Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/979 E. 2023/995 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/979
KARAR NO: 2023/995
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/03/2023
NUMARASI: 2022/770 E. 2023/153 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kooperatif Borcundan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 25/05/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 07/03/2023 tarih ve 2022/770 E – 2023/153 K kararına karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davalının davacı kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatifin 05/05/2019 tarihinde yapılan genel kurulunda tüm üyelerini yaptıkları ödemelerin 125.000,00 TL’ye eşitlenmesi kararı alındığını, bu karara göre ortakların borçlarının 31/05/2019 tarihinde muaccel hale geleceğinin ve yıllık %18 faiz uygulanacağının kararlaştırıldığını, genel kurul kararının davalıya tebliğ edilmiş olmasına rağmen borcunu genel kurulun 8. Gündem maddesinde belirtildiği şekilde yapılandırmadığını ve borcunun muaccel olduğunu, davalının bu genel kuru kararına göre ödeme yapması gerektiğini, daha önce başka üyelere karşı yapılan icra takibi ve itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında kooperatifin haklı bulunduğunu ve Kayseri BAM 6.HD’sinin incelemesinden geçen kabul kararının 2020/1020 esas ve 2020/1250 karar sayılı ilamla kesinleştiğini, benzer şekilde aynı genel kurul kararı gereği daha önce bir başka üyeye karşı yapılan icra takibi ve itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında davacı kooperatifin haklı bulunduğu ve Kayseri BAM 6.HD’sinin 2021/137 esas ve 2021/401 karar sayılı ilamı ile kesinleştiğini, davalının yapmış olduğu ödemeler düşüldükten sonra kooperatife olan anapara borcunun bilirkişi incelemesiyle iki üyeliği için ayrı ayrı tespit edilerek kooperatife toplam borcunun belirlenmesi gerektiğini, davalının yaptığı ödemeler düşüldükten sonra davacının davalından 44.300,00TL alacağı bulunduğunu belirterek borcun muacceliyet tarihi olan 31/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %18 faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinden özetle; Müvekkilinin davacı kooperatifin üyesi olmadığını, müvekkilinin konut satın alırken kooperatif ortağı olmak iradesi ile değil sadece konut satın alma iradesi ile satın aldığını, müvekkilini tarafından 14/08/2017 ve 10/08/2018 tarihlerinde ihtarname ile davacı kooperatife bildirildiğini, işbu sebeple müvekkilinin davacı kooperatife üye olmaması nedeni ile herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkilinin …/KAYSERİ adresindeki taşınmazın 2012 yılında kat mülkiyeti tapusunu aldığını, müvekkilinin kooperatif üyesi olmadığını, davacının dava konusu borcun ödenmesine yönelik tabinin zamanaşımına uğradığını, öncelikle esasa girilmeden usulden reddini, aksi halde dava konusu alacak mevcut olmadığından işbu davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında; “…Somut davada, davalının davacı kooperatif genel kuruluna katıldığı ve kooperatifin üyesi olduğu, konut sahibi olmak isteyen kooperatif ortakları son bağımsız bölüm bitip teslim edilene kadar kooperatif ortağı olmaya devam edeceği, inşaat maliyetinin artması halinde bu bedelin kooperatif ortaklarından talep edilebileceğinin yerleşmiş Yargıtay içtihatlarıyla kabul edildiği, kooperatifin 05.05.2019 tarihli genel kurulunda üyelerin ödedikleri tutarın 125.000 TL’ye eşitlenmesi yönünde karar alındığı, alınan bilirkişi raporunda davalının yaptığı 80.700,00-TL ödemenin bu tutardan mahsup edildiğinde davalının 44.300,00 TL davacı kooperatife borcu olduğu hesap edildiğinden, davacının davasının kabulü ile, 44.300,00-TL alacağın muacceliyet tarihi olan 31/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %18 faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Davanın kabulü ile, 44.300,00-TL alacağın muacceliyet tarihi olan 31/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %18 faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin gerekçeli kararında “…davalı tarafından yargılama sürecinde üye olmadığının tespiti yönünde herhangi bir dava açmamış olduğu da gözetilerek davalının davacı kooperatifin üyesi olduğu kabul edilerek yargılamaya devam olunmuştur.” şeklinde hüküm tesis edilmiştir. Mahkemece görülmekte olan davada davalı müvekkilin, kooperatifin bir üyesi olup olmadığı hususu davanın esasına ilişkin en önemli husus iken ve mahkemenin bu hususu re’sen tespit etmesi gerekirken davalı müvekkilin kooperatif üyesi olup olmadığına ilişkin ayrı bir dava açmasında herhangi bir hukuki yarar bulunmadığı gibi, bu durum usul ekonomisi ilkesine de aykırı düşecektir. Ayrıca Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. Maddesi uyarınca “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” bu doğrultuda davalı müvekkilinin kooperatifin üyesi olduğunu ispat yükü davacı tarafta olup; yargılama sürecinde bunu ispatlar nitelikte herhangi bir belge sunamadıklarını, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 8. Maddesi “…. Ortak olmak isteyen gerçek ve tüzelkişiler, kooperatif anasözleşmesi hükümlerini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvururlar. (Ek cümle:21/10/2021-7339/1 md.) Yönetim kurulu başvuruyu bir ay içinde sonuçlandırır ve başvuru sahibine kararı taahhütlü mektupla veya elden imza karşılığında tebliğ eder..” şeklinde olduğunu, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 8. Maddesinde de açıkça belirtildiği üzere Kooperatif üyesi olabilmek için kooperatif ana sözleşmesi hükümlerini bütün hak ve ödevleriyle birlikte kabul ettiklerini belirten bir yazı ile kooperatif