Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/982 E. 2023/998 K. 29.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/982
KARAR NO: 2023/998
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/03/2023
ESAS NO: 2021/959
KARAR NO: 2023/218
DAVANIN KONUSU:Kooperatif Borcundan Kaynaklanan Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/05/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 30/05/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 21/03/2023 tarih ve 2021/959 E – 2023/218 K kararına karşı süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinden özetle; Müvekkilinin Kayseri de faaliyet gösteren konut yapı kooperatifi olduğunu, 20.02.2011 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında biten ve teslim edilen konutların geçici maliyetlerinin tespiti için komisyon kurulması, belirlenen maliyetin ve şerefiye bedellerinin ilgili üyelere tebliğ edilmesi yönünde karar aldığını, söz konusu karar gereğince 196 dairenin geçici maliyetleri çıkarılarak üyelerden tahsil edildiğini, genel kurul tarafından şimdiye kadar kesin maliyet bedellerinin belirlenmesine ve üyelerden tahsiline yönelik bir karar alınmadığını, sadece 196 üyeden geçici maliyet bedeli alındığını, söz konusu geçici maliyet raporu incelendiğinde kesin maliyet raporunda bulunması gereken özelliklerin bulunmadığını, hesaplamaların eksik ve hatalı olduğunu, geçici maliyet niteliğinde olduğunu, söz konusu hesaplamada arsa sahiplerine yapıları dairelerin maliyetlerinin ortaklara pay edilmediğini, arsa sahiplerine verilecek dairelerin maliyetlerinin dairesini teslim almamış üyeler üzerine bırakıldığını, yapıları hesaplamada belirlenen kat, cephe ve şerefiye bedelinin de gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafından bugüne kadar 196 adedi üyelere, 197 adedi arsa sahiplerine olmak üzere 393 daire teslimi yapıldığını, halihazırda 152 kooperatif üyesi ve 157 arsa sahibi olmak üzere 309 dairenin imalatının yarım kaldığını ve tesliminin yapılamadığını, kooperatif tarafından yapılan/yapılacak olan 702 daire olduğunu, kooperatifin mevcut 453 üyesi bulunduğunu, bunlardan 196 üyenin dairesini ve tapusunu aldığını, 344 üyenin ise henüz dairesini alamadığını, eksik ve hatalı maliyetlerle kooperatif ortaklarına kat mülkiyeti tapuları ferdileştirme ile verildiğini, dairesi teslim edilen 197 arsa sahibine daire maliyeti hesaplanmayarak ve kooperatiften daire almış üyelere yansıtılmayarak 506 daire maliyetinin geriye kalan 344 üyeye yüklendiğini, evini teslim alan üyelerden aylık aidat miktarının %40’ı oranında kira alınması yönünde genel kurur kararı olmasına rağmen bu bedellerin talep ve tahsil edilmediğini, kooperatiften istifa eden üyelere olan borçlar, evlerini teslim alan üyeler için kullanılan banka kredisi borçları, vergi, SGK ve borçlarının dairesini teslim alan üyeleri kesin maliyet hesabına eklenmediğini ve tüm borçların dairesini almayan üyelere bırakıldığını, yapılan fahiş hatalar sebebiyle 21.04.2019 tarihinde yapıları olağan genel kurul toplantısında şimdiye kadar yapılan tüm geçici/kesin maliyet bedellerinin iptali ve yeniden maliyet yapılmasına yönelik karar alındığını, bu kararın herhangi bir muhalefet şerhi olmadan oybirliği ile alındığını, Kayseti 1. ATM’nin 2021/54 esas sayılı dosyası ile açılan genel kurul kararının iptali davasının reddedildiğini, yönetim kurulu tarafından kesin maliyet hesabı yapılması için süreç başlatıldığını, hesaplanan kesin maliyetlerin ana sözleşmenin 61. Maddesindeki usule uygun şekilde üyelere tebliğ edildiğini, 15 günlük itiraz süreci ve devamındaki usul uygulanarak tüm üyelere paylarına düşen kesin maliyet borcunun tebliğ edilerek ödeme yapmalarının talep edildiğini, verilen süre içinde ödemelerini yapmayan üyelerle ilgili yasal süreç başlatıldığını, davalının da verilen süreye rağmen borcunu ödemediğini, kooperatifin en yetkili organının