Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/797 E. 2023/829 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/797
KARAR NO: 2023/829
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2023
NUMARASI: 2022/273 E. 2023/114 K.
DAVANIN KONUSU: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ: 04/05/2023
KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 22/02/2023 tarih ve 2022/273 E – 2023/114 K kararına karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Kayseri Genel İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasında “17/08/2017 tanzim ve 31/12/2017 vade tarihli 30.000,00 TL bedelli BONO’nun” borçlusu … ve alacaklı … olduğunu, iş bu dosyada … LTD.ŞTİ. ‘e İİK.m.89’a istinaden haciz ihbarnameleri gönderilmiş ve itiraz edilmemesi üzerine ilgili şirket dosya borçlusu olarak eklenmiş olduğunu, davacı …’e de ilgili şirkete borcu olduğundan bahisle haciz ihbarnameleri gönderilmiş, iş bu haciz ihbarnamelerinden 89/1-/89-2 haciz ihbarnameleri usulüne uygun tebliğ edilmemiş, 89/3 haciz ihbarnamesi ile icra dosyasından haberdar olunmuş olduğunu, davacı bahsi geçen icra dosyasına üçüncü şahıs olarak eklenmiş olduğunu, davacının iş bu icra dosyasında; ne asıl alacaklıya ne borçlu …’e ne de … LTD.ŞTİ. ‘e bir borcu bulunmamakta olduğunu,Mahkeme nezdinde yapılacak yargılama neticesinde davacının hiç bir borcu olmadığı hususu sübut bulacak olduğunu, öncelikle haciz ihbarnamelerine ilişkin yapılan tebligatlar usulsüz olduğunu, üçüncü haciz ihbarnamesine ilişkin yapılan tebligat ile davacının icra dosyasından haberi olmuş olduğunu, birinci ve ikinci haciz ihbarnameleri usulüne uygun tebliğ edilmediğini, bu sebeple davacı tarafından haberdar olunmayan icra dosyasına itiraz edilememiş olduğunu, davalı asıl alacaklı tarafından, diğer davalı … LTD.ŞTİ.’ne haciz ihbarnameleri gönderilerek, itiraz edilmemesi nedeniyle … LTD.ŞTİ.’i dosya borçlusu olarak eklenmiş olduğunu, sonrasında normalde üçüncü kişi konumunda olan … LTD.ŞTİ.’ine borçlu olduğundan bahisle davacıya haciz ihbarnameleri gönderilmiş olup, davacının ilgili adresten taşınmış olduğunun belirtilmesine rağmen, aynı adrese yeniden tebligat çıkarıldığını, ilk iki haciz ihbarnamesi davacının eski adresine gönderilmişken üçüncü haciz ihbarnamesi davacının yeni adresine gönderilmiş olduğunu, iş bu hususların hepsi hukuka aykırılık teşkil ettiğini, Mahkeme nezdinde açılmış olan davaya, davalıların sebebiyet verdiğini, davalı / takip alacaklısının alacağının konusu “17/08/2017 tanzim ve 31/12/2017 vade tarihli 30.000,00 TL bedelli BONO” olması nedeniyle iş bu menfi tespit davasında Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olduğunu, Mahkemede yapılacak yargılama boyunca, davacı aleyhindeki takibin durdurulması gerekmekte olduğunu, konuya ilişkin Yargıtay 12. HD. 16.01.2012 T. E: 2011/14015, K: 217 sayılı kararının dikkate alınması gerektiğini, davacının Kayseri Genel İcra Dairesi … E. sayılı dosyasındaki borçlu …’e ve … Ltd.şti.’e herhangi bir borcu bulunmamakta olduğunu, bu sebeple davacının dosyaya üçüncü şahıs olarak eklenip, aleyhinde haciz ihbarnamesi düzenlenmesi hukuka aykırı olduğunu, davalı/takip borçlusu … ile davacı arasında borç doğurucu herhangi bir işlem mevcut olmadığını, davalı/borçlu … Ltd.