Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/867 E. 2023/919 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/867
KARAR NO: 2023/919
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/03/2023
ESAS NO: 2022/276
KARAR NO: 2023/173
DAVANIN KONUSU: İstirdat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/05/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 18/05/2023
Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/03/2023 tarih ve 2022/276 Esas – 2023/173 sayılı kararı davacı vekili tarafından istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmekle dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelendi;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekilinin, İncesu Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği 21.12.2018 havale tarihli dilekçesi ile; davalı şirketin, davacının ciro ettiğini ve zayi nedeniyle çek iptali davası açtığını davanın … 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/859 esas sayılı esas sayılı dosyası ile teminat karşılığında ödemeden men yasağı aldıktan sonra çekin ödeme gününde bankaya ibraz eden ve bu haliyle kayıp çekin ortaya çıkması ile açılan çek iptali davasında sonuç alınabilmesi için kanuni zorunluluk olan istirdat davası açmak amacıyla mahkemece taraflarına süre verildiğini, davacının söz konusu davalıya borcu olmadığı gibi herhangi bir alışverişi de olmadığını, TTK. çek sebebe bağlı olmadığı hüküm altına alınmış ise de tacir çekleri nama yazılan çeklerde çeki elinde bulunduran çekin hangi ticaret sonucu eline geçtiğini ispatlamak zorunda olduğunu, aksi halde gayri yasal yollardan ele geçtiği hususunda karine oluşturacağını bu durumda davalarının haklılığının ispat edilmiş olacağını, çeki elinde bulunduran davalı ve çeki davacıdan sonra ciro eden şahıslar ve şirketlerle davacı arasında kesinlikte bir ticari ilişki bulunmadığını beyanla çekin istirdadına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile davalı şirketin ticari faaliyetlerine …/Kayseri adresinde devam ettiklerini, yetkili mahkemenin İncesu Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; “…..iş bu dava dosyasının 24/11/2022 tarihli celsesinde davanın takip edilmemesi nedeniyle dosyanın HMK.150. ve devamı maddeleri gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olup davacı tarafca süresi içerisinde yenilenmediğinden, taraflarca takip edilmemesi nedeniyle işlemden kaldırılmasına karar verilen ve yasal süre içinde yenilenmeyen davanın HMK.nın 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına….” dair karar verilmiştir.
İşbu kararı davacı vekili süresinde istinaf etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararında davanın HMK 150. madde gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de davanın takip edilmemesi gibi bir durum söz konusu olmadığını, duruşma günü öncesi mahkemeye gönderilen mazeret dilekçesi görülmüş olmakla mahkemenin UYAP sisteminde avukatın başka yerde duruşması olup olmadığı görülmesine rağmen mahkemenin mazereti reddetmesinin hatalı olduğunu, 24.11.2022 tarihli gün UYAP kaydına bakıldığında … ilinde olmaları ve 3 ağır ceza, 8 ağır ceza, 5 asliye ceza, 1 aile mahkemelerinde duruşmalarında olduğunun görülebileceğini, her ne kadar HMK 150. maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de mazeretin red edildiğine dair tebliğ olmadığı gibi müracaata bırakıldığına dair tebliğ de yapılmadığını, bu nedenle hak kaybı yaşanmaması adına kararın kaldırılmasını, davanın kaldığı yerden devamına karar verilmesini, Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/03/2023 karar tarihli 2022/276 Esas, 2023/173 Karar numaralı usul ve yasaya aykırı kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf cevap dilekçesinden özetle; Davanın, istirdat davası olduğunu, mahkemece ” 24/11/2022 tarihli celsesinde davanın takip edilmemesi nedeniyle dosyanın HMK.150. ve devamı maddeleri gereğince işlemden kaldırılmasına” karar verildiğini, davacı, başka mahkemelerde duruşma olması, mazeretli olması nedeniyle kararın kaldırılması talepli istinaf başvurusunda bulunduğunu, davacının istinaf başvurusunun reddi gerektiğini, 23/06/2022 tarihli ön inceleme duruşmasında davacının mazeret dilekçesi sunduğunu ve mahkemece mazeretinin kabulüne karar verilip ön inceleme duruşmasının bir defaya mahsus olmak üzere 24/11/2022 günü saat 14:50’ye bırakılmasına karar verildiğini, dosyanın 24/11/2022 