Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/84 E. 2023/77 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/84
KARAR NO: 2023/77
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/04/2022
ESAS NO: 2021/691
KARAR NO: 2022/326
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/01/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 18/01/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 20/04/2022 tarih ve 2021/691 E – 2022/326 K kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile davacı banka arasında genel kredi sözleşmesi imzalanmış ve davalılardan …’ın da bu kredi sözleşmesine müteselsil kefil olduğunu, söz konu krediden kaynaklanan borcun zamanında ödenmediği, bunun üzerine borçlulara Kayseri 6. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numarası ile ihtarname gönderilmiş olduğunu, yinede borcun zamanında ödenmemesi üzerine Kayseri Banka Alacakları icra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi açıldığını ancak davalılar/borçluların iş bu takibe itiraz ederek takibi durdurmuş olduklarını, arabuluculuğa başvurulmasına rağmen sonuç alınamadığını, davalı borçluların takip dosyasında ki vaki itirazları haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacı bankaya borçlu olduklarının sabit olduğunu, yapılan itirazlar imzalanan sözleşme ve hükümleri, ihbarname ve ihtarnameler banka kayıtları vs karşısında geçersiz ve kötü niyetli olduğundan iş bu davanın açılması zarureti hasıl olmuş olduğunu belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Davalılar ile davacı taraf arasındaki icra takibine konu alacağın … T.A.Ş. ile Tasfiye Halinde … Tic. Ltd. Şti. arasında akdedilen ve davalı …’ın müteselsil kefil olduğu 08.06.2018 tarihli 1.000.000,00 TL bedelli bir genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmakta olduğunu, İşbu genel kredi sözleşmesinin 8. Sayfasında bulunan Temerrüt Faizi başlıklı 7.8.3 nolu paragrafında sözleşme kapsamında temerrüt faiz oranının nasıl belirleneceği açıklanmış olduğunu, ancak davacı tarafından davalılara gönderilen hesap kat ihtarnamesinde ve ödeme emrinde temerrüt faiz oranı %45 olarak talep edilmiş olduğunu, davacı tarafın temerrüt faiz oranını nasıl hesap ettiği ile ilgili bir belge dosya içerisinde bulunmamakta olup davacı tarafta bu oranı talep ederken neye dayandığını dilekçesinde ve hesap kat ihtarnamesinde belirtmemiş olduğunu, dolayısıyla davacı tarafın ancak davalıların temerrüte düştüğü tarih itibariyle cari faiz oranının %50 fazlasını temerrüt faiz oranı olarak belirleyip bu orana göre faiz talep edebilecek olduğunu, nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02.05.2019 tarihli 2017/1650 E – 2019/507 K sayılı ilamının bu kapsamda dikkate alınması gerektiğini, öncelikli olarak davacı tarafın, davalıların temerrüte düştüğü tarihten öncesi için ne tür bir faiz işlettiği ve bu işletilen faizin hukuken mümkün olup olmadığı tespit edilmesi gerektiğini, bu tespitten sonra ise sözleşmede belirtildiği üzere temerrüt tarihinde aynı tür krediler ve hesaplar için Banka’ca belirlenen en yüksek cari faiz oranının (%50) fazlasının hesaplanarak bu oranda faiz işletilip işletilmediğinin tespiti yapılması gerekmekte olduğunu, söz konusu genel kredi sözleşmesi incelendiğinde herhangi bir cari faiz oranı belirlenememesi halinde ise davacı taraf ancak ve ancak temerrüt tarihi itibariyle yürürlükte olan avans faiz oranının %50 fazlası oranında temerrüt faizi talep edebilecek olduğunu, bu husus tespit edildiğinde davacı banka tarafından haksız bir şekilde fahiş miktarda temerrüt faizi işletildiği görülecek olduğunu, davacılar için icra takibinde belirtilen faizin neye dayanarak %45 üzerinden hesaplandığı bilinmediğinden taraflarınca kabulü mümkün olmadığını, bu hususun açıkça hakkın kötüye kullanılması teşkil etmekte olduğunu, ayrıca takip öncesi faizin de fazla işletilmesi nedeniyle de takibe konu borca da itirazları bulunmakta olduğunu, izah edildiği üzere itirazları doğrultusunda bilirkişi incelemesi yapıldığında davacı tarafın haksız olduğu tespit edilecek olduğunu belirterek davanın reddi ile tazminata karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; her ne kadar davalı tarafça davacı bankaya borcunun bulunmadığı belirtilerek takibe itiraz edilmiş ise de, davacı tarafça