Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/884 E. 2023/914 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/884
KARAR NO: 2023/914
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/02/2023
ESAS NO: 2020/193
KARAR NO: 2023/126
DAVANIN KONUSU: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/05/2023
İSTİNAF KARAR
YAZIM TARİHİ: 18/05/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/02/2023 tarih ve 2020/193 Esas – 2023/126 sayılı kararı davalı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın dava dışı ihbar olunan … petrol şirketine vermiş olduğu kredi nedeni ile davacıların 3. şahıs sıfatı ile taşınmazlarını teminat için ipotek verdiklerini, ipoteğe konu kredinin tamamen ödenmesine rağmen ipoteklerin banka tarafından kaldırılmadığını, davalı bankanın … sözleşmesi yaptığını, dolayısı ile davalıların zaten ödeme nedeni ile olmayan sorumluluklarının bir kez daha ortadan kaldırıldığını, asıl borçlu ile protokoller yapılmasına ve alacak teminat altına alınmasına rağmen dava konusu taşınmazların satışı yoluna gidildiğini, bu protokoller ile devletin davacıların sorumluluğunu üstlendiğinin anlaşılacağını, davalının basiretli tacir gibi davranmadığını belirterek davacı … ’ya ait … ili … … Mahallesi, … ada … parsel sayılı taşınmazın … Giriş … blok … Kat … nolu daire, davacı … ’ya ait … ili … … Mahallesi, … ada … parsel … blok 4. Kat … nolu daire ile davacı … ’ya ait … ili … Mahallesi … ada … parsel … blok … Kat … nolu daire üzerinde bulunan ipoteklerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ihbar olunan … şirketi ile kredi sözleşmesi imzalandığını, kredinin teminatı olarak davacılara ait taşınmazların ipotek verildiğini, kredilerin vadesinde ödenmemesi nedeni ile hesapların kat edilmesi ile … Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin davacılara gönderildiğini, ödeme olmaması nedeni ile taşınmazların paraya çevrilerek tahsili için Ankara 4. İcra Dairesi’nin … nolu takibin başlatıldığını, toplam ipotek bedelinin 1.670.000 TL olması nedeni ile bu bedel üzerinden harç ödenmesi gerektiğini, kredi borcuna istinaden ödeme yapılmadığını, ipotek belgelerinin 1. Ve 3. Maddesinde belirtilen hususların dikkate alınması gerektiğini, kredinin … ile teminatlı olmasının krediye teminat olarak alınan rehinlerin satılarak paraya çevrilmesine engel olmadığını, davacıların icra emrinin iptali için Ankara 9. İcra Hukuk Mahkemesi’nde 2019/81 E sayılı davayı açtıklarını, davanın derdest olduğunu, davacıların Kayseri 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E sayıl dosyada kıymet takdirine itiraz davalarının reddedildiğini, davacıların ihalenin feshi için Kayseri 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nde dava açtıklarını, davanın derdest olduğunu, borcun ödendiği itirazının yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “……davacı banka tarafından dosyaya sunulan belgeler incelendiğinde, 18.06.2015 tarihinde 400.000,00 TL ve 19.06.2015 tarihinde ise 620.000,00 TL bedelli ipotek teminatı tesis edildiği 09.06.2015 tarihinde 500.000,00 TL bedelli kredi kullandırıldığı ve bu kredinin 23.05.2016 tarihinde kapatıldığı, 23.06.2015 tarihinde tesis edilen 650.00,00 TL bedelli ipotek teminatı ile 28.08.2015 tarihinde 14.000,00 TL kredi kullandırıldığı ve bu kredinin 21.09.2015 tarihinde kapatıldığının sabit olduğunu kefalet talebi sırasında kuruma teminat olarak kefalet ( … ve … ‘nın kefaleti ile) firma ve aynı kefiller tarafından imzalanmış 10.000.000,00 TL bedeli munzam senet bildirildiğini, başka teminat bildirilmediği ve “2- … Kefaleti Dışında