Şti. ile davacının ilişkisi sona ermiş olmuş, şirketin davacıdan herhangi bir hak ve alacağı kalmadığını, bu hususa ilişkin belge ve kayıtlar mahkeme dosyasına bilahare sunulacak olduğunu, bu sebeple davalı/alacaklı tarafından davacıya 89/1-89/2-/89/3 ihbarnameleri gönderilmesi usul ve yasaya aykırı olup bu ihbarnamelere ilişkin 89/1-89/2 ihbarnameleri usulüne uygun tebliğ edilmemiş ve akabinde 89/3 ihbarnamesi gönderildiğini, usulüne uygun tebligat yapılmaması, davacının itiraz etme hakkını ortadan kaldırmış olduğunu, davacının davalı/borçlu …’e ve … Ltd.Şti. ‘e herhangi bir borcu bulunmadığından davalı tarafından, davalı/asıl borçlu … ve davalı … Ltd.Şti.’e başlatılan icra takibinde davacının üçüncü şahıs olarak kaydedilerek, haciz ihbarnameleri göndermesi hukuka aykırı olduğunu, her ne kadar menfi tespit davalarında, borçlu olmadığını ispat yükü davacı tarafta ise de, mahkemece de bilindiği üzere ispat yükünün yer değiştirdiği durumlar olduğunu, bu durumda davalı alacaklı tarafından var olduğu iddia edilen alacak hususunda, davacının neye ilişkin bir borcunun var olduğu hususunda açıklama yapılmalı ve ispat edilmesi gerektiğini, konuya ilişkin; Yargıtay 19. HD. 23.01.2013 T. E:2012/15204, K:1182 sayılı kararının dikkate alınması gerektiğini, ilamda açıkça belirtildiği üzere, davacının neden İİK.m.89/3 ihbarnamesi gönderildiği, davalı tarafça açıklanması gerektiğini, bu hususta davalı tarafça yapılacak açıklamalara karşı cevap verme hakkını saklı tuttuklarını belirterek davacının davalı takip borçlularına ve takip alacaklısına, borcu olmadığının tespitine, davalıların haksız ve kötüniyetli icra takibi yapmış olması nedeni ile dava değerinin % 20sinden aşağı olmamak üzere; kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarını kabul etmediklerini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep ettiklerini, davanın görevsizlik yönünden reddi gerekmekte olduğunu, zira davacı işbu davasın tarafına gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulsüz olduğunu ve icra dosyası taraflarına borcu bulunmadığını iddia etmiş olduğunu, işbu davanın mahiyeti İ.İ.K. 89/3 maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davası olduğunu, davacı, icra dosyasının konusunun 17.08.2017 tanzim tarihli ve 31.12.2017 vade tarihli 30.000,00TL bedelli bono olması nedeniyle işbu menfi tespit davasına bakla görevli olan mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu iddia etmiş ise de bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmekte olduğunu, Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalar, Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalar olduğunu, Haciz ihbarnamesi TTK’da değil, İİK’da düzenlenmekte olduğunu, bu nedenle davanın mutlak ticari dava olarak kabulü mümkün olmayacağı gibi davacı ile davalı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığından davanın nispi ticari dava olarak da kabulü mümkün olmadığını, bu nedenle işbu davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davanın usulden reddi gerekmekte olduğunu, gönderilen haciz ihbarnameleri usulüne uygun tebliğ edilmiş olduğunu, şöyle ki, İ.İ.K. 89.maddesi gereğince davacının mernis adresine birinci haciz ihbarnamesi gönderilmiş olup haciz ihbarnamesi iade olmuş olduğunu, bu sefer davacının mernis adresine TEB.K. 21/2 maddesine göre şerhli olarak birinci haciz ihbarnamesi gönderilmiş ve 06.12.