dosyaya sunulan belgelerden ve bilirkişiden alınan 28/02/2022 tarihli rapordan anlaşıldığı üzere, davalıların davacıdan alınmış olan kredi nedeni ile asıl borçlu ve kefil sıfatı ile borçlarını yapılandırma sonrası da ödemediği ve bu şekilde davalıların davacıya borçlarının bulunduğu anlaşılmakla dosya kapsamı ile uyumlu, denetime elverişli bilirkişi raporu dikkate alınmış ve böylece, 1-A-Davalı Tasfiye Halinde … Limited Şirketi yönünden davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte davalı borçlunun itirazının kısmen iptali ile takibin 59.768,68 TL asıl alacak, 373,55 TL işlemiş faiz ve 18,68 TL BSMV olmak üzere toplam 60.160,92 TL alacak üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebinin reddine, 1-B-İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen toplam alacak miktarı olan 60.160,92 TL’nin %20’si oranında icra inkâr tazminatının İİK mad 67 gereğince davalı borçlulardan tahsili ile davacı alacaklıya verilmesine, 2-A-Davalı … yönünden davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte davalı borçlunun itirazının kısmen iptali ile takibin 59.861,22 TL asıl alacak, 149,65 TL işlemiş faiz ve 7,48 TL BSMV olmak üzere toplam 60.018,36 TL alacak üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebinin reddine, 2-B-İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen toplam alacak miktarı olan 60.018,36 TL’nin %20’si oranında icra inkâr tazminatının İİK mad 67 gereğince davalı borçlulardan tahsili ile davacı alacaklıya verilmesine karar vermek gerekmiş, Davalı Tasfiye Halinde … Limited Şirketi yönünden DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte davalı borçlunun itirazının kısmen iptali ile takibin 59.768,68 TL asıl alacak, 373,55 TL işlemiş faiz ve 18,68 TL BSMV olmak üzere toplam 60.160,92 TL alacak üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebinin reddine, İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen toplam alacak miktarı olan 60.160,92 TL’nin %20’si oranında icra inkâr tazminatının İİK mad 67 gereğince davalı borçlulardan tahsili ile davacı alacaklıya verilmesine, Davalı … yönünden DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte davalı borçlunun itirazının kısmen iptali ile takibin 59.861,22 TL asıl alacak, 149,65 TL işlemiş faiz ve 7,48 TL BSMV olmak üzere toplam 60.018,36 TL alacak üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebinin reddine, İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen toplam alacak miktarı olan 60.018,36 TL’nin %20’si oranında icra inkâr tazminatının İİK mad 67 gereğince davalı borçlulardan tahsili ile davacı alacaklıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı taraf katılma yoluyla ve davalılar vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkiller ile davacı taraf arasındaki icra takibine konu alacak; … T.A.Ş. ile Tasfiye Halinde … Tic. Ltd. Şti. arasında akdedilen ve müvekkil …’ın müteselsil kefil olduğu 08.06.2018 tarihli 1.000.000,00 TL bedelli bir genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığını, işbu genel kredi sözleşmesinin 8. Sayfasında bulunan Temerrüt Faizi başlıklı 7.8.3 nolu paragrafında sözleşme kapsamında temerrüt faiz oranının nasıl belirleneceği açıklandığını, öncelikli olarak davacı tarafın, müvekkillerin temerrüte düştüğü tarihten öncesi için ne tür bir faiz işlettiği ve bu işletilen faizin hukuken mümkün olup olmadığı tespit edilmesi gerektiğini, bu tespitten sonra ise sözleşmede belirtildiği üzere temerrüt tarihinde aynı tür krediler ve hesaplar için bankaca belirlenen en yüksek cari faiz oranının (%50) fazlasının hesaplanarak bu oranda faiz işletilip işletilmediğinin tespiti yapılması gerektiğini, söz konusu genel kredi sözleşmesi incelendiğinde herhangi bir cari faiz oranı belirlenememesi halinde ise davacı taraf ancak ve ancak temerrüt tarihi itibariyle yürürlükte olan avans faiz oranının %50 fazlası oranında temerrüt faizi talep edebileceğini, lk Derece Mahkemesi, ön inceleme duruşmasında bilirkişi incelemesi yapılması talep edildiğini, yapılan inceleme sonucunda düzenlenen rapor dosya kapsamına alınmış ve İlk Derece Mahkemesince istenen hususları açıklar nitelikte olmamasına rağmen, işbu rapor hükme esas alınarak karar verildiğini, işbu itiraza konu bilirkişi raporu incelendiğinde ise cevap dilekçemizde