Kullandırılan Krediler İçin Alınan Teminatlar” başlıklı tablonun da boş olduğu bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. Tapu kayıtları, ipotek belgeleri, banka kayıtları üzerinde yapılan incelemeler, alınan bilirkişi raporları bir bütün halinde değerlendirildiğinde davacıların maliki olduğu taşınmazların Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında tahsili istenen kredilerin teminatı olmadığı anlaşıldığını, dava konusu taşınmazlar üzerindeki ipoteklerin kaldırılmasına karar vermek gerektiği” gerekçesiyle davanın kabulüne, ipoteklerin kaldırılmasına karar verilmiştir.İşbu kararı davalı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İhbar olunun asıl kredi borçlusu … Ltd. Şti. İle davalı banka arasında kredi sözleşmeleri akdedildiği, iş bu kredilerin teminatı olarak icra takibine konu teşkil eden taşınmazlar üzerinde ipotekler tesis edildiğini, kredilerin vadesinde ödenmemesi üzerine hesap kat edilerek Pursaklar 61. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek muhataplara gönderildiğini, ihtarnameye rağmen kredi borcunun ödenmediğini, kredi borcunun ödenmemesi üzerine ipotekli taşınmazların paraya çevrilerek alacağın tahsil edilebilmesi amacıyla Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibi başlatılarak borçlulara icra emri gönderildiğini, davacıların; kredi borcunun ödendiğini, banka ile … arasında sözleşme bulunduğu gerekçesiyle ipoteğin fekkini talep ettiklerini, toplam ipotek bedelinin 1.670.000-tl olduğunu, Harçlar Kanunu ve HMK düzenlemeleri gereği dava değeri ipotek bedeli olduğundan buna göre harç ödenmesi gerektiğini, 1.000.-TL dava değeri üzerinden harç ödenerek açılan davada öncelikle eksik harç taşınmazların dava tarihindeki değeri üzerinden tamamlattırılarak eksik harç ile dava görüldüğünü, 1.670.000-TL ipotek bedeli üzerinden tamamlanması gerektiğini, kredi borcuna istinaden herhangi bir ödeme yapılmadığını, kredinin Kredi Garanti Fonu teminatlı olması, krediye teminat olarak alınan rehinlerin satılarak paraya çevrilmesine engel olmadığını, Kredi Garanti Fonunun bir hibe programı olmadığını, kredi veren tarafından takip işlemlerinin devam edeceği Bakanlar Kurulu kararı ve … ile banka arasında yapılan protokoller gereği olduğunu, bu nedenle kredinin … teminatlı olup olmadığının ya da bankaya … tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının işbu ipoteklere etki edecek bir fonksiyonu bulunmadığını, 22/11/2016 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Bakanlar Kurulunun 2016/9538 sayılı “Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanan Hazine Desteğine İlişkin Karar” hükümleri doğrultusunda KGF kefaletli krediler kullandırılmaktadır. … garantili kredilerd … tarafından kefaletine karşılık ödeme yapılsa dahi, kredi veren kuruluş tarafından diğer borçlu ve müteselsil kefiller aleyhine alacağın tamamı üzerinden icra takibine devam edilmesi 22/11/2016 tarihli Resmi Gazete yayımlanan 2016/9538 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ve bu karara istinaden Kredi Garanti Fonu ile Bankamız arasında imzalanan protokolün gereğidir. Bu protokol gereğince; … ‘nin kefalet limitini tazmininden sonra da alacağın tamamı üzerinden yararlanıcı ve kefilleri aleyhine başlatılmış olan takiplere kredi veren tarafından devam edileceği hükme bağlanmıştır.Bakanlar Kurulunun 2016/9538 sayılı Kararı’nın 6. maddesinin 1. fıkrasında “Temerrüt sonrası takip işlemleri kredi verenlerce yürütülür.” ve 4. fıkrasında “Temerrüt durumunda teminatların nakde çevrilmesine ve kanuni takibe ilişkin işlemler kredi verenler tarafından