genel kurul olduğunu ve aldığı kararlarırı tüm üyeleri bağlayacağını, genel kurulda hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde gerekli kararlar alınabileceği gibi daha önce alınan ve uygulanan kararların değişen koşullar ve eşitlik ilkesi gereği değiştirilmesinin mümkün ve geçerli olacağını, bu durumun kazanılmış hakları ihlal etmeyeceğini, son genel kurulda alınan kararın amacının üyeler arasındaki eşitliği sağlamak olduğunu, kooperatifin genel kurul kararı ile şimdiye kadar belirlenen tüm geçici ve kesin maliyet bedellerini iptal etmesi ve yeniden kesin maliyet hesabı yaparak üyelerden talep etmesinde dairesini teslim almamış üyeler ile teslim almış üyeler arasındaki eşitliğin sağlanmasının amaçlandığını, davacı kooperatifin henüz tasfiye aşamasına girmediğini, inşaat faaliyetlerinin devam ettiğini, davacının tamamlamış olduğu daireleri ve tapusunu üyelere verdiğini, davalının üyeliğinin devam ettiğini, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre kooperatiften dairesini teslim alan ortağın, üyeliğinin sona ermeyeceğini, davalının davacıya 178.433,00-TL kesin maliyet borcunu ödemediğini, davacı tarafça emsal nitelikte 160 civarında dava açıldığını ve bunun 130 civanındakinin kooperatif lehine karara çıktığını, davalıların bir çoğunun istinaf yoluna başvurduğunu ve esastan reddedildiğini, temyiz edilen kararların Yatgıtay incelemesinde olduğunu, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 6.000,00 TL’nin davalı tarafa tebliği ile kesinleşmesinden itibaren yıllık %18 faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; Müvekkilinin davacı kooperatiften 2013 yılında bedelini peşin ödemek suretiyle bir adet daire satın aldığını, 2018 yılında söz konusu daireyi üçüncü kişiye devir ve temlik ettiğini, alım satım işlemlerinde herhangi bir takyidat ve şerh olmadığını, davalıya kooperatif üyeliğinden kaynaklanan kura ile tahsis edilmiş ve tapuda devredilmiş bir taşınmaz olmadığını, davalının kooperatif üyeliğinden kaynaklanan bir hukuki sorumluluğu ve borcu olmadığını, davacı talebinin zamanaşımına uğradığını, satış işleminden sonra davalı adına aidat, geçici veya kesin maliyet altında bir talep olmadığını, üye olduğuna ilişkin toplantıya çağrı, kura çekimi, ihtar, aidat borç vb bildirim yapılmadığını, kesin maliyet borcuna ilişkin bir ihtar ve bildirim yapılmadığını belirterek haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Dosya kapsamı dikkate alındığında 7410 sayılı kanunun 2. Maddesi ile değişik 1163 sayılı kooperatifler kanununa eklenen geçici 11. Maddenin Anayasa Mahkemesinin yapmış olduğu inceleme sonucu 16/03/2023 tarih 2022/126 Esas 2023/29 (Resmi Gazete 09/03/2023 tarih 32127 sayılı) sayılı kararı ile iptaline karar verildiğinden, işbu davanın Yargıtay’ın son içtihadı yani iptal edilen yasadan önceki Yargıtay içtihadı doğrultusunda değerlendirilmesi gerekir. Buna göre davacı tapusunu almış ve tapusunu aldığından kesin hesap maliyetini de ödemiştir. Bu durumda davacı kooperatif bütün daireleri bitirip kooperatif tasfiye etmeden yeniden kesin hesap çıkaramayacağından, davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Eldeki davayı tamamen ıslah ettiklerini, her ne kadar dava kesin maliyet alacağına ilişkin açıldıysa da sunulan 25.05.2022 tarihli tam ıslah ve dava dilekçesinde dava talebini aidat talebine çevirdiklerini, gerekçeli kararda söz konusu husustan bahsedilmesine rağmen uyuşmazlık konusu “kesin maliyet talep edip edemeyeceği” şeklinde yazıldığını, yine aynı şekilde kesin maliyet davaları için verilen kararlar uygulandığını ve davanın kesin maliyet davasıymış gibi hukuka aykırı olarak reddedildiğini, davanın bahsi geçen Yargıtay kararı gözetilerek tam ıslah edildiğini, 2019 yılında bir takım üyelere kesin maliyet talepli davalar açıldığını, yerel mahkemeler bu davaları kabul ettiğini, istinaf mahkemesi bu kararları onamış