özellikle belirttiğimiz davacı tarafından istenen temerrüt faiz oranının hukuka aykırı olduğu ile ilgili herhangi bir açıklama yapılmadığını, bilirkişi tarafından inceleme yapılırken davacı tarafından gönderilen ihtarnameki ve takip talebindeki %45’lik temerrüt faizi dikkate alınmış ancak tarafımızca yapılan itirazlar dikkate alınmadığını, İlk Derece Mahkemesi tarafından müvekkil aleyhine hükmedilen icra inkar tazminatı da açıkça hukuka aykırılık teşkil ettiğini, nitekim kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkiller aleyhine hüküm kurulması durumunda dahi, dava konusu alacak likid olmadığından yargılamayı gerektirmiş olması sebebiyle icra inkar tazminatına hükmedilmesi hukuka aykırılık teşkil ettiğini, nitekim Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/45 E. – 2021/881 K. sayılı ilamında ki açıklamalardan da, alacağın miktarının tespiti yargılamaya muhtaç olması durumunda likid olmayacağı hususu açıkça anlaşılmakta ve bu durumda davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği vurgulandığını, ancak, bu hususlara rağmen, İlk Derece Mahkemesi tarafından müvekkil aleyhine verilen icra inkar tazminatı kararı hukuka aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda verilen kararın eksik ve hatalı inceleme sonucu verildiğini, İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar usul ve yasaya aykırı olması sebebiyle Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/04/2022 tarihli, 2021/691 E.- 2022/326 K. sayılı ilamının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini, kötüniyetli davacılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili tarafından sunulan katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde; Davalılardan …LİMİTED ŞİRKETİ ile müvekkil banka arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını ve davalılardan … da iş bu kredi sözleşmesine müteselsil kefil olduğunu, söz konu krediden kaynaklanan borcu zamanında ödemediğini, bunun üzerine borçlulara Kayseri 6. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numarası ile ihtarname gönderildiğini, yinede borcun zamanında ödenmemesi üzerine Kayseri Banka Alacakları icra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi açıldığını, ancak davalılar/borçlular iş bu takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, mahkemece ilama dayanak yapılan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, söz konusu raporda bilirkişice asıl alacak tutarlarımız hatalı olarak hesaplandığını, iş bu nedenle faiz ve ferilerinin de hatalı olarak hesaplandığını, davalılar ve müvekkil banka arasında yapılan sözleşme, davalılara çekilen ihtarnameler incelendiğinde yapılan hesaplamanın hatalı olduğu görüleceğini, iİş bu nedenlerle tam kabul kararı verilmesi gerekirken kısmen kabul kısmen red kararı verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilk Derece Mahkemesi tarafından verilen karar usul ve yasaya aykırı olması sebebiyle Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/04/2022 tarihli, 2021/691 E.- 2022/326 K. sayılı ilamının kaldırılmasını, davanın tam kabulüne karar verilmesi ile yargılama ve vekâlet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından mesnetsiz ve gerçeğe aykırı iddialara dayanılarak yapılan istinaf başvurusunun reddine, yukarıda açıklanan hususlar neticesinde tarafımızca dosyaya sunulmuş olan 05.12.2022 tarihli istinaf başvurumuzun kabulüne, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/691 E.- 2022/326 K. sayılı ilamının müvekkil lehine kaldırılmasına karar verilmesini, kötüniyetli davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, ilamsız icra takibine yapılan itirazın İİK’nun 67. Maddesi gereğince iptali talebine ilişkindir. HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, istinaf edilen nihai kararda ayrıntıları yazılı açıklama, yasal sebep ve gerekçelere göre, mahkemece delillerin değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, özellikle mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelerin dosya içeriğine ve mevzuata uygun olduğu, mahkemenin kanıtları taktirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, dolayısıyla davacının katılma yoluyla sair istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, ancak, mahkemece hükmün infazında tereddüt oluşturacak şekilde, icra inkar tazminatına davalılar yönünden ayrı ayrı hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı, bu yönüyle davacı ve davalılar vekilinin istinaf itirazının haklı ve yerinde olduğu, ancak işbu hususun da yeniden yargılamayı gerektirmemesi nedeniyle bu yöndeki istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK 353/1-b.2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve belirtilen yönden düzeltilerek yeniden aşağıdaki gibi karar verilmesine dair işbu hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının ve davalıların istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
