Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/86 E. 2023/99 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/86
KARAR NO: 2023/99
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/05/2022
ESAS NO: 2021/928
KARAR NO: 2022/399
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 19/01/2023
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının kooperatif ortağı olduğunu, 21.06.2015 tarihli genel kurulda kooperatifin devam eden konut inşaatlarının maliyetinin karşılanabilmesi için her bir üyenin 9.500,00 TL ödeme yapmasına, ödemelerin gününde yapılmaması halinde aylık %1,5 oranında gecikme zammı alınmasına karar verildiğini, davalı aleyhine Kayseri 2. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 46.000,00TL asıl alacak ve 14.965,00TL gecikme faizi ile birlikte 60.965,00-TL üzerinden takip başlatıldığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu, davalının borcunu ödeyip tapusunu aldığını ileri sürdüğünü, davalı itirazının haksız olduğunu, genel kurul kararının tüm ortakları bağlayacağını, maddi yükümlülüklerin süresinde ödenmemesi halinde gecikme faizi/gecikme zammı/gecikme cezası uygulanması gerektiğini, her ne kadar kooperatifin 31.05.2011 tarihli genel kurulunda ortakların borçlarının ayrı aytı belirlendiği ve borçlarını ödeyen üyelerin ibra edildiği ve tahsis edilen dairelerin hak sahipleri adına tapuda devredildiği ortada ise de kooperatifin inşaatlarının devam etmesi sebebi ile ana sözleşmenin 61. Maddesindeki kesin hesabın söz konusu olmayacağını, yapılan hesabın ancak tapu tescili öncesinde ortağın borcunu belirlemeye yönelik olabileceğini, ibraname, borcu yoktur yazısı vs. düzenlenmiş olması halinde söz konusu belgenin hesaplamanın yapıldığı tarih itibariyle borcu olmadığını göstermekten öte anlam ifade elmeyeceğini, ortakların genel kurul tarafından aidat, kura bedeli, ek ödeme vs. ile yükümlendirilebileceğini, genel kurulda alınan kararların tüm ortakları bağlayacağını, belirli şartların varlığı halinde, kooperatifin tasfiyesi veya ortaklık sıfatının sona ermesinin mümkün olmayacağını, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay 23. H.D.’nin içtihatlarının bu yönde olduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacı iddialarını kabul etmediğini, 01.07.2012 tarihli genel kurulda alınan 6 numaralı karar doğrultusunda tüm borçlarını ödeyerek ana sözleşmenin 61. Maddesi ile belirlenen genel gider alacağı ve risk payı dahil tüm tutarı ödemek suretiyle istifa edip kooperatif ortaklığından ayrıldığını, davacı talebinin zamanaşımına uğradığını, 2012 yılında alınan karar doğrultusunda üyelikten ayrılan kişiden … tarihli genel kurul kararı ile belirlenen tutarın istenilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, 21.06.2014 tarihinden bu yana geçen yaklaşılâyıllık süre içinde toplantıya davet edilmediğini, 21.06.2015 tarihinden önceki döneme ilişkin 36.500TL borcu olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, kooperatiften daire tescil edilebilmesi için tüm borçların ödenmesi gerektiğini, 02.12.2011 tarihinde 20.000TL tutarlı … tarafından keşide edilen … Bankası çekini ve 25.06.2012 tarihli 16.500TL tutarlı … tarafından keşide edilen … çekini (toplam 36.500) kooperatif muhasebecisi …’a teslim ettiğini ve dairenin kendisi adına tescil edildiğini, bahse konu belgeleri dosyaya sunduğunu, davacı her ne kadar tasfiye tarihine kadar üyelere borç çıkarılabileceğini iddia etmiş ise de istifa tarihinden önceki tarihe ait genel kurul kararı doğrultusunda genel giderlerden üye başına düşen tutarla risk payını ödediğini ve kooperatiften istifa ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Somut olayda 21/06/2015 tarihli genel kurul kararına ve 15/05/2011 tarihli üye borç tablosuna dayalı olarak icra takibi yapılmış ve yapılan itiraz neticesinde 46.000,00 TL asıl alacak ve 14.965,00-TL işlemiş faiz yönünden itirazın iptali için iş bu dava açılmıştır. Genel kurul tarihi itibariyle kooperatif üyesi olan davalı yönünden 21/06/2015 tarihli genel kurul kararları bağlayıcıdır ve davacının uyması gerekmektedir. Davalının, kesinleşmiş genel kurul kararına dayalı olarak talep edilen, inşaat finansman gideri olduğu anlaşılan bedelden 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. Maddesindeki eşitlik ilkesi gereğince sorumlu olduğu anlaşıldığından ve davacının önceki borcuna binaen çek verdiği davacı kooperatifin kendi kayıtlarıyla da sabit olduğu görüldüğünden açılan davanın kısmen kabulü ile Kayseri Genel İcra Dairesinin … esas sayılı (Kapatılan 2 İcra Müdürlüğü’nün … esas) icra takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 9.500,00 TL asıl alacak ve 2.483,01 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 11.983,01 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Davacı taraf, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. İİK’nın 67/1. maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davanın kabulüne karar verilen alacak miktarının likit yani belirlenebilir bir alacak miktarı olduğundan asıl alacak üzerinden davalı aleyhinde icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş ve Mahkememizce aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
