Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/872 E. 2023/1017 K. 29.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/872
KARAR NO: 2023/1017
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/03/2023
ESAS NO: 2022/1177
KARAR NO: 2023/197
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 29/05/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 16/03/2023 tarih ve 2022/1177 E – 2023/197 K kararına karşı süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili , davalı müflis … Konut Yapı Kooperatifine 24.02.2005 tarihinde 7.620,00 TL ödeyerek 822 no’lu üye kayıt numarası ile üye olduğunu, düzenli olarak tüm ödemelerini yapan müvekkiline 2007 yılında yapılan kura çekiminde kayseri ili melikgazi ilçesi … mahallesinde … ada, … pafta ,… parsel ,… numaralı dairenin çıktığını, ödemelerine düzenli olarak devam eden müvekkili 2013 yılında davalı müflis kooperatifçe kalan borçlarını ödeyen üyelere tapularının verileceğinin bildirilmesi üzerine müvekkiline davalı kooperatif tarafından çıkarılan 37.180,00 TL’nin müvekkili tarafından 25.03.2013 tarihinde kayseri … şubesinden kooperatif hesabına yatırıldığını, davalı kooperatifin müvekkiline 25.03.2013 tarihinde “kooperatife hiçbir borcu ve alacağı kalmadığına” dair resmi belge verdiğini, kendilerinde müvekkilin vekaleti bulunduğundan dolayı 30.10.2013 tarihinde ferdileştirme yapılarak dairesinin tapusu müvekkiline gönderildiğini, 2015 yılında davalı müflis kooperatifin daha önceden … A.Ş.’ den (2012 yılında) 24.806.700,00 TL kredi çektiğini, çekmiş olduğu krediyi yüklenici firmaya verdiğini , yüklenici firma tarafından inşaatların yapılmadığını , kooperatif tarafından bankaya asıl borçlu olan müflis kooperatifin çekmiş olduğu kredi borcunu ödemediğinden ötürü, 2015 yılında müvekkili ve diğer üyelere tekrardan kesin hesap adı altında borç çıkarıldığını, müvekkilinin bu talebe hukuka aykırı olduğu için karşı çıktığını, davalı müflis kooperatif yönetimi tarafından, müvekkiline vekalet yetkisini kötüye kullanarak ipotekli tapuların verildiğini, dairelerin … bankasına ipotekli olduğunu, söz konusu paraları ödenmezse ipoteklerin paraya çevrilmesi tehlikesi vesair sözler söylenerek ipotekten haberi olmayan üyelere bu durum duyurulmaya başlandığını, müvekkiline 2013 yılında davalı kooperatif tarafından dairelerin maliyet bedelleri hesaplandığını ve müvekkilinin de ödemesi gereken bütün bedelleri ödediği için davalı müflis …Konut Yapı Kooperatifi tarafından müvekkiline “…’ın kooperatifimize hiçbir borcu ve alacağı kalmamıştır” şeklinde yazılı belge verildiğini, fakat sıra tapuyu vermeye gelince davalı müflis kooperatif müvekkilini bu süreçte oyaladığını ve bu oyalama neticesinde vakit kazanan davalı taraf ın vekalet yetkisini kötüye kullanarak ipotek kurulu taşınmazı, sanki temiz ve üzerinde herhangi bir kısıtlama yokmuş gibi ferdileştirme işlemi yaparak 30.10.2013 tarihinde tapu müvekkili adına ipotekli olarak tescil edilerek gönderildiğini, müvekkiline icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin itirazı üzerine takiplerin durdurulduğunu, müvekkili aleyhinde başlatılan kayseri genel icra dairesi… esas, kayseri genel icra dairesi… esas, kayseri genel icra dairesi … esas sayılı dosyalarında müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olmasından ötürü fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, müvekkili aleyhinde açılan Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/850 esas sayılı dosyası ile kooperatifler kanununun geçici 11. maddesinin uygulamasının tam oturmaması nedeniyle açtıkları menfi tespit dosyasının birleştirilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinden özetle; Kayseri iline özgü düzenlenmiş kanun hükmünün hukuka aykırı olduğunu, mahkemece