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olduğunu, davacı …’in birinci haciz ihbarnamesine karşı 7 gün içerisinde itiraz etmemesi üzerine mersis adresine gönderilen ikinci haciz ihbarnamesi ise iade dönmüş, bunun üzerine TEB.K 21/2 maddesine göre gönderilen ikinci haciz ihbarnamesi 07.01.2022 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş olduğunu, davacı … tarafından bu haciz ihbarnamesine de itiraz edilmemiş, devamında ise üçüncü haciz ihbarnamesi gönderme zorunluluğu hasıl olmuş, davacının mernis adresine üçüncü haciz ihbarnamesi gönderme talebi üzerine icra müdürlüğü 25.02.2022 tarihli karar tensip tutanağı ile “…’ın mernis adresi bulunamadığından 89/3 haciz ihbarnamesi gönderilememiştir.” şeklinde belirtilmiş olduğunu, bunun üzerine 05.03.2022 tarihli talebimiz ile davacıya yeniden üçüncü haciz ihbarnamesi göndermesi talep edilmiş ve davacının güncel mernis adresine çıkarılan üçüncü haciz ihbarnamesi 14.03.2022 tarihinde bizzat davacının kendisine tebliğ edilmiş olduğunu, davalıya gönderilen 89/2 haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra davacı mernis adresini değiştirmiş olup güncel mernis adresine gönderilen 89/3 haciz ihbarnamesi ise bizzat davacıya tebliğ edildiğini, dolaysıyla gönderilen haciz ihbarnameleri yasaya ve usulüne uygun bir biçimde davacının itiraz süreleri beklenilerek ve yasal sürelerin geçmesinin ardından gönderildiğini, gönderilen haciz ihbarnamelerine usulüne uygun tebliğ edildiğinden davacının haksız davasının reddi gerekmekte olduğunu, kaldı ki, kabul etmemekle birlikte usulsüz tebligat iddiasI İ.İ.K. 16. Maddesi kapsamında şikayet davasının konusu olup usulsüz tebligat iddiasını incelemekle görevli olan mahkeme icra hukuk mahkemesi olduğunu, yine aynı şekilde usulsüz tebligat iddiası İ.İ.K. 16. Maddesi gereği 7 günlük şikayet süresine tabi olup bu nedenle davacının haksız davasının reddi gerekmekte olduğunu, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 10.05.2016 Tarihli 2016/887 Esas, 2016/13740 Karar sayılı kararının bu kapsamda dikkate alınması gerektiğini, bilindiği üzere, İİK m. 89’a göre borçlunun 3. Kişilerdeki hak ve alacağı talep edilebileceğini, davalının alacaklı olduğu Kayseri Genel İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasının borçlusu olan …’in alacaklı olduğu icra dosyalarının sorgusu yapıldığında kayseri genel icra dairesi … esas sayılı dosyasında diğer davalı … ile davacı …’in alacaklı sıfatına haiz olduklarının tespiti yapılmış olduğunu, icra dosyası borçlusu olan … ile davacı … arasında hak, alacak ve borç ilişkisinin bulunduğu kaçınılmaz bir gerçek olduğunu, nitekim davacı da kendisine gönderilen haciz ihbarnamelerine karşı itiraz hakkını kullanmamış olduğunu, yine … Ltd. Şti’nin ortaklarından olan davacı … 1.000.000,00 tl sermaye karşılığı 10000 adet payını hukuki ve mali yükümlülüklerini icra dosyası borçlusu olan …’e devretmiş ve bu husus ticaret sicil gazetesinde yayımlanmış olduğunu, (Buna ilişkin ticaret sicil gazetesini dilekçemiz ekinde sunuyoruz.)söz konusu olaylara istinaden davacının, icra dosyası borçluları olan …’e ve … Ltd. Şti.’ye karşı sorumluluğun bulunduğu da göz önüne alınarak, davacıda hak ve alacağının bulunduğu açık olduğunu, haksız davanın reddine karar verilmesi gerekmekte olduğunu, davacının iddialarını kabul etmemekle birlikte bir an için davacının, Kayseri Genel İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası borçlusu …’e borçlu olmadığı düşünülse dahi, gönderilen 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerine süresi içinde itiraz etmeyerek 89/3 haciz ihbarnamesinin gönderilmesine ve neticeten menfi tespit davası açılmasına davacının sebebiyet verdiğini, dolayısıyla yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinden davacının sorumlu tutulması gerekmekte olduğunu, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2011/1424 Esas, 2011/3669 Karar sayılı 22.03.2011 