Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/981 E. 2023/987 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/981
KARAR NO: 2023/987
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/03/2023
ESAS NO: 2022/1180
KARAR NO: 2023/213
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kooperatif Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 25/05/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 21/03/2023 tarih ve 2022/1180 E – 2023/213 K kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … üyelikten kaynaklanan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davalı kooperatif tarafından 24/06/2019 tarihinde davacıya isabet eden daire nedeniyle çıkan kesin maliyet bedelini ödediğini, davalı kooperatif tarafından davacıya … İli, … İlçesi, … ada, … parsel, … Blok … nolu dairenin isabet ettiğini ve dairenin alındıktan sonra davacı tarafından Kayseri 1. Noterliği … tarihli ihtarname ile üyeliğinin sonlandırılması için davalı kooperatife ihtar yolladığını, tarihinde tapunun da alındığını, Resmi Gazetenin 15/06/2022 tarihli 31867 yevmiye sayısı ile ilan edilen ve yürürlüğe giren 7410 Sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 2. Maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11.madde ile “…inşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi, terkin edilmemiş olması, yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması, kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması şartlarının birlikte sağlanmış olması halinde konutun tapu devrinin yapılmasında sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür.” şeklinde düzenlemenin yapıldığını, davalı kooperatif de etaplar halinde konutlarını yapıp kesin maliyet bedeli çıkarıp üyelerine tebliğ ettiğini ve kesin maliyet bedelini ödeyen üyelere ise tapu devri yapılmış olup bu sebeple yasa kapsamında davacının davalı kooperatife borcunun bulunmadığının tespitine, ödeme yapılan kısımlar için istirdat , devam eden takipler açısından ise menfi tespit taleplerinin kabulüne, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davalı vekilinin dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı kooperatiften konut temin ettiğini, kooperatife olan borçlarını ödediğini, davalı kooperatifçe davacıdan aidat talep edildiğini, bu davanın Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/495 Esas sayılı dosyasında görüldüğünü, ancak Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1180 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan davanın menfi tespit davası olduğunu borçtan kurtulmaya çalışan davacının borçtan kurtulmaya çalıştığı miktar belirli olması gerekirken davacının harca esas değeri tam olarak bildirmemesi ve borçtan kurtulmak isteyen tarafın fazlaya ilişkin hak sıklı tutma imkanının olmadığından davanın reddedilmesi gerektiğini, davanın hukuki dayanağı olan kanun maddesi Anayasaya aykırı olduğundan Anayasa Mahkemesine somut norm denetimi yoluna gidildiğini, inşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi şartı bulunduğunu, ancak etapların tamamlanamadığını, Anayasaya aykırılığın açıkça ortada olduğunu, geçici 11. Madde hakkında somut norm denetimi itiraz yoluna başvurulmasını, Anayasa Mahkemesi kararı gelene kadar bekletici mesele yapılmasını, davalı kooperatifte etaplar uygulamasının olmadığının kabul edilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Yukarıda belirtildiği gibi derdest davaların konusuz kalması değişik şekillerde vuku bulabilir. Bu durum taraflardan birinin işlem ve eylemi nedeniyle gerçekleşmişse dava tarihindeki haklılık durumunu belirlemek nispeten kolaydır. Ancak somut dosyada görüldüğü üzere kanun koyucunun bir tasarrufunun (kanun) anayasaya aykırılığı nedeniyle Anayasa Mahkemesi tarafından kanunun iptal edilmesi nedeniyle gerçekleşmişse her iki tarafa da kusur izafe edecek bir durum söz konusu olamayacağından Anayasa’nın 138. maddesinde belirtilen ana ilke ve TMK’nın 4 maddesinde yer alan “ Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir” hükmü gereğince hakimin her bir tarafın yaptığı yargılama giderini kendi