, banka tarafından borçtan şahsen sorumlu olan … ile borçtan şahsen sorumlu olmayan müvekkilleri … ve … ‘ın gösterdiği bütün gayrimenkuller üzerine toplu ipotek konulduğunu, şartları oluşmadan verilen toplu ipoteğin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle fekki gerektiğini bildirerek … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel … Blok … ve … Blok … numaralı bağımsız bölümlerdeki 30.000.000,00-TL bedelli ipoteğin fekki ile tapudan terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ipoteğin kaldırılması talebinin nispi harca tabi olduğunu, bu nedenle harçların ikmal edilmesinin gerektiğini, aksi halde davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, imzalanan kredi sözleşmeleri ile dava dışı … ne dava konusu taşınmazların inşaatının finansmanında da kullanılan yatırım kredileri dahil, çok yüksek tutarlı krediler kullandırıldığını, bu kredilerin teminatı olarak davaya konu … Tapu Müdürlüğü’nün … tarih ve … yevmiye nolu ipotek belgesi ve resmi senediyle dava dışı kefil … ‘un davacılar … ve … adına kayıtlı bağımsız bölümler üzerinde müvekkili banka lehine 1. Derecede 30.000.000,00-TL bedelle ipotek tesis edildiğini, kredi sözleşme şartlarının ihlal edilmesi nedeniyle adı geçen borçluya, kefillerine ve davacı ipotek veren şahıslara 21/02/2022 tarihli hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edildiğini, davacılar tarafında ipoteğin TBK 36. Maddesi kapsamında aldatma suretiyle kurulduğu iddialarına ilişkin herhangi bir olay, olgu ve delil sunulmadığı gibi, bu iddiaların herhangi bir doğruluğu da bulunmadığını, ayrıca ipoteğin 2014 yılında tesis edilmiş olması karşısında davacıların, durumu yeni öğrendikleri iddiasının hiçbir doğruluğu ve inandırıcılığı bulunmadığını, bir yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Her ne kadar davalı banka karşı dava açarak davaya konu taşınmazlardaki ipoteğin rehin konusu taşınmazlara dağıtılması isteminde bulunmuş ise de, TMK m. 855/3 hükmü uyarınca aksine anlaşma bulunmadıkça teminatın taşınmazların her birine değeri oranında dağıtmaya yetkili merci ilgili tapu müdürlüğü olduğu gözetildiğinde mahkemece bu yönde bir karar verilmesinin yerinde olmadığı, zira karşı davacı rehin hakkı sahibinin toplu rehin hakkını, rehin yükünü arzu ettiği gibi taşınmazlara dağıtarak ve bu durumu tapu sicil müdürlüğünde rehin sütununa tescil ettirerek münferit rehin haklarına çevirebileceği ve bu konuda rehinle ilgili taşınmazların malikleri ile anlaşması gerekeceği ve bu suretle rehin hakkı sahibinin artık alacağın her bir kısmından sadece tek taşınmaz sorunlu olacağı rehin hakkından kısmen feragat etmiş olacağı, bu suretle alacaklının her bir rehin sorumlusu ile anlaşarak rehin yüklerini taşınmazlara dağıtarak toplu rehini paylı rehne çevirebileceği, ancak bu durumlarda alacaklının rızası yanında tüm rehin hakkı sahiplerinin de rızası gerektiği (Taşınmazların Birlikte … … , … , C. XXIII, Y.2019, Sayı 1, s. 61-92), dosya kapsamında sunulan delil ve belgeler çerçevesinde davacı rehin alacaklısının böyle bir anlaşmaya varamadığını ve mahkemenin bu konuda müdahalesini istemekte haklı, makul ve inandırıcı delil ve belgeleri ortaya koyması gerektiği, ancak asıl dava açılmadan önce böyle bir uyuşmazlığın bulunduğunun ortaya konulamadığı, ancak davacıların bu davayı açması üzerine tesis edilen ipoteğin yolsuz tescil olduğunun fark edilmesi üzerine esasa cevap süresi içerisinde karşı dava yoluyla bu talebin ileri sürüldüğü, talebin ileri sürülüş şekli ve zamanı dikkate alındığında davalı- karşı davacının talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak karşı davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-Davanın KABULÜ ile, … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel … Blok … ve … Blok … numaralı bağımsız bölümlerdeki 30.000.000,00-TL bedelli ipoteğin fekkine, KARŞI DAVA YÖNÜNDEN;1-Davanın REDDİNE, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu kararına Davalı/karşı davacı … . vekili yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı/karşı davacı … . vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle;:yerel mahkemenin davanın kabulü-karşı davanın reddi kararının bozulması, davanın reddine, karşı davalarının kabulüne karar verilmesi gerektiğnii ,1-mahkeme