tarihli ilamının bu kapsamda dikkate alınması gerektiğini belirterek haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine, davacının takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkeme kararında; “… Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davacı vekili tarafından davalılara Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı dosyası ile yapılan takipten kaynaklı borçlu olunmadığı belirtilerek Mahkememizde dava açılmış ise de, davacı ile davalı takip borçluları arasında davacının takip borçlularına, borçlu olmasını gerektirir bir ilişki olup olmadığının tespiti için deliller toplandıktan sonra defterlerin incelenmesine karar verildiği ve tarafların defterlerini sunmaması nedeni ile tutanak düzenlendiği görülmüş olup, İİK madde 89/3 gereğince ispat yükünün davacıda olmasına rağmen davacının takip borçlusuna karşı borcu olmadığını yazılı deliller ile ispat edememesi nedeni ile davanın reddi gerekmiş ve böylece, Davanın reddine, İİK madde 89/3 gereğince davalı …’ın tazminat talebinin kabulü ile, dava konusu Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasının takip çıkış miktarı olan 30.977,67 TL’nin %20 si oranında tazminat bedelinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davanın reddine, …” şeklinde karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Kayseri Genel İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasında “17/08/2017 tanzim ve 31/12/2017 vade tarihli 30.000,00 TL bedelli BONO’nun” borçlusu … ve alacaklı … olduğunu, iş bu dosyada … LTD.ŞTİ. ‘e İİK.m.89’a istinaden haciz ihbarnameleri gönderildiğini ve itiraz edilmemesi üzerine ilgili şirketin dosya borçlusu olarak eklendiğini, müvekkili …’e de ilgili şirkete borcu olduğundan bahisle haciz ihbarnameleri gönderildiğini, işbu haciz ihbarnamelerinden 89/1-/89-2 haciz ihbarnameleri usulüne uygun tebliğ edilmediğini, 89/3 haciz ihbarnamesi ile icra dosyasından haberdar olunduğunu, müvekkilinin bahsi geçen icra dosyasına üçüncü şahıs olarak eklendiğini, müvekkilinin, işbu icra dosyasında; ne asıl alacaklıya ne borçlu …’e ne de … LTD.ŞTİ. ‘e bir borcu bulunmadığını, mahkemece taraflar arasındaki temel borç ilişkisinin yeterince irdelenmediğini, ispat yüküne ilişkin değerlendirmenin hatalı olduğunu, her ne kadar menfi tespit davalarında, borçlu olmadığını ispat yükü davacı tarafta ise de, mahkemece de bilindiği üzere ispat yükünün yer değiştirdiği durumlar olduğunu, bu durumda davalı alacaklı tarafından var olduğu iddia edilen alacak hususunda, müvekkilinin neye ilişkin bir borcunun var olduğu hususunda açıklama yapılmalı ve ispat edilmesi gerektiğini, mahkemece taraflar arasındaki temel borç ilişkisinin araştırılmadığını, mahkemece verilen red kararının eksik incelemeye dayalı olduğunu, müvekkilinin ticari defter tutmakla yükümlü olmadığını, mahkemece kurulan ara karar uyarınca bilirkişi ücreti yatırıldığını ve müvekkiline defter sunması ihtarında bulunulduğunu, ancak müvekkilinin, mahkemece defter istenen dönemde (2017-2020) sigortalı işçi olarak çalıştığı ve defter tutmakla yükümlü olmadığını, buna ilişkin kayıtların dosya arasında mevcut olduğunu, bu nedenle artık ispat yükünün yer değiştirmiş olup davalılarca müvekkili ile davalı şirket arasındaki temel borç ilişkisinin açıklanması gerektiğini, mahkemece bu hususun göz ardı edilerek davanın reddine karar verilmesi usule ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece usulsüz tebligata ilişkin inceleme yapılmadığını, haciz ihbarnamelerine ilişkin yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, müvekkilinin, Kayseri GeneL İcra Dairesi … E. Sayılı dosyasındaki borçlu …’e ve … Ltd.