üzerinde bırakması keza tarafların leh ve aleyhine vekalet ücretine hükmetmesi hakkaniyete daha uygun düşecektir. Öte yandan dava tarihindeki haklılık durumunun araştırılması bazen işin esasına yeniden girmeyi gerekli kıldığından, yargılamayı tekrar başa saracağı ve uzun süre derdest tutmak gibi arzu edilmeyen sonuçlar doğurur ki, bu durum HMK’nın 30. maddesinde “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür”. şeklinde tarif edilen usul ekonomisi ilkesine de uygun düşmeyecektir. Yasama organının çıkardığı Kanun’un Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle konusuz kalan davada yargılama giderlerinden sorumluluk ideal(tabi) hukuk açısından devlete ait ise de mer’i hukuk sistememizde bu yönde düzenleme bulunmamaktadır. Tüm dosya kapsamına göre; 7410 sayılı Çevre Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddesinin Anayasa Mahkemesi’nin 16/02/2023 tarih 2022/126 esas 2023/29 karar sayılı ilamı ile iptaline karar verildiğinden, eldeki davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.1-Dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı tarafından yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Yukarıda dosya numarası yazılı yerel mahkeme tarafından görülen olan dosyaya ilişkin, mahkemenin kararını yalnızca vekalet ücreti yönünden istinaf etme zorunluluğunun hasıl olduğunu Vekalet ücretine hükmedilmemesinin kabulünün mümkün olmadığını, Davanın konusuz kalması halinde dava açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususun değerlendirilmediğini , Yargıtay 9. HD. 2021/12218e. 2021/16601k sayılı ilamın emsal nitelikte karar olduğunu, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/955E. Sayılı dosyasında anayasa mahkemesine gidilmesi yönünde karar verdikten sonra açıldığını , Üstelik davacı vekilinin , aynı zamanda Anayasa mahkemesine gidilen dosyada davalı vekili olduğunu, Anayasa Mahkemesine yapılacak başvuruya karşı beyanda bulunduğunu, bu sebeple davacının “kanunun iptal edileceğini bilmiyordum” şeklinde savunmasına itibar edilmesinin mümkün olmayacağını, davacı söz konusu kanun maddesinin anayasaya aykırı olduğunu bildiği halde yine de bu davayı açtığını Bununla birlikte aleyhimize verilen yargıtay kararlarında davacının zaten üye olduğu, aidat ödemekten sorumlu olduğu hüküm altına alındığını, Yargıtay ilgili ilamında “İnşaatlar devam ederken başkaca aidat alınmayacağına ilişkin taahhütlerin kooperatif açısından geçerli kabul edilemeyeceği, maliyetin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceği yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile kabul edilmiştir.” şeklindeki ifadeyle kooperatifin üyelerden aidat talep edebileceği, aksi yöndeki taahhütlerin geçersiz olduğu belirtildiğini, Söz konusu Yargıtay kararının ardından verilen istinaf mahkemesi kararlarından da anlaşılacağı üzere davalı, istifa edip etmediğine bakılmaksızın aidat borcunu ödemek zorundadır. (Ek-2: Kayseri BAM 6. HD. 2022/760E. 2022/770K sayılı ilamı) denildiğini, davacı, müvekkilinin kooperatife senelerdir aidat ödemediğini, davacının , borçlu olduğunu bildiği halde açtığı menfi tespit davasında iyi niyetinden bahsetmenin mümkün olmayacağını arz ve izah edilen nedenlerle ve resen gözetilecek hususlar neticesinde; Hukuka aykırı kararın kaldırılarak lehimize vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Dava, menfii tespit talebine ilişkindir.
Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, davacının işbu menfi tespit davasının dayanağı olan 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına dair kanunun 2. Maddesi ile1163 sayılı Kooperatifler Kanuna eklenen geçici 11. Maddesinin Anayasa Mahkemesinin 16/02/2023 tarih ve 2022/126 Esas 2023/29 Karar sayılı ilamı ile ve işbu davanın açılmasından sonra, dava devam ederken iptali nedeni ile ve tarafların haklılık durumu gözetilerek davanın konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, taraf vekilleri lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 21/03/2023 tarih ve 2022/1180 E – 2023/213 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.25/05/2023