yürütülür ve kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip işlemleri neticesinde elde ettiği tahsilat, tazmin edilen kefalet oranında Kuruma aktarılır.” denilmek suretiyle … tarafından tazmin edilen kefalet limiti tutarındaki alacağın takibinin kredi verenlerce (bankalarca) yürütüleceğini ve bu takipler neticesinde nakde çevrilen teminatlar ile takip işlemleri neticesinde elde edilecek tahsilatın tazmin edilen kefalet oranında … ‘ye aktarılması hükme bağlandığını, ayrıca bu kararın 6. maddesinde değişiklik yapan 10/03/2017 tarih ve 30003 sayılı Resmi Gazetesinde yayımlanan 2017/9969 sayılı kararda da bu düzenleme aynen korunduğunu, yapılan açıklamaları destekleyen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2018/939 E.- 2019/1593 K. Sayılı 19/12/2019 tarihli kararını ve banka ile KGF arasında düzenlenen protokolün ilgili bölümlerinin dilekçe ekinde sunulduğunu, davacılar icra emrinin ve takibin iptali istemli Ankara 12. İcra Hukuk Mahkemesi’nde 2019/81 Esas sayılı dava ikame ettiklerini, davanın derdest olduğunu, ipoteklerin konu edildiği icra dosyasında icra emrinin tebliğinin üzerinden bir yıldan fazla süre geçtiğini, bu arada davacılara kıymet takdir raporları ve ipotekli taşınmazların satış ilanları tebliğ edildiğini, daha da öncesinde ise hesap kat ihtarnameleri tebliğ edildiğini, davacılar Kayseri 1. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/311 Esas-2019/501 Karar sayılı kıymet takdirine itiraz davasını ikame ettiklerini, 13/06/2019 tarihli karar ile davaları reddedildiğini, ilgili ipotekli taşınmazların ihalesi de yapıldığını, davacılar ihaleden sonra Kayseri 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/41 Esas sayılı ihalenin feshi davasını ikame ettiklerini, kararın kesinleştiği ve taşınmazların ihalesi neticelendiğini, bunlara ilaveten de mahkeme huzurunda ipoteğin fekki davasını ikame ettiklerini, dolayısıyla borçtan, takipten, icra emrinden, kıymet takdirinden, satıştan bilcümle dosyadaki her türlü işlemden haberdar olan, her türlü yasal yola başvuran, açılabilecek tüm davaları açan borçlular ihale yapıldıktan sonra ihalenin feshi davasından da olumlu sonuç alamayacaklarını düşündüklerinden bu kez de borcun ödendiği yönündeki asılsız gerekçelerle ipoteğin fekkini talep ettiklerini, mahkemenini kararındaki tek dayanağın eksik ve yanlış birçok değerlendirme içeren, aynı zamanda ihbar olunan kurumla husumeti bulunan ve raporları düzenledikten çok kısa bir süre sonra bilirkişilikten men edilmiş bilirkişi tarafından hazırlanmış raporlar olduğunu, mahkemenin hem bilirkişiye hem de bilirkişi raporlarına itirazlarını hiç dikkate almadığını, ülkenin güçlü finansman şirketlerinin işlemlerinin bir tek kişinin düzenleyeceği rapora göre değerlendirildiğini, ne yeni bir bilirkişi belirlendiğini ne bilirkişi heyeti oluşturulduğunu ne de itirazların değerlendirildiğini, … A.Ş. ile davalı banka arasındaki iç ilişkiyi düzenleyen konular borçlular ile banka arasındaki ilişkilere zemin olarak kullanılmaya çalışıldığını, ipoteklerin teminat olarak … A.Ş.ne bildirilmemiş olması ipoteğin borçların teminatı olmadığı sonucuna ulaşılmasını sağlayamadığını, müvekkil bankanın asgari teminatları sağladığı bildirimi fazlaya dair teminatlardan vazgeçildiği şeklinde yorumlanamayacağını, bilirkişi ek raporunda “davacıların maliki olduğu taşınmazların Ankara 4. İcra Müdürlüğü … esas sayılı takip dosyasında tahsili istenen kredilerin teminatı olmadığı sonuç ve kanaatine” varıldığı belirtildiğini, bu tespite dayanak olarak, Müvekkil Bankanın … A.