Şti’e herhangi bir borcu bulunmadığını, bu sebeple müvekkilinin dosyaya üçüncü şahıs olarak eklenip aleyhinde haciz ihbarnamesi düzenlenmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek istinaf başvurularının kabulü ile Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/273 Esas 2023/114 Karar sayılı ilamının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin alacaklı olduğu Kayseri Genel İcra Dairesi … esas sayılı dosyanın borçlusu olan …’in alacaklı olduğu icra dosyalarının sorgusu yapıldığını, yapılan sorgulama sonucunda Kayseri Genel İcra Dairesi … Esas sayılı dosyada diğer davalı … ve işbu davada davacı olan …’in alacaklı olduğunun tespit edildiğini, işbu durumun davacı ile müvekkili arasında hak, alacak ve borç ilişkisini kanıtlayan kaçınılmaz bir gerçek olduğunu, bu nedenle İİK madde 89 kapsamında, davacı …’e haciz ihbarnameleri gönderildiğini, dolayısıyla icra dosyası kapsamında yapılan işlemlerin kanuna ve yasaya uygun olarak gerçekleştirilmiş olup davacının istinaf dilekçesinde iddia ettiği hususların asla gerçeği yansıtmadığını, zira davacı istinaf dilekçesinde iddia ettiği hususların hiçbirisini kanıtlayamamış olup dava dilekçesindeki soyut ve mesnetsiz iddialarının tekrara düştüğünü, davacı …’in, … Limited Şirketi’nin ortaklarından birisi olduğunu, davacı …’in söz konusu şirketteki 10.000 adet payını ve hukuki ve mali yükümlülüklerini 1.000.000 TL sermaye karşılığında müvekkilinin alacaklı olduğu icra dosyasının borçlusu ve işbu davanın diğer davalısı olan …’e devrettiğini, söz konusu bu hususa ilişkin ticaret sicil gazetesi dava dilekçe ekinde ilk derece mahkemesine sunulduğunu, gerçekleşen devirden de anlaşılacağı üzere davacı … ve müvekkilin alacaklı olduğu icra dosyasının borçlusu olan … arasında hak ve alacak ilişkisinin varlığı açıkça ortada olup davacının istinaf başvurundaki iddialarının kabul edilemez olduğunu, davacıya gönderilen 89/2 haciz ihbarnamesinden sonra davacı mernis adresini değiştirdiğini, mernis adresinin değişmesi sebebiyle 89/3 haciz ihbarnamesi davacının güncel adresine yapılmış olup bizzat davacı tarafından teslim alındığını, görüleceği üzere söz konusu tebligatların hepsinin haciz ihbarnamelerinin göderildiği tarihteki davacının güncel mernis adresine yapılmış olup davacıya teslim edildiğini, itiraz sürelerinin göz önünde bulundurularak usulüne uygun tebliğ edilmiş olan haciz ihbarnamelrinde usul ve hukuka aykırılığın söz konusu olmadığını, bu sebeple davacının dilekçesinde belirtmiş olduğu tebligatların usulsüz olduğuna dair iddiaların gerçeği yansıtmamakta olup işbu istinaf talebinin mahkemece reddedilmesi gerektiğini, davacının gönderilen 89/1-2-3 haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmeyerek işbu davanın açılmasına sebebiyet vermesi sebebiyle yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinden davacının sorumlu tutulması gerektiğini beyan ederek davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
H.M.K 355. Maddesi gereğince inceleme Kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dava 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 89/3. maddesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklının … olduğu, borçlunun … olduğu, alacaklı tarafından borçlu hakkında 30.000,00 TL bono, 977,67 TL 31/12/2017 02/05/2018 işlemiş faiz olmak üzere toplam 30.977,67 TL alacak nedeniyle ilamsız takip başlatıldığı görülmüştür.
