Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/888 E. 2023/915 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/888
KARAR NO: 2023/915
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/03/2023
ESAS NO: 2023/131
KARAR NO: 2023/257
DAVANIN KONUSU: İstirdat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/05/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ : 17/05/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/03/2023 tarih ve 2023/131 Esas – 2023/257 sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, … A.Ş’ye ait, keşidecisi … Ltd. Şti olan, … seri nolu, 03/11/2022 keşide tarihli, 300.000,00-TL bedelli çek ile… T.A.Ş’ye ait, keşidecisi … Ltd. Şti olan, … seri nolu, 02/12/2022 keşide tarihli, 300.000,00-TL bedelli çek ve… T.A.Ş’ye ait, keşidecisi … Ltd. Şti olan, … seri nolu, 02/11/2022 keşide tarihli, 350.000,00-TL bedelli çeklerin lehtarı olduğunu, ilgili çekleri keşide ile arasındaki ticari ilişki sebebiyle çek keşidecisine çekleri iade etmek üzere … şirketinin … Şubesi’ne teslim ettiğini, ancak çeklerin kargodayken kaybolduğunu, bu hususa ilişkin Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2022/67545 Soruşturma sayılı dosyasının mevcut olduğunu, kaybolan bu çeklerin iptali için Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/998 Esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını, dava kapsamında bu 3 çek için ödeme yasağına yönelik ihtiyati tedbir kararı verildiğini, ancak yargılama devam ederken bankadan gelen cevabi yazıda çeklerin takas ortamından davalı … Ltd. Şti tarafından bankaya ibraz edildiğinin bildirilmesi üzerine mahkemece çekleri bankaya ibraz ettiği bildirilen davalıya karşı istirdat davası açılması için 2 haftalık kesin süre verildiğini, bu nedenle işbu davayı ikame ettiklerini, davacının dava konusu çeklerin yetkili hamili pozisyonunda olup ilgili çekleri davalıya ciro etmesinin söz konusu olmadığını, davalı ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişkinin de söz konusu olmadığını, davalı tarafın haksız olarak dava konusu çekleri elinde bulundurmakta olduğunu beyan ederek çeklerin davalıdan istirdadı ile müvekkiline iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılmış olan işbu istirdat davasını kabul ettiklerini, davaya konu çeklerin davalıda olup, öncelikle çekleri teslim etmeye hazır olduklarını, bunun yanı sıra davanın açılmasında kusurlarının bulunmadığını, dolayısıyla davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiğini, davalının Kayseri ilinde bulunan … Ltd. Şti unvanlı firma ile ticari ilişki içerisinde olup, alacaklarına karşılık bahsi geçen firmadan cari dönemlerde birçok defa çek aldığını, davalının Bursa ilinde faaliyet gösterdiğinden … isimli firmanın çekleri davalıya kargo ile gönderdiğini, 17/10/2022 tarihli çek çakış bordrosundan da anlaşılacağı üzere, farklı vadeli ve keşidecilerinin farklı olduğu 10 adet çekin kargo yolu ile … isimli firma tarafından davalıya gönderildiğini, ancak bununla birlikte, aynı kargo poşetinden, davacıya ait çeklerin ve dava dışı … Hırdavat unvanlı işletmenin keşidecisi olduğu 1 adet çekin de davalıya geldiğini, gelen çek bordrolarını imzalayarak teyit amaçlı mail yoluyla … isimli firmaya gönderdiğini, …’nın imzalı çek çıkış bordroları aldığına dair onay mailini davalıya ilettiğini ve davalı açısından ilk etapta işlemlerin bu şekilde sona erdiğini, onay verildiği için davalının çekleri ciro etmekte bir sakınca görmediğini, çeklerin davalının elinde olması hasebiyle davacının somut bir zararı oluşmadığını, çeklerin kimseye ciro edilmediğini, icra takibi başlatılmadığını, yahut herhangi bir cebri işleme konu edilmediğini beyan ederek davayı kabul ettiklerini ve çekleri teslim etmeye hazır olduklarını , davanın açılmasına davalının sebebiyet vermemesinden dolayı davanın kabulü yönünde bir hüküm kurulacak ise davalı aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemesini, mahkeme aksi kanaatte olacak ve davalı kusurlu bulunacak ise bu sefer de AAÜT 6. Madde uyarınca kabul beyanı gözetilerek karşı vekil ücretinin yarısına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “…HMK Madde 308’de (1) Kabul, davacının talep sonucuna, davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. (2) Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.