Ş. sistemine teminatlarla ilgili verdiği bilgilerde bu taşınmazların yer almamasının belirtildiğini, bilirkişi raporunda hazine destekli kefalet mevzuatı, T.Borçlar Kanunu kefalet ilkeleri ve Medeni Kanunun ipotek hükümlerinin göz ardı edildiğini, raporda banka ile kefil … A.Ş. arasındaki resmi niteliği olmayan ve asgari koşulları teyid eden bir takım bildirimler, ipotek senedi ile resmi olarak taahhüt edilen borcu ortadan kaldırır şekilde yorumlandığını, bu yaklaşım özelde Hazine destekli kefalet mevzuatı, genelde teminat hukuku ilkeleri ile maddi hukuka aykırılık teşkil ettiğini, hazine destekli kefalette bankaların açık kredi kullandırmaları kefaletin iptaline neden olduğunu, diğer bir deyişle, hazine destekli kefalette asgari teminat şartı bulunduğunu, bankalar bu şartı sağladıklarını … A.Ş.ne bildirdiklerini, asgari şartın sağlanmış olması fazlaya dair hakları ortadan kaldırmayacağını, nitekim, mevzuatta açıkça kredi verenin aldığı/alacağı teminatlar üzerinde … A.Ş. nin hazine destekli kefaletinden ötürü alacağı oranında hak sahibi olduğunun düzenlendiğini, dolayısı ile işbu ipotekler müvekkil bankanın teminatını teşkil etmekte ise … A.Ş.’nin de doğrudan teminatı olduğunu, ve bu ipoteklerin Bankanın … A.Ş.ne yazdığı asgari teminatları bildirir yazısında olmaması müvekkil bankanın teminatı olmadığı tespitine bir gerekçe teşkil edemeyeceğini, bu ipoteklerin davalı bankanın teminatında olmaması ancak ipoteklerin fek edilmiş olması ya da ilgili kredi için bu teminatlardan ilgilileri ibra etmesi koşuluna bağlı olduğunu, bu kapsamda bir belgede olmadığına ve borç da ödenmediğine göre farazi yorumlarla ayni ölçüde bir hakkın ortadan kaldırılması mümkün olmadığını, davacıların davalı bankaya ipotek senedinde yazılı hükümler dairesinde taşınmazlarını ipotek verdiklerinin sabit olduğunu, dava konusu ipotekler üst sınır ipoteği olup konuyla ilgili Yargıtay kararları ile pekiştirildiğini, Hukuk Genel Kurulu ve 19. Hukuk Dairesinin emsal kararlarına dilekçe içeriğinde değinildiğini, hazine destekli kefaletlerin 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un Geçici 20. Maddesinin son fıkrasında değinildiğini, … kredilerinin bakiye tutarlarına ilişkin usul ve esasları düzenleme yetkisi Bakanlar Kurulu’na verildiğini, bu çerçevede Bakanlar Kurulu’nca alınan 2009/15197, 2015/7331 ve 2016/9538 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları ile takibe ilişkin esaslar düzenlendiğini, 31.10.2016 tarih ve 2016/9538 Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanan Hazine Desteğine İlişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın Cumhurbaşkanı Kararı ile değişik meri hükümlerinde düzenlendiğini, T.Borçlar Kanununda kefilin alacaklıya ifada bulunduğu ölçüde haklarına halef olacağı ve özellikle kefalet anında var olan teminatlara halefiyeti özel olarak vurgulandığını, dava konusu ipoteklerin de … A.Ş. kefaletinden önceki tarihte tesis edildiği dosya kapsamından anlaşıldığını, asgari teminat şartını sağlayan bankanın kayıtlarındaki diğer teminatları … A.Ş.ne bildirmemiş olması ne kredinin teminatından ne … A.Ş.nin halefiyet hakkından vazgeçtiği şekilde yorumlanabileceğini, bilirkişi raporundaki tespitlerin haklı ve hukuki dayanağı olmadığını, eksik ve hatalı bir takım bilgilere dayalı hukuka aykırı yorumlardan ibaret olduğunu ve yetki ve görevini aşarak değerlendirmeler yapıldığının anlaşıldığını, ek dayanak bilirkişi raporunun … A.