İİK’un 89. maddesinde “…Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir….” hükmünü içermektedir.
Anılan Kanun maddesinin uygulanması için ön koşul haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye usule uygun olarak tebliğ edilmiş olması ve haciz ihbarnamesinin usulüne uygun olarak düzenlenmesidir.
Davacıya Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davacının “… Mahallesi … Kayseri” adresine İİK 89/1 maddesi uyarınca gönderilen ihbarnamenin 06.12.2021 tarihinde TK 21/2 hükmü uyarınca, İİK 89/2 maddesi uyarınca gönderilen ihbarnamenin 07.01.2022 tarihinde TK 21/2 hükmü uyarınca, “… Mahallesi … Sokak NO … Kayseri” adresine İİK 89/3 hükmü uyarınca gönderilen ihbarnamenin 14.03.2022 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, eldeki davanın 28.03.2022 tarihinde açıldığı görülmüştür.Uyap üzerinden alınan nüfus kaydında davacının Mernis adresinin 03.03.2022 tarihi itibariyle “… Mahallesi … Sokak NO 6/31 … Kayseri” bu tarihten önceki adresinin “… Mahallesi … Cd. No: … Kayseri adresi olduğu anlaşılmaktadır.Somut olayda davacıya İİK 89 /1 ve 89/2 hükmü uyarınca gönderilen ihbarnamelerin usule uygun olarak tebliğ edildikleri sabittir.Bu davada üçüncü kişi, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Gönderilen 1.ve 2. Haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmeyen davacı üçüncü kişi zimmetinde sayılan bu borcu ödemeden kurtulmak için takip alacaklısına karşı, takip borçlusunun kendisinden böyle bir alacağı olmadığını tespit için menfi tespit davası açabilir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/2667 Esas 2018/451 Karar )
Anılan maddenin açık hükmü gereğince icra dairesi tarafından gönderilen haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmeyen ve menfi tespit davası açan üçüncü şahıs takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Ancak bunun için davalı alacaklının, davacı üçünü kişi ile dava dışı borçlu arasındaki borç doğuran hukuki ilişkiyi ileri sürülmesi gerekir. Herhangi bir hukuki ilişki ileri sürülmeden ve anılan taraflar arasındaki borç ilişkisinin neye dayalı olduğu açıklanmadan davacıdan borçlu olmadığını ispat etmesi beklenemez. Davacı üçüncü kişinin iddiasını ispat edebilmesi için davalı alacaklının, takip borçlusunun üçüncü kişiden neden alacaklı olduğunu açıklaması gerekir. (Yargıtay 4 Hukuk 2021/25823 Esas 2022/7928 Karar)
a-) Yukarıda da açıklandığı üzere İİK 89/3 maddesi uyarınca üçüncü kişi takip alacaklısına karşı, takip borçlusunun kendisinden böyle bir alacağı olmadığını tespit için menfi tespit davası açabilir.
