Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/893 E. 2023/941 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/893
KARAR NO: 2023/941
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/03/2023 EK KARAR
ESAS NO: 2022/820
KARAR NO : 2023/154
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 18/05/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 07/03/2023 tarih ve 2022/820 E – 2023/154 K kararına karşı süresi içinde davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı bankanın alacak iddiası ile müvekkili hakkında Kayseri Genel İcra dairesi’nin … esas sayılı dosyasından (Kayseri kapatılan 7. İcra Dairesi’nin …) 05/10/2014 keşide, … vade tarihli, 17.500,00-TL tutarlı bono senedine dayalı olarak, 02/06/2015 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, ödeme emrinin tebliğ edilmediğini, müvekkilinin mallarının haciz edildiğini, takibin halen derdest olduğunu, takip konusu bono ile müvekkilinin ilgisi olmadığını ve imzanın ve yazının kendisine ait olmadığını, Kayseri CBS’nin 2022/20879 hazırlık sayılı dosyası ile imzada sahtecilik yönünde suç duyurusunda bulunduklarını, takibe konu senedin davalıya ciro edildiğini, senette lehtar gözüken … Adının gerçek ya da 6102 sayılı TTK 42 ve 43 maddelerini uygun tüzel kişiliğinin bulunmadığını, bu nedenle senedin bono vasfı taşımadığını, bono vasfı bulunmadığından ciro yolu ile temlik olunamayacağını, davalının yetkili hamil alacaklı sıfatı bulunmayacağından, davalı takip alacaklısının alacak hakkı bulunmadığını, davalı bankanın müvekkili ile görüştüğünü, bono ile ilgisi olmadığını bildirdiği, ancak davalı banka tarafından takip başlatıldığını, öncelikle davacı hakkında davalı tarafından başlatılan haksız takibin teminatsız olarak durdurulmasını, takibe konu … keşide, … vade tarihli, 17.500,00-TL bedelli bono niteliğindeki senetteki imzanın davacıya ait olmaması nedeniyle ve geçerli bir hukuki ilişki bulunmaması nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takip nedeni ile davalıya davacının ödediği paraların varlığında menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek davalıya ödenenlerin, ödeme tarihinden itibaren %10.5 oranında reeskont faizi ile davacıya ödenmesini, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;; Dava konusu borcun dayanağı olan 15/10/2014 keşide tarihli ve 17.500,00-TL bedelli bononun davacı …tarafından …’a verildiğini, bu şirket tarafından müvekkili bankaya ciro edilerek verildiğini, dava konusu senet için davacı borçlu ve diğer ciranta tarafından müvekkili bankaya herhangi bir ödeme yapılmadığını, borçlu …aleyhine 07/05/2015 tarihinde Mersin 9. Noterliğinden ödememe protestosu çekildiğini, akabinde işbu senetten dolayı Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, 08/06/2015 tarihinde davacı borçluya tebligat yapıldıktan sonra icrai işlemlerin yapıldığını, davacı borçlunun bu takibe itirazının takibi sürüncemede bırakmak için olduğunu, davacının iddiasının aksine senet lehtar alacaklısı …’ın tüzel kişiliğinin bulunduğunu, davacı tarafça ileri sürülen tüm iddiaların hukuki dayanaktan tamamiyle yoksun olduğunu belirterek, öncelikle işbu davanın zamanaşımına uğradığını bu nedenle zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, usule girilmesi halinde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun işbu davanın esastan reddine, davanın açılmasında tamamen kötü niyetli olan davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Dava; Davacının takip konusu bono nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Toplanan tüm deliller, dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporu dikkate alındığında, Menfi tespit davalarında genel ispat yükü alacaklı konumunda olan davalı tarafta bulunmaktadır. Ancak menfi tespit davasının kambiyo senedinden kaynaklanmış olması durumunda ispat yükü Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11/04/2018 tarihli 2017/19-819 esas 2018/771 karar sayılı ilamında da açıkça belirtildiği üzere menfi tespit davacısının üzerindedir. Somut olayda; Davalı taraf, takip