kararının , gerek fiili gerekse hukuki olarak yeterince inceleme yapılmadan, deliller değerlendirilmeden verildiğini bu şekilde verilen karar, hukuka ve hakkaniyete aykırı tesis edildiğini yerel mahkeme kararı hem usule hem hukuka aykırı olduğunu, mahkeme tarafından delillerinin toplanmadığını böyle bir büyük bir davada oldukça yüzeysel ve yetersiz tek bir bilirkişi raporuyla 30 milyonluk ipotek hakkının son bulmasına karar verildiğini yerel mahkeme kararında her ne kadar delillerin toplandığı belirtilmişse de dilekçelerinde belirtilen deliller toplanmadığını ve yeterince incelenmediğini müşterek ipoteğe dahil olmayan münferit ipoteğe konu ipoteklerin dahi fekkine karar verildiğini karara gerekçe yapılan bilirkişi raporunun , böyle büyük bir davada hükme esas alınmak için yetersiz ve hatalı olduğunu tmk 855. maddesi yanlış yorumlandığından ipoteğin geçersiz olduğu kanaatiyle yanlış hüküm kurulduğunu, bir rehnin toplu rehin olarak değerlendirilebilmesi için resmi senette bunun açıkça toplu rehin olduğunun yazması gerektiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 2002/12-823 K. 2002/1020 T. 27.11.2002 Tarihli kararının, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin E. 2013/12938 K. 2014/657 kararında; emsal nitelikte karar olduğunu yerel mahkemenin karşı dava şeklinde ileri sürdükleri rehin yükünün taşınmazlar arasında dağıtılması talebimizi, “müvekkil bankanın dava açılmasından önce diğer rehin borçlusunun da rızasını alarak kendi kendine tapu nezdinde rehin yükünü dağıtabileceği, mahkemenin müdahalesini istemekte haklı makul ve inandırıcı delil sunamadığı, talebin ileri sürülüş şekli ve zamanı dikkate alındığında bankamızın rehin yükünün bölünmesi talebinin yerinde olmadığı” şeklindeki gerekçeyle reddetmesinin hukuki bir karşılığı olmadığı kanaatinde olduklarını -yerel mahkeme tarafından, davacı-karşı davalının karşı davalarının kabul anlamına gelen, biz karşı davamızı açtıktan sonra ileri sürdüğü; “ipotek fek edilmeyecekse terditli olarak rehin yükünün dağıtılması” beyanında dikkate alınmadığını ve göz ardı edildiğini İpoteğin kaldırılması davasına karşı rehin yükünün bölünmesi talepli karşı davalarını açmalarına müteakip davacı/ karşı davalı tarafından cevaba cevap/karşı davaya cevap dileçesinde talebin terditli hale getirildiği, ipotek kaldırılmayacaksa rehin yükünün bölünmesinin talep edildiğinin açıkça yazıldığını, Karşı davalarının kabulü anlamına gelen böyle bir beyan varken bu çözümü tamamen görmezden gelmenin ipoteğin tamamen kaldırılmasına karar vermek hukukun orantılılık ilkesine de açıkça aykırı olduğunu, Davacı/karşı davalı tarafından terditli olarak ileri sürülmüşse de rehin yükünün bölünmesine ilişkin bir irade açıklaması söz konusuyken ipoteği tamamen kaldırmak ne kanuna, ne yargıtay kararlarına, ne doktrine, ne de dava özelinde fiili duruma uygun olmadığını arz ve izah edilen nedenlerle, Hukuka aykırı ve külfetleri açısından, alacağını tahsil etmeye çalışan müvekkili Kamu bankasının son derece aleyhine olan bu kararı, Sayın Bölge Adliye Mahkemesinin bozacağına inandıklarını 1- … İli, … ilçesi, … Ada, … Parsel, … Blok, 20 b.b İşyeri, 2-… İli, … İlçesi, … Ada … Parsel … Blok … b.b İşyeri, 3- … ili, … ilçesi, … Ada, … Parsel , … Blok … b.b İşyeri nitelikli taşınmazların dava konusu; 2014 tarihli ipotek belgesi ve resmi senedinin konusu olmaması nedeniyle dava konusu dışında tutulmasını, hem ipoteğin fekki hem de rehin yükünün bölünmesi taleplerinin dışında tutulmasını, bunların ayrı ipotek belgesi ve resmi senedinin olduğunun tespitini, davacının/karşı davalının iddialarının ipoteğin fekkini gerektirmemesi, söz konusu ipoteğin rehin yükünün dağıtılması şekline dönüştürülmesi suretiyle resmi senedin düzeltilmesinin mümkün olması, Davacının/karşı davalının “rehin yükünün bölünmesi” talebinin karşı davalarının kabulü olarak değerlendirilmesini ve terditli dava talebinin reddini, davacının asıl talebinin ipoteğin kaldırılması olması karşısında taleple bağlılık gereği davanın reddine karar verilmesini, “Rehin yükünün, dava konusu taşınmazlara dağıtılmasını; haklı karşı davamızın kabulünü, Taşınmazların tapu kaydındaki Mahkeme dosyasından konulan şerh ve beyanların kaldırılmasını, ,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir .
Davacı – Karşı Davalı … ve … vekili tarafından sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; Yukarıda esas ve karar numarasını belirttiğimiz dosyada mahkemece verilen hüküm usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı banka tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiğini, davayı açtıkları tarihten bu yana davalı bankanın da açmış bulunduğu karşı dava ile meselenin esasının toplandığı nokta yolsuz şekilde tescil edildiği bir toplu ipoteğin fek mi edileceği yoksa tahvil mi edileceği olduğunu, Bu hususta özellikle dilekçeler teatisinde uzun uzun açıklamalarda bulunulduğunu, Esasen burada irdelenmesi gereken husus kanaatlerince davanın tarafları olduğunu, Davalı tarafça olaya uygulanması istenen tahvil kurumu bir iyi niyet, bir basiret kurumu olduğunu, davalı bankanın, mahkemenin hükme esas aldığını düşündüğü bilirkişi raporunun yetersiz olduğu, karar vermeye elverişli olmadığı iddialarını kabul etmediklerini, bu davaya konu edilen bütün hususlar hukuki mesele niteliğinde olduğunu, mahkemenin dosyasının bilirkişiye sevki hususunda asli amacı akdedilen sözleşmeler, iddia edilen hususlar, kat ihtarları, alacağın nevi ve miktarı, ipotek verilen daireler ve benzeri dosya içerisinde bulunan bütün bilgi ve belgelerin bir safahatının çıkarılmasından ibaret olduğunu davaya konu edilmiş toplu ipoteğin fekki mi yoksa tahvili mi gerekeceği hususu doğrudan doğruya mahkemenin hukuki bilgisiyle çözülecek bir husus olduğunu, Bu anlamda davalı bankanın hakimlerin hukuki bilgisini bir kenara koyup bir çok bilirkişinin bu hukuki konuyu bilebileceği bir çok bilirkişiden hukuki akıl alınması gerektiği anlamına gelen itirazlarının yerinde olmadığını açıklanan nedenlerle dairenizce Ankara Gayrimenkul Satış İcra Dairesi… Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına ve neticede mesnetsiz istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesin talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Asıl dava İpoteğin fekki, karşı dava, taşınmazlardaki ipoteğin rehin konusu taşınmazlara dağıtılması talebine ilişkindir.
Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, asıl dava yönünden toplu rehnin yasal unsurlarının bulunmaması nedeni ile ipoteğin fekki talebinin kabulüne, belirtilen gerekçelerle karşı davanın reddine ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davalı/karşı davacı … Vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı/karşı davacı … Vekilinin istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 28/02/2023 tarih ve 2022/246 E – 2023/129 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı/karşı davacı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Asıl dava yönünden alınması gerekli olan 2.049.300,00 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı-karşı davacı tarafından peşin yatırılmış 513.489,00 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 1.535.811,00 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalı/karşı davacı… alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-Karşı dava yönünden alınması gerekli 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcı davalı/karşı davacı tarafından peşin yatırıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf başvurusunda bulunan Davalı/karşı davacı … . tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/06/2023