Emsal Mahkeme Kararı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 2023/793 E. 2023/856 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
KAYSERİ
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
6. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/793
KARAR NO: 2023/856
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/09/2022
ESAS NO: 2022/159
KARAR NO: 2022/644
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/05/2023
İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ: 09/05/2023
KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 19/09/2022 tarih ve 2022/159 E – 2022/644 K kararına karşı süresi içinde davacı / davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:2022/159 Esas sayılı asıl dava dosyasında: Davacı vekili tarafından verilen 03/11/2021 tarihli dilekçesinde özetle; Sağlık Bakanlığı bünyesinde bulunan … Devlet Hastanesi için, Kamu İhale Kanunu kapsamında hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmelerin … Ltd. Şti. tarafından istihdam edilen işçilerin işyeri devri suretiyle başka şirketlerce de istihdam olunduğunu, nihayetinde sözleşmelerinin feshi esnasında doğan işçilik alacaklarının üst işveren sıfatıyla müvekkili kurumdan talep edildiğini, anılan ödemelerin müvekkili kurum tarafından yapılmasından itibaren yasal süreler içerisinde işçilik alacaklarını alan işçilerin çalışma süreleri boyunca işyeri devri gerçekleştiren tüm şirketleri davalı olarak göstermek suretiyle rücu davaları açıldığını, söz konusu davalardan birinin Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/323 Esas sayılı dosyası olduğunu, bu dava dosyada … Ltd. Şti.’ne tebligat yapılamadığını, ilgili şirketin TTK’nun geçici 7. maddesi kapsamında terkin edilmiş olduğunu mahkemece kendilerine bildirilmiş olduğunu, bu nedenle bildirilen dava dosyasının ilgili celselerinde verilen ara kararı gereğince işbu şirket için ihya davası açma zorunluluğu oluştuğunu belirterek müvekkili kurumun davacısı olduğu Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/323 E. Nolu dosyalarının davalısı olan … Ltd. Şti.’nin bu davalarda taraf teşkilinin sağlanması ve bu davalardan elde edilecek ilamın icrası bakımından ihyasına; yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Adana Ticaret Sicil Müdürlüğü vekilince verilen cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne kayıtlı olduğunu, öncelikle bu nedenle husumet yokluğu nedeniyle olmak üzere davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Diğer davalılar davaya karşı yasal süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş, duruşmalara katılmamışlardır.Birleşen İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/270 Esas 2022/325 Karar sayılı dosyasında:Davacı vekili tarafından verilen 05/04/2022 tarihli dilekçesinde özetle; Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/323 Esas sayılı dosyası üzerinden açtıkları … Ltd. Şti. hakkında devam eden bir davaları olduğunu, bu dava dosyada … Ltd. Şti.’ne tebligat yapılamadığını, adı geçen şirketin ticaret sicilinden terkin edilmiş olduğunun kendilerine bildirilmesi üzerine şirketin ihyası için dava açtıklarını, bu davanın görüldüğü Kayseri 1. Aşliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/159 Esas sayılı dosyasıyla görülen dava konusu ve tarafları aynı olan dosyada, her ne kadar dava dilekçesinde davalı olarak … Ltd. Şti.’nin tasfiye memurlarını taraf olarak göstermiş ise de 25/02/2022 tarihli tensip zaptının 15. nolu ara kararı gereğince ihyası istenen şirketin tasfiye memurları olan … ve … hakkında da birleştirme talepli dava açmak üzere iki haftalık süre verildiğini, verilen ara karar gereğince her iki dava arasında sıkı bir bağlantı bulunduğundan davaların birleştirilmesini ve Tasfiye Halinde … Ltd. Şti’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılara usulünce tebligat yapılmasına rağmen yasal süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş, duruşmalara katılmamışlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:Tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; “…Dosya kapsamına göre, TTK’nun 547. maddesi hükmü ve tüm beyan ve deliller birlikte dikkate alındığında; 11/09/2014 tarihinde şirketin yapılan genel kurulunda şirketin tasfiyesine ve tasfiye işlerini yürütmesi için … ve … ‘in tasfiye memuru olarak seçilmelerine karar verildiği, ticaret sicil müdürlüğü nezdinde 02/10/2014 tarihinde tasfiye girişinin