tarihli duruşmasında ise davacı yeniden mazeret sunduğunu, mazeretini belgelendirmediğini, akabinde davanın takip edilmemesi nedeniyle dosyanın HMK.150. ve devamı maddeleri gereğince 3 ay içerisinde yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiğini, davacının, davasını yenilemediğini, yenileme dilekçesi sunmadığını, bunun üzerine 10/03/2023 tarihinde istinaf yolu açık olmak üzere, dosyanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, davacı, bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunmuş ise de karar usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının, 3 ay içerisinde davasını yenilemediğini, davacının, mazeretini belgelendirmediğini, davacı, tarafına tebliğ yapılmadığını iddia ettiğini, Ancak duruşma zaptının tebliğ yapılmasının zorunluluğuna ilişkin yasal düzenlemenin olmadığını, duruşma zaptının UYAP sistemine kaydedildiğini, açıklanan tüm hususlar ile birlikte kaldı ki 24/11/2022 tarihli duruşma zaten ertelenen ön inceleme duruşması olduğunu, HMK md.140 ” Ön inceleme tek duruşmada tamamlanır. Zorunlu olan hâllerde bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin edilir” gereği 2. kez ön inceleme duruşmasının ertelenemeyeceğini, yeniden ön inceleme duruşması günü verilemeyeceğini, tüm bu nedenlerle davanın açılmamış sayılması kararının yerinde olduğunu, davacının istinaf başvurusunun reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Uyuşmazlık; belgelendirilmediği gerekçesiyle davacı vekilinin mazeretinin reddine ve sonuçta davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararların usul ve yasaya uygun olmadığı, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “ Tarafların duruşmaya gelmemesi, sonuçları ve davanın açılmamış sayılması” başlığı altında düzenlenen 150 nci maddesinin ikinci fıkrasında; “ Usulüne uygun davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez.”, beşinci fıkrasında ise; “İşlemden kaldırıldığı tarihten itibaren üç ay içinde yenilenmeyen davalar sürenin dolduğu gün itibariyle açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Bilindiği üzere hukuk yargılamasına ilişkin kurallar, yargılamanın düzenli yapılması ve hakkın olabildiğince çabuk elde edilmesi amacını gerçekleştirmek için getirilmiştir. İşte hakkın elde edilmesi için birer araç olan bu kurallar amaca uygun somut bir görevin varlığı halinde uygulama alanı bulurlar. Aksi halde, araçla ulaşılması istenilen amaç arasında gerçek ve esaslı bağın bulunmaması anlamsızlığı (şekilcilik) ortaya çıkarır. Mahkemelerin amacı, ne olursa olsun uyuşmazlıkları ortadan kaldırmak değil, pozitif hukukun ölçüsünde, hakkı belirleyerek sonuca ulaşmaktadır.
Bu nedenle geciken adaletin, adaletsizlik olduğu düşünülerek, davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere getirilen usul kuralları, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır.” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26/01/2014 tarihli ve 2013/3-1238 E. 2014/957 K. sayılı ilamı).
Somut olayda; davacı vekilinin ilk öninceleme duruşmasına mazeret bildirdiği, mazeretinin kabul edildiği, öninceleme duruşmasının bir defaya mahsus ertelendiği, ikinci kez yapılacak olan ön inceleme celsesi için mahkemeye sunmuş olduğu aynı tarihli mazeret dilekçesinde, iş yoğunluğu ve Urfa’da olması nedeniyle duruşmaya katılamayacağına yönelik beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının mazeretinin dayanakları gösterilmemiş, yargılamanın aşaması da dikkate alındığında mazeretin reddi yerinde görülmüştür.
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, Anayasa’nın hak arama özgürlüğünü düzenleyen 36. maddesine uygun yorumla, davanın niteliği de dikkate alınarak, davacı vekilinin mazeret dilekçesinin reddi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda davacı tarafın söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nın 353/1-b.1.maddesi gereğince hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 10/03/2023 tarih ve 2022/276 E. – 2023/173 K. sayılı nihai kararının hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davacı tarafından peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-HMK. 302/5 maddesi gereğince iş bu ilamın kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararın yerine getirilmesi için gerekli bildirilmlerin, HMK. 359/4 maddesi gereğince iş bu kararın taraflarına tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.17/05/2023