yönetim kuruluna başvurulması gerektiğini, davacı Kooperatif’e , üye olmak için müvekkilimiz tarafından yapılan yazılı bir başvuru olmadığı gibi davacı Kooperatif’in yönetim kurulu tarafından müvekkilinin kooperatif üyesi olduğuna ilişkin kararı da bulunmadığını, 12/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda yapılan incelemede de müvekkilinin imzasını taşıyan üyelik belgesinin bulunmadığının tespit edildiğini, ancak 12/12/2022 tarihli bilirkişi raporunun 3. sayfasında müvekkilinin, davacı kooperatif genel kuruluna katıldığını bu sebeple kooperatif üyesi olarak değerlendirildiği yönünde değerlendirme yapıldığını, bilirkişiler tarafından yapılan bu tespit ve değerlendirmelere katılmanın mümkün olmadığını, zira 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 8. Maddesinde, Kooperatif üyesi olabilmek için yapılması gerekenler açıkça belirtilmiş olup Kooperatif Genel Kuruluna katıldığı iddiası ile müvekkilinin Kooperatif üyesi olduğuna yönelik değerlendirmelerin kanuna aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilinin Kooperatif Genel Kuruluna katılmış olması halinin dahi davacı Kooperatife üye olduğunu göstermediği gibi yine müvekkilinin kooperatife üye olduğuna karine de teşkil etmeyeceğini, kaldı ki; bilirkişi raporunda 23/08/2020 tarihinde yapılan 2019 yılı olağan genel kurul hazirun listesinde müvekkilinin isminin gözüktüğü yönünde tespit yapılmışsa da isminin yanında müvekkilinin imzasının olup olmadığı, oylamada oy kullanıp kullanmadığı, evet oyu verip vermediği yönünde yapılmış bir tespit de bulunmadığını, yine müvekkilinin davacı kooperatife üye olmamasına rağmen haksız olarak talep edilen ödemeye ilişkin kararın 05/05/2019 tarihli genel kurulda alındığı bilirkişi raporunda tespit edilmişse de müvekkilinin bu toplantıya katıldığına ilişkin hiçbir tespit bilirkişi raporunda yer almadığını, somut olaya paralel olarak aşağıda dermeyan ettikleri Yargıtay kararının dikkate alınmasını talep ettiklerini, bahsi geçen karardan da görüleceği üzere, kooperatif tarafından inşa edilen taşınmazın kooperatif üyesi tarafından devredilmesinin ortaklık payının da devredildiği anlamına gelmediğini, bunun için ayrıca yazılı ortaklık payı devir sözleşmesinin de yapılması gerektiğini ileri sürerek Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/770 E. 2023/153 K. Sayılı ilamının kaldırılarak, dava konusu alacak için müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğinden bahisle iş bu davanın reddine, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafın her ne kadar dilekçelerinde, müvekkilinin, davalının üye olduğunu ispat edemediğini beyan etse de, davalı kooperatif üyesi olduğunu, zira kendisi bir kısım kooperatif genel kurullarına katıldığını ve hazirun listesine imza attığını, ayrıca kendisi, kooperatiften almış olduğu evi, ferdileştirme ile aldığını, kooperatif üyesi olmak hususunun her türlü delil ile ispat edilebileceğini, nitekim müvekkilinin açmış olduğu ve bu dosyaya emsal olabilecek bir başka benzer davada Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi, 2022/1085E. Ve 2022/1106K. Sayılı ilamında kooperatif genel kuruluna katılan ve ferdileştirme yoluyla tapusunu alan kişiyi üye kabul ettiğini ve o üyenin yapmış olduğu itirazın iptaline karar verdiğini, anılan kararın kesin olarak verildiğini beyan ederek davalının yapmış olduğu itirazın hiçbir hukuki dayanağı olmayıp, istinaf taleplerinin reddini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
Somut olayda, mahkemece her ne kadar davanın kabulüne karar verilmiş ise de;Dosyada yer alan 12.12 2.022 tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde; Kooperatifin etaplar halinde yapıldığı, takip tarihi itibariyle kooperatif tarafından kesin maliyet hesabının yapılmadığının belirtildiği görülmüştür. Dava, davacı kooperatif ortağı olup olmadığı, dava dilekçesinde talep edilen alacağın 0505/2019 tarihi genel kurul toplantısının 8.maddesinde belirtilen ortaklar arasındaki eşitlik ilkesinin sağlanması amacı ile talep edilen alacağın mahiyetinin ne olduğu (kesin hesap, aidat, yönetim, inşaat gideri) alacağın mahiyetinin kesin hesap alacağının olduğunun tespiti halinde , kooperatifçe kesin hesap alacağının talep edilip edilemeyeceği hususlarına ilişkindir. Şu durumda davacı dava dilekçesinde 0505/2019 tarihi genel kurul toplantısının 8.maddesinde belirtilen ortaklar arasındaki eşitlik ilkesinin sağlanması amacı ile talep edilen alacak olduğunu belirtmekle alacağın genel kurul kararları da göz önüne alınarak mahiyetinin/türünün tam olarak ne olduğu hakkında (kesin hesap, aidat, yönetim, inşaat gideri v.s.) bilirkişiden rapor alınarak belirlenerek varsa asıl alacak ve faiz miktarları belirlenerek,15.06.2022 tarih ve 31867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve dolayısıyla dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. Maddesinin de Anayasa Mahkemesi tarafından iptaline karar verilmiş olduğu gözetilerek, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 20/01/2022 tarih ve 2021/6310 E – 2022/185 K sayılı emsal içtihadı/ilamı da dikkate alınmak suretiyle değerlendirme yapılarak sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken davanın kabulü yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenilerleHMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 07/03/2023 tarih ve 2022/770 E – 2023/153 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talepleri halinde kendilerine iadesine ,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-H.M.K. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, H.M.K. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 25/05/2023