yapıldığı ve 03/01/2015 tarihinde tasfiye kapanış tescilli ile de ticaret sicili kaydının kapatıldığı, davacı tarafından terkin edilen şirket aleyhine Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/323 Esas sayılı dosyası ile rücuen tazminat davasının ise 24/08/2021 tarihinde açıldığı, bu dava dosyasının halen derdest olduğu ve yargılamasının devam ediyor olmasından ötürü davacının, şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunmakta olup, açılmış bulunan işbu ihya davasının kabulü için yasaca aranan koşulların oluştuğu, eksik tasfiye işlemlerinin tamamlanabilmesi için yasal işlemlerin yapılıp tamamlanması gerektiği, bu işlemlerin yapılabilmesi için de kaydı silinmiş olan şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiği kanaatına varılmış olmakla; asıl ve birleşen dava dosyasında dava dilekçesinin “Davalılar” bölümünün 2. sırasında “Tasfiye Memuru/yönetim kurulu üyesi (mahkemece tespit olunacak)” şeklinde yazılmışsa da HMK’nun 119/1-b. maddesine uygun olarak bu yönde açılmış bir dava bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, ihyası istenen şirketin en son Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde kayıtlı olduğu, asıl davada ise Adana Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yönelik olarak dava açıldığı, ihyası istenilen şirketin adresi itibari ile Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yasal hasım olması nedeni ile HMK’nun 124. maddesi uyarınca asıl dava dosyasında davalı olarak gösterilen Adana Ticaret Sicil Müdürlüğü hakkında karar verilmesine yer olmadığına, asıl ve birleşen dava dosyasında davalı Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü, … ve … hakkında açılan davanın kabulü ile Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı iken 03/01/2015 tarihinde tasfiye kapanışı tescil edilen … Limited Şirketinin Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/323 Esas sayılı dava dosyası üzerinden devam eden davanın görülüp sonuçlandırılması ve infazı ile ilgili ek tasfiye işlemleri ile sınırlı olmak üzere ticaret siciline yeniden tescili ile ihyasına, 6102 sayılı TTK’nun 547/2. maddesi uyarınca ek tasfiye işlemlerinin yapılması için son tasfiye memuru ve ihyası istenen şirketin ortaklarından olan birleşen dosyada davalı … ‘in ve davalı … ‘ın ek tasfiye memuru olarak atanmaktan kaçınamayacağı değerlendirilerek tasfiye memuru olarak atanmalarına, Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/323 Esas sayılı dosyası ile rücuen tazminat davasının şirketin ticaret sicilinden terkin edilmesinden sonra açıldığı dikkate alındığında tasfiye memurlarının kusuru bulunmadığından tasfiye memurlarına emek ve mesaileri karşılığında her birine 750,00’şer TL ücret takdirine, bu ücretlerin ihyasına karar verilen şirketin mamelekinden karşılanarak tasfiye memurlarına verilmesine, kararın kesinleşmesini müteakip Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce tescil ve ilanına karar vermek gerekmiştir. Öte yandan, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğundan dolayı, tasfiye süreci sona ermeden tasfiye toplantısı yaparak şirketin sicilden terkinin sağlayan davalı tasfiye memurunun vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gereklidir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 03/06/2014 tarihli, 2014/7827 Esas ve 2014/10350 Karar sayılı emsal içtihadı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 11/12/2019 günlü, 2019/1184 Esas ve 2019/1548 Karar sayılı emsal kararı). Bu nedenle yargılama giderinin ve vekalet ücretinin davalı tasfiye memuru üzerinde bırakılmasına, ihyası istenilen şirketin adresi itibari ile Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yasal hasım olması nedeni ile HMK’nun 124. maddesi uyarınca asıl dava dosyasında davalı olarak gösterilen Adana Ticaret Sicil Müdürlüğü lehine vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Asıl ve birleşen dava dosyasında dava dilekçesinin “Davalılar” bölümünün 2. sırasında ” … Limited Şirketi Tasfiye Memuru/Yönetim Kurulu üyesi (mahkemece tespit olunacak)” şeklinde yazılmışsa da HMK’nun 119/1-b maddesine uygun olarak bu yönde açılmış bir dava bulunmadığından bu konuda KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, İhyası istenen şirketin en son Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde kayıtlı olduğu, asıl davada ise Adana Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yönelik