Bununla birlikte İİK’nun 72. maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasının tarafları takip borçlusu ile takip alacaklısı olup davalı takip alacaklısı ise de, davacının takip borçlusu olmaması nedeniyle İİK’nun 72. maddesi uyarınca da dava açma konusunda aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Bu durumda davalılar … ve … Limited Şirketi yönünden davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/2667 Esas 2018/451 Karar )
b-) Somut olayda takip alacaklısı olan davalı, davacının Kayseri Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında alacaklı sıfatına haiz olduğunu yine … Limited şirketi ortağı olan …’in 10.000 adet şirket payını …’e devrettiği bundan dolayı …’den alacaklı olduğunu beyan ederek alacak iddiasında bulunmuştur.Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklılar … Limited Şirketi ile … tarafından 16.06.2020 tarihinde … hakkında Kayseri 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.03.2020 tarih 2015/5 Esas nolu 2020/80 Karar sayılı ilamına dayanılarak 27.196,75 TL vekalet ücreti, 704,14 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 27.900,89 TL alacak nedeniyle ilamsız takip başlatıldığı görülmüştür.Kayseri 7. Noterliğinin … tarihli Limited Şirket Pay Devir Sözleşmesi incelendiğinde; Davacı …’in … Limited Şirketindeki hisselerini 1.000.000 TL karşılığında …’e devir ettiği devir bedelini nakden ve peşin aldığı görülmüştür.Kayseri 7. Noterliğinin … tarihli Limited Şirket Pay Devir Sözleşmesi incelendiğinde; Davacı …’in … Limited Şirketindeki hisselerini 1.000.000 TL karşılığında …’e devir ettiği devir bedelini nakden ve peşin aldığı görülmüştür.
Görüldüğü üzere davacı … Kayseri 7. Noterliğinin … tarihli Limited Şirket Pay Devir Sözleşmesinden dolayı …’den alacaklı olup davacının hisselerini devir ettiği alacağını nakden ve peşin olarak aldığı bu devirden dolayı …’e borçlu olmadığı, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasında taraf olmadığı şirket hissesini … tarihinde devir ettiği, Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasının takip tarihi itibariyle … Limited Şirketi ile ortaklık ilişkisinin son bulduğu ortadadır. Bu durumda davacının açtığı davanın … Yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi yerinde görülmemiştir.Dava, İİK’nın 89. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. İİK’nın 89/3-son cümle gereğince, bu maddeye dayanılarak açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir.Yine davacının … yönünden eldeki davayı açmakta hukuki yararı olup davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği, davacının davanın açıldığı tarihte dava açmakta haklı olduğu anlaşıldığından davacı lehine yargılama gideri ve HMK’nın 326. maddesi gereği yargılama giderlerinden olan vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekir.İİK 89/5 maddesi incelendiğinde; Her halde üçüncü şahıs, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda davacı herhangi bir ödeme yaptığını ileri sürmediği gibi alacaklının kötü niyetli olduğu yönünde de dosyada delil bulunmamaktadır. Bu durumda davacı yararına kötü niyet tazminatına hükm edilmemiştir.
Açıklamalar ışığında davacının istinaf talebinin kabulü ile;HMK 353/1-b-2 uyarınca kararın kaldırılmasına ve “Davacının … Yönünden açtığı davanın kabulü ile Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine,
Koşulları oluşmadığından davacı yararına kötü niyet tazminatı hükm edilmesine yer olmadığına
Davalılar … ve … Limited Şirketi yönünden davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine ” şeklinde düzeltilerek yeniden hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile,
2-HMK’nın 353/1-b.2.maddesi gereğice KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 22/02/2023 tarih ve 2022/273 E – 2023/114 K sayılı nihai kararının KALDIRILMASINA,
Düzeltilerek yeniden karar verilmesine, buna göre;
3-“1-Davacının davalı … Yönünden açtığı davanın kabulü ile; Kayseri Genel İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine,
Koşulları oluşmadığından davacı yararına kötü niyet tazminatı hükm edilmesine yer olmadığına,
Davalılar … ve … Limited Şirketi yönünden davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcından dava açılırken yatırılan 80,70 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davalı …’dan alınarak Hazineye İrat Kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcının davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan 253,25 TL’nin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT maddesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya ödenmesine,
Davalılar … ile … Limited Şirketi kendisini bir vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatıran tarafa iadesine, “
4-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde istinaf başvurusunda bulunan davacıya iadesine,
5-İstinaf başvurusunda bulunan davacı tarafından yapılan 60 TL tebligat gideri ve 135,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 193,00 TL’nin ve 492,00TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4 maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
7-İstinaf incelemesi duruşmalı olarak yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan incelemeyle H.M.K’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/05/2023