somut norm denetiminin itiraz yolunun uygulanması gerektiğini. dava konusu kanun maddesinin yalnızca kayseri ilinde bulunan kooperatifleri kapsayacak şekilde çıkarıldığını, yani aynı durum ve şartlarda bulunan başka şehirdeki kooperatif üyesi maliyetlerden sorumlu iken yalnızca kayseri ilinde bulunan kooperatif üyesinin yönetim gideri dışındaki başkaca maliyetten sorumlu tutulayamacağını, işbu kanun anayasanın 10. maddesinde belirtilen “yasa önünde eşitlik ilkesi” ne açıkça aykırılık teşkil ettiğini, müflis kooperatifin, etaplar halinde yapılmamış olduğunu, ilgili kanun maddesinin sınırlı sorumlu esen şekerkent konut yapı kooperatifi hakkında uygulanamayacağını, Kayseri iline özgü çıkarılmış olan bu kanunda açıkça hangi koşullar altında uygulanabilir olduğu belirtildiğini, öncelikle inşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi şartı bulunmadığını,
kooperatiflerin ana sözleşmesinin kooperatif ortaklarının birbiri ve ortaklarla kooperatif tüzel kişiliği arasındaki özel hukuk sözleşmesi olduğunu, Kayseri iline özel çıkarılan geçici kanunun mağduriyetlerin giderilmesi adına çıkarıldığı belirtilse de asıl mağdurun kooperatif üyelerinin halen taşınmaz tapularını alamamış olan ortakları olduğunu, müflis kooperatifte maddi imkanların kısıtlığı sebebiyle yaklaşık 40 üyenin parasını ödediği halde tapusunu alamadığını, 30 kadar üyenin de taşınmazı inşa edilemeden iflas söz konusu olduğunu,
yarım kalan inşaatların yapılamadığını, kooperatifin iflasına sebep olduğunu, açıklanan sebepler ile re’sen nazara alınacak hususlar dikkate alınarak; haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırılık teşkil eden işbu davanın reddini,kötü niyet tazminatı talebinin reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Davacının dava dilekçesindeki açıklamaları ile davalının cevap dilekçesindeki açıklamaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacının bu davaya konu ettiği borç tutarının taraflar arasında çekişmeli olduğu, davalının davacı hakkında daha önce icra takibi başlattığı ve fakat davacı borçlunun itirazı üzerin icra takibinin durduğu, bunun üzerine davalı alacaklının itirazın iptali istemiyle dava açtığı, itirazın iptali davasının halen derdest olduğu, mahkeme hükmünün yahut icra takibinin henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Bu açıklamalar çerçevesinde davacının dava açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı yönünden yapılan değerlendirmede; Koop. K. geçici 11. maddede aranan şartları taşımayan, henüz mahkeme kararı yahut icra takibi kesinleşmemiş bir aşamada davacının ayrıca borçlu olmadığının tespiti (menfi tespit) isteminde bulunmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. Zira, kooperatif tarafından üyeye yönelik başlatılan icra takibi durmuş ve itirazın iptali davası açılmış ise, itirazın iptali davasına bakan mahkemenin geçici 11. maddedeki yasal düzenlemeyi resen nazara alması ve somut uyuşmazlığa uygulaması zorunludur. Öte yandan; mahkemenin vermiş olduğu karar henüz kesinleşmemiş ise, kanun yolları olan istinaf ve temyiz incelemesi sırasında, bu yasal değişiklik ve yeni yasal düzenleme çerçevesinde tarafların hukuki durumunun değerlendirilmesi maksadıyla hükmün bozulmasına karar verileceği ve yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderileceği açıktır. Dolayısıyla mahkeme kararı henüz kesinleşmemiş bir aşamada, davacı üyenin davalı kooperatif aleyhine geçici 11. madde kapsamında, dava açma zorunluluğu bulunmamakta, diğer bir deyişle davacının böyle bir aşamada korunmaya değer güncel bir hukuki menfaati bulunmamaktadır. Öte yandan; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddedeki yasal düzenleme, Anayasa Mahkemesinin 16/02/2023 tarih, 2022/126 Esas, 2023/29 