Ş. Nin eski çalışanı olması ve bu iş ilişkisinden kaynaklanan ve yargı makamlarına taşınan husumeti bulunması nedeniyle bu dosyada tarafsız olması beklenemeyeceğini ve bilirkişilikten men edildiğini, düzenmiş olduğu raporlara bu nedenle de itibar edilemeyecek bilirkişi tarafından düzenlenen rapor gerekçe yapılarak ipoteklerin fekkine karar verilmesinin Medeni Kanuna, Borçlar Kanunu’na, Ticaret Kanunu’na ve diğer yasal düzenlemelere aykırı olduğunu, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinaf başvuru cevap dilekçesinde özetle; davalı banka istinaf yoluna başvurduğunu, her ne kadar davalı harcın eksik olduğu iddiasını ileri sürmekte ise de, dava tarihi itibariyle taşınmazların bedeli üzerinden eksik harç ikmal edildiğini, Yüksek Yargıtay 14.HD’nin 2016/7180 esas, 2019/1641 sayılı ilamında da dava tarihi itibariyle değer üzerinden harç alınacağının belirtildiğini, ilk derece mahkemesi kararı, hiçbir tartışmaya mahal bırakmayacak kadar dosya kapsamına ve hukuka uygun olduğunu, ayrıca, bilirkişi raporu da konuyu tafsilatlı biçimde baştan sona ele alındığını ve denetime elverişli bu rapora göre yerel mahkemenin kararını kurduğunu, hukuka aykırı bir yön bulunmadığını, davalı yan, kredi borcunun ödenmediğini iddia etmişse de defaten dile getirilen borç ödendiğini, davacıların sorumluluğunun kalktığını, … tarafından davalı bankaya ipotek miktarını da aşacak şekilde ödeme yapılarak kredi borcu kapatıldığını, davalı bankanın alacağı kalmadığından ipoteğin devam etmesini gerektirecek bir sebep de kalmadığını, dolayısıyla davalının ipoteğin fekkinin mümkün olmayacağına ilişkin taleplerinin haksız olduğunu, yerel mahkeme kararı hukuka, usule ve yasaya uygun olduğunu, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacılara ait taşınmazlar üzerine konulan ipotekler tahsis edilen kredilerin teminatı olmadığını, kaldı ki taşınmazlar üzerine konulan ipotek Kredi Garanti Fonu’na bildirilmediğini, bu nedenlerle, bilirkişi raporu dayanak alınarak kurulan karar dosya kapsamına ve hukuka uygun olduğunu, davalı banka tarafından tesis edilen ipoteklerin … ‘ye bildirilmeyerek gizlendiği dosyaya sunulan belgelerle ve bilirkişi raporu ile ortaya konulduğunu, ipotek resmi senetlerinde teminat kapsamında bankanın gayrinakdi kredilerinin depo edilmesine ilişkin hüküm bulunmadığını, kefalet talebi sırasında da munzam senet dışında başkaca teminat bildirilmediğini, davalı bankanın sunmuş olduğu Yargıtay kararlarında borcun hiç ödenmemesinden bahsedildiğini, borcun Kredi Garanti Fonu tarafından ödenmiş olması halinde de taşınmazların teminat olarak kabulüne ilişkin bir değerlendirme bulunmadığından emsal olarak kabulünün mümkün olmadığını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Dava, ipoteğin fekki istemine ilişkindir.Dosyada yer alan ipotek belgeleri incelendiğinde ise; ipoteğin davacıların taşınmazları üzerinde dava dışı asıl borçlu şirketin … ‘na olan doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olarak tesis edilmediği görülmüştür. Bir başka anlatımla ipotek resmi senetlerinde, ipoteklerin dava dışı borçlunun kredi garanti fonu borcunun da teminatı olduğuna ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır.Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, davanın kabulüne ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 28/02/2023 tarih ve 2020/193 E. – 2023/126 K. sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 110.320,65 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından istinaf eden davalı tarafından peşin yatırılmış 27.580,00 TL harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 82.740,65 TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan alınarak Hazineye Gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/05/2023