konusu 15/10/2014 keşide tarihli ve 17.500,00-TL bedelli bononun davacı …tarafından …’a verildiğini, bu şirket tarafından müvekkili bankaya ciro edilerek verildiğini, borçlu …aleyhine 07/05/2015 tarihinde Mersin 9. Noterliğinden ödememe protestosu çekildiğini, akabinde işbu senetten dolayı Kayseri Genel İcra Müdürlüğü’nün … (Kayseri kapatılan 7. İcra Dairesi’nin …) esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından Takip dosyasına konu 15/10/2014 düzenleme, 05/05/2015 tediye tarihli, 17.500,00-TL bedelli bonodaki imzanın kendisine ait olmadığı ve işbu bonodan dolayı borçlu olmadığını iddia ederek işbu menfi tespit davasını açtığı anlaşılmıştır. Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; Davacının takibe dayanak senet üzerindeki imzasını inkar etmiş olması nedeni ile senet üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığının tespiti amacı ile Grafolog bilirkişiden rapor alınmış olup, 05/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda, Alacaklısı … Kom. Borçlusu …olan, 15/10/2014 tanzim ve 05/05/2015 vade tarihli, 17.500,00-TL (on yedibinbeşyüz), değerindeki senedin ön yüzünde borçlu adına atılı bulunan imzaların, mevcut mukayese imzalarına kıyasen, …’ün elinden çıkmadığının tespit edilmesi nedeniyle davacının davasında haklı olduğu anlaşıldığından, Davanın Kabulü ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … (Kayseri Kapatılan 7. İcra Dairesi’nin …) Esas sayılı dosyasına konu edilen 15/10/2014 düzenleme, 05/05/2015 tediye tarihli, 17.500,00-TL bedelli bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının icra takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. -Davanın KABULÜ ile, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına konu edilen 15/10/2014 düzenleme, 05/05/2015 tediye tarihli, 17.500,00-TL bedelli bonodan dolayı davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,-Davalının icra takibinde kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, *** …” şeklinde karar verildiği , verilen kararın davlı tarafından istinaf edildiği” Mahkememizin 07/03/2023 tarihli 2022/820 Esas – 2023/154 Karar sayılı ilamına karşı davalı vekilince 27/03/2023 tarihli dilekçe ile istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; davanın kabul edilen kısmının 17.500.00-TL olup, HMK’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi olan 07/03/2023 tarihi itibariyle 17.830,00-TL olan kesinlik sınırının altında kaldığından davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurma hakkı bulunmamaktadır. HMK’nın 346/1.maddesi uyarınca istinaf dilekçesi kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir. Mahkememizce verilen kararın kabul edilen kısmı kesin olduğundan yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346. Maddesi gereğince, istinaf eden – davalı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine,” şeklinde karar verildiğini ,
Bu ek karara karşı davalı tarafından yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/820 E. – 2023/154 K. Sayılı ilamının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması talebinin reddine ilişkin kararın incelemesi neticesinde karar verilmesi, yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda “davanın reddine” karar verilmesi isteminden ibaret olduğunu , yerel mahkeme’nin vermiş olduğu karar usul ve yasalara aykırı olduğunu mahkemece başta ilk itirazları olmak üzere hiçbir itirazlarının değerlendirmediğini dosya üzerinde yeterli ve gerekli incelemeyi yapmadığını, davacı maaşına haciz konulması suretiyle öğrendiğini iddia ettiğini ancak bu hususun gerçeği yansıtmadığı hususunun icra dosyasında yapılan tebligat ve haciz işlemleri ile sabit olduğunu ,davacı tarafça açılan işbu davanın zamanaşımına uğradığını ve reddi gerektiğini, menfi tespit davalarındaki en önemli kriterin ; hukuki yararın/menfaatin varlığı olduğunu hukuki yararın mevcut olmadığı hallerde açılmış olan işbu davaların ise; reddi gerekeceğini davacı tarafça ikame edilen işbu menfi tespit davası, davacı tarafın herhangi bir hukuki yararı olmadan