Karar sayılı iptal kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararı 09/03/2023 gün ve 32127 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş ise de; davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan ve fakat Anayasa Mahkemesi’nin anılan kararı ile iptal edilen yasal düzenleme çerçevesinde dahi açılan davanın, davacının dava açma-kta hukuki yararın bulunmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği, diğer bir deyimle davacının anılan geçici 11. maddedeki yasal düzenleme iptal edilmemiş olsaydı dahi, bu davayı açmakta korunmaya değer güncel bir hukuki menfaati bulunmadığı anlaşılmakla; davacının davasını dayandırdığı yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin sonuca bir etkisi bulunmamakla, Davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle HMK M.114/1-h, 115/2 uyarınca USULDEN REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen davanın usulden reddi kararı usulve yasaya aykırı olup anılan kararın kaldırılması gerektiğini, ödemelerine düzenli olarak devam eden müvekkile, 2013 yılında davalı müflis kooperatifçe kalan borçlarını ödeyen üyelere tapularının verileceğinin bildirilmesi üzerine müvekkiline davalı kooperatif tarafından çıkarılan 37.180,00 TL, müvekkilim tarafından 25.03.2013 tarihinde Kayseri … Şubesinden Kooperatif hesabına yatırıldığını, davalı Kooperatif müvekkile 25.03.2013 tarihinde “kooperatife hiçbir borcu ve alacağı kalmadığına” dair resmi belge verdiğini, kendilerinde müvekkilin vekaleti bulunduğundan dolayı 30.10.2013 tarihinde ferdileştirme yapılarak dairesinin tapusu müvekkiline gönderildiğini, 2015 yılında davalı müflis kooperatifin daha önceden … A.Ş.’ den (2012 yılında) 24.806.700,00 TL kredi çekmiş olduğu, çekmiş olduğu krediyi yüklenici firmaya verdiği, yüklenici firma tarafından inşaatların yapılmadığı, Kooperatif tarafından bankaya asıl borçlu olan müflis kooperatifin çekmiş olduğu kredi borcunu ödemediğinden ötürü, 2015 yılında müvekkil ve diğer üyelere tekrardan kesin hesap adı altında borç çıkarıldığını, müvekkilinin bu talebe hukuka aykırı olduğu için karşı çıktığını, çünkü davalı kooperatif 2013 yılında müvekkile dairelerin maliyet bedelleri hesaplandığı ve müvekkilin de ödemesi gereken bütün bedelleri ödediği için davalı Müflis …Konut Yapı Kooperatifi tarafından müvekkilime ‘’…’ın Kooperatifimize Hiçbir Borcu Ve Alacağı Kalmamıştır’’ şeklinde yazılı belge verdiğini, borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte sözde borcu olduğu iddia edilen herhangi bir üyeye de dairesinin tapusunun verilmeyeceğini, müvekkilin davalı kooperatife borcunu ödediği ve tapusunu aldığı halde, davalı kooperatif kesin hesap-ek maliyet adı altında müvekkilden para talep ederek icra takipleri başlattığını, davalı kooperatifin …tan çekmiş olduğu kredi borcunu ödememesi ve müvekkilin de tapusunu bu borca istinaden ipotek ettirmelerinden ötürü … tarafından iş bu ipoteklerin paraya çevrilmesi yoluyla içerisinde müvekkilin de bulunduğu çok sayıdaki kooperatif mağdurlarına icra takipleri başlatıldığını, “müvekkilin gerek kooperatife gerekse bankaya borçlu olmadığı maddi gerçeğinin ortaya çıkarılması açısından”, iş bu menfi tespit davası açılmış olsa da yerel mahkemece tüm bu takipler ve davalı kooperatifin üyelerine vermiş olduğu mağduriyetler gözetilmeyerek, “açılan ve derdest olan itirazın iptali davası olduğu”, “mahkeme hükmünün veyahut icra takibinin kesinleşmediğinden” bahisle müvekkilin menfi tespit davası açmasında hukuki yararının olmadığı şeklinde bir hüküm tesis edilmesi izahtan vareste olduğunu, yerel mahkemece verilen kararın kabulü mümkün olmamakla birlikte emsal kararlar da gözetilerek müvekkilin menfi tespit davası açmasında hukuki yararının olacağı açık ve net