2-HMK 353/1-b.2 md. gereğince, KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 20/04/2022 tarih ve 2021/691 E – 2022/326 K sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek yeniden karar verilmesine, buna göre;
3-“1-Davalı Tasfiye Halinde … Limited Şirketi yönünden DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte davalı borçlunun itirazının kısmen iptali ile takibin 59.768,68 TL asıl alacak, 373,55 TL işlemiş faiz ve 18,68 TL BSMV olmak üzere toplam 60.160,92 TL alacak üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Davalı … yönünden DAVANIN KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE, Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte davalı borçlunun itirazının kısmen iptali ile takibin 59.861,22 TL asıl alacak, 149,65 TL işlemiş faiz ve 7,48 TL BSMV olmak üzere toplam 60.018,36 TL alacak üzerinden kaldığı yerden devamına, fazlaya ilişkin talebinin reddine,
3-İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen toplam alacak miktarı olan 60.160,92 TL’nin %20’si oranında icra inkâr tazminatının (Davalı … ‘ın sorumluluk miktarının 60.018,36 TL nin %20 si ile sınırlı olmak üzere) İİK mad 67 gereğince davalı borçlulardan tahsili ile davacı alacaklıya verilmesine
4-Alınması gereken 4.109,59 TL nispi karar ve ilam harcının davacıdan peşin olarak alınan 759,77 TL peşin harçtan mahsubuyla eksik kalan 3.349,82‬ TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,(Davalı …’ın 3.341,78 TL’lik kısımdan sorumlu tutulmasına)
5-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ile 759,77 TL peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, (Davalı …’ın 817,10 TL’lik kısmından sorumlu tutulmasına)
6-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan, 76,50 TL tebligat, 15,20 TL posta ve müzekkere ücreti, 750,00 bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 841,70 TL yargılama giderinden kabul oranına göre hesaplanan 804,95 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, (Davalı …’ın 803,02 TL ‘lik kısmından sorumlu tutulmasına)
7-Davalıların yapmış olduğu bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talep halinde harcanmayan gider avansının davacıya iadesine,
9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 8.620,92 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, (Davalı …’ın 8.602,38 TL’lik kısmından sorumlu tutulmasına)
10-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 2.746,92 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
11-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) kabul-red oranına göre hesaplanan 1.300,61 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA, ( Davalı …’ın 1.297,49 TL’lik kısmından sorumlu tutulmasına)
12-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin (yargılama gideri) kabul-red oranına göre 59,39 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNE’YE GELİR KAYDINA,”
4-İstinaf başvurusunda bulunanlar tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harçlarının talebi halinde istinaf başvurusunda bulunan taraflara ayrı ayrı iadesine,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan 45,00 TL tebligat giderinin ve 220,70TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-İstinaf başvurusunda bulunan davalılar tarafından yapılan bir posta gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,yatırdığı 220,70TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının ise davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4.maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
8-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile HMK 362/1-a bendi uyarınca KESİN olarak oy birliği ile karar verildi.18/01/2023