olarak dava açıldığı, ihyası istenilen şirketin adresi itibari ile Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yasal hasım olması nedeni ile HMK’nun 124.maddesi uyarınca asıl dava dosyasında davalı olarak gösterilen Adana Ticaret Sicil Müdürlüğü hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, Asıl ve birleşen dava dosyasında davalı Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü, … ve … hakkında açılan davanın KABULÜ ile Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı iken 03/01/2015 tarihinde tasfiye kapanışı tescil edilen … Limited Şirketinin Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/323 Esas sayılı dava dosyası üzerinden devam eden davanın görülüp sonuçlandırılması ve infazı ile ilgili ek tasfiye işlemleri ile sınırlı olmak üzere ticaret siciline yeniden tescili ile İHYASINA…” şeklinde karar verilmiştir.Bu karara karşı davalılar … ve … vekilince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalılar … ve … vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkiller … ve … , kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne kayıtlı … Limited Şirketi adlı firmanın tasfiye ve terkin öncesi ortakları ve yasal usule göre gerçekleştirilmiş tasfiye ve terkin sürecinin de tasfiye memurları olduğunu, Sağlık Bakanlığı tarafından, işçilik alacaklarına yönelik olarak açılmış bulunan dava sonucunda ilamlı icra takibi nedeniyle yapılmış bulunan ödemelerle ilgili olarak tasfiye edilen şirkete karşı Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/323 Esas sayılı dosyasında açılmış bulunan rücu davasında, tasfiye halindeki şirkete yapılan tebligatların neticesiz kalması üzerine, nihayetinde şirketin ihyasına yönelik Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/159 Esas sayılı dosyasında Adana Ticaret Sicil Müdürlüğü, Kayseri Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Tasfiye halindeki şirketin tasfiye memurları ile yönetim kurulu üyelerine yönelik şirketin ihyası davası açılmış ise de, bu davanın HMK 119/1-b kapsamında usulüne uygun bir davanın açılmamış olması sebebiyle Sayın Mahkeme tarafından karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, davacıya verilen süre gereği, davalı tasfiye memurları hasım gösterilmek suretiyle genel yetki kuralı çerçevesinde İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/270 Esas sayılı dosyasında dava açılmış, ilgili davada, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasıyla birleştirme kararı verildiğini, ancak, hemen belirtmek gerekir ki, tasfiye memurları hasım gösterilmek suretiyle açılmış bulunan dava, yetkisiz mahkemede ikame edilmiştir. Tasfiye Memurlarından … ikameti, ” … ” asdresi olup, yetkili ve görevli Asliye Ticaret Mahkemesi, İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesidir. … ‘in adresi de, “… ” olup, yetkili ve görevli mahkeme, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, her iki tasfiye memurunun ikametgahı olmayan mahkemede açılmış bulunan davanın yetkisiz mahkemede açılmış olduğunu, ayrıca, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin birleştirme kararı da davalılara tebliğ edilmediğini, Anayasanın 36. Maddesinde, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 6. Maddesinde düzenlenen adil yargılanma ve mahkemelere erişim hakları da ihlal edildiğini, her ne kadar, davacı Sağlık Bakanlığı’nın şirketin ihyasına ilişkin olarak açmış bulunduğu davada hukuki menfaatinin bulunduğu iddia ve kabul edilmiş ise de, davanın hukuki menfaat yokluğu ile reddi gerektiğini, davacı Sağlık Bakanlığının, şirketin usulüne uygun olarak tasfiye ve terkininden çok sonra kendisi aleyhinde açılmış bulunan dava ve nihayetinde yapılan icra takibini dayanak göstererek rücuen tazminat talep etmesi de mümkün bulunmadığını, bir diğer mesele de, ihya davasına ilişkin beş/5 yıllık zamanaşımı süresi olduğunu, Ticaret Sicil kayıtlarının incelenmesinden, 11.09.2014 tarihinde şirketin yapılan genel kurulunda şirketin tasfiyesine ve tasfiye işlerini yürütmesi için … ve … ‘in tasfiye memuru olarak seçilmelerine karar verildiği, ticaret sicil müdürlüğü nezdinde 02.10.2014 tarihinde tasfiye girişinin yapıldığı ve 03.01.2015 tarihinde tasfiye kapanış tescili ile de ticaret sicil kaydının kapatıldığı görüldüğünü, davacı tarafından şirket aleyhine Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/323 Esas sayılı dosyasında rücuen tazminat davasının da 24.08.2021 