-Davanın KISMEN KABULÜ ile Kayseri Genel İcra Dairesinin … esas sayılı (Kapatılan 2 İcra Müdürlüğü’nün … esas) icra takip dosyasına davalının yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 9.500,00 TL asıl alacak ve 2.483,01 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 11.983,01 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,-İtirazın iptaline karar verilen asıl alacak miktarı olan 9.500,00 TL’nin % 20’si oranında (1.900,00-TL) icra inkâr tazminatının davalı-borçludan alınarak davacıya verilmesine, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı tarafından yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda ‘davanın reddine’ karar verilmesi gerektiğini, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verildiğini kararın kaldırılarak yapılacak yeniden yargılama neticesinde talepleri gibi davanın kabulüne karar verileceği kanaatinde olduklarını, yerel mahkemenin hatalı değerlendirme yaptığını, müvekkil aleyhine davacı Kooperatifin 21.06.2015 tarihli Genel Kurul kararı doğrultusunda müvekkilden alacağından bahisle Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün …E sayılı dosya ile yapılan icra takibi ve bu takibe karşı müvekkilce yapılan itiraz üzerine Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/928E sayılı dosyası ile itirazın iptali talepli açılan davada yerel mahkemece 2022/399K sayılı kararı ile 11.983,01 TL asıl alacak ve işleyen faiz yönünden takibin devamına ve müvekkil aleyhine icra inkar tazminatına karar verdiğini Kooperatif Genel Kurulunun 01.07.2012 tarihli kararında “hesap komisyonunca belirlenen daire başına düşen bakiye borcunu kapatan ve tapusunu alan üyelerin dairesini alarak üyelikten çıkabilmesine” karar verildiğini, Müvekkili …’de bu karara istinaden 21.11.2011 tarihli Konut Kesin Maliyet İbra Sözleşmesi ile belirlenen 36.500,00TL daire borcunu kapatıp … Ada … Parsel … Blok … Kat … nota daire tapusunu aldığını ve 17 Haziran 2014 tarihinde Kayseri 2. Noterliğinin … sayılı belgesi ile istifasını ilettiğini ve kooperatif ortaklığından ayrıldığını ,yerel Mahkemeye Kesin Maliyet Hesabı ile belirlenen tutarın müvekkilce ödendiğine dair ibra sözleşmesi ve tahsis edilen tapunun adına tescil edilmiş olduğu ve Kooperatif üyeliğinden ayrıldıktan yaklaşık bir yıl sonra alınan Genel Kurul kararı ile usul ve yasaya aykırı borç çıkarılmış olduğu ve haksız olarak yapılan takip ve açılan davanın reddi talep edilmesine rağmen yerel mahkemenin açılan davanın kabulüne karar verdiğini Yargılamanın devam etiği 15 haziran 2022 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanın 7410 sayılı Çevre kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun çıkarıldığını, Bu kanunun 2. Maddesi ile 1136 sayılı Kooperatifler kanununa geçici 11. madde eklendiğini yasa gereği konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemlerin hükümsüz olduğunun açık olduğunu, yasanın devam eden davaları da kapsamakta olduğu dikkate alındığında yerel mahkemece alınan rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, usul ve yasaya aykırı şekilde eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile verilmiş olan kararın hakkaniyete ve hukuk ilkelerine aykırı olduğunu , adaleti sağlamaktan da uzak olduğu düşüncesi ile istinaf incelemesi neticesinde kaldırılacağı kanaatinde olduklarını arz ve izah olunan sebeplerle davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini ve istinaf taleplerinin kabulü ile resen nazara alınacak sair sebeplerle usul ve yasaya aykırı olarak Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.05.2022 tarih 2021/928 Esas ve 2022/399 Karar sayılı kararının İstinaf İncelemesi neticesinde kabul kararının kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Dava, kooperatif aidat borcundan kaynaklanan alacak istemi ile başlatılan ilamsız icra takibinde borca itirazın iptali talebine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
15.06.2022 tarih ve 31867 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7410 sayılı Çevre Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na eklenen geçici 11. maddede; “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla, Kayseri ilinde aşağıdaki şartları taşıyan yapı kooperatifleriyle sınırlı olmak üzere bu madde hükmü uygulanır.