ve tamamen kötüniyetle açıldığını, davanın dava şartlarından olan hukuki yararın mevcut olmaması nedeniyle usulden de reddedilmesi gerektiğini, hmk 119. maddesinde dava dilekçesinin içeriğinin düzenlendiğini davacının dilekçesinin madde kapsamında değerlendirildiğinde kabulü mümkün olmadığını , dava dosyası için herhangi bir arabuluculuk görüşmesi yapılmadığını -05.01.2023 tarihli bilirkişi raporunun ilama dayanak teşkil etmesinin mümkün olmadığını mukayeseye esas belgelerin hiç biri senedin düzenlendiği tarihlerde davacı tarafından imzalanan belgeler olmadığını, davacının mukayeseye esas olarak raporda geçen imzaları arasında bile fark olduğunu (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2018/15036 E. -2019/2091 K. Sayılı ilamı, 2011/1245 E. -2011/15938 K. Sayılı ilamı, 23. Hukuk Dairesi 2011/1325 E. – 2011/1893 K. Sayılı ilamı doğrultusunda 14.01.2023 tarihli dilekçeleri ile eksik belgelerin tamamlanarak dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesini , mahkemenin aksi kanaatte olması halinde yeniden bilirkişiye tevdii ile rapor aldırılmasını talep ettiklerini, Ancak itirazlarının değerlendirilmeden eksik ve hatalı rapora dayanılarak hüküm tesis edildiğini , Usul ve yasalara aykırı Yerel Mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, yukarıda ve yerel Mahkeme dosyasında arz ve izah ettikleri ve re’sen dikkate alınacak gerekçelerle; Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/820 E. – 2023/154 K. Sayılı 30.03.2023 tarihli istinaf başvurularının reddi ilamının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, ve istinaf istemlerinin kabulü ile yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda “davanın reddine” karar verilmesini talep etmiştir .
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İstinaf Yoluna Başvurulabilen Kararlar” başlığını taşıyan 341. maddesinin 2. fıkrasında açıkça; “Miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” 4. Fıkrasında :”(4) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
02/12/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ”istinaf yoluna başvurulabilen kararlar” kenar başlığını taşıyan 341. maddesinin 2-3-4. fıkralarında değişiklik yapılarak “binbeşyüz” Türk Lirası ibaresi “üçbin” Türk Lirası olarak değiştirilmiş, yine 6763 sayılı Kanunun 47. maddesinde kanunun yayımı tarihi ile yürürlüğe gireceği aynı Kanunun “Parasal sınırların artırılması” başlıklı ek 1. maddesinde;”(1) 200 üncü, 201 inci, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.
(2) 200 üncü ve 201 inci maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hukuki işlemin yapıldığı, 341 inci, 362 nci ve 369 uncu maddelerdeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktar esas alınır.” hükmü getirilmiştir.
Mahkemece 07/03/2023 tarihinde nihai karar verilmiş olup, hükmün verildiği tarih itibariyle kesinlik (İstinaf edilebilme) sınırı 17.830,00-TL’dir.
Dosya kapsamında toplanan deliller, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, HMK’nın 341/2. Maddesi gereğince karar tarihi olan 07/03/2023 tarihi itibariyle istinaf sınırının 17.830,00TL olması ve iş bu davanın kabul edilen dava değerinin 17.500,00TL olması nedeniyle davalının istinaf başvurusunun HMK 346. Maddesi gereğince reddine ilişkin ek kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen 30/03/2023 tarihli ek kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, ek kararın hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Bu nedenlerle de davalının nihai kararla ilgili asıl istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf itirazları yönünden bir inceleme yapılmamıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 30/03/2023 tarih ve 2022/820 E – 2023/154 K sayılı ek kararının hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı tarafından yatırılan 299,00TL istinaf karar harcından alınması gerekli olan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye artan 119,10 TL harcın talebi halinde yatıran davalıya iadesine,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 18/05/2023