bir şekilde anlaşıldığını, zira emsal kararlardan da derdest olan bir itirazın iptali davası da olsa kişinin hukuki baskıdan kurtulmak amacıyla menfi tespit davası açmasında” hukuki yararının olacağından “bahsedildiğini, davalı kooperatifin 30 kadar üyenin inşaatlarına hiç başlamadığı hususu da dikkate alınarak” ara kesin maliyetlerle ilgili içtihat doğrultusunda da müvekkilin davalı kooperatife borcunun olmayacağını, Yerel Mahkemece 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa eklenen geçici 11.maddedeki yasal düzenleme çerçevesinde dava açmamızda hukuki yararın olmadığı belirtilmişse de bu hususun da habulü mümkün olmadığını, eğer madde metninin Anayasa Mahkemesi tarafından iptalinden kaynaklı olarak usulden red kararı verilmişse verilen bu karar hatalı olup madde metninin iptalinden kaynaklı verilecek kararın olsa olsa “karar verilmesine yer olmadığına ilişkin bir karar olmakla lehimize vekalet ücretine hükmedilmesi, davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi” gerekmekteyken aksi yönde usulden red kararının verilmesi hatalı olduğunu, zira dava açılmasına davalı taraf sebebiyet verdiğini, yine maddenin yeni eklenmiş olması ve üyelerde yarattığı kargaşalık da gözetilerek 6 aylık süreçte açılması gereken bir davanın açılmamasında da müvekkilin hak kaybına uğrayacağını, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/1177 Esas 2023/197 No’lu kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline, aksi kanaat halinde karar verilmesine yer olmadığı kararı verilerek davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmeyerek davacı müvekkil yararına vekalet ücreti verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; Haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırılık teşkil eden davacının istinaf başvurusunun reddi ile davanın usulden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:Dava, kooperatif üyesi davacının, 7410 sayılı Kanunun 2. maddesiyle 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa eklenen geçici 11.maddesi uyarınca davalı kooperatife borcu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; 7410 sayılı Kanunun 2. maddesiyle 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa eklenen geçici 11. maddedeki yasal düzenleme, Anayasa Mahkemesinin 16/02/2023 tarih, 2022/126 Esas, 2023/29 Karar sayılı iptal kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararı 09/03/2023 gün ve 32127 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Her ne kadar Anayasa Mahkemesinin iptal kararları geriye yürümez ise de; eldeki davanın konusunu oluşturan Kayseri Genel İcra Dairesi’nin …, … ve … Esas sayılı takip dosyalarına davacı tarafça yapılan itiraz üzerine takiplerin durduğu ve söz konusu itirazın iptali hususunda davalı tarafça açılan davanın Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/850 Esas sayılı dosyasında derdest olduğu anlaşıldığına göre, yerel mahkemece aynı konudaki alacak-borç yönünden davacının eldeki işbu menfi tespit davasını açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle açılan davayı dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 114/1-h, 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, dosyada bulunan bilgi ve belgelere, istinaf edilen nihai kararda ayrıntıları yazılı açıklama, yasal sebep ve gerekçelere göre, mahkemece delillerin değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, dolayısıyla istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilerek, yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 16/03/2023 tarih ve 2022/1177 E – 2023/197 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafça peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4.maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 29/05/2023