tarihinde açıldığı anlaşıldığını, şirketin ihyasına ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar konulu Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/159 Esas sayılı dava 03.11.2021 tarihinde, tasfiye memurları hasım gösterilmek suretiyle İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/270 esas sayılı dava ise, 21.04.2022 tarihinde açılmış bulunduğunu, bu nedenle, şirketin ihyasına dair dava zamanaşımı nedeniyle reddi gerekmekte iken, aksi yönde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, ayrıca, ihya davasında, tasfiye memuru sıfatıyla hasım gösterilen müvekkiller aleyhine AAÜT gereğince aleyhe vekalet ücretine hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı müvekkillerin, tasfiye sürecinde tüm sorumluluklarını yasaya uygun olarak yerine getirdikleri, tasfiye sürecinin de yine usulüne uygun olarak gerçekleştirildiği açık olup, sürecin doğru işletilmediği ve sanki tasfiye süreci sona ermeden tasfiye toplantısı yapıldığı iddiası ile vekalet ücretine ve yargılama giderlerine müvekkiller aleyhine hüküm kurulması açıkça hukuka aykırılık teşkil ettiğini, mahkeme kararının tenfizi için kesinleşme şerhi alınması gerekli olduğunu, kesinleşme şerhinin alınmasıyla, mahkeme kararı ticaret sicil müdürlüğünce uygulanır ve şirket ihya edileceğini, ancak bu şirket ticari faaliyet yürütemeyeceğini, mahkeme tarafından yapılan ihya, geçici bir ihyadır ve amacı; sadece şirket malvarlığını tasfiye etmekten ibaret olduğunu, ihya edilen şirkete, ortakları tarafından bir tasfiye memuru atanacağını, şirketin malvarlığı devredildikten sonra şirket, tekrar sicilden terkin edileceğini, ancak, Sağlık Bakanlığı tarafından Adana 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne şirketin ihyası kesinleşmiş gibi bildirimde bulunulmak suretiyle işlem tesis edilmiş ise de, sayın Mahkemeniz tarafından da henüz kesinleşmemiş süreç nedeniyle kesinleşme şerhinin verilmemesi ve ticaret siciline bildirim yapılmaması gerektiğini, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/159 Esas, 2022/644 K. Sayılı ve 19.09.2022 günlü kararının istinaf yargılamasının yapılarak kaldırılmasına, ayrgılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan istinafa cevap dilekçesinde özetle;. Yerel mahkemece davanın reddi yönünde verilen karar yerinde ve hukuka uygun olduğundan, işbu sebeple davalı vekilinin istinaf sebeplerinin tarafımızca kabulü mümkün olmadığını, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Asıl ve birleşen dava dosyalarında dava; tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edildiği iddia edilen … Limited Şirketi’nin derdest dava dosyasından kaynaklı davası nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir.HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, istinaf edilen nihai kararda ayrıntıları yazılı açıklama, yasal sebep ve gerekçelere göre, mahkemece delillerin değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, mahkemece yapılan tespit ve değerlendirmelerin dosya içeriğine ve mevzuata uygun olduğu, mahkemenin kanıtları taktirinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, dolayısıyla istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilerek, yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle ve HMK’nun 355. Maddesi gereğince istinaf başvurusu sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda söz konusu istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden ilk derece mahkemesinin istinafa konu edilen nihai kararının HMK’nun 353/1-b.1.maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu değerlendirilerek davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin istinafa konu edilen 19/09/2022 tarih ve 2022/159 E – 2022/644 K sayılı nihai kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcı istinaf eden davalılar … ve … den peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davalılar … ve … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ve istinaf kanun yoluna başvurma harcının kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 302/5.maddesi gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin; harç tahsil işlemlerinin, HMK’nın 359/4.maddesi gereğince işbu kararın taraflara tebliği işlemlerinin yapılması ve varsa artan gider avansının ilgili tarafa iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme ile,HMK 361/1 uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/05/2023