a) İnşaatların etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi,
b) Terkin edilmemiş olması,
c)Yapımı tamamlanan etapta bağımsız bölüm malikine kooperatifçe tahakkuk ettirilen bedelin ödenmiş olması,
ç) Kooperatif tarafından üyeye konutunun tapu devrinin yapılmış olması,
şartlarının birlikte sağlanması halinde; konutun tapu devrinin yapılmasından sonraki dönemler için yapı kooperatifi tarafından yönetim giderleri hariç olmak üzere her ne ad altında olursa olsun yapılmış borçlandırmalar veya bu kapsamda üçüncü şahıslara kooperatif tarafından yapılan alacağın devrine ilişkin işlemler hükümsüzdür.
Birinci fıkra kapsamındaki şartları birlikte sağlayan kişilere karşı yapı kooperatifinin veya bu alacağı devralan üçüncü kişilerin yapı kooperatifi nedeniyle açmış oldukları her türlü alacak veya tazminat davaları ile bu kapsamda yapılan ilamsız icra takipleriyle ilgili olarak; ilgilinin talebi halinde bu davalarda verilen ve henüz kesinleşmemiş mahkeme kararları ile kesinleşen dava ve takiplere dayanılarak başlatılan icra işlemleri, haciz, satış ve tahliye uygulamaları durdurulur. Bu alacaklar kapsamında kesinleşen ilamlara dayanılarak devam eden takipler ile kesinleşen icra takiplerine son verilmesi için birinci fıkra uyarınca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde borcun bulunmadığına dair davanın açıldığına ilişkin belgenin ibraz edilmesi zorunludur; borcun bulunmadığına ilişkin kesinleşen ilamın icra dairesine ibraz edilmesi halinde takip sonlandırılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu durumda, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın anılan yasal düzenleme uyarınca araştırılması, değerlendirilmesi, davacı kooperatifin işbu yasa kapsamında tanımlanan vasıfta ve şartları taşıyan bir yapı kooperatifi niteliğinde olup olmadığının tespiti,bu bakımdan davacı kooperatifin tüm defter, kayıt ve belgeleri üzerinde yerinde inceleme yaptırılarak, ana sözleşme hükümleri ,varsa anasözleşme değişiklikleri, tüm genel kurul kararları, bugüne kadar yaptığı ve teslim ettiği tüm inşaatlar,inşaatların/dairelerin yapım ve üyelerine teslim usulü/şekli de gözetilerek netice itibariyle davacı kooperatifin anılan yasanın geçici 11. Maddesi kapsamında yani a) bendi uyarınca İnşaatlarının etaplar halinde yapılarak teslim edilmesi şeklinde olup olmadığının ve ayrıca b),c) ve ç) bentlerinde yazılı diğer şartlar da dahil olmak üzere işbu tüm koşulların/şartların birlikte sağlanıp sağlanmadığı,bu nitelikte bir yapı kooperatifi olup olmadığı ile somut olayın da işbu geçici 11. Madde de belirtilen tüm koşulları birlikte sağlayıp sağlamadığının tespiti/belirlenmesi bakımından değerlendirilme yapılabilmesi için bir inşaat mühendisi, bir kooperatif alanında uzman bilirkişi ve bir mali müşavirden oluşan heyetten rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmekte iken bu hususlar yeterince araştırılmadan karar tesisi yerinde görülmemiş, davalının istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle sonuç olarak HMK’nın 355. Maddesi uyarınca istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda istinaf eden davalı vekilinin istinaf sebepleri yukarıda belirtilen yönlerden yerinde görüldüğünden HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince istinafa konu edilen yerel mahkeme kararın kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK’nın 353/1-a.6 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 20/05/2022 tarih ve 2021/928 E – 2022/399 K sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-HMK’nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle yukarıda belirtilen eksiklikler giderildikten sonra sonucuna göre esastan bir karar verilmek üzere davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf yoluna başvurma harcının ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, KESİN olarak oybirliği ile karar verildi. 19/01/2023