ne varki Yargıtay, inşaatlar bitmeden kesin maliyet talep edilemeyeceğini belirterek erken dava gerekçesiyle davaları bozduğunu, Yargıtay aleyhine olan bu kararda, davalının üye olduğunu, kooperatifin aidat alamayacağına ilişkin tüm taahhütlerin geçersiz olduğunu belirttiğini, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/6290Esas 2022/521Karar sayılı 20.01.2022 tarihli ilamında ve daha bir çok emsal nitelikteki kararında davalıların üye olduğu hususunda karar verdiğini, söz konusu Yargıtay kararının ardından verilen istinaf mahkemesi kararlarından da anlaşılacağı üzere davalı, istifa edip etmediğine bakılmaksızın aidat borcunu ödemek zorunda olduğunu, yani kesin maliyet davaları için aleyhine olan bu kararlar söz konusu davanın hukuki dayanağını oluşturduğunu, bu kararların, lehlerine olduğunu, bu kararlarda aleni bir şekilde aidat alabilecekleri söylendiğini, yine Anayasa Mahkemesinin 2021/126E. 2023/29K. Sayılı kararının 29 nolu paragrafında her üyenin aidat ödemeye devam etmek zorunda olduğu hüküm altına alındığını, özetle, mahkemenin aleyhimizde olarak görüp davamızı reddettiği Yargıtay kararı, aleyhimize olmayıp tam aksine eldeki davanın hukuki dayanağını oluşturduğunu, yine anayasa mahkemesi kararı, istinaf kararında da açıkça aidat alınabileceğinden bahsedildiğini, davadaki haklılıklarının bilirkişi raporuyla sabit olduğunu, dosyaya sunulan 20.07.2022 tarihli bilirkişi raporunda davalının müvekkil kooperatife aidat borcu olduğunu, bilirkişi raporunda müvekkil kooperatifin genel kurul tutanakları, karar ve yevmiye defterleri incelendiğini ve davalının müvekkil kooperatife halen borçlu olduğu yönünde rapor düzenlendiğini, bu rapora dahi itibar edilmediğini, lehlerine kurulan içtihat kararı aleyhlerine gibi gösterilerek davanın reddine karar verilmesinin kabulünün mümkün olmadığını, hukuka ve usule aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılarak davamızın kabulüne karar verilmesi, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
HUKUKİ , DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, davacı kooperatif tarafından açılan kesin maliyet alacağı talebine ilişkin alacak davası olup, yargılama aşamasında davacı vekili talebini aidat borcunun tahsili olarak ıslah etmiştir.
Yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının talebi kooperatif tarafından açılan kesin maliyet alacağı talebine ilişkin alacak davası olarak değerlendirilerek 7410 sayılı kanunun 2. Maddesiyle 1163 sayılı Kanununa eklenen geçici 11. Maddesinin Anayasa Mahkemesinin 16/03/2023 tarih 2022/126 Esas 2023/29 sayılı kararı ile iptaline karar verilmesi nedeniyle davanın iptal edilen yasadan önceki Yargıtay içtihadı doğrultusunda reddine karar verilmiş ise de, davacı vekilince sunulan 25.05.2022 tarihli ıslah dilekçesiye dava dilekçesindeki talebini aidat borcunun tahsili olarak değiştirdiği, şu halde mahkemece daha önce rapor veren bilirkişi heyetinden, davacı kooperatif kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi de verilerek, davalının aidat borcunun bulunup bulunmadığı konusunda ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davacı vekilinin ıslah dilekçesi dikkate alınmaksızın uyuşmazlık konusununun kesin maliyet bedelinin tahsili olarak değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığı, davacı vekilinin ıslah dilekçesindeki talebi olan aidat borcunun bulunup bulunmadığı hususlarında herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadığı, bu şekilde eksik inceleme sonucunda hüküm tesis edildiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6.maddesi gereğine Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 21/03/2023 tarih ve 2021/959 E – 2023/218 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre esastan bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4.maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi.29/05/2023