Yukarıda açıklandığı üzere davalının davayı kabul etmesi nedeni ile davanın kabul nedeni ile kabulüne karar vermek gerekmiş” gerekçesiyle DAVANIN KABUL NEDENİYLE KABULÜ ile, davaya konu … A.Ş’ye ait, keşidecisi … Ltd. Şti olan, … seri nolu, 03/11/2022 keşide tarihli, 300.000,00-TL bedelli çek ile… T.A.Ş’ye ait, keşidecisi … Ltd. Şti olan, … seri nolu, 02/12/2022 keşide tarihli, 300.000,00-TL bedelli çek ve… T.A.Ş’ye ait, keşidecisi … Ltd. Şti olan, … seri nolu, 02/11/2022 keşide tarihli, 350.000,00-TL bedelli çeklerin davalı tarafından davacıya İADESİNE karar verilmiştir.
İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davaya cevap dilekçelerinde, davaya konu çeklerin müvekkilinin olduğunu beyan ederek davayı kabul ettiklerini ve fakat detaylı açıklamalar yaparak, davanın açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini belirterek, müvekkili aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiğini beyan ettiklerini, yerel mahkemece bu beyanları görmezden gelinerek ve bu yönde en ufak bir değerlendirme yapılmayarak davanın kabulüne karar verildiğini ve müvekkili aleyhine yargılama giderlerine hükmedildiğini, verilen karar son derece hatalı olduğu için ve ortada açık bir yanılgı olduğu için, iş bu başvuruyu yaptıklarını, davanın açılmasında müvekkilinin kusuru bulunmadığını, kötü niyetli bir yaklaşımı da olmadığını, davanın açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/15297 E. , 2017/2392 K. sayılı Yargıtay kararından da açıkça anlaşıldığı üzere, çek istirdat davalarında kasıt veya ağır kusur olguları arandığını, ancak müvekkilinin en ufak bir kusuru bulunmadığını, hal böyle olunca, davanın açılmasına müvekkili sebebiyet vermediği için, ilk derece mahkemesince müvekkili aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretinin kararı hatalı olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi neticesi olarak müvekkili aleyhine icra takibi başlatılmasının olası olduğunu, müvekkilinin daha fazla mağdur olmaması adına öncelikle tehir-i icra talebimizin kabulünü, başkanlığımızca yeniden hüküm kurularak, müvekkili yönünden yargılama giderlerine hükmedilmemesini talep etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine, ilk derece mahkemesinin kararının onanmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Dava, ilk derece mahkemesinin de kabulüne göre 6102 sayılı TTK’nın 792. (6762 sayılı TTK’nın 704.) maddesi uyarınca çekin istirdatı istemine ilişkindir.Davalının istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü vekalet ücretine yönelik istinaf itirazlarının incelenmesine gelince, Yargıtay 11. HD 2015/5124 E 2015/12217 K 18/11/2015 tarihli emsal kararında da işaret edildiği üzere; dava, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi (6762 sayılı TTK m.704) uyarınca açılan istirdat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabul nedeniyle kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda, davanın yukarıda açıklanan hukuki niteliği itibariyle kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT.6/1 maddesi uyarınca nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinde yasa ve usule aykırılık bulunmamaktadır. Yine aynı şekilde davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiği, davacının açtığı çek iptali davası ve çeklere konulan ödeme yasağı sunucunda durumdan haberdar olduğu, çekleri iade etmediği göz önüne alındığında yargılama giderinden davalının sorumlu tutulmasında bir usule aykırılık bulunmamaktadır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davalı tarafın söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 30/03/2023 tarih ve 2023/131 E. – 2023/257 sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 64.894,50 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 5.407,88 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 59,486,62 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/05/2023